Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/586 E. 2023/245 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/385 ESAS
KARAR NO : 2023/302

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/10/2015
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26.06.2014-26.06.2015 tarihleri arasında geçerli olan —– sayılı “—- sigorta Poliçesi” ile sigortalı —– model —– isimli özel teknenin 27.07.2014 günü —-bulunan hususi alana gerekli özen ve dikkat gösterilerek bağlandığını, ertesi gün sabah saatlerinde mezkur teknenin battığının müvekkil şirket yetkilisi —– telefonla bildirildiğini, olay neticesinde, 28.07.2014 tarihinde meydana gelen hasarın karşılanmasının davalı Sigortacıdan talep edildiğini, davalının sigortacı —- sayı ve 05.08.2014 tarihli yazısında; yapılan incelemelerde hasarın iskele motor körük lastiğinin eskiyip yırtılması ve teknenin su alması neticesinde meydana geldiğinin tespit edildiğini, teminat içerisinde kalan sebeplerden biri neticesinde oluşmayan dolayısıyla poliçe kapsamına girmeyen hasardan dolayı herhangi bir tazminat ödenmeyeceğini bildirdiğini, teknedeki herhangi gizli kusur nedeniyle uğranılan zararın teminat kapsamında olduğunu, aydınlatma ve bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı sigortacının, müvekkil şirketin uğradığı tüm zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu, arz ve izah olunan nedenlerle ve fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; 58.861,94-TL’nin, 28.07.2014’den itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalı sigortacı tarafından müvekkiline ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

ISLAH DİLEKÇESİ: Davacı Vekili 25/07/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesinde 58.861,94-TL talepli olarak açılan davasını ıslah ederek, toplam talebinin 75.000,00-TL’ye çıkarılmasını talep etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıya ait—– isimli teknenin, 26.06.2014-26.06.2015 vadeli,—–no.lu —-Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede —— rehinli alacaklı olarak yer aldığını, buna göre rehinli alacaklının davaya muvafakatinin bulunup bulunmadığının araştınlması gerektiğini, yok ise davanın dava ehliyeti yokluğundan reddi gerektiğini, MK m. 879/1 uyarınca “Muaccel olan sigorta tazminatı, malike ancak bütün rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebileceğini, 28.07.2014’de gerçekleşen hasar neticesinde müvekkil şirket tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesinde hasarın “teknenin iskele taraf motor körük lastiğinin eskiyip elastikiyetini kaybetmesi ve çatlayarak delinmesine bağlı olarak teknenin su almaya başlaması neticesinde” meydana geldiğinin tespit edildiğini, hasarın meydana geliş şekliyle Enstitü Yat Klozlarının “Tehlikeler” başlıklı 9. maddesinde sayılan haller arasında yer almaması nedeniyle teminat dışı olduğunu ve müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibariyle, —– Sigorta Poliçesi kapsamında davacı şirkete ait batan teknenin zararının karşılanması için davalı sigorta şirketine karşı açılan tazminat davasıdır.
Davacı vekili, 26.06.2014-26.06.2015 tarihleri arasında geçerli olan “—- Sigorta Poliçesi” ile sigortalı,—- model—–isimli özel teknenin 27.07.2014 tarihinde —— bulunan hususi alana gerekli özen ve dikkat gösterilerek bağlandığını, ertesi gün teknenin battığının müvekkiline bildirildiğini, 28.07.2014 tarihinde meydana gelen hasarın karşılanması davalı sigortacıdan talep edilmiş ise de, 05.08.2014 tarihli yazısında, hasarın iskele motor körük lastiğinin eskiyip yırtılması ve teknenin su alması neticesinde meydana geldiğininin, poliçe kapsamına girmeyen hasardan dolayı herhangi bir tazminat ödenmeyeceğinin bildirildiğini, oysa ki, —–Sulh Hukuk Mahkemesinin—— sayılı tespit dosyasında alınan 09.