Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/699 E. 2023/4 K. 09.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/699 ESAS
KARAR NO: 2023/4
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/10/2021
KARAR TARİHİ: 09/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— tarihinde müvekkilim, sevk ve idaresinde bulunan —- plaka sayılı aracı ile —-İstikametinden—– istikametine doğru seyir halinde iken —– mesafede karşı istikametten sürücü —- sevk ve idaresindeki ——çarpışmaları sonucu çift taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana gelmiştir. Meydana gelen kazada müvekkilim ağır şekilde yaralanmıştır. Müvekkilim ——- tedavi görmüştür. Davanın safahatında rapor alındığında davacı müvekkilin maluliyet oranı (geçici ve kalıcı iş göremezlik) açığa kavuşacaktır. Kaza ile ilgili olarak kaza tespit tutanağı ekte sunulmuştur. Kazaya sebebiyet veren ——– plakalı araç olup müvekkil ise meydana gelen kazada kusursuzdur. Kazaya neden olan aracı sigortalayan davalı sigorta şirketi, kaza tarihindeki poliçe üst limiti ile sınırlı olmak kaydı ile ve sigortalısının kusuru oranında müvekkile tazminat ödemekle yükümlüdür. —– aracın davalı —– kaza tarihini kapsar —- vardır. Poliçe aslının istenmesi talep olunmaktadır. Müvekkilimizin belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile bu maluliyete tekabül eden maddi zararının davalı sigorta şirketinden tazmini talep olunmaktadır.—- kabul edilen 6704 sayılı yasanın MADDE 5- 2918 sayılı Kanunun 97 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.“MADDE 97- Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” gereğince davalı ——- tarihinde yazılı başvuruda bulunulmuştur. Davalı tarafından 15 günlük yasal süre içerisinde verilen cevapta birtakım eksik evrak bildiriminde bulunulmuş ve bu evrakların içerisinde sağlık kurulu raporuna da yer verilmiştir. Ancak kaza tarihi dikkate alındığında kesin ve tam rapor alınabilmesi, tedavi sürecinin bitmesi ve en azından kaza tarihi üzerinden 1 yıl geçmesi ile mümkündür. Tüm bu sebeplerle kazanın üzerinden 1 yıl geçmemiş olması ve tedavi süreci halen devam eden müvekkilin herhangi bir sağlık kuruluşundan ivedi şekilde alacağı rapor davacı müvekkilin hak kaybına uğramasına sebep olacaktır. Sayın mahkemenizce yazılı başvurumuza verilen cevabın, ilgili yasa maddesinde yer alan “…15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması“ olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle —- tarihinde hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuğa başvurulmuş, —- tarihinde gerçekleştirilen toplantı neticesinde davalı ——— görüşmeler olumsuz sonuçlanmış ve anlaşma sağlanamamıştır. Ekte —– —- dosya numarası —— arabuluculuk numaralı tutanaklar yer almaktadır. (Arabuluculuk tutanağı taraflarca e-imzalı olarak tanzim edilmiş olup arabuluculuk tutanağının e-imzalı aslı işbu dilekçemiz ekinde sunulmaktadır.) Tüm bu sebeplerle yazılı başvuru şartını ve arabuluculuk dava şartını yerine getiren davacı müvekkil adına işbu davayı açma gereği hasıl olmuştur. İkame ettiğimiz dava Hukuk Muhakemeleri Kanunun Belirsiz alacak davası başlıklı 107. maddesi gereğince belirsiz alacak davası olup, davanın gerçek değeri belirli olduğunda eksik harç tarafımızca ikmal edilecektir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun Belirsiz alacak davası başlıklı 107. maddesinde; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” denmektedir. Müvekkilime ait alacak miktarı açıkça belirlenebilir nitelikte olmadığından alacağımızın tespiti bilirkişi incelemesi gerektirdiğinden uyuşmazlık konusu bütün alacak için zaman aşımını kesmek ve ileride tespit edilecek bütün alacağa temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesini temin etmek amacıyla belirsiz alacak davası niteliğinde yukarıda anılan kanun maddesinden yararlanarak iş bu davayı açmış bulunmaktayız. Fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydı ile müvekkilimiz için —- kalıcı iş göremezlik tazminatı, —- geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam —– maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden sigortalısının kusuru oranında tahsili ile müvekkilimize ödenmesine, Dava masrafları ve vekalet ücretlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, Dava şartı olan arabuluculuk aşamasında davacı müvekkili temsil ettiğimizden ötürü tarafımız lehine arabuluculuk vekalet ücretinin de hükmedilmesine karar verilmesine” şeklinde iddia ve dava etmiştir.
