Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/710 E. 2022/727 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/710 Esas
KARAR NO: 2022/727
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/06/2020
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin——- konusunda ihtisaslaşmış birkaç firmadan biri olduğunu, —- hacze gelen— vekili dosya borçlusu———- hacze gelmesi gerekirken —-müvekkili işyerinde ——hukuki ve cezai itirazlarına rağmen muhafaza altına aldığını, muhtelif ————- bozularak muhafaza altına alındığını, haciz ve muhafaza tutanağından açıkça belli olacağı üzere her türlü ——— ürünlerin faturaları sunulduğu halde hukuki ve cezai sorumluluğu üstlenen vekil vasıtasıyla mallar muhafaza altına alındığını, müvekkilinin mağdur olduğunu beyanla, yapılan haksız ve hukuka aykırı işlemlerden ötürü belirsiz alacaklarından şimdilik —- maddi, ——– manevi tazminatın işlem tarihinden itibaren reeskont faizi işetilmesine ve usulsüz haciz tutanağının iptaline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ——- iddiasında bulunan 3. Şahız olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını ve yetkili mahkemelerin——–mahkemeleri olduğunu, haciz işleminin müvekkilinin haklı olan alacağına kavuşması için ve mağduriyetinin önlenmesi amacıyla gerçekleştirildiğini, yapılan haciz işleminin hukuka uygun olduğunu, haciz işlemi için gidilen adresin borçlu şirketin resmi —- adresi olduğunu ve bu adreste şirketin ve yetkilisinin evraklarının görüldüğünü, —- tarihinde takip borçlusu —–kayıtlı resmi adresinde haciz ve muhafaza işlemi uygulandığını, olayda sorumluluklarının olmadığını, tarafları aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi için taraflarının kötü niyetli ve ağır kusurlu olması gerektiğini, bütün bu nedenlerle, davanın ve karşı tarafın tüm taleplerinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyanın safahatı incelendiğinde; ilk olarak açıldığı —– sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verildiği, usulüne uygun gönderme talebine istinaden dosyanın mahkememize tevzi edildiği ve– sayısına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş,—–celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —- davacının ——— celp edilmiş—– tarihli bilirkişi heyeti raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, “…Somut olay yönünden alacaklıya (davalıya) zarar vermek kastı ile davacı ile dava dışı işletme arasında bir organik bağın varlığından söz edilemeyeceği, sayın mahkemenin de bu kanaatte olması halinde, davacı, davalı——değerlendirilmektedir…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Davacı vekili, —- tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini ——-çıkartmış, harcını tamamlamış ve ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür.
Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.’nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK’nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Haciz işleminin borçlu olmadığını bildiği veya borçluya ait olmadığını bildiği kişi ve eşyaya yönelik yapılması durumunda haksız haciz söz konusu olur. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Maddi tazminat yönünden ise; davalı tarafın ağır kusuru aranmayacak olup, Borçlar Kanunu 49. Maddesi gereğince zarar belirlenmesi yapılacaktır.
TBK 50 maddesinde; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” denilmektedir. İİK Madde 97/a maddesinde ise;” Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya ———- icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer. İstihkak davacısı malı ne suretle iktisap ettiğini ve borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve hadiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir. ” denilmektedir.
Somut olayda, davalı tarafından —- sayılı takip dosyasında dava dışı-borçlu—- tarihide haciz işlemi tatbik edilmiş, davacı şirket tarafından haciz esnasında istihkak iddiasında bulunulmuştur. Haciz sırasında dava konusu taşınır mallar muhafaza altına alınmış ve yedimine tevdi edilmiş, davalı-alacaklının talebiyle haciz ve muhafaza işleminden iki gün sonra —– tarihinde yediemindeki malların dava dışı-borçlu—-teslimi istenilmiş ve —– tarihinde dava konusu taşınır mallar dava dışı-borçlu——yetkilisine teslim edildiği görülmektedir. Davacı şirket tarafından İİK 97 maddesi gereği istihkak iddiası sebebiyle takibin taliki yönünden — dava açılmış, ——– Karar sayılı ilamı ile davacı şirketin talebinin kesin olarak reddine, takibin devamına karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, davacının maddi tazminat talebi yönünden haczin haksız olduğunu ispat etmesi gerekmekte olup, manevi tazminat talebi yönünden davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı da kanıtlanmalıdır. Dosya kapsamına celp edilen bilgi ve belgeler, icra dosyası evrakları dikkate alındığında davacı şirket ile dava dışı-borçlu —- sicil kayıtlarında aynı adresin bulunduğu, davacı şirketin takibe konu alacaktan sonra kurulduğu, —- tarihi haciz tutanağında belirtildiği üzere dava konusu iş yerinde dava dışı-borçlu —–birden fazla ——- rastlandığı, dava konusu taşınır malların yedieminden çok kısa bir süre sonrasında dava dışı-borçlu —-yetkililerinin teslim aldığı dikkate alındığında davacı ile dava dışı-borçlu —- birlikte hareket ettiği, davacı şirketin istihkak iddiasının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Esasen —— Karar sayılı ilamında da aynı tespitlerin yapıldığı anlaşılmaktadır. ———-yapılan kontrollerde davacılar tarafından davalıya karşı İİK 99 maddesi kapsamında açılmış bir istihkak davasının olmadığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin dava konusu iş yerinde yapılan haczin haksız olduğunu ispat edemediğine kanaat getirilmiş, davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.——-
Hemen belirtmek gerekir ki, taraf iddia ve savunmaları, celp edilen evraklar dikkate alındığında dava konusu taşınır mallar davacı şirkete ait olduğu iddia edildiğinden, davacı şirketin ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunması sebebiyle davacı şirket yetkili ——- haksız haciz sebebiyle maddi ve manevi zarara uğraması mümkün olmadığından eldeki davayı açmakta aktif husumetinin de olmadığı anlaşılmış, sonuç itibariyle davanın reddi yönünden değişikliğe sebebiyet vermeyeceği nazara alınarak gerekçede belirtilmekle yetinilmiştir.
Her ne kadar davacının kazanç kaybı tespiti yönünden mali müşavir bilirkişi heyete dahil edilerek ilgili dönemde şirketin kar edip etmediğinin incelenmesi gerekmekte ise de, davacı tarafça haczin haksız olduğunun ispat edilemediği anlaşılmakla, anılan husus değerlendirmeye alınmamış, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70-TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 512,33-TL harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 2.500,00-TL harç olmak üzere toplam 3.012,33-TL harçtan mahsubu ile artan 2.931,63‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.360,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Maddi tazminat yönünden; Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden; Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerinin karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— ——– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/09/2022