Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/659 E. 2023/120 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/659 Esas
KARAR NO : 2023/120

DAVA : Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı talebi ile Müdürün Azli talebidir. )
DAVA TARİHİ : 24.09.2021
KARAR TARİHİ : 15.02.2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı —–mobil oyun pazarında faaliyet gösterdiğini, şirketin sermayesinin 10.000,00TL olmakla birlikte Pazar değerinin sermayesinin çok çok üstünde olduğunu, şirketin asıl gelirinin oyun içerisinde kullanıcıların önüne çıkartılıp izlettirilen reklamlardan ve oyun için sanal ürün satışı üzerinden olduğunu, şirketin kurulduğundan bu yana —–bünyesinde faaliyet gösterdiğini, halen de—-bünyesinde olduğunu, şirketin —–bünyesinde faaliyet göstermesinin altında, —-Çalışmaları yapmak, büyümek amacıyla hareket eden şirketin vergi ve sigorta prim desteklerinden faydalanması, bu sayede gider ve harcamaları minimum düzeyde tutarak personel istihdamına ve gelişmesine maksimum kaynak ayırmak yattığını, ne var ki hakim ortak ve münferit müdürün bu konuda gereken özeni göstermekten uzak davranışlar sergilediğini, davalının %99 hisseye sahip olduğunu, şirketin kuruluşundan bu yana olağan ve olağanüstü genel kurul toplantılarının yapılmadığını, hakim ortağın özen yükümlülüğünü yerine getirmek bir yana şirketi zarara uğrattığını, ——Noterliği vasıtasıyla müvekkili tarafından şirkete hitaben gönderilen ihtarname ile şirketten bilgi talep edildiğini, davalının ise —— Noterliği vasıtasıyla gönderilen cevabi ihtarname ile yetkili olunmadığı gerekçesiyle tüm talepleri reddettiğini, şirketin oyun geliştirdikten sonra ve/veya geliştirme aşamasında bir yayıncı ile anlaştığını, oyunun kazanç getirdiği ya da başka bir değişle başarılı olduğu anlaşıldığında oyundan elde edilen gelirin şirket ve yayıncı kuruluş arasında anlaşma koşulları çerçevesinde paylaşıldığını, oyun sektöründeki kazanç paylaşımı usulünün genel bu şekilde olduğunu ve genel kabul gördüğünü, aşağıda sözleşmeleri incelenen bir kısım oyunların ilk dönem gelirlerinin —— şirketinin hesaplarına hiç veya eksik ya da zamanında aktarılmadığını, şirketin bu yolla kazanç kaybının doğduğunu, platformlara yüklendiğinden bu yana —- oyun ve aksiyon oyunları kategorilerinde sürekli olarak en iyi Oyunlar arasında yer alan ——-oyunlarının gelirlerinin fatura edilenin çok üstünde olma ihtimalinin azımsanamayacak kadar yüksek olduğunu, 50 Milyonun üstünde indirilme/oynanma sayılı olan ve son 3 yıldır top 200 listesinde yer alan —- oyununun 1 Milyon USD dahi etmeyen bir gelir elde etmesinin piyasa koşuları değerlendirildiğinde kabul edilebilir olmadığını, tüm veriler dikkate alındığında toplam gelirin 5 Milyon Dolar civarında olması beklendiğini, —–oyunlarına ilişkin 05/07/2019 tarihli sözleşmeden şirketin ne kadar gelir elde ettiğinin ortakların bilgisi dahilinde olmadığını, sözleşmenin——şirketi ile akdedildiğini, kar paylaşımının sözleşmenin 6.3. maddesi uyarınca %30 —–, %70 ——– olarak belirlendiğini, sözleşmenin 6.4. maddesi uyarınca kümülatif oyun karının takip eden 60 iş günü içerisinde ödeneceğinin hüküm altına alındığını, sözleşme kapsamında şirketin zarara sokulup sokulmadığının araştırılması gerektiğini, yine ——adlı oyuna ilişkin 17/06/2020 tarihli sözleşmeden şirketin ne kadar gelir elde ettiğinin de ortakların bilgisi dahilinde olmadığını, bu hususunda sözleşme kapsamında belirlenmesi gerektiğini, yine şirketin geliştirmiş olduğu oyunlara ilişkin lisans anlaşmalarının da ortakların bilgisi dışında tutulduğunu, şirketin oyunların ana pazarlama mecrasının ——-olduğunu, şirket tarafından keşide edilen ihtarnameye verilen cevap sonrası şirketin hesabından müvekkiline 6.600,00-TL ödeme yapıldığını, ödeme içeriğinde “Kar Payı” açıklaması yapılmışsa da genel kurul toplantısı yapılmadan, bilanço kar zarar durumu, yedek akçeleri detaylı mali tabloları belirlenmeyen bir şirketin kar payı ödeme yapmasının anlaşılamadığını beyanla, şirketin olağan ve olağan üstü genel kurul toplantılarını yapmadığı, davalının şirketin müdürü olarak görev yaparken şirketi ‘ket menfaatlerine aykırı yönettiği, ortakların bilgi alma hakkını engelledi hesap verme hükümlülüğünü yerine getirmediği, şirketin sözleşme yaptığı ——– şirketi ile işçi işveren/danışman ilişkisi içerisine girerek haksız rekabet kurallarına aykırı hareket ettiği, şirket oyunları ile ilgili sözleşmelerin icrası konusunda özensiz davrandığı, lisans devirleri yaparak şirketi zarara uğrattığı, diğer şirketle ile ilişkileri ile özensiz davrandığı