Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/61 E. 2023/23 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/61 ESAS
KARAR NO : 2023/23

DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ———– —- tarihinde taahhütname imzalayarak müvekkile vermiştir.—– ayrıca 12ay boyunca aylık —– karşılığı bir daire sahibi olmak amacıyla müvekkil —- kayıt olmuştur.—taşınmazın aylık ödemelerin eksiksiz ödenmesi durumunda 36 ay içerisinde kendisine teslim edileceği taahhüt edilmiştir. —- depreminden sonra mücbir sebeple davalı taraf ticari olarak zarar görmüş ve inşaatta gecikmeler yaşanmıştır. Bunun neticesinde kooperatiften bazı ortaklar ayrılmıştır.—- ekonomik olarak zor durumda kaldığı için davalı, yüklenici bir müteahhitle anlaşmıştır. Bu anlama sonucunda kooperatifin inşaatını bitirmesi karşılığında müteahhidin seçtiği dairelerin kendisine devredileceği yönünde karar alınmıştır. (Ek:4) İşte bu doğrultuda Yüklenici müteahhit işbu davaya konu taşınmazın ve bu özelliklere sahip birkaç taşınmazın daha lehine tahsisini istemiş ve davalı tarafta bu edimi yerine getirmiştir. Halbuki —–tarihli davalı —— tutanağının 10. Maddesinde “Ödemelerini düzenli yapmış —- tamamlanmış —– üye taahhüdü ve rızası alınarak daire tahsisi hususunda” kooperatif yönetimine yetki verildiği belirtilmiştir. (Ek:5) Bu karar ————- Gazetesi’nde —-sayılı karar numarasıyla yayınlanmıştır. Ancak davalı tarafından bu alınan bu karara rağmen hiçbir işlem yapılmamıştır. Müvekkil ödemelerini düzenli yaptığından taşınmazın sözleşme gereği kendisine devrini davalı kooperatiften talep etmiştir. Kooperatif bu bildirimlere —— müvekkile tahsil etmeyince müvekkil —— ihtarname ile davalı —- ödemelerin tarafınca eksiksiz yerine getirildiğini kooperatifin edimlerini yerine getirmediğini belirten bir ihtarname göndermiştir. (Ek:6) İhtarnameden sonra—- yılında (dava açılacaksa diğer davalı dava açılmayacaksa 3. kişi ibaresi eklenebilir) yüklenici müteahhit ve aynı zamanda inşaat mühendisi —olarak zamanında teslim edilmeyen daireler için rayiç aylık kira bedelini peşinen ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. Ancak Kooperatif ve yüklenici zamanında taşınmazı teslim edememesi haricinde kira bedeli ödeme taahhüdü de yerine getirmemiştir. Müvekkil bir kez daha mağdur olmuştur. Davacı müvekkil sözleşme gereği kendisinin taahhüt ettiği taksitleri ekte ibraz edilen dekontlardan da görüldüğü üzere ödemiş ve 2007 yılında ödemelerini eksiksiz tamamlamıştır. Ancak müvekkil edimlerini yerine getirmesine rağmen davalı tarafından ev teslimi gerçekleştirilmemiştir. Bunun üzerine müvekkil birden fazla kez davalı —- ihtar çekmiş,— yoluyla ulaşmaya çalışarak mağduriyetini gidermeye çalışmış ve sözleşme gereği kendisine vadedilen taşınmazın kendisine teslimini, sözleşmede belirtilen taşınmaz olmasa —– taşıyan bir başka taşınmazın kendisine verilmesini talep etmesine rağmen, sürekli oyalanmış, çeşitli vaadler ile bekletilmiş ve halen bugüne değin olumlu bir sonuç alamamıştır. Müvekkil taşınmazın kendisine teslimini sabırla beklerken davalı taraf diğer kooperatif üyelerine imzalanmış olan sözleşmeler gereği teslim etmesi gereken taşınmazları teslim etmiştir. Bu üyeler bu taşınmazlarda ikamet etmektedir. Sayın Mahkemeniz tarafından yapılacak bir keşif ile de bu durum ——- ortaya çıkacaktır. Ancak müvekkilde bu üyeler gibi imzalamış olduğu sözleşme nedeniyle hak sahibi olmasına rağmen halen hakkını elde edememiştir. 