Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/622 E. 2022/123 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/622 Esas
KARAR NO: 2022/123 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/09/2021
KARAR TARİHİ: 22/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin yurt dışından çeşitli makineler getirip yurt içinde satış yaptığını, Müvekkili ——–sattığını, Müvekkil şirket ile davalı arasında ——- tarihinde makine alım-satım sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında yapılan sözleşmenin beşinci maddesinde satın alma taahhüdü ve taahhüde aykırı davranışın neticeleri ve sekizinci maddesinde cayma cezası olduğunu, sözleşmenin yukarıdaki maddeleri uyarınca davalı taraf belli adette makine alma edimini üstlendiği ancak davalı tarafça haksız nedenle sözleşmenin feshedildiği — tarihine kadar yalnızca— sipariş edildiğini ve satın alındığını yani davalı sözleşmede belirtilen makine adetini satın almadığını ve temerrüde düşerek cezai şart olan ——–ödemek zorunda kalmasına rağmen ödemeyi yapmadığını, davalı tarafın ayrıca ekte sunulan yazışmalardan anlaşılacağı üzere sözleşmeyi hukuka aykırı olarak haksız nedenle feshedildiğini, şöyle ki; davalı taraf sözleşme konusu cezai şartı ödememek için gerçeğe aykırı beyanlarda bulunarak sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilin davalı ile alım-satım sözleşmesini imzalarken mümessil sıfatı ile sözleşmeyi imzalamamış olduğunu sözleşmenin hiçbir yerinde mümessil veya yetkili temsilci ibaresi geçmediğini, davalı tarafın sözleşmede belirtilen makine sayısını satın almadığını taraflarınca cezai şart hususunun davalıya bildirildiğini, davalının ise cezai şartı ödememek için müvekkilinin yetkili temsilci olmadığını iddia ederek cezai şart bedelini ödemekten kaçındığını, davalı tarafça ısrarla müvekkilinin yetkili satıcı sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığı husususun ana nedeni ise taraflar arasında akdedilen sözleşmeden kaynaklı ——- cezai şart koşulundan kurtulmaya yönelik gerçek dışı beyanlar ve davacı şirket yetkilisinin müvekkilim şirkete göndermiş olduğu——-olduğunu, davalı yetkilisi tarafından gönderilen mailden anlaşılacağı üzere davalı müvekkilin mümessilliğinin iptal edilmesi bahane gösterilerek davaya konu sözleşme davacı tarafından haksız olarak feshedilmiş ve sözleşmeden kaynaklı——cezai şartı ödeme yönünde yükümlülük altına girmiştir. —– iki tarafa yükümlülük yükleyen sözleşmelerden olup belli bir bölgede yetkili kılınan kişi/kurumun yetki veren kişi/kurumun mallarını devamlılık arz etmek koşulu ile kendinam ve hesabına satmayı, yetki verenin ise sözleşmeye konu malları yalnızca o bölgeyi kapsamak kaydı ile yetkili kılınana tedarik edeceğine dair vermiş olduğu sözleşme olduğunu yani müvekkil şirketin yetkili satıcı olması ile yetkili satıcı olmaması arasında hiçbir fark olmadığını, önemli olan davacı şirketin talep ettiği makineleri müvekkil şirketin tedarik edip edemediğidir, Yeni yetkili satıcı davalı ile irtibata geçmiş olup sözleşme konusu malları müvekkilden daha uygun fiyata davalıya satacağını taahhüt ettiğinden davalı şirket de yetkili satıcı olmadığımız bahanesi ile sözleşmeyi haksız olarak fesih ettiğini, hatta müvekkil davalı şirket için —gönderdiğini, davalı taraf alım sözleşmesini feshedince makine alımının durduğunu ve taraflarınca —— yapılan ödeme talep edilince sipariş edilen makine için üretim başlamış olduğundan söz konusu paraya el konularak taraflarına iadesinin yapılmadığını, kısacası davalı tarafın her yönüyle müvekkilini kötüniyetli olarak daha ucuza makine alma uğruna zarara uğrattığını, Davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20′ sinden az olmamak üzere hakkında icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, vekâlet ücreti ve sâir yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle usule ilişkin itirazlarının incelenerek; davacıya dava dilekçesindeki eksikliği giderilmesi için süre verilmesi, bu süre içerisinde eksiklik giderilmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı dikkate alınarak davanın reddine, dava açılmadan önce dava şartı olan zorunlu arabuluculuk aşaması tamamlanmamış olduğundan davanın reddine, Usule ilişkin itirazlarımız kabul edilmediği takdirde davanın esasına ilişkin itirazlarımız dikkate alınarak davacının davasının reddine; yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine; karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cezai şart alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalının edim yükümlülüğü kapsamında gerekli alım taahhüdünü yerine getirmediğini, sözleşmenin haksız bir şekilde fesh edildiğini, sözleşmenin haksız bir şekilde fesh edilmesi sebebiyle sözleşme kapsamında yer alan cezai şart alacağının tahsili amacıyla icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
—numaralı celse— numaralı ara kararı gereği ——– dosyasının duruşma ara kararı gereği celbi sağlanmıştır.
HMK 166/2 maddesinde; “Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.” denilmektedir.
HMK 166. Maddesi davaların birleştirilmesi hususunu düzenlemektedir. HMK 166. maddesinde; davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda davalar arasında fili ve hukuki bağlantı bulunduğu, 166/1 maddesi gereğince de yargılamanın her aşamasında talep üzerine veya mahkemece ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği, yukarıda açıklanan nedenle davaların birlikte görülmesinde gerek usul ekonomisi gerekse delillerin birlikte değerlendirilmesi ve bir biri ile çelişmeyen hükümlere ulaşılması yanında yargılamanın hızı ve bütünlüğü açısından yarar ve zorunluluk bulunduğu anlaşılmakla; —— dava dosyasının incelenmesinde; davacısı ile davalısının mahkememizde görülmekte olan davanın davacı ve davalısı ile aynı olduğu, dava konusunun da aynı olduğu, davalar arasında irtibat bulunduğu, biri hakkında verilecek davanın diğer davayı da etkileyebileceği kanaatine varılarak iş bu dava dosyasının HMK.166/2.maddesi gereğince —– sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin bu dava dosyasının —– sayılı dosyası ile HMK nun 166. maddesi uyarınca BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamanın —– sayılı dosyası üzerinden devam etmesine,
3-Birleştirme nedeniyle bu dosyanın esasının kapatılmasına,
4-Yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosyada hükümle birlikte değerlendirilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ———- Mahkemeleri İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi 22/02/2022