Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/712 E. 2022/816 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/712 Esas
KARAR NO:2022/816

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ:15/10/2021
KARAR TARİHİ:13/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacısı bulunduğu—Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, — sayılı dava dosyasında,—-tarihindeki duruşmada verilen ara kararında,— depo bedelinin — günlük — olarak hesaba yatırılmasına karar verildiğini, taraflarınca açılan davanın usulden reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, talepleri üzerine taraflarınca yatırılan depo bedelinin
iadesine karar verilerek, davalı bankanın ilgili şubesine mahkemece yazılan—tarihli yazıda açıkça “davacı —– tarafından —tarihinde,— müşteri numaralı,—- hesap numarasından, mahkememizin —Esas sayılı dosyasına depo bedeli olarak —-numaralı hesabına yatırılan
—-yatırıldığı tarihten günümüze — günlük—-hali
ile birlikte tüm bedelin davacı —- numaralı hesabına iadesine mahkememizce karar verilmiştir.” şeklinde belirtildiğini, müvekkilinin mahkeme yazısında belirtilen —tarihinde işlemiş net faiz miktarı—- ile beraber toplam — olarak davalı banka tarafından yatırıldığını, davalı bankanın,
yaklaşık—sene içerisinde ilgili mevduata uyguladığı faiz oranları incelendiğinde, genelde
kamu bankalarının ve özelde davalı bankanın— gün vadede fiilen uyguladığı faiz oranlarının oldukça altında, — bile altında bir faiz oranını ilgili mevduata uyguladığının
görüldüğünü, —aldıkları verilerle—vadeli mevduatlara geçmiş dönemde ay ay uyguladığı faiz oranları ile hesaplama yapıldığında, olması gereken net faiz birikiminin davalı bankanın hesaba yansıttığı net faiz toplamının—-
da fazla olması gerektiğinin anlaşıldığını,—ayında —- kayıtlarına göre kamu bankalarının uyguladığı azami faiz oranının, bir aylık vadeli mevduatlar için;—vadeli mevduatlar için; —iken, davalı bankanın ilgili mevduata sadece—- oranından faiz uyguladığını, yine aynı şekilde — tarihinde, —-kayıtlarına göre, kamu bankalarının uyguladığı azami faiz oranının, —aylık vadeli mevduatlar için; —-iken, davalı bankanın ilgili mevduata sadece—oranından faiz uyguladığını, davalı bankanın mevduatın yatırıldığı şubesince, faiz oranlarının ve dolayısıyla faiz
nemalandırılmasının eksik yapılmasından dolayı — verileri baz alınarak taraflarınca yapılan hesaplamada müvekkilinin yaklaşık — zarara uğradığını, mahkemece
yaptırılacak — incelemesiyle ilgili tutarın tespit edileceğini, müvekkilinin yatırdığı paranın ülke şartlarının getirdiği enflasyonun bile çok altında nemalandırılarak satın alma gücü açısından değer kaybettiğini, — kayıtlarına göre, paranın yatırıldığı—tarihinde enflasyona göre güncellenmiş aynı satın alma tutarının — olduğunu, tüm bu anlatımlar ışığında taraflarınca davalı bankanın ilgili şubesine —tarihinde yazılı olarak müracaat edildiğini ve ilgili mevduat hesabına uygulanan faiz oranlarının tekraren yeniden hesaplanmasını ve eksik ödenen — faiz miktarının müvekkiline ödenmesinin talep edildiğini, davalı banka tarafından taleplerinin ret edildiğini, fazlaya ilişkin
her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, davalı tarafça — ara kararı gereği müvekkili— tarafından — tarih
ve — hesap numarasından,—–dosyasına depo bedeli olarak—numaralı hesabına yatırılan —yatırıldığı tarihten, davalı banka tarafından ödemenin yapıldığı— tarihe kadar işlemiş —günlük kırık vadeli banka faiz
oranına göre yapılan hesaplamada eksik olarak ödenen şimdilik —faiz tutarının,öncelikle belirlenerek müvekkiline söz konusu bedelin, taraflarınca idareye yapılan başvuru
tarihi olan— tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri, avukatlık ücreti ve mahkeme masraflarının da
davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı — tarafı olduğu —sayılı dava dosyasından verilmiş olan karar ile — müvekkili banka hesaplarına depo edildiğini, depo edilen bedelin faizi ile birlikte —- olarak davacıya ödendiğini,
uyuşmazlığa konu vadeli hesabın —Asliye Hukuk Mahkemesi adına Sayın Mahkeme tarafından açıldığını, davacı ile müvekkili banka arasında vadeli hesap açılmasına dair herhangi bir sözleşme ilişkisi ve hesap, mudi ilişkisinin bulunmadığını, bu sebeple müvekkili bankaya karşı davacı tarafından bu davanın açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu,—- tarafından çıkartılan
— tarih ve 104-1 sayılı Genelge ile tüm adli yargı yerlerinde elde edilen mahkeme emanet paraları ilgili genelge tarihinden itibaren şubelerinde açtırılacak olan hesaplara yatırılması gerektiğinin belirtilmekte olduğunu, mevcut uygulamaya ilişkin tereddüt edilen hususları netleştirmek amacıyla 104-1 sayılı genelgeye ilave olarak —-
sayılı yazılarının yayımlandığını, buna göre, vadeli hesapların faiz oranları ile ilgili olarak —-ve müvekkili —- bildirdiği ve şubelerinde ilan edilen bir aya kadar vadeli
mevduatlara uyguladıkları tabela faizleri (müvekkili banka cari faiz oranı) referans faiz olarak
belirlendiğini ve bu oranlardan en yüksek olanından az olmamak üzere nemalandırılması
hususunun ifade edildiğini, söz konusu hesaba yapılan fiyatlamaların bu kapsamda yapılmakta
olduğunu ve mevduat fiyatlamalarının piyasa koşullarına, mevduatın vadesine ve miktarına göre farklılaşabilmekte olduğunu, müvekkili bankanın söz konusu hesabın açıldığı tarihte yürürlükte olan—-sayılı tebliğleri doğrultusunda işlemlerini yürüttüğünü ve Mevduat Faiz Oranları başlıklı 3.
