Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/70 E. 2023/368 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/70 Esas
KARAR NO : 2023/368

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından imal edilen ürünlerin davalı şirkete satılması hususunda taraflar arasında 08.10.2019 tarihli satış sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşme kapsamında satın alınacak ürünler ile ilgili olarak davalı şirket tarafından müvekkili şirkete iletilen 7 ayrı sipariş formunda yazılı olan ürünlerin 8 adet fatura karşılığında davalı şirkete teslim edildiğini, ilgili faturalara davalı şirket tarafından bir itirazda bulunulmadığını ve her iki tarafın ticari defterlerine işlendiğini, faturalardan kaynaklı “TL” para cinsinden kesilen fatura bedellerinden kaynaklanan 217.769,12TL tutarındaki bakiye cari hesap alacağının tahsili için davacı tarafından davalı aleyhine—– İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, “Euro” para cinsinden kesilen fatura bedelinden kaynaklanan 102.706,64 Euro tutarındaki bakiye cari hesap alacağının tahsili için ise —–İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından her iki icra takibine de itirazda bulunduklarını, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında akdedilen 08.10.2019 tarihli satış sözleşmesinin 21.maddesi gereğince davalı şirket yetkilisi —– davalı şirketin sözleşmeden kaynaklanan borçlarını garantör sıfatıyla yüklenmiş olduğundan icra takiplerinde borçlu olarak gösterildiğini, icra takiplerinden sonra 17.08.2020 tarihinde 30.000 Euro ve 28.08.2020 tarihinde 35.000 Euro’nın davalı şirket tarafından müvekkiline ödendiğini, bu ödemeler sonrasında müvekkilinin Euro faturasından kaynaklı alacağının 38.706,64 Euro’ya düştü yine yapılan 65.000 Euro’luk ödemeden sonra davalılardan —— 05.10.2020 tarihinde davalı şirkete ait mail uzantısı üzerinden müvekkili şirket yetkilisine iletmiş olduğu e- posta ekinde yer alan, her iki davalının da imzasını içeren bakiye borcun tasfiyesine ilişkin 05.10.2020 tarihli “Ödeme Protokolü” başlıklı belge içeriği ile de davalıların müvekkili şirkete borçlu olduklarını açıkça ikrar ettiklerini beyanla, davalılarının itirazının iptali ile takiplerin devamına, TL’ye ilişkin asıl alacağa %10 ve değişen oranlardaki avans faizi uygulanmasına, Euro’ya ilişkin asıl alacağa yıllık değişen oranlarda devlet bankalarının Euro para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden faiz işletilmesine, alacağın %20’sinden Aaşağı olmamak üzere İcra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin dava konusu sözleşmeye ve sipariş formlarına konu malları süresi içinde ve sözleşmeye uygun olarak bir çok ürünü teslim etmediğini, sözleşmede 1250 adet olarak kararlaştırılan ve 122.967,59 Euro bedelli—- olarak tabir edilen ürünün ise sözleşmeye aykırı olacak vasıfta teslim edilmeye çalışıldığını, sözleşme ile teslimini yükümlendiği —— yerine etiketlerini değiştirmek sureti ile başka bir ürün teslim Ettiğini, bu nedenle davacının sözleşme ile yükümlendiği ana edimi olan sözleşmeye uygun ürün teslim etme yükümlüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle davacı tarafın icra takiplerinin ve davaya konu alacak iddialarının hukuki dayanaktan yoksun ve açıkça kötüniyetli olduğu hususunun sabit olduğunu, davacı taraf ile davadan önce hesap mutabakatı yapıldığını ve —– nolu müvekkili tarafından da davacı tarafa bu mutabakat gereği ödemenin yapıldığını, davacı tarafın huzurdaki dava ile altında imzası olan mutabakatı yok sayarak dürüstlük ilkesine, ticari teamüllere, iyi niyet kaidelerine aykırı olarak sebepsiz zenginleşme teşkil edecek şekilde alacak iddiasında bulunduğunu beyanla, haksız davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava; taraflar arasında davacı şirket tarafından imal edilen ürünleri davalı şirkete satılması konusunda 08.10.2019 tarihli satış sözleşmesi uyarınca düzenlenen sipariş formu ve ardından faturalar ve cari hesap bakiyesi uyarınca başlatılan takibe vaki İtirazın İptali davasıdır.
