Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/642 E. 2022/250 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/708 Esas
KARAR NO : 2022/236

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 14.10.2021
KARAR TARİHİ : 22.03.2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının— talebi üzerine söz konusu şirket ile— imzalandığı, ve ticari kredi davalıların hizmetine sunulduğunu, işbu sözleşmeleri davalı—– kefil sıfatıyla imzalayarak müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu, ancak davalı şirket ve davalı kefilin ilerleyen zaman içerisinde— Sözleşmesi’nden kaynaklanan ödemelerini kanuni süreler içerisinde ödemediğini, davacı banka tarafından —- ihtarnamesi keşide edilerek davalı şirket ve davalı kefile gönderildiğini, ilgili ihtarname ile davacı banka ile akdedilen sözleşmelere konu borçlarının— itibariyle kat edildiğinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin tebliğ edilmesine rağmen borcunu ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalıların, borcunu ödeme konusunda temerrüde düştüğünden taraflarınca—- alacağımızın tazmini için yasal işlemler başlatıldığını, davalılar tarafından işbu icra takibine itiraz edildiğini, taraflarınca başlatılan haklı icra takibine davalılar tarafından davacı bankaya herhangi bir borcu bulunmadığı gerekçesi ile borca, faize ve her türlü fer’ ilerine itiraz edildiğini, hakimliğimizce yapılacak olan yargılama neticesinde, dosya kapsamında delil olarak sunmuş oldukları sözleşme, ihtarname vs. şeklindeki belgelerle davalıların davacı bankaya borçlu olduğu, yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğu açıkça ortaya konulacağını, dolayısıyla davalılar tarafından yapılan itiraz tamamen hukuka aykırı olduğunu, gelinen bu noktada haklı ilamsız takiplerinin borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle durdurulmuş olduğundan güncel yasa değişikliği sebebi ile işbu dava açılmadan önce— başvurulduğunu,—– görüşmelerine çağırıldığını davalılar vekilinin toplantıya iştirak ettiğini, ve görüşmeler neticesinde anlaşma sağlanamadığını, davalı şirketin ve davalı kefilin davacı bankaya olan borcu likit ve muayyen nitelikte olduğunu, davacı banka ile davalı şirket arasında—- imzalandığını, ve ticari kredi davalı müşterinin hizmetine sunulduğunu, davacı banka tarafından üzerine düşen edim yerine getirildiğini, ve ticari kredi davalı müşterinin kullanımına sunulduğunu, ancak buna rağmen davalı şirket ve davalı kefil tarafından, başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, açıklanan sebeplerden dolayı haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile davalı tarafın kötü niyetli tutumunun mahkemeniz vasıtası ile karşılık bulması adına icra-inkar ve kötü niyet tazminatı ile cezalandırılması gerektiğini,—- Sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptalinin, davalıların kötü niyetli davranışının %20 den aşağı olmamak kaydıyla icra-inkar ve kötü niyet tazminatı ile karşılık bulmasını, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafların üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı taraflara usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak süresinde cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı— tarihli celsede; haricen tahsil bildiriminde bulunulduğunu, icra dosyasının kapatıldığı, borç konusu karşı taraflar anlaşılarak ödemelerin gerçekleştirildiğini, sulh sebebiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini ayrıca bir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan edilmiştir..
Davalılar vekili tarafından 22.03.2022 tarihli celsede; dosyanın kapatılmasını, herhangi bir yargılama gideri vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 313. vd maddeleri gereğince davacıya ödeme yapılarak sulh sağlandığı ve tarafların haricen sulh oldukları, vekaletnamelerinde sulh olma yetkilerinin bulunduğu anlaşılmakla davanın konusunun kalmadığı anlaşıldığından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların haricen sulh oldukları anlaşılmakla konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL karar harcının davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.653,63-TL harcın mahsubu ile artan 2.572,93‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca ——ücretinin davacıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
4-Tarafların karşılıklı beyanları göz önüne alınarak vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.