maddesinde belirtilen “bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranları serbestçe belirlenir.” hükmü doğrultusunda, Sayın Mahkeme hesabına da tebliğ kapsamında,taraflar arasında aksi bir anlaşma da bulunmadığından,— bildirilen oranlar üzerinden faiz işletildiğini, bankaların—tebliği, yönetmeliği kapsamında faiz
oranının serbestçe tespit, hak ve yetkisinin bulunmakta olduğunu, aksinin kabulünün mevzuata aykırı olduğunu, —- sayılı tebliği ile bankaların mevduat ve kredi
işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını vade ve türlerine göre serbestçe tespit etmeleri ve bu faiz oranlarını —bildirmelerinin esasının getirildiğini, söz konusu hesaba
da tebliğ kapsamında, taraflar arasında aksi bir anlaşma da bulunmadığından — bildirilen cari mevduat faiz oranlarının uygulandığını, bu işlem tamamen yasaya
uygun olarak yapılmış olup, müvekkili bankaya yüklenebilecek husumet veya kusur
bulunmamakta olduğunu, bu sebeple davacının faiz ödemesinin gerekenden çok daha düşük
olduğu iddiasının isabetsiz olduğunu, müvekkili bankanın söz konusu faiz uygulamasını mevcut yönetmeliklere ve hukuka uygun bir şekilde yaptığını, Sayın Mahkeme adına açılan vadeli hesapta müvekkili bankanın uymakla yükümlü olduğu tek hususun vadeli hesabın zamanında açılması ve —- bildirilen oranlar üzerinden faiz işletilmesi
olduğunu, müvekkili bankanın sorumluluğunu yerine getirdiğini, savunarak, davaya konu
edilen hesabın— Mahkemesi adına açılmış bir hesap olması
ve davacı ile müvekkili banka arasında imzalanmış herhangi bir sözleşme olmaması nedeniyle davanın öncelikle husumetten reddine, Sayın Mahkemece aksi kanaatte olunması halinde söz konusu hesaba müvekkili bankaca—-bildirilen oran uygulandığından ve söz konusu işlemin mevzuata uygun olması nedeniyle davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ön alım bedeli olarak davalı bankaya depo edilen paranın —-Asliye Hukuk Mahkemesi kararına uygun olarak nemalandırmaması sebebiyle bakiye nemalandırma bedelinin davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, davalı tarafça — Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ara kararı gereği ön alım bedeli olarak —-sayılı dosyasına depo bedeli olarak yatırıldığını ve mahkemece yatırılan bedelin — günlük kırık vadeli banka faizoranına göre nemalandırılmasına karar verildiğini,—tarafından açılan davanın usulden reddine karar verildiği ve depo bedeli olarak bankaya yatırılan paranın iadesine karar verildiğini, davalı banka tarafından nemalandırmanın eksik yapıldığını, bakiye namelandırma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—- Esas sayılı dosyası—- üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —tarihleri arasında — günlük — vadeli banka faiz oran bilgileri celp edilmiş, —- davacının kayıtları celp edilmiş,—raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı olması sebebiyle davanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Mahkememizce görev husus öncelikli olarak incelenmiştir.Burada Ticaret mahkemelerinin görevi ile ilgili bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir.
Somut olayda,—- yazılan müzekkere cevapları dikkate alındığında davacı — tacir olmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının tacir olmadığının gelen müzekkere cevapları ile sabit olduğu, dosyaya konu ön alım bedeli olarak davalı bankaya depo edilen paranın —kararına uygun olarak nemalandırmaması sebebiyle bakiye nemalandırma bedelinin tahsili talebine ilişkin olduğu, eldeki dava da nispi veya mutlak ticari dava şartlarının bulunmadığı, mahkememizin görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna mahkememizce kanaat getirilmiş, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davaya konu uyuşmazlığı incelemeye görevinin —Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğundan MAHKEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Karara karşı —hafta süresi içinde kanun yoluna başvurulmaz ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulur ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren—hafta içinde kararı veren mahkemeye talep edenin başvurup talepte bulunması halinde dosyanın görevli—Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine; süresi içerisinde talepte bulunulmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin talep edene ihtarına (ihtar edilemedi)
4-Kararın taraflara tebliğinin masrafının davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına,
5-6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu m.331/2 uyarınca yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verileceğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davaya görevli mahkemece devam edilmezse ve talepte bulunulursa yargılama giderleri ile ilgili karar verileceği hususunun talep edene ihtarına (ihtar edilemedi)
7-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,Dair, kararın tebliğinden itibaren— hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile —Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.