bu vesileyle şirket tüzel kişiliğine ve ortaklara zarar verdiği gerekçeleriyle, haklı sebeplerin varlığı tartışma konusu olmadığından, yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını, ve ayrıca bu zeminin ispatı açısında ve yine bilgi edinme hakkının engellenmesi nedeniyle, TTK m. 614 kapsamında şirketin defter ve kayıtlarının incelenmesine, zararın ve kötü yönetimin tespit edilmesini ve bu duruma bağlı olarak da davalının TTK’nın 630/1I madde gereğince müdürlükte azline, davanın devamı süresince ihtiyati tedbir mahiyetinde olmak üzere ve davada karar verilmesi sonrasında da şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava dışı ——–%99 hissedarı ve temsile yetkili müdürü olduğunu, davacının dava dilekçesinde de belirttiği üzere dava dışı şirketin ticari olarak kısa bir sürede belli başarılara ulaşmasındaki en temel nedenin başarılı ve vizyonlu bir şekilde şirketin müvekkili tarafından 19.06.2019 da kurulan bir şirketin 2.5 yılda geldiği nokta gözetildiğinde şirket müdürü olan müvekkilinin özen yükümlülüğünü yerine getirmediği ve ticari olarak basiretli bir tacir gibi hareket etmediği iddiasının yerinde olmadığını, davacının dava dilekçesindeki beyanlarının kendi içinde çelişkili olduğunu, davacının şirketin kurulduğundan bu yana olağan ve olağan üstü genel kurul toplantısı yapılmadığı iddiasının yersiz olduğunu, zira 2019 ve 2019 yıllarında yapılan ortaklar kurullarının tamamına davacının katıldığını, davacının bilgi talebine ilişkin herhangi bir belgenin mevcut olmadığını, bu nedenle bilgi verilmediği iddiasının da yerinde olmadığını, davacı tarafın ——- Noterliğinin 18.08.2021 tarih ve ——-yevmiye sayılı ihtarnamesinde bilgi ve belge talebinde bulunduğunu ve taraflarınca bu talebin reddedildiğini ifade etmiş ise de, davacının durumu çarpıtarak adeta deyim yerinde ise cımbızla laf çekerek mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, davacının gelirlere ilişkin iddialarının da varsayımlar üzerinden ilerlediğini, müvekkilinin mobil oyun geliştiricisi olup, kendisi tarafından farklı farklı alanlarla 25 taneden fazla mobil oyun geliştirdiğini, bu oyunların yazılımı ve geliştirmesinin tamamen müvekkiline ait olan 3 tanesinin ——kurulduktan sonra ——- adlı şirket ile yapılan yayın anlaşması uyarınca bu şirket üzerinden çıkarıldığını, müvekkilinin—— ile rekabet etmek bir yana tamamen kendi emeğiyle yazdığı ve geliştirdiği oyunları bu şirkete aktardığını, —–kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere herhangi bir başka şirket ile ilişkisinin bulunmadığının anlaşılacağını, davacı tarafından kar dağıtımı, şirket mal varlığı, alımlar/harcamalar başlıklı iddialarının da asılsız ve delilsiz iddialarından oluştuğunu, davacı tarafın hiçbir şekilde delil sunmamakta ve—–sloganı ile dava ikamet ettiklerini, herhangi bir şekilde iddialarını ispatlamaya gidecek bir evrak sunulmadığını beyanla, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; şirket ortağı tarafından 6102 sayılı TTK’nun 614.maddesi uyarınca bilgi alma hakkı talebi ile TTK’nun 630.maddesi uyarınca davalı limited şirket müdürünün azli talebidir. Davacının taleplerinin incelenmesi sonucu; dava dışı ——- ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için yetki verilmesi bunun yanında davalı şirket müdürünün şirketin kuruluşundan bu yana olağan ve olağan üstü genel kurul toplantılarının yapılmadığı, şirket hesapları, gelir gider durumu hakkında hiçbir bilgi verilmediği, kar dağıtımının herhangi bir temele dayanmaması gibi müdürlük görevlerini usulüne uygun yapmadığı gerekçesi ile kendisine bilgi alma hakkının tanınmasının yanında davalı şirket müdürünün de azlini talep etmektedir.Dosya içerisinde ki —–kayıtlarının incelenmesi sonucu ——- ana sözleşmesinin tescil tarihinin 10.02.2020 olduğu, ortaklarının davacı —–ile davalı —— olduğu, münferiden yetkilinin davalı ——–olarak atandığı tespit edilmiştir.Bilirkişi teknik heyeti tarafından dava dışı —— ticari defter ve kayıtları incelenmiştir. Davaya konu şirketin 2010 ile 2021 yılları arasında ki ticari defter ve kayıtlarının TTK’nun 64-66 VUK’un 220-226.maddelerine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığı tespit edilmiştir. Pay defterinin incelenmesi sonucu davaya konu edilen şirketin son ortak yapısı 396 hisse karşılığı 9.900 TL’sinin davalı —— (%99) 4 hisse karşılığı 100,00 TL’sinin davacı ——(%1) ait olduğu, şirket merkezinin ——–olduğu tespit edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 614.maddesi (1) Her ortak, müdürlerden şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir.
