Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/556 E. 2023/518 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/556
KARAR NO : 2023/518

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 17/08/2021
KARAR TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; “—-adresindeki—- ait taşınmaz, müvekkil şirket nezdinde —Poliçe numaralı (EK 1- Poliçenin bir örneği) İşyeri Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalıdır. Dosya kapsamında alınan ekspertiz raporuna göre, 02.01.2018 tarihinde riziko adresi olan taşınmazda saat 08:00 sıralarında iş yerinin faaliyete başladığı esnada iş yeri marketinde konsinye olarak bulunan —-dolabının elektrik tesisatında alevli yangın meydana gelmiştir. Dondurma dolabında meydana gelen alevli yangın sonucunda sigortalıya ait dolap ve muhtelif gıda emtialarında hasar meydana gelmiştir. Ekspertiz Raporuna göre, hasarın oluş şekli incelendiğinde sigortalı iş yeri yetkililerinin veya mülk sahibinin herhangi bir kusuru olmayıp, kusurun —-. firmasına ait olduğu ve hasarın iş yerinde konsinye olarak bulunan soğutucu dolabın elektrik aksamından çıkan yangın sonucunda meydana geldiği tespit edilmiştir. Perakendeci dolap teslim formu incelendiğinde de yangının meydana gelmesine sebep olan —- dondurucusunun —- ait olduğu ve sigortalı şirkete emaneten bırakıldığı sabittir. Müvekkil şirket tarafından, zarara uğrayan sigortalıya 12.03.2018 tarihinde 12.104,00.-TL tazminat ödemesi yapılmıştır. Açıklanan hususlar çerçevesinde müvekkil şirket tarafından 12.104,00.-TL’nin tahsili amacıyla—-İcra Müdürlüğü’nün —-Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış, ancak davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı itirazı nedeni ile takip durmuştur. Taraflar arasındaki hukuki ihtilafın çözümü amacıyla Arabuluculuğa başvurulmuş ancak süreç anlaşamama şeklinde sonuçlanmıştır… Takibe itirazın haksız ve hukuka aykırı olması, Arabuluculuk süreci neticesinde de hukuki ihtilafın çözümlenememiş olması nedeniyle işbu itirazın iptali davasını açma zorunluluğu doğmuştur. Sigortalının riziko adresindeki, dondurma dolabında oluşan yangın neticesinde meydana gelen zarar, davalının sorumluluğunda olup, müvekkil şirketin davalıdan, sigortalısına ödemiş olduğu tazminatı, ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte talep etme hak ve yetkisi bulunmaktadır. Bu nedenle takibe yapılan itiraz haksız ve hukuka aykırıdır. Yukarıda delilleriyle birlikte açıklanan hususlar ve resen dikkate alınacak hususlar çerçevesinde, davalının haksız ve hukuka aykırı itirazının iptaline, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı/borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesi..” şeklinde beyanda bulunarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; “…02.01.2018 tarihinde davacının sigortalısı —– adresinde meydana gelen elektrik tesisatı nedeniyle çıkan yangın sonucu, davacı sigortacının, dava dışı sigortalı firmaya 12.03.2018 tarihinde ödediği 12.104,00-TL’lik tutarını müvekkil şirketten rücuen tazmin etmek istemiş ve bu vesile ile tarafımıza icra takibi başlatmıştır. Davacı yanın dava konusu talep hakkı; 1. Sigorta sözleşmesinin mevcudiyeti 2. Sigorta kapsamındaki zararın, hak sahibine ödenmesi. 