Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/662 E. 2022/461 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/662 Esas
KARAR NO: 2022/461
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/06/2018
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- adresindeki dairesinin davalı şirket nezdinde yangın ve ek teminatları hasarlarına karşı — vade tarihli ve — güvencesine alındığını, —– tarihinde şehir su şebekesindeki arıza sebebiyle su sızıntısının meydana geldiği ve muhtelif eşyaların hasarlandığı, davalı şirkete usulüne uygun —- tarihinde hasar ihbarı yapıldığını, ekspertiz incelemesi neticesinde zararın teminat dışı kaldığının belirtildiğini, bu hususta —- dosyası ile keşfen inceleme yapıldığı ve zararın — olarak belirlendiğini, davalı şirket aleyhine —- dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yetki itirazı sebebiyle dosyanın yetkili icra dairesine gönderildiği —— sayılı dosyası ile işleme devam edildiğini işbu dosyadan gönderilen ödeme emrine itiraz sebebiyle davanın açıldığını, davalı borçlunun icra takibinden önce şirketlerine başvuru zorunluğunun dava şartı olduğu itirazında bulunduğunu ancak davalıya hasar başvurusunun yapıldığı ve talebin reddedilmesi sebebiyle tekrar başvuru zorunluluğu olmamasına rağmen —–tarihinde tekrar başvuru yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığını, dava konusu zararın poliçe teminatında kaldığını ve davalının zarardan sorumlu olduğunu beyanla, davanın kabulüne,—– sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu ev eşyalarının davacıya ait olmadığını, davacının kiraya verdiği konutta ikamet eden kiracının ev eşyası zararlarını talep ettiğini, dava konusu zararların teminat kapsamında bulunmadığını, su hasarları içerisinde şehir su şebekesi arızası nedeniyle akan veya sızan suların sebep olacağı zararların teminat kapsamına alındığını, ancak hasara sebep olan su şebekesi konutun bulunduğu bina su şebekesi olmayıp, sokaktaki su şebekesi olması sebebiyle dahili su hasarları kapsamına girmediğini, talep olunan zararın fahiş olduğunu, ekspertiz incelemesinde zarar bedelinin ——– olarak belirlendiğini beyanla davanın reddi ile %20’den az olmamak kaydı ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında düzenlenen sigorta sözleşmesi kapsamında davacının evinde meydana gelen zararların davalı .——– tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile arasında düzenlenen sigorta sözleşmesi kapsamında evinde meydana gelen zararların davalıdan tahsili amacıyla icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir surette icra takibine itiraz ettiğini, davalını haksız itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın safahatı incelendiğinde;—- sayılı görevsizlik kararı ile ——- gönderilmiş, —– sayılı ikinci görevsizlik kararı ile de ——– Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmiş olmakla mahkememizde —-sayılı numarasına tevzi edilerek yeniden yargılamaya geçilmiştir. Öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,———- davacının sicil kaydı hakkındaki müzzekkereye ilişkin bilgiler celp edilmiş, ——– davacıya ilişkin yazılan müzekkere cevapları celp edilmiş ve dava sonuçlandırılmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki; her dava açıldığı tarihteki usul ve esaslara göre belirlenir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı olması sebebiyle davanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir.
Burada ticari davaların ne olduğu hususunda bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine gör e bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir.
Görevsizlik kararı veren ——— celsesinde davacı vekili, “müvekkil dava konusu taşınmazı eşyalı olarak kiraya vermiştir, olayın meydana geldiği tarihte de taşınmaz kiradadır, müvekkil Kastamonu ilinde olduğundan kira sözleşmesini temin edemedim, müvekkilin zararı da—- alınan değişik iş raporu ile de sabittir,” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.———- ilamında da belirtildiği üzere; “…Dava dilekçesinde taşınmazın— tarihinde konut teslim tutanağı ile teslim edilmesi üzerine aynı gün dava dışı —- isimli kişiye kiraya verildiği davacı tarafından açıkça bildirildiğinden taşınmazın kira getirisi için yatırım amaçlı alındığı anlaşılmıştır.” taşınmazın kira getirisi amacıyla kullanımı durumunda davacıların tüketici vasfında olmadıklarının kabulü gerekmektedir.
—–Davacı taşınmazın tesliminden kısa bir süre sonra davalı ——– sözleşmesi yaparak kira geliri elde etmek istemiştir. Davacı konut amaçlı olarak yapılan dava konusu taşınmazı kira geliri elde etmek için edindiğinden 6502 sayılı yasa m.3/1-k bendi ğereği tüketici sıfatında değildir. İhtilafa bakmakla görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur.” taşınmazın kira geliri elde etmek amacıyla alınması durumunda davacının tüketici vasfında olmadığını belirtilmiştir.
Konut alım-satımına dair uyuşmazlıkların 6502 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilebilmesi için tüketicinin malı satın alma amacı büyük önem taşımaktadır. Yasa, nihai tüketici tarafından kullanım amacı ile alınan konut ve tatil amaçlı taşınmazlar yönünden geçerlidir. Bir mal veya hizmetin, kişisel ihtiyaçları dışında, belirli bir meslek icrası, belirli bir üretimde kullanma, yatırım amaçlı alım, yeniden satış, kiraya verme, ticari olarak kullanma vs. gibi mesleki veya ticari amaçlarla satın alanların tüketici kabul edilmeyecekleri aşikardır. Davacı dilekçesindeki ikrardan görüleceği üzere davacı yanca fiili olarak teslim alınan taşınmazın —– tarihinde kiraya verildiği anlaşılmaktadır. Hali hazırda dava konusu taşınmaz davacı tarafından bizzat kullanılmadığı aşikardır. Zira, —– gönderilen cevabı yazıda, davacının ————– olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının nihai amacının kişisel ihtiyacı için kullanma olmadığı, gelir elde etme amacıyla hareket ettiği ve tüketici sayılamayacağı kuşkusuzdur. Bu çerçevede davalı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle açılan davada davacının——– ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket” etmediği, gelir elde etme amacıyla hareket ettiği bu haliyle yasa anlamında tüketici olmadığından taraflar arasındaki hukuksal ilişkinin “tüketici işlemi” sayılamayacağı gibi, görevsizlik kararı sonrasında mahkememizce yazılan müzekkere cevapları incelendiğinde davacının tacir sayılması mümkün değildir.
Eldeki dosya bakımından davalının dava tarihi itibariyle tacir olmadığı sabit olduğundan ——- görevsizlik kararına katılmak mümkün değildir. Dava konusu uyuşmazlık taraflar arasında düzenlenen sigorta sözleşmesi kapsamında davacının evinde meydana gelen zararlardan kaynaklanan itirazın iptali davasından kaynaklanan uyuşmazlık da, —- maddesinde öngörülen mutlak ticari davalardan değildir. O halde olayda tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu değildir.———
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının tacir olmaması, eldeki davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmaması sebebiyle mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, mahkememizce verilen kararın yasal yollara gidilmeksizin kesinleşmesi halinde mahkemeler arasında ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilerek yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın HMK ‘nun 21-(1) c. Maddesi uyarınca—- Adliye Mahkemesi ilgili —— gönderilmesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davaya konu uyuşmazlığı incelemeye görevinin—— Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğundan MAHKEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
3——— Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında görev uyuşmazlığı çıktığından karar istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğinde görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın—— ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİ’NE gönderilmesine,
4-Yargılama giderleri, vekalet ücreti ve karar ilam harcının yargı yeri belirlendikten sonra görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile ——-Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/05/2022