Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/557 E. 2023/857 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/557 Esas
KARAR NO :2023/857 Karar
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/08/2021
KARAR TARİHİ: 01/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
;Davacı vekili dava dilekçesinde
Müvekkili ile davalı şirket arasında 04/04/2012 tarihinde ——– yapıldığı; müvekkili şirket tarafından ——–yılında ilgili sözleşme kapsamında yapılan ücretlendirmelerin incelendiği; bir kısım bulgularda eksik faturalandırma yapıldığının tespit edildiği; müvekkili şirketin 19/12/2018 tarihli maili ile davalı şirkete bu durumun bildirildiği; sonrasında fatura düzenlenerek davalı şirkete gönderildiği; müvekkili şirketin davalı şirkete göndermiş olduğu fatura sonrası bir de resmi bildirimde bulunarak “geçmişe dönük toplam 2.785.842,10 TL (vergiler hariç) tutarı tarafınıza fatura edilecektir. Borcun tamamının itirazsız kabul edilmesi şartıyla, vade farksız 4 taksit ya da aylık %1,5 vade farklı eşit ana para ödemeli 12 taksit olarak iki taksitlendirme seçeneği sunulmaktadır.” şeklinde taksitlendirme olanağı sunulduğu; davalı şirketin gönderilen fatura ve resmi bildirime karşılık herhangi bir itirazda bulunmaksızın müvekkili şirketten taksitlendirme talebinde bulunduğu; TTK’nın 21. maddesinde bu hususa değinildiği; bu durumda davalı şirket tarafından fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması gerektiği; müvekkili şirketin, davalı şirketin taksitlendirme talebi karşısında yapılandırma protokolü düzenleyerek davalı şirkete ilettiği; hazırlanan iş bu protokole davalı tarafından bir takım itirazlarda bulunulduğu; bunun üzerine protokolün tekrar düzenlenerek imza için davalı şirkete gönderildiği; davalı şirketin protokolü imzalamaktan imtina ettiği; bununla birlikte davalı şirketin işbu protokole uygun şekilde ilk taksit ödemesi olan 145.597,69 TL’yi de ödediği; davalı şirket her ne kadar söz konusu protokolü imzalamamışsa da protokolde belirlenen ilk taksit miktarını ödeyerek taksitlendirme protokolü ve planını kabul ettiği; davalı şirketin protokol gereği ödenmesi gereken ilk taksiti ödedikten sonra bir daha ödeme yapmadığı; bunun üzerine davalı şirkete 2020 yılı başlarında resmi bir yazı ile özet borç bildirimi yapıldığı; söz konusu borç bildiriminde “Halen ödemesi gerçekleştirilmeyen kalan 2.698.407,03 TL ana para borcunuzun, 14/06/2019 tarihinden itibaren işleyen faiz, gecikme bedeli, masraf ve tüm fer’ileri ile birlikte işbu yazımızın tebliğini takip eden 15 gün içerisinde ödenmesini, aksi takdirde fazlaya ilişkin her türlü hakkımız saklı kalmak kaydı ile, Sözleşme ve Taahhütname’den doğan yükümlülüklerin firmanızca yerine getirilmemesinden kaynaklı olarak alacağımızın tahsiline yönelik işlemlere başlanacağı, ayrıca verilen hizmetin durdurulması ve Sözleşme’nin feshi cihetine gidilebileceğini bilgilerinize rica ederiz.” şeklinde bildirimin yapıldığı; buna rağmen davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı; bunun üzerine iş bu alacağın tahsili amacıyla ——– sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığı; ödeme yapılmayarak mağdur edilen müvekkilinin, kötü niyetle alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edilerek de daha fazla mağdur edildiği; müvekkilinin, icra takibine konu bu alacağının, belli veya belirlenebilir nitelikte olduğu; kanunen ve ——- kararları doğrultusunda alacağın hesaplanabilir olmasının yeterli olduğu öne sürülerek itirazın iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:

Davalı vekili cevap dilekçesinde
