Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/650 E. 2022/796 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/650 Esas
KARAR NO : 2022/796

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 21/04/2016
KARAR TARİHİ : 11/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti davacıya ait —— tarihinde sürücü — kaza yaptığını, davalı —hasar talebini — ret ettiğini, sürücü —- kaza anında— aşmadığını, yönetmelik ile getirilen —- yasal dayanağı olmadığını, kazanın münhasıran — gerçekleşmediğini beyan ile — işleyecek reeskont faizi ile davalıdan alınmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsünün kaza anında —- olduğa, aracın —-halinin teminat dışı bırakıldığını, sigortalı araç sürücüsünün kazayı —etkisi ile yaptığını, KTK 48.maddesinde 25.05.2013 tarihinde yapılan değişiklik ile artık kazanının münhasıran alkollün etkisi ile meydana gelip gelmediğine bakılamayacağını, beyan ile davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 15/06/2021 tarihli yargılamanın iadesi dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan —-plakalı aracın hasarının ödenmesi sonucu — tazminat talebi ile açılan — bilirkişi kurulu raporunda sürücü — ihlali , dikatsizliği ve tedbirsizliğininde kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında etkili olduğu , kazanın meydana gelmesinde —— koşullarının oluşmadığı yönünde kanaat getirildiği, izah olunduğu üzere kesinleşmiş iki mahkeme kararı arasında kazanın alkol etkisinde gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda çelişki bulunmaktadır. bu çelişkinin giderilmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerektiğinde, iş bu nedenlerle yargılamanın iadesi istemimizin kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta meydana geldiği iddia olunan hasar bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsili istemine yönelik davadır.
Davanın geçirmiş olduğu safahat incelendiğinde, mahkememizce yapılan yargılamada 20/11/2018 tarihinde davanın reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından verilen kararın istinaf edildiği, —— karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek davanın kesinleştiği, davacı vekili tarafından — tarihinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunarak mahkememizin — esas numarasını almış olduğu, her ne kadar davanın tarafları bire bir aynı olmasa da davalı taraf ——- tarafları aynı kabul edilerek — gereğince yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edilmiş olup yargılamaya devam edilmiştir.
Yargılamanın iadesi talebi sonrası mahkememizce — esas sayılı dosyasının uyap üzerinden mahkememiz dosyası arasına alındığı görülmüştür.
—esas sayılı dosyasında alınan —- kusur bilirkişisi ve uzman doktor raporunda özetle; ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geliş şekli ve davacının sigortaladığı aracın sürücüsünde saptanan — birlikte değerlendirildiği, önceden teknik olarak belirlenmiş hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlama,—– kural ve yasaklarına ilişkin—– kurallarını ihlal eden, kaza sırasında yasal limitlerin üzerinde alkollü olduğu anlaşılan böylelikle birden fazla — kuralını ihlal eden ve ilk tehlikeli davranışta bulunan, ayrıca trafikte en basit ve —-ve özeni göstermeyen, —– sürücüsü davalı —- % 100 oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, —- yerleşik uygulamalarında; kazanın — gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerektiği ilkesi benimsendiğinden kazadaki oluş ve sürücüdeki alkol düzeyi birlikte dikkate alındığında, alkolün etkisinin yanında, davalının maliki olduğu —sürücüsü —yukarıda değinilen kural ihlali, dikkatsizliği ve tedbirsizliğinin de kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında etkili olduğu, kazanın meydana gelmesinde salt (münhasıran) alkol etkisi koşullarının oluşmadığı, karşı yönden kendi şeridinde seyrederken çarpılmaya maruz kalan ——— tamamen kusursuz olduğu kanaatine varıldığı görülmüştür.
Dosyanın mahkememizce —-kazanan alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği hususunda rapor düzenlenmesinin istenildiği, ——– raporunda özetle; kaza anı ile — yapıldığı saat arasında — dakika fark bulunduğu, —- sonucu — ——-sonra yapılan ölçümde —- ortalama olarak — —– bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün ——hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle— değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu —-araç sevk ve idare edemeyecek halde”———–sürüş ehliyetini belirleyebilecek —- detaylı dahili muayenesine —— verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği,—- yaptırılmadığından emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edip edemeyeceği hususunun mevcut verilerle tespit edilemediği, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği hususunun sadece kişinin alkol düzeyinin değerlendirilmesi ile tespit edilemeyeceği; kaza oluşumuna sebep olabilecek yol, —- rolünün tıbbi bir konu olmadığına yönelik rapor düzenlendiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf, iddia, savunma, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; —- Şartları yürürlüğe girmeden önce düzenlenen poliçelerle ilgili olarak —- için kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşmiş olma koşulunu aramaktadır. Uyuşmazlık, yeni genel şartların yürürlükte olduğu tarihte düzenlenen poliçeler yönünden de yine ———— aranmayacağı noktasında toplanmaktadır. Sigorta ettirene rücu edilebilecek hallerin düzenlendiği —– tarihinden önceki genel şartların B.4. maddesinde “d) Tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya —– hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay, yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa,” hükmüne yer verilmiş iken, yeni genel şartlarda “c)Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,” düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere eski genel şartlarda “güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş olma” şartı aranırken yeni genel şartlarda “mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki alma” şartı aranmıştır.— sürücüyle ilgili yeni genel şartlara göre verilmiş bir kararına rastlanmamıştır.— maddesinde — Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,” teminat dışı sayılmış olup kasko sigortası genel şartlarında da KTK Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü olma koşulu belirtilmiş olsa da——— ——— sayılı kararlarında yine —– sınırı değil alkolün kazanın meydana gelmesinde münhasıran etkili olması koşulunu aranmıştır. Buna göre yeni genel şartlarda mevzuatta belirlenen sınırın üzerinde alkol alınması teminat dışı hal olarak belirtilse bile alkolün kazanın oluşumunda münhasıran etkili olması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Eldeki dosyada her ne kadar — —- heyeti raporunda, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana geldiğine dair rapor düzenlenmiş ise de—— dahili muayeneleri yapılmadığından mevcut verilere göre emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edip edemeyeceğinin tespit edilmesinin mümkün olmadığının belirtilmesi ve rücuya konu edilen zararın teminat dışı kaldığını ispat yükü davalı sigortacıda olup bu hususun somut biçimde ispat edilememesi halinde rücu hakkının doğmayacağının kabulü zorunlu olduğundan davanın kabulüne karar verilmiş ve davalı sigorta şirketi red yazısı tarihinden (TTK 1427 md gereği başvurudan itibaren 45 gün sonrası) 45 gün sonrası temerrüt tarihi olduğu değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur——- —-
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜ İLE,
—- davalı sigorta şirketinden—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli —-harçtan başlangıçta alınan 753,98-TL ve yargılamanın yenilenmesi aşamasında yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.202,62-TL’in davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan — peşin harç olarak toplam ——- davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi sonrası ve öncesi yapılan —müzekkere gideri, 1.850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.175,08‬-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..