(2) Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine Genel Kurul karar verir.
(3) Genel Kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Mahkeme kararı kesindir.6102 sayılı TTK’nın “Bilgi alma ve inceleme” başlıklı 614/(1) ve (2) bentleri uyarınca, her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konuda inceleme yapabilir. Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. (——- )Ortaklık statüsü devam ettiği müddetçe her ortak şirketin tüm resmi ve özel hesapları bakımından bilgi alma hakkını her zaman kullanabilir. Müdürler gecikmeksizin ortaklara bilgi vermekle yükümlüdürler. Ancak bilgi alma hakkınında belli kuralları vardır. TTK’nun 614/II maddesine göre müdürlerin vereceği bilgiler ve yapılacak inceleme şirketin zararına kullanılma tehlikesi varsa söz konusu talep reddedilebilir. Talebi reddedilen şirket ortağı öncelikle red talebini genel kurula ileterek genel kurul tarafından ortağın talebi haksız yere engellenirse ancak TTK’nun 614/III maddesi uyarınca mahkemeye başvurulabilir. Yani ön şart olarak her ortak öncelikle bilgi alma ve inceleme hakkını şirket müdürüne iletmeli, müdür tarafından talebin engellenmesi durumunda bunun üzerine genel kurula başvurulmalı, genel kurul tarafından da haksız olarak engellenmesi halinde ortağın mahkemeye başvurması gerekmektedir.Somut olayda; bilgi alma ve inceleme talebi yönünden davacı tarafından şirket genel kuruluna başvuru yapıldığına dair herhangi bir belge sunulamamış olup bu haliyle davacının dava açmak için ön şart kabul edilen yükümlülüklerini yerine getirmeden doğrudan dava açamayacağı anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nun 114/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.6102 sayılı TTK’nun 630/2.maddesinde ”Her ortak, haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. TTK’nun 630/3.maddesi ” Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneğin kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.” Dava, limited şirket müdürünün azli davası olup, bu tür davalarda husumetin azli istenen müdüre yönetilmesi gerekli ve yeterli olduğundan taraf teşkili sağlanmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 630/2. maddesi uyarınca her ortak, haklı nedenlerin varlığı halinde limited şirket yöneticilerinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden talep edebilirler. Maddenin sonraki fıkrasında ise yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesinin veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olunacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, mahkemece, her somut olayın özelliğine göre açıklanan biçimde azil için haklı nedenlerin oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. ——-
Bilirkişi teknik heyeti tarafından —— 2010 ve 2021 yıllarına ilişkin incelenmesi sonucu açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığı, yine 2019-2020-2021 yıllarında ki net satışların gelir gider tablolarının incelenmesi sonucu elde edilen karın ve dağıtılabilir kar oranlarının incelenmesi ile hukuka ve hakkaniyete aykırı bir durumun tespit edilemediği, şirket müdürü tarafından şirketi yönetiminde herhangi bir kusurun olmadığı, mali incelemeler sonucu davacı tarafın ileri sürdüğü iddiaların ispatlanamadığı, şirketteki işleyişin kanun ve nizama uygun olarak yerine getirildiği anlaşılmakla davalı şirket müdürünün TTK’nun 626.maddesi uyarınca bağlılık ve özen yükümlülüğünü dürüstlük kuralları çerçevesinde yerine getirdiği aksinin ispatlanmadığı anlaşılmaktadır. Limited şirket müdürü olan davalının haklı sebebe dayalı olarak azli talep edilmekte olup, ispat yükü de davacı taraftadır. Haklı sebep durumu da her somut olay için ayrı ayrı değerlendirmek gerekmekte olup davacı tarafın belirtiği olguların hiçbirinin haklı sebep olmadığı tespit edilmiş olmakla açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
TTK 614 madde uyarınca açılan ‘Bilgi Alma Ve İnceleme ‘ talebinin HMK 114/2 maddesi uyarınca Dava Şartı Yokluğundan REDDİNE TTK 630 Maddesi uyarınca ‘Müdürün Azli ‘ için açılan davanın REDDİNE Karar harcı 179,90 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde——-Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.