Müvekkili şirketin ———– tarafından ilgili mevzuat uyarınca telekomünikasyon alanında yetkilendirilmiş bağımsız bir işletmeci/operatör olduğu; davacı —— ise ilgili sektöre özgü yasal düzenlemeler ——-kapsamında —-tarafından etkin piyasa gücüne —— işletmeci olarak belirlendiği; bu doğrultuda diğer bazı yükümlülükler yanında toptan hat kiralama —- yükümlülüğüne tabi kılındığı; bu surette—— gibi diğer işletmecilerin şebekesi arasında tesis edilecek ara bağlantı ve ilgili diğer telekomünikasyon hizmetlerine ilişkin olarak —- tarafından onaylanarak yürürlüğe giren——- yayımlandığı; bu yasal çerçevede müvekkili şirketin, davacı —— toptan seviyede hizmet aldığı; bu hizmet üzerinden perakende seviyede bireysel ve kurumsal müşterilerine hizmet sunarak —– da dâhil diğer operatörlerle rekabet ettiği; söz konusu —- düzenlemesinin—– bölümünde —— yer alan usul, esas ve ücretlerle ara bağlantı sözleşmesi ve ara bağlantı hizmeti sunmakla yükümlüdür ——bağlantı sözleşmesinde, —— yer almayan hususlara ilişkin hükümler taraflar arasında yürütülecek ticari görüşmelerle belirlenir” kuralına yer verildiği; müvekkili şirket ile davacı ——arasında münakit ara bağlantı sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olarak—– tarafından müvekkili şirkete —–sağlanmasına yönelik olarak 04/04/2012 tarihinde —– imzalandığı; gerek —- kapsamında aylık —— belirlendiği; bu fiyatlandırmanın —– da dâhil tüm operatörlere yönelik ve yıllara sari bir uygulama olduğu; bir hesap hatasından kaynaklanmadığı; ileride ——- tarafından talep edilebileceğine ve/veya bu konudaki hakkın korunduğuna dair bir kaydın da konulmadığı dikkate alındığında süregelen indirim uygulamasının, taraflar arasında fiili bir anlaşmaya dönüştüğü; davacı şirketin bu uygulamasına paralel olarak müvekkili şirketin kendisine sağlanan indirimi, bir maliyet avantajı ve rekabet unsuru olarak müşterilerine yönelik fiyatlarına yansıttığı; tüm bu hususların 16/11/2018 tarihinde davacı şirkete yazılı olarak da bildirildiği; bugüne gelindiğinde davacı şirketin huzurdaki davasında, ——– yılında yaptığı bir inceleme neticesinde bir kısım bulgularda eksik faturalandırma yapıldığının tespit edildiği” iddiasından hareket edildiği; bu amaçla 25/12/2018 tarihinde düzenlediği faturanın ödenmesini talep ettiği; davacının talebinin haksız olduğu kadar sözleşmeye, usule ve yasal düzenlemelere aykırı olduğu; davacının iddiasına konu alacağın zamanaşımına uğradığı; davacının talebinin emredici nitelikteki ——- hükümlerine ve sözleşmeye açıkça aykırılık taşıdığı; tarafların birbirlerine yapacağı ödemelerin, tahakkukun gerçekleştiği ayı takip eden ayın son işgününe kadar yapılacağı; “taraflar, birbirlerine düzenleyecekleri faturaların toplamları üzerinden aylık olarak ve ödeme süresi içinde mahsuplaşabilir.” kuralına yer verildiği; aynı dokümanın ——– maddesi ile sözleşmenin aynı başlıklı 8. maddesinde ilgili ücretlerin ilgili fatura döneminde işletmeciye fatura edileceğinin ayrıca belirtildiği; davacının düzenlediği fatura ve buna dayalı alacak talebinin vergi usul yasalarına ve dönemsellik ilkesine aykırı olduğu; Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenlenmesi gerektiği; bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı; buna göre davacının vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesinden yıllar sonra düzenlediği fatura ile müvekkili şirketi vergi mevzuatı açısından zarar ve cezai yaptırım riskiyle karşı karşıya bıraktığı; faturanın geç düzenlenmesiyle gelirin ve hesaplanan ——- kayıtlara ve beyannamelere geç intikali söz konusu olduğundan Vergi Usul Kanunu’nun 341. maddesine göre vergi zıyaı oluştuğu; bu