Davacı vekili,—- tarihli feragat dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, arabuluculuk ücretinin davalı tarafın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacı vekili tarafından,—–adına maluliyeti sebebiyle için şimdilik —- sürekli iş göremezlik ve —- geçici iş göremezlik tazminatı talepli huzurdaki dava ikame edilmiştir. Yapılan talep, haksız ve hukuka aykırı olup reddi gereklidir. Şöyle ki; —- plakalı kazaya karışan araç müvekkil şirkete—– tarihleri arasında geçerli olmak üzere ——-sigortalıdır. İşbu poliçeden dolayı sorumluluğumuz, sigortalımızın kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda şahıs başına azami ——– sınırlıdır. Poliçe limitini bildirmemiz davayı ve iddiaları kabul anlamında değildir. Poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğumuz poliçe limitiyle sınırlı olup, keza masraf ve vekâlet ücreti sorumluluğumuz da bu miktara isabet eden oranlarda olacaktır. Poliçe limiti maktuen ödenecek rakam değildir. Hiçbir surette işbu davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; —— sorumluluk sigortası olup, bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanması amaçlanır. Huzurdaki davanın öncelikle “dava şartı eksikliği” sebebiye usulden reddi gerekmektedir. ——— tarihli değişiklikle sigorta şirketine başvuru yapılırken zorunlu olan evrakları saymıştır. —– tarihli genel şartlar ıcabı tazmınat hesaplamasında esas alınacak sağlık raporunun, “özürlülük ölçütü, sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu” olması gerekmektedır. Mahkemeniz tarafından kazazedenin ——-göre özür oranının tespiti gerekmektedir. Davacıda maluliyetin tespiti için dosyanın ——göre rapor vermeye yetkili bir hastaneye tevdi edilmesi gerekmektedir. —— Kanunu’nun 16/2 maddesi “c” bendi gereğince; ———meslekte kazanma gücü kaybı” konusunda bilimsel ve teknik görüşlerini mahkemelere bildirmekle görevlidir. Ayrıca —— güncel içtihatlarında da genel şartlardan bağımsız olarak “kaza tarihi itibarı ile” yürürlükte olan yönetmeliğe göre sakatlık oranının tespit edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Somut olayımızda da kaza tarihi itibarı ile yürürlükte olan yönetmelik —— olup, ilgili rapora göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Aşağıda güncel —– paylaşmaktayız: Zira maluliyet oranının tespiti teknik bir konu olup, hakimlerce takdiri mümkün değildir. Oranının doğruluğu teyit ettirilmeden kabul edilmemelidir. Müvekkil şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerekmektedir. Meydana gelen kaza nedeniyle geçici taleplerden müvekkil şirket sorumlu tutulamaz. Zira bu hususta sorumluluk sosyal güvenlik kurumuna aittir. Bu nedenle geçici iş göremezlik talebine itiraz etmekteyiz. karşı tarafça sunulan raporda (kabul anlamına gelmemekle beraber) tespit edilen geçici bakım süresine ilişkin olarak yapılan tespite katılmamaktayız. Geçici iş göremezlik süresi fahiş olup, bu hususta yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi ve yerleşmiş Yargıtay kararları gereğince, yeterli ve gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirketimize müracaat tarihinden öncesinde şirketimizin temerrüdü söz konusu olmamaktadır. Sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren (8) işgünü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihlerden öncesi için faiz sorumluluğumuz da bulunmamaktadır. Aynı zamanda başvuru dilekçesinde bahsi geçen faizle ilgili olarak; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, Davacı vekilinin talep etmesi gereken faiz yasal faizdir. Yukarıda sunulan nedenlerle; müvekkil sigorta şirketi aleyhine ikame edilen işbu davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini” şeklinde iddia ve talep etmiştir.
Davalı vekili, —— tarihli feragat dilekçesi ile davacı taraf ile sulh olunduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat davasıdır.
Davacı vekilinin —– tarihli dilekçesi davadan feragat ettiğini, davalı yan lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
HMK 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90TL harcın, davacı tarafından yatırılan 59,30TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 120,6‬0TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30TL harcın DAVACININ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığı anlaşıldığından taraflarca yapılan yargılama kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Dair, taraf vekillerinin yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/01/2023