Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/576 E. 2022/669 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/576 Esas
KARAR NO: 2022/669
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27.08.2021
KARAR TARİHİ:15.09.2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA:
DAVA:Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu şirketin, davacı firma ile bir süredir devam ettikleri ticari ilişki içerisinde davacı firma tarafından adına kesilmiş ve tanzim edilmiş bulunan —-adet fatura bedelini ödememiş ve bunun üzerine davacı firma tarafından kendisine keşide edildiği, —— yevmiye no’lu ihtarnamesine de cevap vermediği, bu ihtarname de davalıya — tarihinde tebliğ edildiği, temerrüt koşulları oluştuğu, bunun üzerine ödenmemiş olan—–bedeli konu edilerek —- Esas sayılı icra takibine, borçlu tarafından borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine süresinde dayanak sunmadan haksız bir biçimde itiraz edildiği, takibin durduğu, borçlu şirketin itirazında herhangi bir belge veya delil sunmadığı, itirazı haksız olarak, borcunu bir süre daha öteleyebilmek için yaptığını, davacı firma ticari ilişki çerçevesinde üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmekle birlikte, borçlu şirket tarafından ekteki fatura bedellerini hiçbir şekilde tahsil edemediği, açıklanan nedenlerle; borçlunun yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini, borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; —- sektöründe hizmet vermekte olan davalının, dava dışı ——yerlerin personel ve öğrenci taşıma işini yaptığını, davalı şirket servis hizmetinin yürütülmesini kendi —— araçları ile gerçekleştirdiği gibi kimi zaman da bir servis aracı sahiplerinden —- gerçekleştirdiğini, bu kapsamda davalı şirket müşterisi olan —— verilmesi hususunda davacı ile —– imzalandığını, davacı tarafından sözleşme ile belirlenen güzergahta verilen hizmetlerinin karşılığı düzenli olarak kendisine ödendiğini, davacı tarafından sözleşme ile öngörülen bildirim süresine uymadan sözleşmenin fesh edilmek istenmesi, fesh edilmesi için gerçek dışı bahaneler üretilmesi ve bunların davalı şirket tarafından kabul edilmemesi üzerine davacı tarafından gerçek dışı —— faturalar düzenlendiği, davacı tarafından düzenlenmiş olan ve icra takibine konu edilen —– bedelli faturalar, davacı tarafından haksız ve mesnetsiz şekilde tek yanlı düzenlenmiş faturalar olduğu, söz konusu faturalara davalı müvekkili tarafından TTK 21/2 maddesi uyarınca süresi içerisinde itiraz edildiği, davacının tek taraflı düzenlemiş olduğu ——- tarihinde müvekkili şirkete mail attığını, söz konusu —– haberdar olan davalı müvekkili, kendi alacağının da ödenmesini içeren ———— uyarınca itiraz ettiğini, davacının tek yanlı düzenlediği ——tarihinde—-gönderildiği, gelen faturaya davalı şirket muhasebe birimi tarafından aynı — gönderilen —– ile itiraz edildiği, davacı, davalı şirketle olan sözleşmesi devam etmekte iken sözleşmede belirtilen bildirim süresine uymadan—– tarihinden itibaren işe gelmeyerek sorumluluğunda olan ——yerine getirmediği, iş aktini haksız şekilde fesh etmiştir. Davacının bir anda servis hizmetini bırakması ile müvekkili şirket hizmet verdiği —– karşı zor durumda kaldığı gibi yeni yapılan tedarik sözleşmesi, kullanılan taksi ücretleri gibi sebeplerle maddi anlamda da zarara uğradığını, davalı müvekkilinin oluşan bu zararlarına karşılık talep hakkının saklı olduğu, bunun yanında taraflar arasındaki ———-Maddeleri gereğince davacının sözleşmede belirlenen usule uymadan işi bırakması ve servis hizmetini yerine getirmemesi sebebiyle davalı müvekkiline ——— ödemesi gerektiği, davalı müvekkilinin alacağının tahsili için sözleşmenin —- göre davacının hak edişinden takas, mahsup ve hapis hakkı bulunduğu, davacının icra takibine konu ettiği iki faturadan dolayı herhangi bir alacağı bulunmadığı, alacaklı olduğu davalı müvekkilinin alacağının davacının gerçek hakedişinden mahsubu ile davalı müvekkilinin herhangi bir borcu kalmadığını, bu sebeple davacı tarafından açılan davanın reddini talep etmişlerdir.
