Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/695 E. 2021/898 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/695 Esas
KARAR NO : 2021/898

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Zayi Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacının dava dilekçesinde özetle;—– kayıtlı davacı ….—– adedi (%12,5), —- 37,50 hisse adedi (%37,5), şikayet olunanlar—– adedi (%25) ve son olarak—– 25.00 (%25) hisse adedi bulunduğu, şirketin yönetim kuruluna; hissedarlardan—- 08.11.2022 tarihine kadar seçildiği, bu tarihten sonra şirketin tüm temsil, ilzamı ve işleyişi şirket genel kurul kararıyla bu kişilere devir ve emanet edildiği, 08.09.2021 tarihli genel kurul kararıyla şirketi temsil ve—— kurulu görevini yürütürken yaptığı usulsüzlükler akabinde ibra edilmemesi neticesinde yönetim kurulu üyeliği görevlerinden alındıklarını ve şirketi temsil ve ilzam yetkilerinin sona erdiği, genel kurul kararıyla görevden alınan —– yönetim kurulu görevlerinden alınmalarını kişiselleştirdiklerini,—-yönetilemez hale getirmek adına her şeyi denediklerini, şirketin ticari faaliyetinin yürütülmesine ilişkin olarak ticari defter ve belgelerle——-tarafından şirkete tevdi ve teslim edilen —– teslim alınması ve —- süresince——yürütülen işlemlerin incelenmesi amacıyla 30.09.2021 tarihinde şirket merkezine gelindiği; ancak bahsi geçen ticari defter, kayıt ve belgelerle ——– şirket merkezinde bulunmadığı, söz konusu defter ve belgeler ile çek—- yönetim kurulu üyeliklerinin sona ermesiyle birlikte şirketten çıkarıldıklarının anlaşıldığını, konuya ilişkin olarak ——– ihtarname keşide edilerek ticari kayıt ve defterlerle çek koçanlarının iadesinin istendiği, —– çeklerin iadelerinin ısrarla gerçekleştirilmediği, davacı şirkete ait—etmeyen —- üyeleri yetkileri olmadığı halde son olarak ——– tuttukları çek sayfalarından —— çeklerine ilişkin olarak lehdar olduklarını iddia edenlerce ödeme için bankaya ibraz olunduğu, konuya ilişkin olarak tarafımızca açılan menfi tespit davalarının derdest olduğu, davacı şirketinin —–, çeklerde imzası bulunan önceki yönetim kuruluyla herhangi bir iletişimi bulunmadığını, taraflar, bir kısmının ceza hukuku alanına giren çok sayıda uyuşmazlığın tarafları olduğu, bu nedenle şirketin önceki yönetim kurulunun bilerek davacı şirketin aleyhine hareket ederek şirketin —— sürdüğünün düşünüldüğü, önceki yönetim kurulunca imzalı bir şekilde muhafaza edilmiş çek koçanlarının üçüncü kişilerin eline geçmiş olması ihtimali de mümkün olduğundan, önceki yönetim kurulunca bu hususta şirkete herhangi bir bilgi verilmediği, açıklanan nedenlerle; dava dışı—- tarafından yönetim kurulunda bulundukları sürede şirkete muhasebeci atamak dahil hiçbir işlem yapılmadığı,davacı şirketin hemen her gün bankalara ibraz edilen çeklerle ilgilenmek, bunların her birine ayrı ayrı emek, masraf ve mesai sarf etmek durumunda kaldığını, davacı şirket sarf ettiği bu emek, masraf ve mesainin yanında, gerçekte borçlu olmadığı borçtan sorumlu hale getirilmeye çalışıldığını, davacının ticari risklerinin bertaraf edilmesi adına çek dolayısıyla davacı hakkında başlatılması muhtemel icra takibinin durdurulması ve dava dilekçesinde listesini sundukları çeklerin ödenmesini önlemek için ivedilikle ödeme yasağı konulması için hukuka aykırılığın açık olması karşısında mümkünse teminatsız, mümkün görünmemesi halinde mahkemece uygun görülecek miktarda teminat yatırmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesini,—–çeklerin zayi nedeniyle iptalini dava ve talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK’nın 757, 763 ve 764/1 maddelerine dayalı çeklerin zayi sebebiyle iptali isteminden ibarettir.
Dava dilekçesi incelendiğinden davacı vekilinin davacı şirkete ait — kuruluna teslim etmeyen eski yönetim kurulu üyeleri yetkileri olmadığı halde son olarak —- tuttukları çek sayfalarından davaya konu bir kısım çeklerin lehdar olduğunu iddia edenlerce bankaya ibraz olunduğunun iddia edildiği, bu durumda iptali istenen çeklerin davacının kendi çek hesabından verilmiş yani keşidecisi ve hesap sahibi de bizzat davacı olan çek yaprakları olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı hamil ya da lehtar değildir. Böyle bir beyan ve iddiası da yoktur. Dava konusu çek yapraklarının henüz kullanıldığına dair bir emare bulunmadığından bu beyana göre iptali istenen çek yaprakları TTK. nun 651. maddesi anlamında “kıymetli evrak” vasfında da sayılamaz.
TTK.’nın 651/2 ve 818/1-s bendi yollamasıyla aynı yasanın 757 ve devamı maddelerine göre, kıymetli evrak sayılan çekin zayi olması halinde zayi olduğu veya ziyaın ortaya çıktığı anda çek (senet) üzerinde hak sahibi yani lehdar ya da hamil olan kişiler ancak iş bu çekin ( senedin ) iptaline karar verilmesini talep edebilir. Çekte lehdar ya da hamil olmayan kişilerin işbu iptal davasını açma hakları yoktur. İptale konu belgenin “——-
Davacının dava dilekçesindeki beyanları dikkate alındığında dava konusu ettiği ve zayi nedeniyle iptalini istediği çek yapraklarının, 6102 Sayılı yasa TTK’nun 780. maddesindeki yasal unsurları taşımadığı, lehtar ya da hamil olmayan (keşideci durumunda olan) davacının işbu çek iptali davasını açmakta hukuki yararı ve aktif davacı sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, TTK 651, 757 ve devamı maddelerde yer alan yasal düzenlemeye ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre çek keşidecisinin zayi nedeniyle iptal davası açma hakkı bulunmadığı, yasal unsurları taşımayan çek yaprağının yasanın tanımladığı “çek” vasfında bulunmadığı, bu nedenle davacının hukuki yarar yönünden şartı eksikliğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, hukuki yarar dava şartı noksanlığı sebebiyle HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç tam alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın davacı yana tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.