Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/630 E. 2023/845 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/630 Esas
KARAR NO:2023/845
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/09/2021
KARAR TARİHİ:26/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —– davalıların; davalı şirkete ait ——-tadilat işlerini yapmak üzere karşılıklı olarak anlaştıklarını, müvekkilinin montaj, imalat ve tadilat işlemlerinin tümünü taahhüt ettiği şekilde eksiksiz olarak tamamladığını, davalı tarafından 52.000,00 TL tutarında kısmi ödeme yaptığını, kalan bakiyenin 73.750,00 TL olduğu, ——– yevmiye numaralı ihtarnamesi kalan bakiyenin 7 gün içinde ödenmesi için davalıya ihtar çekildiğini, ihtarnamenin davalıya 14.01.2021 tarihinde tebliğ edildiğini ancak davalının borcunu ifa etmediğini, bu nedenle 73.750,00 TL’nin 14.01.2021 tarihi itibari ile yıllık %18,25 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili 08.11.2021 tarihli cevap dilekçesinde; davacının, dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu faturanın —— adına düzenlendiği, müvekkili——hissedarı olup özel hukuk alacakları nedeniyle anonim şirket ortaklarının şahsi sorumluluğunun bulunmadığını, davacı ile müvekkilleri arasında sözleşmesel ilişkinin bulunmadığını, eser ilişkisinin ispatının ancak yazılı delil ile mümkün olduğunu, müvekkillerinin davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, 2017 senesinde —— bir kısım tadilat işerinin yaptırıldığı ve bedelinin ödendiğini, müvekkil firma işletmesinin 2017 senesinden bu yana faaliyette olduğu ve 2021 senesinde, dava dilekçesinde ekli bulunan faturaya konu herhangi bir tadilat işinin yaptırılmadığını, dayanak faturanın süresi içerisinde düzenlenmediğinden 6102 Sayılı TTK kapsamında bir fatura olmadığı, davacı tarafından, Müvekkili ———-aleyhine keşide edilen faturanın müvekkili tarafından iade edildiğini, davacının yaptığı işi ve tutarı ispatlamakla yükümlü olduğunu, yasa ve usuüle aykırı iş bu davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bakiye fatura alacağının tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının bakiye faturaları ödemediğini, bakiye fatura alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,——- davacı ve davalı asılın esnaf kaydı bilgileri celp edilmiş, ——— davacı ve davalı asılın esnaf kayıt bilgileri celp edilmiş, —— tarafların vergi kayıtları celp edilmiş, ———- sayılı dosyası ile —– tarihli bilirkişi raporu, ——-talimat sayılı dosyası ile 13.02.2023 tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.——- sayılı dosyası ile bilirkişi tarafından düzenlenen —— tarihli raporunda özetle, “…Davacı ile davalının ticari defterlerinin —— formaları dikkate alındığında uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde; yapmış olduğu tadilat işinden kaynaklı 125.750,00 TL alacaklı olduğu, bu alacağının 52.000,00 TL’sini aldığını 73.750,00 TL tutarında alacağının kaldığı izlemini verdiği ancak Davacının ticari defterleri incelendiğinde; cari hesap bakiyesinin O (sıfır) olduğu görülmüş olup davacının, davalıdan 31.03.2021 tarihi itibariyle alacaklı olmadığı gözükmektedir. Davacı tarafından kesilen faturanın, davalı tarafından davacıya iade edilmiş olduğu ve davacının da bu faturayı defter kayıtlarına işleyerek hesabı kapatmış olduğu göz önüne alındığında, davalının cevap dilekçesinde “davacı ile aralarında bir ticari ilişkinin olmadığı” iddiatarı değerlendirildiğinde: Mali yönden de taraflar arasında bir ticari ilişkinin bulunmadığı kanaati hasıl olduğu, tespit edilmiştir…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.———— sayılı dosyası ile ile bilirkişi tarafından düzenlenen 13.02.