KARŞI DAVA:
DAVA:
Davalı karşı davacı karşı dava dilekçesinde özetle; Davacı/karşı davalının davalı/karşı davalı müvekkilden alacağı bulunmadığı gibi, —– Sayılı dosyasından icra takibine konu edilen cezai şart sebebiyle müvekkili şirketin davacı/karşı davalılardan alacaklı olduğunu, Bu sebeple karşı davalı borçluların —- dosyasına yaptıkların itirazın iptali ile borçluların %20 icra inkar tazminatı ödemelerine karar verilmesi gerektiğini, davacı/karşı davalı ile davalı/karşı davacı müvekkili şirket arasında müvekkilinin müşterisi olan —- verilmesi hususunda davacı ile — imzalandığı, hizmetin verileceği servis aracı davacı/karşı davalı — olduğu için sözleşme —- hazırlandığı, ancak şirketle doğrudan muhatap olan ve araç sürücüsü olan ——— olduğu, kendisinde babasının vekaletnamesi olduğu beyan edilmiş ve sözleşme vekil sıfatı ile—- tarafından imzalandığını, imza sırasında —— —– gönderileceği ifade edildiği, müvekkili şirkete herhangi bir vekaletname gönderilmediğini, taraflar arasındaki——– bu şekilde devam ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkin —– devam etmekte iken; davacının oğlu ve —adresinden —– yapılarak akşam —– bildirildiğini, müvekkili şirket gelen maile verilen cevap ile “bildirim süresinde bulunmadan derhal sözleşmenin feshinin hem yasa hem de sözleşmeniz gereği mümkün olmadığı sözleşmeniz gereği çalışmanızın——- iş günü sonra sona ereceği, aksi halde şirket zararları ile sorumlu olduğunuz gibi, —-ceza ödemeniz gerekeceği” şeklindeki ifade ile cevap verildiğini, bunun üzerine davacı tarafın sözleşmeyi istediğini, kendilerine sözleşmenin gönderilfiğini, ——- sonra davacı sözleşmeyi vekaleten imzalayan —-tanımıyor gibi, beyanlara bulunduğunu—— —– olduğunu, sözleşmede—– bulunmadığı şeklideki kötüniyetli gerekçe ve beyanlarda bulunduğu, —- tarihinden sonra servis hizmetini yerine getirmediğini, davacıya defaatle işi bir anda bırakmaması gerektiği, sözleşme şartlarına uyması gerektiği bildirildiği halde, davacı sözleşme şartlarına uymadan bildirim süresini beklemeden işi bırakmış ve cezalı duruma düştüğü, cezalı duruma düşen davacıya — cezai şart bedelini— içerisinde ödemesi, aksi halde sözleşmenin—- ——uyarınca doğmuş ve doğacak hak edişinden öncelikle kesinti yapılacağını ve aleyhinize hukuki yollara —- yev.nolu ihtarnamesi ile davacıya bildirildiğini, davacı —- çalıştığı süre boyunca taraflar arasındaki sözleşmeye itiraz etmemesine rağmen, kendisine bildirim süresine uymadan işi bırakmasının sözleşme şartlarına aykırı olduğunun bildirilmesi üzerine, bu kez de kötüniyetli şekilde sözleşmeyi kabul etmediğini bildirdiğini, davacı —- iddiasının doğru olduğu kabul edilse dahi, bu durumda sözleşmeyi vekaleten ibaresi ile imzalamış olan oğlu —– müvekkili şirketi dolandırma kastıyla hareket ettiği sonucuna varılacağını, bu husustaki şikayet haklarının saklı olduğunu, açıklanan nedenlerle; Karşı Davacı tarafından açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile karşı davacının %20 kötüniyet tazminatı ödemesine, tarafılarınca açılan karşı davanın kabulü ile karşı davalı borçluların—– sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, karşı davalıların müvekkile %20 icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep ettikleri görüldü.