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda, pervanenin sert bir yere göbeğinden çarpmış olabileceği, bu nedenden ötürü körüğün patlayabileceği ve dolayısıyla teknenin su alıp batabileceği, ek raporunda ise, toplam hasarın 58.861,94 TL olduğu şeklinde tespitte bulunulduğunu, hasarın poliçe kapsamında olduğunu, ayrıca aydınlatma ve bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı sigortacının, müvekkil şirketin uğradığı tüm zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 58.861,94 TL’nin, 28.07.2014’den itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş; 25.07.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile müddeabihi artırarak 75.000 TL’ye yükseltmiştir.Davalı vekili, müvekkili şirket tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesinde hasarın “teknenin iskele taraf motor körük lastiğinin eskiyip elastikiyetini kaybetmesi ve çatlayarak delinmesine bağlı olarak teknenin su almaya başlaması neticesinde” meydana geldiğinin tespit edildiğini, hasarın meydana geliş şekliyle Enstitü Yat Klozlarının “Tehlikeler” başlıklı 9. maddesinde sayılan haller arasında yer almaması nedeniyle teminat dışı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; ” uyuşmazlığa konu “—— “isimli teknenin batma sebebinin delik kuyruk lastiğinden su girmesi olduğu, bu kuyruk lastiğinin su almasının sebebinin de zamanında değiştirilmediği gibi zarar görmesinden dolayı fark edilip değiştirilmemesine bağlı olduğu, yine uyulan bilirkişi raporuna göre teknenin elektronik ve mekanik aksamı ile seyir cihazları ve kamarasında deniz suyu kalıntısı tespit edilemediğinden batma sebebinin uygun bulunduğu, bu çerçevede teknenin kısmen batması sonucunda meydana gelen zararın sigorta poliçesi kapsamında değerlendirilemeyeceği ve sigorta teminatı dışında kaldığı” gerekçesiyle davanın reddine dair karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.Davanın reddine dair kararın istinaf incelemesini yapan —– Bölge Adliye Mahkemesi —–Hukuk Dairesi’nin —- esas, —— karar sayılı ve 14/02/2020 tarihli kararı ile mahkememizin kararı doğru görülmekle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine temyiz incelemesini yapan Yargıtay —– Hukuk Dairesi’nin —– esas, —— karar sayılı ve 24/03/2021 tarihli kararı ile mahkememizin kararı; “… olay sonrası davacı tarafın başvurusu üzerine yapılan delil tespitinde keşfen düzenlenen raporda; “…olayın meydana geldiği teknenin iskele makine, şanzıman ve pervanenin bulunduğu kuyruk kısmının demonte olduğu, pervane göbeğinden darbe aldığı, başka bir ifadeyle pervanenin sert bir yere göbeğinden çarpmış olabileceği, dolayısıyla ara şaft(mafsal) üzerindeki körüğün patlak ve yırtılmış olduğu, su kesiminin altında kalan bu bölümden tekne içerisine su girdiği, bu çarpma nedeniyle körüğün patlayabileceği ve dolayısıyla teknenin su alabileceği ve batabileceği…” belirtilmiştir. Hükme esas alınan raporda ise delil tespit raporundaki bu tespitlere ilişkin herhangi bir değerlendirmeye rastlanılmamıştır. Bu durumda raporlar arasında rizikonun sebebine ilişkin açık bir çelişkinin varlığı ve bunun giderilmesi gerektiği açıktır. Bu itibarla, konu ile ilgili uzman teknik kişilerin oluşturduğu gerekirse bir heyetten tekrar rapor alınarak tüm çelişkilerin giderilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olması doğru olmamış ve kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir” gerekçesiyle bozulmuş,—– Bölge Adliye Mahkemesince mahkememize gönderilen dosya bu kez —–esas sırasına kaydedilmiştir.Taraf iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamında toplanan deliller ve Yargıtay bozma ilamı göz önüne alınarak dosyanın bir gemi makine mühendisi, bir makine yüksek mühendisi, bir kaptan ve sigorta alanında uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi ile; toplanan tüm deliller ve gerek mahkeme dosyasında alınan bilirkişi raporu gerekse delil tespiti ile eksperiz raporları, davaya konu hasarın meydana gelme sebebi hususunda alınan raporlar ve tespitler karşılaştırılarak, hasarın poliçe teminatı kapsamında kalıp kalmadığı hususunun incelenmesi ve neticede davalının bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi suretiyle mahkememiz denetimine açık olacak şekilde rapor tanzim edilmesine karar verilmiştir.Bilirkişi heyetinin 10/09/2022 tarihli raporlarında özetle; “…—–isimli sigortalı tekne, 28.07.2014 tarihinde —— bağlı olduğu sırada
su alarak kısmen batmıştır. Batma nedeni, delik kuyruk lastiğinden deniz suyunun tekne içine
girmesidir. Teknenin bir gün önce, 27.07.2014 tarihinde denize açıldığı ve 28.07.2014 günü
saat 01.00 sularında iskeleye yanaşıp bağladığı bildirilmiştir. Teknenin yüzdürülerek
çıkarılması ve karaya alınması sonrasında, davalı sigortacı tarafından görevlendirilen Eksper,
yaptığı inceleme sonucu düzenlediği 04.08.2014 tarihli Raporunda, teknenin iskele motor şaft
körüğünün delinmiş ve şaft körüğünün bütün kıvrımlarında lastiğin çatlamış olduğunu, körüğün
yırtılıp su alması nedeniyle iskele motor pervane şaftı karşılama yatağının paslanarak rulmanın
dağılmış olduğunu tespit etmiştir. 29.08.2014 tarihli Raporunda ise teknenin iskele motor körük lastiğinin eskiyip elastikiyetini kaybetmesi ve çatlayarak delinmesine bağlı olarak teknenin su
almaya başlaması neticesinde hasarın meydana geldiğini, körük lastiği incelendiğinde lastiğin
eskiyip sertleşerek, bütün kıvrım noktalarında çatlama izlerinin olduğu ve körüğün bir yerden
yırtıldığını, eğer körük bu bölmeden yırtılmasaydı, çok kısa bir zaman sonra başka bir yerden
yırtılacağını tespit etmiş ve buna kanaat getirmiştir. Eksperin raporunda, pervane göbeğinde bir
hasar bulunduğuna dair tespit yer almadığı gibi, tekne ilgililerinin de bu yönde Ekspere
herhangi bir bildirimde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan—–Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —– dosyası kapsamında yaptırılan bilirkişi incelemesinde, pervane göbeğinde darbe olduğu, yani pervanenin sert bir yere göbeğinden çarpmış olabileceği tespit edilmiştir. Pervanenin bulunduğu kuyruk kısmının demonte edilmesi sonrasında, görsel olarak yapılan incelemede, tespit bilirkişilerinin gözle görerek yaptıkları bu tespitin, sigorta eksperi tarafından yapıl(a)mamış olmasının nedeni anlaşılamamıştır. Teknenin yapım yılı 2006’dır. Tespit bilirkişilerince de isabetle belirtildiği üzere, en fazla 5 yıl sonunda (2011 yılında) motor körük lastiğinin yenisi ile değiştirilmesi
gerekmektedir. Dosyada mevcut tekneye ait iki adet bakım onarım faturasından 30.12.2013
tarihli olanı, kuyruk bakımına ilişkindir. Körük lastiğinin delinerek teknenin su aldığı tarih
28.07.2014 tarihidir. Lastiğin 30.12.2013 tarihinde değiştirilmiş olması ihtimali, yaklaşık 7 ay
sonra, bütün kıvrım noktalarında çatlama izlerinin ortaya çıkması ve gerek bilirkişilerinin
gerekse sigorta eksperinin lastiğin eskimiş ve yıpranmış olduğuna dair tespitleri ile uyumlu
değildir. Keza 7 ay önce yenilenmiş olan lastiğin, herhangi bir çarpma sonucu zarar görmesi
her zaman mümkün ise de, yine de bu durumda bile yeni değişmiş bir körük lastiğinin, delinme
sonrası incelenmesinde, kıvrım yerlerinde çatlakların görülmesi beklenen bir durum değildir.
