Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/683 E. 2022/483 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/683 Esas
KARAR NO : 2022/483

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2021
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketiin davalı şirket ile ticaret yapmaya, mal alımına 2012 yılında başladığını, müvekkili şirket o tarihlerde —- davalı şirketin ürettiği malları satan iki firmadan biri olduğunu, davalı —- sistemine geçmek istemesi üzerine —– imzalandığını, müvekkil şirket davalının —-markasının tanınırlığı için harcamalar yapmış, aradan geçen uzun sürede markanın bilinirliğine büyük katkı sağladığını, bu marka ürünlerle yaptığı başarılı projeler de markanın parlamasına ve piyasada tercih edilmesine neden olduğunu, taraflar arasında imzalanan — sözleşmesi davalı şirket tarafından tek taraflı olarak, haksız ve mesnetsiz şekilde—– yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedildiğini,—- verildiğini, —– yevmiye nolu ihtarname ile de haksız şekilde nakde çevrilen teminat mektubu ile ilgili ödemenin yapılması ve davalı elinde bulunan ikinci teminat mektubunun iadesi talep edildiğini,— yevmiye nolu ihtarname ile de müvekkil şirketin elinde bulunan —- alınması ve haksız fesih nedeniyle oluşan zararların tazmini talep edildiğini, davalı —- bulunan malları hala geri almadığı gibi müvekkil şirketin oluşan zararlarını da gidermediğini, müvekkili şirket —- sözleşmesinin feshedildiği tarihten bu yana bu — bekletmekte,—– maliyetine katlandığını, davalı şirket sözleşmeyi haksız şekilde feshettikten sonra, müvekkili şirket tarafından kendisine verilen ve içeriklerinden cari borca teminat olarak verildikleri açıkça belli olan — teminat mektubunu sadece müvekkil şirketi mali olarak zora sokmak için ve bankaya da yazılı şekilde yalan beyandan bulunmak suretiyle nakde çevirdiğini, diğer teminat mektubu ise haksız şekilde her an nakde çevrileceği tehdidi ile ellerinde tutulmakta , iade edilmemekte olduğunu, buna ilişkin açtıkları menfi tespit ve isdirdat talepli davanın—— ile derdest olduğunu, müvekkili şirketin elinde — sözleşmesinin feshedildiği tarih itibari ile yaklaşık 40.000,00 TL tutarında davalı şirket markasına ait mal olduğunu, — sözleşmesi gereğinde malların geri alınıp bedeli ödenmesi gerekmesine rağmen malların halen iade alınmadığını, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL, bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle müvekkil şirketin yıllık cirosunda ve karında ciddi kayıp söz konusu olduğunu, bu husus ticari defterlerin incelenmesinde ortaya çıkacağını, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla ciro kaybı nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL, teminat mektubunun nakde çevrilmesinden dolayı müvekkil şirketin itibarı zedelendiğini, daha sonra katılmak istediği ihaleler için bankasından teminat mektubu alması mümkün olmadığını, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL, teminat mektubunun nakde çevrilmesi nedeniyle müvekkil şirket kredi kullanmak zorunda kaldığını, bu krediye ilişkin sözleşme ve sair evraklar——- celp edileceğini, müvekkili şirket davalı yanın haksız eylemi nedeniyle bu kredinin maliyetine katlanmak zorunda kaldığını, bu nedenle oluşan zarar bilirkişi incelemesi sonucu belirlenecek olup, şimdilik 1.000,00 TL, Müvekkili şirket davalının—- markası için yıllar içinde—– harcaması yaptığını, davalı şirketin — yürüttüğü süre içinde, —- sadece —– olmak üzere toplam ———— harcaması yapıldığını, —– harcamaları için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL, davalının haksız rekabete dayalı eylemlerinden doğan zararlar için şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte hüküm altına alınmasına, haksız eylemler nedeniyle şirketin itibarının zedelendiği göz önüne alınarak 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte hüküm altına alınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, —— kaplamada kullanılan ———- bunların detay elemanları ve uygulama ürünlerinin tasarımını, üretimini, tanıtımını, dağıtımını ve satışını gerçekleştirmekte olduğunu, faaliyet gösterdiği bu alanda—— markası ile tanındığını, müvekkili şirket tüm