SAVUNMA:
Davacı karşı davalı, karşı dava dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; Davalı- karşı davacı dava dilekçesinde taraflar arasında imzalanan bir sözleşmeden bahsettiğini, Davalı- karşı davacı ile sözleşme imzalama yetkisinin sadece müvekkili ——- ait olduğu, Davalı- karşı davacı sözleşmenin tarafı olmayan ve imzalama yetkisi bulunmayan bir kişi ile yapmış olduğu sözleşmeye dayanarak cezai şart talep etmesi hukuken, mantıken ve ticari teamüller gereği de mümkün olmadığı, Davalı- karşı davacının basiretli bir şirket olarak davranmadığı gerçekleştirmiş olduğu bu durumla da sabit hale geldiğini, Davacı- karşı davalıların baba oğul olması da gerçeği değiştirmemekle birlikte—- iş bu sözleşmeyi imzalama yetkisi bulunmadığını, Davalı- karşı davacının —– müvekkili —- vekaleti olduğunu ve buna istinaden sözleşmenin—– imzalandığı yönündeki beyanlarının gerçek olmadığı,—- yanında şoför olarak çalıştığı, bu nedenle takibe konu cezai şarttan —- sorumluluğunun bulunmadığı, üçüncü kişiler ile yapılan sözleşmenin , sözleşmenin taraflarını bağlamayacağını, bu nedenle davacının iş bu sözleşmeye dayanarak talep etmiş olduğu tüm alacakların hukuken geçersiz olduğu, davalı- karşı davacının cezai şart yönündeki icra takibine dayanan tüm talepleri red edilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle; davalı- karşı davacı tarafından ikame edilen karşı davanın reddini, davalı- karşı davacının başlatmış olduğu icra takibin kötü niyetli olarak açılmış olması nedeniyle davalı- karşı davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalı- karşı davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Asıl dava hukuki niteliği itibariyle; faturaya dayalı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin; karşı dava hukuki niteliği itibariyle; taşıma sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı/karşı davalı vekili; yerine getirdikleri taşıma hizmeti nedeniyle davalı/karşı davacıya ——- fatura kesildiğini, davalının fatura bedellerini ödemediğini beyan etmiş; davalı/karşı davacı ise davacı/karşı davalının bildirimde bulunmadan taşıma sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini, haksız fesihten doğan cezai şartın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bu hali ile davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Taşıma Sözleşmesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş ise de; 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/k maddesinde tüketici tanımlanmış “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” 3/ı maddesinde ise tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği belirtilmiştir. Ayrıca HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmış olup, HMK’nın 115. maddesi hükümleri gereğince dava şartlarının mevcut olup olmadığı, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gereken hususlardandır.
Somut olayda davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlükte olduğu, taraflar arasındaki temel ilişki olan taşıma sözleşmesinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalması nedeniyle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olması nedeniyle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir:
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davaya konu uyşmazlığı incelemeye görevinin———Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne ait olduğundan MAHKEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Karara karşı 2 hafta süresi içinde kanun yoluna başvurulmaz ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulur ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye talep edenin başvurup talepte bulunması halinde dosyanın görevli—–Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine; süresi içerisinde talepte bulunulmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin talep edene ihtarına (ihtar edildi)
4-Kararın taraflara tebliğinin masrafının davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına,
5-6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu m.331/2 uyarınca yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verileceğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davaya görevli mahkemece devam edilmezse ve talepte bulunulursa yargılama giderleri ile ilgili karar verileceği hususunun talep edene ihtarına (ihtar edildi)
7-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren—— hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile ———– Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/09/2022