Dolayısıyla, bu çatlakların körük lastiğinin eskimiş olması nedeniyle ortaya çıktığı; hasara konu
delinen körük lastiğine ait olduğu beyan edilen ancak üzerinde tekne ismi yazılı olmayan
30.12.2013 tarihli bakım onarım faturasının içeriğinin işbu tespit bilgileri ve körüğe ait
fotoğraflar ile uyumlu bulunmadığı, lastiğin 7 ay önce değiştirilmiş olmasının teknik olarak
mümkün görülmediği anlaşılmaktadır. İncelenen olayda, sigortalı teknenin barınağa bağlı olduğu sırada, kuyruk kısmından su alarak kısmen batmasına, motor körük lastiğinin eskimesi sonucu elastikiyetini kaybetmesi ve kıvrım noktalarında çatlamaların meydana gelmesine bağlı olarak delinmesi ve bu açıklıktan tekne içine deniz suyunun girmesi yol açmıştır. Sadece tespit bilirkişilerinin raporunda söz edilen ancak, gerek ekspertiz raporunda gerekse davacı tarafça söz edilmeyen, pervane göbeğinin darbe aldığı olgusunun varit bulunduğunun kabul edilmesi durumunda, bu darbenin zaten eskimiş, yıpranmış ve çatlamış olan körük lastiğinin daha çabuk delinmesine yol açmaktan başka, incelenen olayda hasarın ortaya çıkmasına tek başına etkisi bulunmadığı kanaatine varılmıştır….—– Sulh Hukuk Mahkemesinin ——sayılı dosyasıyla yaptırılan delil tespiti neticesinde düzenlenen 09/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda, “pervane göbeğinden darbe olduğu, yani pervanenin sert bir yere göbeğinden çarpmış olabileceği, dolayısıyla ara şaft (mafsal) üzerindeki körüğün patlak ve yırtılmış olduğu, bu hasardan dolayı körüğün patlayabileceği, dolayısıyla teknenin su alıp batabileceği” tespit edilmiş, hasarın meydana
geldiği, körüğün patlak ve yırtılmış olmasının çarpmanın / darbenin etkisiyle olduğu, batma
veya deniz suyunun tekneye girmesi nedeniyle uğranılan hasar Enstitü Yat Klozları ve
Poliçenin kapsamına dahildir.
Tespit edilen hasar sebebiyle ortaya çıkan davacı zararını, mezkur sigorta poliçesi
hükümleri kapsamında davalı sigortacının ödeme sorumluluğu bulunmaktadır …” şeklinde kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunun 5.sayfasındaki değerlendirmelerle sonuç kısmının çelişkili olduğu, raporun 5.sayfası dışındaki kısımlarının dosyanın özetinden ibaret olduğu, bilirkişilerin net olarak rizikonun gerçekleşme sebebini belirlemedikleri anlaşılmakla; davalı vekilinin itirazları da dikkate alınarak, sebep sonuç arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve riziko konusunda net bir tespite yer verilmesi için ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın aynı heyete tevdiine karar verilmiştir.
Bilirkişilerin 13/12/2022 tarihli ek raporlarında özetle; “…Bu kapsamda heyetimizce yapılan değerlendirmede, yukarıda belirtilen hususun; diğer bir
ifade ile daha net bir biçimde anlaşılır kılınması amacıyla, raporumuzun 5.sayfasında yer alan
6. Maddenin sonuna, “Buna göre Heyetimiz, konu kazanın meydana gelişine ve teknenin
batmasına neden olan etkinin “Pervane Göbeğinin Darbe Almasına” bağlı
olduğu görüşüne varmıştır.” ifadesinin eklenmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Bu bağlamda Kök Raporumuzun Sonuç bölümünde yer alan ve —– Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ——- sayılı dosyasıyla yaptırılan delil tespiti neticesinde düzenlenen 09/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda, “pervane göbeğinden darbe olduğu, yani pervanenin sert bir yere göbeğinden çarpmış olabileceği, dolayısıyla ara şaft (mafsal) üzerindeki körüğün patlak ve yırtılmış olduğu, bu hasardan dolayı körüğün patlayabileceği, dolayısıyla teknenin su alıp batabileceği” tespit edilmiş,
hasarın meydana geldiği, körüğün patlak ve yırtılmış olmasının çarpmanın / darbenin
etkisiyle olduğu, batma veya deniz suyunun tekneye girmesi nedeniyle uğranılan hasar
Enstitü Yat Klozları ve Poliçenin kapsamına dahildir. Tespit edilen hasar sebebiyle ortaya çıkan davacı zararını, mezkûr sigorta poliçesi hükümleri kapsamında davalı sigortacının ödeme sorumluluğu bulunmaktadır.” şeklinde ifade edilen görüşümüz arasında bir bağ (illiyet) kurulabileceği kanaat ve sonucuna varılmıştır” şeklinde kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır.