satışlarını—– üzerinden yapmayı planladığından bayilik ilişkisi kurduğu işletmeler ile güvene dayalı dürüst bir ticareti olmasını arzulamış ve bu doğrultuda karşılıklı yükümlülükler içeren bayilik sözleşmesi hazırlandığını, bu kapsamda Davacı Şirket de Müvekkili Şirket ile 29.11.2017 tarihinde 1 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalamış ve bu tarihten itibaren Müvekkili Şirket’in bayisi olduğunu, ilgili dönemde Müvekkili —- sorumlu —— ayrılmış ve Müvekkili Şirket ile birebir aynı alanda iştigal etmek üzere ——— şirket kurduklarını, Davacı Şirket yetkilisi ——– ——-sözleşmesine hem de dürüstlük kuralına tamamen aykırı bir biçimde henüz Müvekkili Şirketin bayisi iken uvnanı yazılı rakip firmanın ürünlerini gizli bir şekilde satmaya başladığını, bu konuda ihbar alan Müvekkili Şirket, üçüncü bir kişi vasıtasıyla Davacı Şirket’e sipariş vermiş ve Davacı Şirket’in gerçekten de rakip firmanın ürünlerini Müvekkili Şirket’in markası altında sattığını yazılı olarak tespit etmiş olduğunu, bu durumun Müvekkili Şirket açısından güven ilişkisini tamamen yok ettiğini, bunun üzerine ——ihtarname keşide edildiğini ve bayilik sözleşmesini haklı nedenle fesih edildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte Davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, Davacı, teminat mektubunun paraya çevrilmiş olması nedeniyle zarara uğradığını iddia ederek 100.000,00-TL’nin ticari faizi ile birlikte iadesi ve manevi tazminat talebiyle—- Esas sayılı dosyası ile Müvekkili Şirkete karşı dava açtığını, Davacı Sayın Mahkemeniz huzurunda açtığı iş bu davada da teminat mektubunun nakde çevrilmesinden kaynaklı zararların tazmini, teminat mektubunun nakde çevrilmesi nedeniyle kullanılan kredi maliyetinin tazmini ve ayrıca manevi tazminat talep ettiğini, dolayısıyla —-dava ile Sayın Mahkeme huzurunda açılan iş bu davadaki taleplerin birebir aynı olduğunu, bu nedenle Sayın Mahkemeniz huzurunda açılan iş bu davanın derderstlik nedeniyle reddine karar verilmesini, öncelikle usul yönündeki itirazlarının değerlendirilerek davanın usulden reddine karar verilmesini, Sayın Mahkemece aksi kanaatte olunur ise haksız, kötü niyetli, maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi sebebiyle davacının davalıdan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, davalı vekili tarafından —tarihli cevap dilekçesi ile iş bu davanın—— esas sayılı dava dosyası ile hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu belirtdiğinden —– esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
HMK 166/1 maddesinde; “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.” denilmektedir.
HMK 166. Maddesi davaların birleştirilmesi hususunu düzenlemektedir. HMK 166/4 maddesinde; davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda davalar arasında fili ve hukuki bağlantı bulunduğu, 166/1 maddesi gereğince de yargılamanın her aşamasında talep üzerine veya mahkemece ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği, yukarıda açıklanan nedenle davaların birlikte görülmesinde gerek usul ekonomisi gerekse delillerin birlikte değerlendirilmesi ve bir biri ile çelişmeyen hükümlere ulaşılması yanında yargılamanın hızı ve bütünlüğü açısından yarar ve zorunluluk bulunduğu anlaşılmakla; — esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacısı ile davalısının mahkememizde görülmekte olan davanın davacı ve davalısı ile aynı olduğu, dava konusunun da aynı olduğu, davalar arasında irtibat bulunduğu, biri hakkında verilecek davanın diğer davayı da etkileyebileceği kanaatine varılarak iş bu dava dosyasının HMK.166/1.maddesi gereğince—-dava dosyası ile birleştirilmesine dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin bu dava dosyasının—— esas sayılı dosyası ile HMK nun 166. maddesi uyarınca BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamanın —- esas sayılı dosyası üzerinden devam etmesine,
3-Birleştirme nedeniyle bu dosyanın esasının kapatılmasına,
4-Yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosyada hükümle birlikte değerlendirilmesine,
İlişkin olarak, tarafların yüzlerine karşı kesin olarak ve nihai kararla birlikte istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.