Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/67 Esas
KARAR NO: 2022/337
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 30/01/2021
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —–meydana geldiğini, kaza günü sürücü — sevk ve idaresindeki ——yolunda seyir halindeyken—-hakimiyetini kaybederek gidiş istikametine göre yolun sol tarafında bulunan taş yığının üzerine çıkarak traktörün devrilmesi sonucu traktörün altında kalmasıyla trafik kazası meydana geldiğini, bu trafik kazası nedeniyle sürücü —- olay yerinde vefat ettiğini, — günü meydana gelen trafik kazasında ölen —-da babası olduğunu, müteveffanın ölümüyle eşi ve çocukları destekten yoksun kaldıklarını, dava konusu kazada araç sürücüsü —- davalı —-tarafından yapıldığından, adı geçen —-olduğu limit dahilinde destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiklerini, —- yapılan değişiklik ile önceden — öngörülen sınırlar içinde doğrudan dava
açabilecek olan zarar gören bakımından artık dava yoluna gitmeden önce sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunmak bir zorunluluk halini aldığını, söz konusu değişiklik —tarihinde yürürlüğe girdiğinden, bu tarih itibariyle zorunlu başvuru yolu getirildiğini, bu kapsamda Davalı —–tarihinde başvuruda bulunulduğunu, ancak davalı şirket —– göstererek başvurularını reddettiğini, şimdilik müvekkili —– temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline, müvekkilleri dava konusu olayda ihtiyari dava arkadaşları olduğundan
müvekkilleri için ayrı ayrı lehine mahkemece hükmedilecek miktar üzerinden her biri için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işleten ve sürücünün ölümü trafik sigortası teminatına girmediğini, araç maliki ve aynı zamanda sürücünün %100 kusurlu olarak yapmış olduğu kaza sonucunda vefat etmesi sebebiyle varislerinin tazminat talep etme hakkı bulunmadığını, davacılarının talebi trafik sigortası teminatına girmemekte olduğunu, müteveffanın vefatına konu trafik kazası —-tarihinde meydana geldiğini, tek taraflı trafik kazası sebebiyle tazminat taleplerinin teminat dışında olduğuna ilişkin kanun—- tarihinde yürürlüğe girdiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacılara ait hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerekmekte olduğunu, sürücü—- devrilmesi sonucu vefat etmiş olup emniyet kemeri takması fiziken mevcut olmadığını, davaya konu kaza sonrası düzenlenen Kaza Tespit tutanağında müteveffanın emniyet kemeri kullanmadığı belirtilmediğini, somut olayda müteveffanın müterafik kusuru oranında tazminat miktarında indirim yapılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkil şirket yalnızca dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini, hiçbir şekilde davayı kabul manasına gelmemek kaydıyla, müvekkil şirketten, K.T.K 98. ve 99. maddeleri uyarınca ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, sigortalının aracının trafik kaydı hususi olarak belirtildiğinden, bir ticari işe veya tacire atfedilebilecek bir durum olmaması ile birlikte huzurdaki davanın haksız fiile ilişkin olması nedeniyle davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirketin ancak dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu tutulabileceğini beyanla davacının dayanaktan yoksun maddi tazminat talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cismani zarar nedeniyle açılan maddi (destekten yoksun kalma) tazminat talebine ilişkindir.Davacılar, —– tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu murislerinin ölümü sebebiyle destekten yoksun kaldıklarını, destekten yoksun kalma maddi tazminat alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—- ödeme yapılıp yapılmadığı, gelir bağlanıp bağlanmadığı bilgisi alınmış, —– üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmış, davalı sigorta şirketinden sigorta poliçesi, hasar dosyası celp edilmiş, —tarihli bilirkişi heyet raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle;——yol üzerinde seyri esnasında, aracının hızını kullandığı aracın hızını aracın teknik özelliklerine ve yol durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymayarak kendi ve trafik güvenliğini tehlikeye soktuğu, bu nedenlerle —- belirtilen kuralları ihlal ettiği, kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığına, Davacıların desteği —– %100 kusuru ile sebebiyet verdiği tek taraflı trafik kazası nedeniyle, hesaplanan destekten yoksunluk tazminatından davalı sigorta şirketin sorumlu olup olmayacağı konusunda hukuki takdir ve değerlendirme Mahkemenin —- ait olmak üzere; Davacıların destekten yoksunluk tazminatlarının, ölen desteğin %100 kusur oranı üzerinden;
Davacılar Hesaplanan Tazminat ;
——
—–
——
hesaplandığına,
3) —- kaza tarihi itibariyle kişi başına ölüm sigorta limitinin —–olduğuna,
Hesaplanan toplam —– tazminat, —– aştığından, davacıların hesaplanan toplam tazminattaki pay oranlarına göre, — sigorta limitinin, destekten yoksunluk tazminatı yönünden, davacılar arasındaki paylaşım
tutarlarının: — arasındaki paylaşım tutarları ——belirlendiğine,
4) Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine yaptığı başvuruya ilişkin olarak; —tarihli başvuru dilekçesi örneği üzerinde, sigorta şirketi tarafından teslim alındığı tarihi gösteren alındı kaşesi bulunmamaktadır. Davalı sigorta şirketinin dosyaya gönderdiği —— tarihinde yapıldığının bildirildiğinin görüldüğüne ilişkin…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir. Hemen burada destekten yoksun kalma tazminatının hukuki niteliği üzerinde de durulmalıdır. Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı TBK 53/3 ve 55 maddesinde düzenlenmiş olup; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. ” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK 53/3 maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. 6098 sayılı TBK 53/3 maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O hâlde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç içerisinde bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir —–
Diğer taraftan, —- kararının gerekçesinde de: “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; —– da aynı esaslar benimsenmiştir.
Eldeki dava da, müteveffa — dava konusu araç olan —- plakalı —- esnasında iken kullandığı aracın teknik özellikleri ve yol durumunun gerektirdiği şartlara uygun olarak ayarlaması gerekirken bu konuda gerekli dikkate ve özeni göstermeyerek dava konusu kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği ve kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
—— bendine göre, ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla oluşan destek zararları, destekten yoksun kalma —–teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için, motorlu aracın işletilmesi sırasında ölen kişinin mutlaka üçüncü bir kişi olması gerekir.
Yine—–bendine göre, destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle, somut olayda tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü muris —- destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan—–sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme de yoktur.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; eldeki dava da, dava konusu kazanın müteveffa — %100 kusuru sebebiyle meydana geldiği, kaza tarihi ——sonra olması sebebiyle tek taraflı olarak %100 kendi kusuruyla kazaya sebebiyet veren mütevaffa —için mirasçı olan davacıların —talep etme hakkı bulunmadığı, anılan tazminatın —- gereğince teminat kapsamı dışında olduğu, davalının oluşan zarardan herhangi bir sorumluluğunun olmadığı anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
—–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL ile 1.230,00-TL ıslah harcının mahsubu ile artan 1.208,60-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.360,00-TL arabuluculuk ücreti davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 1.500,00-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/04/2022