Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/646 E. 2022/744 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/646 Esas
KARAR NO:2022/744

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/09/2021
KARAR TARİHİ:27/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; alacaklı davacının borçlu tarafından uzun süredir ödenmediği iddia edilen takip konusu faturalar karşısında borçlu aleyhine icra takibine başvurması gereği doğduğunu, bu doğrultuda—- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu aleyhine başlatılan icra takibinin kanunda gösterilen usullere göre sürdürüldüğünü, icra takip dosyasına haksız olarak itiraz eden davalı borçlunun alacaklı davacı tarafından düzenlenen faturalara herhangi bir şekilde itiraz etmediğini, davacının sık sık alacağın ödenmesi noktasında borçluyla iletişime geçmesine karşın, çabalarına karşılık görememesi neticesinde icra takibi başlatmak zorunda kaldığını, davalı borçluya gönderilen faturaya süresi içinde itiraz edilmemesine rağmen ilgili fatura ile alakalı herhangi bir ödemede de bulunulmadığını, davalı borçlunun, ilgili fatura karşısında ödeme yaptığına dair herhangi bir kayıt da bulunmamakta olduğunu, faturaların ödendiğine dair hiçbir şekilde banka kaydı, tahsilat makbuzu vs. belge ortaya konulamadığını, alacaklı davacının, borçlu şirket ile arasında bulunan ticari ilişkiye dayanan ve gerçekleştirilen işlemler doğrultusunda düzenlenen faturaları takibe dayanak olarak gösterdiğini, başlatılan takip kapsamında takibe itiraz edilerek takiplerin durdurulduğunu, borçlu, hakkında başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli bir biçimde itiraz ettiğini, zira, davalı’nın ilgili icra takiplerine sadece tahsilatı geciktirmek adına itiraz ettiği sabit olduğunu, takibe dayanak olarak gösterilen faturaların, davalının ticari defterlerine de kaydının tespiti için gerekli incelemenin yapılması ile iddialarının haklılığını ortaya konulacağını, yukarıda izah edilen sebeplerle uyuşmazlığa ilişkin kanun maddeleri ve re’sen gözetilecek sebeplerle; borçlu tarafın, icra dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptaline ile takibin devamına karar verilmesi bununla beraber takibe haksız olarak itiraz eden borçlunun takibe konu miktarın —- az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etme gerekliliği hasıl olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı borçlu şirketin itirazlarının iptalini sağlamak için işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı haksız itirazının iptali ile takip konusu olan alacağının ticari temerrüt faizi ile tahsilini, takip konusu alacağın —– az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA : Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle itirazın iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, —raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasında yazılı olmayan —satış sözleşmesi kapsamında kurulan ticari ilişki gereğince takibe konu faturalara dayalı alacağına istinaden başlatılan takip tarihi itibari ile davacının davalıdan muaccel bir alacağın bulunup bulunmadığı varsa miktarı, bu kapsamda itirazın iptali, icra inkar/kötü niyet tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarına yönelik olduğu anlaşılmıştır.İtirazın iptali istemine konu, — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının— borçlusunun — alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanılmadığı, takip borçlusu şirketin takip dosyasına vekilleri aracılığıyla — tarihinde ödeme emrine ve borca ve yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, davanın— tarihinde — yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
—tarafından düzenlenen — tarihli raporda özetle;
Dava dosyası dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacı şirketin usul ve yasaya uygun tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtları ve müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre davacı şirketin —asıl alacak— işlemiş faiz ve — ihtarname bedeli olmak üzere toplamda —alacak talebi üzerinden harçlandırarak itirazın iptali ile davalı şirket aleyhine ikamet etmiş olduğu iş bu itirazın iptali davasında davacı şirketin takip tarihi itibariyle davacı şirketten talebi gibi takip dayanağı —adet faturadan kaynaklı —- asıl alacaklı durumunda bulunduğunu, takip tarihi itibariyle saplanan toplam işlemiş faizin —–olarak hesaplandığını davacının talebinin toplam — işlemiş faiz olması nedeniyle taleple bağlılığın mahkeme takdirinde olacağını, davacı şirketçe takip /dava konusu yapılan — ihtarname gideri hususunda takdirin mahkememize ait olacağını bildiren rapor tanzim edildiği görülmüştür.— raporunun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından— tarihinde— raporuna beyan dilekçesi sunulduğu, davalı şirketin rapora itiraz etmediği görülmüştür. Tüm dosya kapsamı, denetime — raporu, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı taraf defterleri, dosyada toplanan deliller ile taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu ve davaya konu icra takibinde fatura alacağına dayanıldığı, davacı şirketçe davalı adına—ile davalı şirkete mal ve hizmet satışı olarak beyan edilmiş bulunan — Adet Faturanın tamamını, davalı şirketin herhangi bir yasal nitelikli itiraza konu etmeksizin bu kayıtların bir sonucu olarak faturaların ilgili dönem —- beyanlarıyla davacı şirketten mal/hizmet alımı olarak beyan edilmiş oldukları, beyan ettiği bu faturalardan Toplam tutarı —adet fatura bedelini fatura Bedelleri ile uygun olacak tutarda ve Dekont açıklamasında fatura ile ilişkilendirilerek, Davacı Şirketin hesabına Havale etmek suretiyle ödemiş olduğu, davalı şirket tarafından ödenen bu tutarların davacı şirketçe davalı şirketin fatura borçlarından mahsup edilmek suretiyle ticari defterlere kaydedilmiş olduklarının görüldüğü, ancak davacı şirketçe takip/dava dayanağı yapılan — bedelli satış faturalarına ilişkin olarak davacı şirket ticari defterlerinde herhangi bir tahsilat ve/veya ödeme kaydınan rastlanılmadığı, davalı tarafından —-bildirimde bulunmakla Yargıtay kararları ışığında davacının fatura ve faturaya konu malı davalı tarafa teslim ettiği hususunun ispatladığı, aksi bir durumun artık davalı tarafından ispatlanması gerektiği yine varsa bir ödemenin de davalı tarafından ispatlanması gerektiği, yargılama süresince davalı tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesindeki borcun bulunmadığına ilişkin soyut itiraz dışında bir savunmada bulunmadığı, gerekli ihtaratları içerir tebligata rağmen inceleme gün ve saatin de ticari defterlerin hazır edilmediği göz önüne alındığında ve dosyada toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının takip tarihi itibariyle—- alacaklı olduğu ve davalının asıl alacağa itirazının haksız olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
-Davalının —esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile,— asıl alacak üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın — oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı — davacı tarafça peşin olarak yatırılan— harcın mahsubu ile bakiye — harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan — peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca —-tarafından karşılanan— zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan — başvuru harcı— tebligat ve müzekkere gideri, — bilirkişi ücreti olmak üzere toplam—yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair; davalı tarafın yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren —haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.