Dosya içerisinde ki —–. İcra Müdürlüğünün ——esas sayılı takip dosyasının incelenmesi sonucu davacı şirket —–Tarafından davalı borçlular —– hakkında cari hesap ve 08.10.2019 tarihli satış sözleşmesinden kaynaklı olarak 103.706,64 EURO asıl alacak ile—–. İcra Müdürlüğünün—– esas sayılı dosya nedeni ile yine aynı davalı borçlular hakkında 217.769,12 TL asıl alacak için başlatılan ilamsız takiplerin nedeni ile davacı tarafın haklı olup olmadığı hususlarıdır.Taraflar arasında ki uyuşmazlık; satış sözleşmesi uyarınca davacı firma tarafından toplam 8 adet fatura edilen ürünlerin sözleşmede ki süresinde ve sözleşmeye uygun olarak teslim edilip edilmediği, sözleşmede ki ürünler yerine başka ürünlerin teslim edilip edilmediği, dava konusu edilen faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadıkları, davalılardan —–sözleşmenin 21.maddesi uyarınca garantör olarak yer alması nedeni ile taraf sıfatının olup olmadığı ve başlatılan her iki takibin haklı olup olmadığı hususlarıdır.
Dosya içerisine teknik bilirkişi heyeti tarafından rapor ve ek rapor alınmıştır.

Yapılan yargılama sonucu; davacı tarafın 2019 ve 2020 ticari defter ve kayıtları incelenmiş, TTK 64 – 66, VUK 220-226.maddelerine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin tam olduğu, bu haliyle davacı taraf lehine delil vasfında olduğu kabul edilerek ticari defter ve kayıtları uyarınca davacı tarafın 217.769,12 TL asıl alacak ile 103.706,64 EURO alacaklı olduğu görülmekle icra takibinden sonra davalının 65.000,00 EURO ödeme yaptığı, bu haliyle davacı tarafın bakiye olarak 38.706,64 EURO alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafın 2019 ve 2020 ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu yine TTK 64-66, VUK 220-226.maddelerine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin tam olduğu, bu haliyle davalı lehine delil kabiliyeti bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı şirket kayıtlarına göre 10.08.2020 icra takip tarihi itibariyle davacı şirkete 871.394,47 TL borçlu olduğu, icra takibinden sonra yapılan 259.692,00 TL ve 302.823,50 TL ödemelerden sonra dava tarihi itibariyle davacıya cari hesap bakiyesi olarak 308.878,97 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan satım sözleşmesinin 15.maddesine göre sözleşmenin ve eklerinin uygulanmasından doğacak ihtilaflarda münhasıran davacı defter ve kayıtlarının kesin delil olacağı kararlaştırılmış olduğundan her iki tarafın ticari defterleri arasında farklılık olduğu, bu durumda davacı tarafın ticari defter ve kayıtları kesin delil gücüne sahip olacağında mahkememiz tarafından davacı tarafın defterleri esas alınmıştır. Sözleşmenin 21.maddesi uyarınca davalının şirket yetkilisi ve aynı zamanda sahibi veya ortağı sıfatıyla Garantör olarak sorumlu olacağı belirtildiğinden asıl borçlu davalı şirket gibi Garantör’ünde sözleşme yükümlülüklerinden sorumlu olduğu kanaatine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
—- İcra Müdürlüğü’nün—— sayılı takip dosyası yönünden 217.769,12 TL Asıl Alacak için davalılar yönünden takibin devamına ,takip tarihinden tahsil tarihine kadar değişen oranlarda Avans Faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit olduğundan %20 İcra İnkar Tazminatının KABULÜNE
3—– İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı takip dosyası yönünden 38.706,64 Euro için takibin devamına ,takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Euro için—— tarafından bir yıllık vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz uygulanmasına
4- Alacak likit olduğundan %20 İcra İnkar Tazminatının KABULÜNE
5- Karar harcı 38.411,03 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.047,58 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 4.466,33 TL peşin harcın mahsubu ile 29.897,12‬ TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
6- Davacı tarafından yatırılan 4.047,58 TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7- Davacı tarafından yapılan, 4.000,00-TL bilirkişi ücreti, 59,30 TL başvurma harcı, 172,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 4.231,30-TL’nin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca 79.853,51-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
10- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
11- Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,İlişkin olarak davacı ile e duruşma ile katılan davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde—— Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.