sebeple kaçınılmaz olarak parasal ve hürriyeti bağlayıcı cezaların gündeme getirildiği; davacının muğlak şekilde “bir kısım bulgularda eksik faturalama yapıldığı” dediği olayın maddi bir hata ya da hesap hatası olmadığı; davacı şirketin, düzenlediği faturaya itiraz edilmemesi nedeniyle borcun kabul edilmiş sayılacağını iddia ettiği; faturaya itiraz edilmemiş olmasının, tek başına borcun varlığı veya kabulü anlamına gelmediği; müvekkili şirketin, davacının altyapısı üzerinden hizmet verdiği ve davacının —-konumu nedeniyle davacıya —– ekonomik yönden bağımlı durumda olduğu; davacı şirketçe hazırlanarak müvekkiline iletilen ödeme planında uzlaşma sağlanmışsa da ek olarak davacı şirketin tek taraflı olarak hazırladığı taahhütnamenin imzalanmasının şart koşulduğu; bu taahhütnamenin müvekkili şirket aleyhine ağır koşullar içerdiği; bu nedenle müvekkili şirketin taahhütname imzalanmadan veya alternatif olarak hazırlanan taslak protokol dâhilinde davacı şirkete ödeme yapabileceğini bildirdiği; müvekkili şirketin bu uzlaşmacı tavrının davacı şirkette karşılık bulmadığı; davacının söz konusu protokolün imzalanmasını reddettiği; bu çerçevede davacının iddiasının aksine protokolü imzalamaktan imtina edenin müvekkili şirket değil, davacının olduğu öne sürülerek itirazın iptaline, tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE

Dava, taraflar arasında imzalanan —–uyarınca fark faturasına dayalı başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
Uyuşmazlık; 04/04/2012 tarihli taraflar arasında imzalanan —– uyarınca aylık sabit ücretlerinin hizmetinin sağlandığı her aya ilişkin olmayıp sonradan fark faturası düzenlenmesi nedeniyle, fark faturasından kaynaklı başlatılan takipte davacı tarafın haklı olup olmadığı hususlarıdır.
Taraflar arasında 04/04/2012 tarihli —- imzalandığı her iki tarafın kabulündedir. Davacı şirket tarafından —— yılında sözleşme kapsamında yapılan ücretlendirmelerin incelenmesi sonucu eksik fatura düzenlendiğinin tespit edilmesinin ardından 25/12/2018 tarihli 2.791.455,87 TL bedelli son ödeme tarihi 31/01/2019 olan açıklama kısmında ————- şeklinde fatura düzenlendiği görülmüştür. Yani davacı tarafından geçmişe dayalı fark faturası düzenlenerek davalı şirkete gönderilmiştir.
—– sayılı dosyasının incelenmesi sonucu davacı şirket tarafından davalı firma aleyhine —— konulu alacak nedeniyle asıl alacak olarak 2.698.407,03 TL ile gecikme faizi toplamı olarak 3.363.471,95 TL için ilamsız takip başlatıldığı tespit edilmiştir.Dosya içerisindeki taraflarca imzalanmamış olan “Protokol” başlıklı belge uyarınca davacı tarafından düzenlenen 25/12/2018 tarihli 2.791.455,87 TL fark faturasından kaynaklı protokolün ekinde yer alan ——-uyarınca 30 taksit olarak ödeme planının çıkartıldığı, birinci ayın taksit vadesinin —–olarak belirtildiği ve davalı firma tarafından 19/06/2019 tarihli —- ait dekontun incelenmesi sonucu açıklama kısmında ——– öncesi dönem ödemesi” açıklaması ile 145.604,75 TL’nin davacının hesabına yatırıldığı tespit edilmiştir. Mahkememiz tarafından dosya içerisine bilirkişi kök ve ek raporu alınmış olup her iki tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmiştir. Davacı firmanın —– yılı ticari defter ve kayıtlarının e-defter olarak usulüne uygun tutulduğu tespit edilmiştir. Yine davalı tarafın da ——— yılı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu açılış ve kapanış tasdiklerinin tam ve eksiksiz olarak yapıldığı tespit edilmiştir. Uyuşmazlık konusu olan ve takibe konu edilen 25/12/2018 tarihli 2.791.555,87 TL’lik faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür.