1163 Sayılı Kooperatif Kanunu’nun 23. Maddesine göre; “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve ——-eşittirler.” ortaya çıkan durum bu ilkeye aleni bir şekilde aykırılık ortaya çıkarmaktadır. Davalı tarafından sözleşmeye konu taşınmazın devrine engel olarak iddia edilen nedenlerden biri de taşınmazla ilgili imar sorunun bulunduğu iddiasıdır. Diğer kooperatif üyelerinin dairelerinde de aynı sorun olmasına rağmen sözleşmelerine konu daireler kendilerine devredilmiş ve fiilen kullanılmaktadır. Ancak her nasılsa iddia edilen aynı sorunun taşınmazın müvekkile devrini ya da devir yapılamıyorsa mağduriyetini giderici işlem yapılmasını mümkün kılmamaktadır. Davalı taraf müvekkili sürekli bahanelerle oyalamaya çalışmaktadır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen —— Davaya konu taşınmaz için—– kapsamında ilgili —-yatırılmış ancak devir halen gerçekleştirilmemiştir. (Ek:9) Müvekkilin yıllar önce edimlerini yerine getirmesine ve sabırla dava konusu yerin kendisine devrini beklemesine rağmen bu yönde bir adım atılmaması üzerine, davaya konu edilen alacağın dava şartı arabuluculuk kapsamında olması nedeni ile ilk önce —-sürecimiz anlaşamama olarak sonuçlandığından (Ek:10) yıllar boyu devam eden mağduriyetinin son bulması için huzurunuzdaki davanın açılması zorunluluğu doğmuştur. Yukarıda arz ve izah ettiğimiz ve Sayın Mahkemeni re’sen dikkate alacağı nedenlerle; Tüm talep dava, şikayet ve fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla öncelikle dava konusu gayrimenkulün 3. Bir kişiye devrinin teminatsız olarak önlenmesi için tapu kaydına işbu dava kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir konulmasına, Davamızın kabulüne, Davalı kooperatif tarafından sözleşme gereği ödenmesi gereken bedeller ödendikten müvekkilime devredileceği söylenen taşınmazın müvekkile devri için tapunun iptaline ve dava konusu —– müvekkil adına tesciline, Bunun mümkün olmaması durumunda müvekkilin kooperatif üyeliğine son verilerek tarafından ödenmiş olan toplam bedelin ödeme yapıldığı tarihten itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte müvekkile ödenmesine; Müvekkile 2007 tarihinde teslim edilmesi gereken ancak edilmeyen taşınmazla ilgili olarak kira bedellerinin ödeneceği taahhüt edilmesine rağmen bu taahhüdün gerçekleşmemesi üzerine 2007 tarihinden itibaren tespit edilecek toplam kira bedelinin her iki davalıdan müşterek ve müteselsilen temerrüt faizi ile tahsili ile müvekkile ödenmesine; —- kapsamında müvekkilin dava konusu taşınmazla ilgili olarak ödemiş olduğu 13.000-TL’nin her iki davalıdan müşterek ve müteselsilen ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile müvekkile ödenmesine; Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesine” şeklinde iddia ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı tarafa dava dilekçesi ve tensip zaptı usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı tarafın cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, kooperatif üyeliğine dayalı teslim edilmeyen taşınmaz nedeniyle ödenmesi gereken kira bedelleri için açılan alacak davasıdır.
Davalı —-tespit—– yazılan yazıya verilen cevapta; davalı ———- olduğunun bildirildiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 14/2.maddesine göre; “özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileri ile sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.”
Dava —-karşı açtığı alacak davası olup, Kooperatifin merkezinin bulunduğu ——Mahkemesi’nin kesin yetki kuralı gereğince yetkili olduğu anlaşılmakla, mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin yetkisiz olması ve yetkili mahkemenin HMK’nın 14.maddesindeki kesin yetki kuralı gereğince —- mahkemesi olduğu dikkate alınarak mahkememizin yetkisizliğine,
2- HMK’nun 20/1.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın yetkili —-MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331/2.maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20/1.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak; davacı vekilinin yüzüne karşı , davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.