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Davalı ——- davaya konu edilen dönemde gerçek usulde vergi mükellefiyet kaydının bulunmadığı ancak ——— tarihinden bu yana %100 ortağı/hissesi olduğu ve şirketin ticaret sicildeki durumunun Aktif olduğu bilgisine yer verilmiştir. Davacı—-tarafından davalı —— bedelli fatura düzenlendiği fatura muhteviyatının —— olduğu ve davalı şirket yasal defterlerinde ——- Yevmiye madde ile kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Buna istinaden davalı şirket tarafından davacıya —- fatura muhteviyatı “… İade” olan —— iade faturası düzenlenmiş ve davalı şirket yasal defterlerinde ——-kayıt altına alınmış olup — hesap dönemi içerisinde kayıtlı bulunan faturaların davalı şirket tarafından bağlı bulunduğu——yapılmıştır. Davaya konu edilen dönem içerisinde yapılmış herhangi bir ödeme kaydına rastlanılmamış olup Dava tarihi itibariyle davalı şirketin davacı—– bakiye borcunun 0,00 TL olduğu tespit edilmiş, ancak bu sonuca davalı tarafından kesilen KDV Dahil 73.750,00 TL ‘lik iade faturasının kayıt edilmesi sonucu ulaşılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——İspat yüküne ilişkin bu genel kural, alacak davaları için de geçerlidir. Yani, alacak davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile—–formları üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafça talep edilen faturanın davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu ancak davalı tarafından aynı miktar davacıya karşı iade faturasının düzenlendiği ve bu iade faturasının davacı tarafça kabul edilerek kendi ticari defterlerine işlediği, taraf ticari defterlerinde dava tarihi itibariyle davacının herhangi bir alacağının olmadığı anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı tarafından davalıya ait ——- tadilat işinden kaynaklı 125.750,00-TL alacaklı olduğunu, bu alacağının 52.000,00 TL’sini aldığını aldığını, bakiye 73.750,00 TL tutarında alacağının bulunduğunu beyan etmiş ise de; davacı tarafından yapılan tadilat işine ilişkin dosyaya sunulmuş herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı, davalıdan aldığını beyan ettiği 52.000,00-TL tutarındaki sipariş avansına ait belgenin mevcut olmadığı ve bu ödemenin kendi ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, yapılan iş tadilat işi olmasına rağmen davacı tarafından yaptığını beyan etmiş olduğu tadilat işinde kullandığı veya aldığı malzemelere ilişkin alış-faturası sunmadığı gibi tadilatta kullanılan malzemelerin sevk adresinin davalının işyeri olduğuna dair bir sevk irsaliyesinin de mevcut olmadığı, davacı tarafından düzenlenen faturada teslim eden ve teslim alanın kim olduğuna dair bilginin bulunmadığı, davalı tarafından düzenlenen iade faturasını kabul etmemesi gerekirken kendi ticari defterlerine kayıt etmesi sebebiyle davacının dava tarihi itibariyle davalı şirketten alacaklı olduğunu yöntemince ispat edemediği, gelinen aşamada mahkememizce davacıya yemin deliline başvurmak isteyip istemediği hatırlatılmış, davacı tarafça yemin deliline dayanılmış ve davalı tarafça yemin eda edilmiştir. Davalı yemin beyanında davacı alacağını kabul etmediğinden sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir. Ayrıca davacı tarafça davalı —— yönünden de fatura alacağı için talepte bulunulmuş ise de; incelenen taraf ticari kayıtları ve dosyaya sunulan deliller dikkate alındığında davacının talebini yalnız davalı şirkete yöneltebileceği, davalı——– şirket ortaklığının olmasının onu şahsi olarak sorumlu olmasını gerektirmediği, sermaye şirketlerinde ortakların şahsi sorumluluğunun olmadığı anlaşılmış, davalı —- yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı şirket yönünden esastan REDDİNE,
2-Davalı —– yönünden davanın pasif husumet yönüyle REDDİNE,
3-Alınması gerekli karar harcı 269,85-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.259,47-TL harcın mahsubu ile artan 989,62‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı —— tarafından yapılan 200-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ——- verilmesine,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/10/2023