Somut olayda, sigortalı teknenin seferde olmayıp barınağa bağlı iken hasara uğradığı sabit olup, uyuşmazlık sigortalı teknede meydana gelen hasarın poliçe kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Enstitü Yat Klozlarının ‘Tehlikeler’ başlıklık 9. bendinde, “her zaman bu sigortadaki istisna hükümlerine bağlı olmak koşuluyla; 9.1. Bu sigorta [aşağıdaki] tehlikeler nedeniyle sigorta edilen şeyin uğradığı zıya veya hasar kapsar: 9.1.1 deniz, ırmak, göl veya diğer seyrüsefer yapılabilir suların tehlikeleri; 9.1.2. Yangın; 9.1.3 Denize mal atılması; 9.1.4 Korsanlık; 9.1.5 Rıhtım, liman aygıt ve donanımı, kara taşıtları, hava taşıtları veya benzeri şeylerle temas veya onlardan düşen şeyler; 9.1.6 Deprem, yanardağ püskürmesi veya yıldırım; 9.2 Zıya veya hasarın sigortalı, gemi sahibi ve idarecilerinin gerekli özeni göstermemelerinden kaynaklanmaması koşulu ile bu sigorta 9.2.1 sigorta edilen şeyin [aşağıdaki] tehlikeler nedeniyle uğradığı zıya veya hasan kapsar: 9.2.1.1 Gereçler [levazım] aygıt, donatı, makine veya yakıtın yüklenmesi, boşaltılması veya yer değiştirmesi sırasında olan kazalar; 9.2.1.2 Patlama [infilak]; 9.2.1.3 Kötü niyetli hareketler; 9.2.1.4 Gemi veya botlarının tamamen çalınması ya da bilinen yöntemlere ek olarak hırsızlığı önleyici aygıt ile gemi yahut botlara kilitlenmesi koşulu ile dıştan takma motorların çalınması yahut gemiye, depo veya onarım yerine zorla girilerek makinenin [dıştan takma motorlar dahil] aygıt veya donanımın çalınması; 9.2.2 Motor ve bağlantıları [bağlantı mili (strut şaft) ve pervane hariç], elektrik donanımı ve aküler ve bağlantıları istisna,aşağıdaki rizikolar nedeniyle sigorta edilen şeyin uğradığı zıya veya hasar: 9.2.2.1 Kazanların patlaması, şaftların kırılması veya makine veya teknedeki herhangi gizli kusur [kusurlu parça, şaft veya kazanın onarım, değiştirilmesi masrafları ve maliyeti hariç]; 9.2.2.2 Her kim olursa olsun herhangi kişinin ihmali, fakat sigortalı ve/veya gemi sahibi adına yapılan her hangi onarım veya değişiklikle ilgili sözleşmenin ihmal veya İhlali neticesi meydana gelen herhangi kusurun iyileştirme maliyeti veya geminin bakım masrafları hariçtir; 9.3 Bu sigorta, eğer makul Ölçüde özellikle bu amaçla yapıldıysa, oturma sonrası karineyi görme masraflarım, hasar olmasa bile tazmin eder” şeklindedir.
Tüm dosya kapsamına göre; Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere, dosya kapsamında bulunan —–. Sulh Hukuk Mahkemesinin —— sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile 04/08/2014 tarihli sigorta eksper raporunun ve mahkememizce aldırılan 29/08/2014 tarihli raporun çelişkili olması nedeniyle, bir gemi makine mühendisi, bir makine yüksek mühendisi, bir kaptan ve sigorta alanında uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetinden çelişkileri giderecek mahiyette rapor alındığı; rapora göre; kazanın meydana gelişine ve teknenin
batmasına neden olan etkinin “Pervane Göbeğinin Darbe Almasına” bağlı
olduğu, pervanenin sert bir yere göbeğinden çarpmış olabileceği, dolayısıyla ara şaft (mafsal) üzerindeki körüğün patlak ve yırtılmış olduğu, bu hasardan
dolayı körüğün patlayabileceği, dolayısıyla teknenin su alıp batabileceği tespit edildiği, körüğün patlak ve yırtılmış olmasının çarpmanın / darbenin etkisiyle olduğu, batma veya deniz suyunun tekneye girmesi nedeniyle uğranılan hasarın Enstitü Yat Klozları ve Poliçenin kapsamına dahil olduğu, davanın poliçeden kaynaklı hasar bedelinin tazmini istemine ilişkin olup somut olayda TTK’nın 1445/5.maddesi şartlarının oluştuğu ve bu suretle tespit edilen hasar sebebiyle ortaya çıkan davacı zararını, mezkûr sigorta poliçesi hükümleri kapsamında davalı sigortacının ödeme sorumluluğu bulunduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE,
75.000,00-TL’nin sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarih olan 06/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 5.123,25-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 1.005,22-TL peşin harç ve 591,00-TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 3.527,03‬-TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.596,22‬-TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 6.276,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 12.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, Davacı vekilinin e duruşma ile yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.