Yapılan yargılama sonucu; taraflar arasında 04/04/2012 tarihli —- kurulmuştur. Davacı firma tarafından davalı şirkete ——– uyarınca hizmet sağlanmıştır. Ancak asıl uyuşmazlık her ay için değil sonradan fark faturası düzenlenip düzenlenmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Sözleşmeden yaklaşık 6 yıl sonra davacının yaptığı incelemeler sonucu eksik ve yanlış fatura düzenlendiği gerekçesiyle yeni tarihli bir fark faturası hazırlanmış ve davalı tarafa gönderilmiştir. Bunun akabinde taraflar arasında imzalanmamış olan “Protokol” başlıklı belgenin ekinde yer alan “Örnek Ödeme Tablosu Uyarınca” ödemenin 30 taksit halinde olacağı ve ilk taksitin 145.595,00 TL olduğunun belirlenmesinin ardından davalı firma tarafından dosya içerisindeki ——ait dekontun incelenmesi sonucu 19/06/2019 tarihli ödeme dekontu uyarınca açıklama kısmında da ——- şeklinde 145.604,75 TL’lik bir ödemenin herhangi bir itiraz kayıt yapılmaksızın ilk taksitin ödendiği tespit edilmiştir. Her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu davalı firma tarafından kendisine gönderilen fatura kabul edilerek usulüne uygun tutulan ticari defter ve kayıtlarına 2.791.455,87 TL’lik fatura borç bakiyesi olarak kaydedilmiştir. Dosya içerisinde bulunan ve teknik bilirkişiler tarafından incelenen taraflar arasında yapılan E-mail yazışmaları uyarınca her ne kadar “Protokol” ve “Taahhütname” başlıklı belgeler davalı tarafından imzalanmamış ise de dosya içerisindeki 16/09/2019 tarihli ——ait ödeme dekontu uyarınca ilk taksite çok yakın bir miktar olan 145.604,75 TL’lik ödemenin birinci taksit açıklaması ile davacı tarafa havale edilmesi sonucu “Protokol ve Taahhütname” içeriklerinin davalı tarafından da kabul edildiği görülmüştür.
Sözleşme kapsamında —– sabit ücretlerinin rutin olarak hizmetin sağlandığı ayda fatura edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Ancak davacının kendi kayıtlarında yaptığı incelemeler sonucu sözleşmeden yaklaşık 6 yıl sonra yapılan inceleme uyarınca eksik ve yanlış fatura düzenlendiği tespit edilmiştir. Aylık sabit ücretlerin —–indirimli olarak sağlanan hizmetin karşılığı alt işletmeciye fatura edilmesi gereken aylık sabit ücretler olduğu ve davalının da eksik ve yanlış faturadan kaynaklı düzenlenen ücretlerden sorumlu olduğu ve yine akabinde düzenlenen her ne kadar davalı tarafça da imza edilmemiş olan “Protokol” ve “Taahhütname” uyarınca ilk taksitin davacı bankanın hesabına gönderilmesi nedeniyle protokole onay verdiğinin kabul edilmesi gerektiği, her iki tarafın tacir olmasından kaynaklı basiretli bir tacir uyarınca ilk taksitin ödenmesinin ardından protokolün içeriğinin kabul edilmediğinin beyan edilmesinin TMK 2 ile bağdaşmayacağı ve protokole zımni olarak birinci taksitin ödenmesi ile rıza gösterildiği anlaşılmakla davacı tarafın eksik ve hatalı geçmişe dönük fark faturası düzenlenmesinde bir usulsüzlük tespit edilemediği anlaşılmakla açılan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
——- dosyası üzerinden 2.698.407,03 TL asıl alacak, 665.064,92 TL işlemiş faiz toplamı olan 3.363.471,95 TL üzerinden takibin devamına , takip tarihinden tahsil tarihine kadar asıl alacak miktarı olan 2.698.407,03 TL için yıllık değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Alacak likit olduğundan %20 İcra İnkar Tazminatının KABULÜNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 229.758,77-TL karar harcından, 40.622.34-TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 16.817,36-TL peşin harcın mahsubu ile, bakiye 172.319,07-TL harcın davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 302.904,16-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından bu dava sebebiyle masraf edilen 59,30-TL başvuru harcı, 40.622.34 TL peşin harç ve 8.750,00-TL tebligat/müzekkere/bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 66.249‬,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin 6831 Sayılı Kanun’a göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının bakiye kısmının, karar kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflara iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —————– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/11/2023