Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/578 E. 2022/974 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/578 Esas
KARAR NO : 2022/974

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının icra takip dosyasına konu edilen fatura bedeli kadar alacaklı olduğu, davacı tarafından yapılan işin davalının üçüncü kişilerden aldığı —–aksamı için gerekli olan—– olduğu, iş bu hizmet karşılığında —–kesildiği ve tebliğ edildiğini, davacının davalıda bakiye kalan asıl alacak —–yasal faizi için — dosya ile icra takip başlattığını, davalının itirazı nedeniyle takip durduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşmanın sağlanamadığını beyanla davalının—– dosyasına yapmış olduğu tüm itirazlarının iptaline ve icra takibini devamına, haksız ve kötü niyetle itiraz eden davalıların itiraz olunan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, muhakeme masrafları ile ücreti vekâletin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sadece fatura alacağından bahsettiğini, davalı ile olan iş ilişkisinden hiç bahsetmediğini, dava dilekçesinin ekinde fatura alacağına konu olan hizmet sözleşmesi ve hak edişe ilişkin bilgi belgeler sunmadığı, davalıya tebliğ edilen faturayı davalının kabul etmesi davacı şirketin faturadan kaynaklı alacağını göstermek için yeterli olmadığı hizmet ilişkisinin detaylıca belirtilmesinin gerektiği, davacı şirketin davalıdan faturadan kaynaklı bir alacağı bulunmadığını beyanla dava dilekçesindeki savunmalarının kabulü ile, dava dilekçesinde fatura alacağını ispat edemeyen, somutlaştıramayan, dava dilekçesindeki delillerini yasal süresinde sunamayan ve basit yargılama usulü gereğince delillerini süresinde sunamayan davacı şirketin davasını ispatlayamadığından ve ayrıca haksız, hakkaniyete aykırı, kötüniyetle
açılmış olan huzurdaki davasının reddine karar verilmesi ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd. maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının bakiye fatura alacağını ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış——– celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —– tarihli bilirkişi raporu ve—— bilirkişi ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
12.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Davacı şirket tarafından ibraz edilen — ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin—yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin yapılmadığı) usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, ticari defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu davacı sirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu, Davalı tarafından — defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, ticari defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu davalı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu, Tarafların Ticari Defterlerine Göre; Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, Davacının takip konusu yaptığı ——– faturanın davacı ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davanın taraflarının iş bu faturayı —- dairesine bildirdiği, iş bu faturaya kısmi ödeme olarak ————- yapıldığı, iş bu faturadan dolayı takip tarihi itibariyle davacının davalıdan kaydi — alacaklı olduğu, Takip konusu olan faturaya, davalının yasal süresi içinde itiraz etmediği ve iade faturası düzenlemediği, Takip konusu borcun dayanağı olan faturaların iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olması ve faturalara süresi içinde itiraz edilmemiş ayrıca — yapılmış olması sebebiyle, fatura konusu mal ve hizmetin verildiğine dair yasal karine oluştuğu, böylece ispat yükünü üzerine alan davalı tarafın fatura konusu mal ve hizmetlerin verilmediğini ispat edemediği, takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalıdan —- alacaklı olduğu, davalı şirket usulünce temerrüde düşürülmediğinden takip öncesi faiz istenemeyeceği, Davacının icra inkâr tazminatı ve diğer taleplerine ilişkin takdirin ise Mahkeme’ ye ait bulunduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
29.05.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle, “…Davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu ancak alacak sigortası kapsamında takip konusu alacağın,—– tutarındaki kısmının … tarafından davacı şirkete ödendiği ve davacının davalından—- alacağının, … tarafından devir ve temlik alındığı, Başka bir ifade ile davacının davalıdan kalan alacağının—- olduğu, davaya müdahale talebinde bulunan .—-davalıdan—- alacaklı olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve ——— üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağının davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca tarafların ——- üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, dosyaya konu alacağın davacı ve davalı tarafından— bildirildiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle davalı, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağına ilişkin hizmeti kabul edip — bildirdiği anlaşılmaktadır. O halde davalı, beyanname vermekle cari hesaba konu hizmet/malları teslim aldığının ve teslim aldığı malların/hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir. —— Karar sayılı ilamı)
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve alacağını yöntemince ispat ettiği, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı , davalı temerrüde düşürülmediğinden davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.—- davacıdan temlik alındığı ve bu miktar yönünden asli müdahale talebinin kabulüne karar verilmesi talep edilmiş ise de; eldeki davanın itirazın iptali davası olup takip ile sıkı sıkıya bağlıdır. Dava konusu takip dosyasında alacaklı davacı şirket, borçlu ise davalı şirket olup, asli müdahale talebinde bulunan — dosyasında taraf olarak bulunmamaktadır. Bu sebeple eldeki dava dosyası yönünden—- Merkezinin asli müdahale talebinin davanın niteliği gereği mümkün olmaması sebebiyle reddine karar verilmiştir.— davacıya ait olmadığı ve davacı tarafından dava dışı-asli müdahale talebinde bulunan —- edildiği ve bu hususun tarafların ticari defter ve kayıtları ile sabit olduğundan ———–davacının talebinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının —esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, — asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının—- esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, —– asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 7.705,57-TL’den davacı tarafça yatırılan 2.277,57-TL peşin mahsubu ile bakiye 5.428,00-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 2.277,57-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 107,70-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.250,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.425,50-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 630,26-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca —–arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre —– davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, kalan —- davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- 13/1-2 maddesindeki esaslara göre belirlenen ——- nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — 13/1-2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.920,44-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.