3.Sigortalının, sorumlulara karşı talep (dava) hakkı bulunması. Bu üç şart birlikte gerçekleştiğinde, sigortacının sigorta tazminatını ödediği anda maddi hukuk bakımından halefiyetin ve binnetice talep hakkının gerçekleştiğinden söz edilebilir… Sigortacının ödediği bedeli rücu edebilmesi için bir hukukî/yasal nedenle zarardan kimin sorumlu olduğunu hukuken kesin bir bicimde ispat etmesi gerekli ve zorunludur… İspat yükü kavramı, huzurdaki dava bakımından ise hayati önemi haizdir… Görüldüğü gibi, huzurdaki dava bakımından davacı sigortacının haksız fiil hükümlerine dayandığı kabul edildiğinden/anlaşıldığından, davacı sigortacının davalı müvekkil şirketin (a) Hukuka aykırı fiilinin ne olduğunu, (b) Zararını, (c) Nedensellik bağını yani davalı müvekkil şirketin hukuka aykırı fiilinden dolayı zararın gerçekleştiğini ve nihayet (d) Davalı müvekkil şirketin kusurunu ispat yükü altındadır… Davalı sigortalının işyerinde meydana gelen yangının çıkış sebebinin tespiti aşamasında, işyeri elektrik tesisatına ilişkin hususların da tespiti gerekli ve zorunludur. Bu hususlar kısaca ve özetle, a. Hassas bir sigorta sistemi, b. Kaçak akım rölesi, c. Sağlıklı bir topraklama ünitesinin varlığı, d. Yangına sebep olabilecek bir ara kablo ile söz konusu derin dondurucunun elektrik sistemine bağlanması, e. Sağlıklı çalışan bir Yangın söndürme sisteminin olup olmaması gibi huzurdaki davanın halline müessir noktaların açıkça aydınlatılması gerekli ve zorunludur… Dava konusu somut olay bakımından, iş yeri elektrik tesisatının yönetmeliğe uygunluğu ve iş yerinde kaçak akım rölesi bulunup bulunmadığı dahi belli değil iken yangın olayı ile müvekkil şirkete ait dolap arasında uygun illiyet bağı mevcut değil iken müvekkil şirkete atfedilecek haksız fiil sorumluluğu bulunmamaktadır… Dolabın ayıplı olarak teslim edildiği ve bunun haksız fiil oluşturduğu iddiası ise bundan hak talebinde bulunan tarafça ispatı zorunlu bir iddiadır. Ancak hemen belirtelim ki böyle bir iddia tamamen gerçeklikten uzaktır. Hiçbir arızası raporlanmamış, uzun süre sigortalının marketinde çalışır vaziyette bulunan bir dolabın, ayıplı olarak teslim edildiğini öne sürmek hayatın olağan akışına aykırıdır. Zira, dondurma ürünü üretiminden tüketiciye ulaşana kadar, soğuk zincirin muhafazası ile satışa sunulabilir, derin dondurucu dolapta meydana gelecek olan arıza durumunda, dondurmanın eriyeceği ve bu surette satışa sunulamayacağı da açıktır. Bu bakımdan, satış noktası, arıza durumunu derhal bildirilir. Şu hâlde, aksi müdellel bir biçimde ve kesin olarak ortaya konulmadıkça, davaya konu derin dondurucunun üretimden ayıplı olduğunun kabul edilebilmesi hukuken kabul ve izah edilemez… Dava konusu uyuşmazlık bakımından sigorta şirketi dava dilekçesinde de belirttiği gibi sigortacıya yangın olayı için ödemiş olduğu toplam 12.104,00-TL’yi talep etmektedir. Fakat sigortacının bu miktarı ödemesi, zararın da bu miktar olduğunu kanıtlamamaktadır. Sigortacının ispat etmesi gereken husus sigortalıya ödediği miktarın gerçek zarar miktarı olup olmadığını kanıtlamaktır… Dava konusu uyuşmazlık bakımından sigorta şirketi yangının —- dondurma dolabı olduğunu iddia etmektedir. Yangının çıkış nedeninin derin dondurucu kabinet olduğuna ilişkin dosya kapsamında hiçbir maddi bulguya dayalı kesin bir tespit yapılamamış ve dolayısıyla bu iddia ispat edilememiştir… Somut olayda, sigortalı işyerinin a. Hassas/ihtiyacına uygun bir sigorta sistemi; b. Kaçak akım rölesi; c. Sağlıklı çalışan bir topraklama sistemi/hattı; d. Yangın söndürücü tavana monte musluklar gibi özelliklerden bir veya birkaçına sahip olmaması durumunda, illiyet bağının kesileceğini de göz önünde tutulması gerekli ve zorunludur. Satış noktaları olan marketler, doğal olarak işyeri sahiplerinin mutlak bir egemenlik ve sorumluluğu altında bulunan yerlerdir ve sigortalı işyerlerinde 24 saat elektrikle beslenen elemanlar (derin dondurucu, normal dolap vs) bulunmaktaysa, elektrik tesisatının hassas sigorta sistemi ve kaçak akım rölesi ile korunuyor olması, bunun yanında sağlıklı bir topraklama sisteminin bulunması durumunda yangın olasılığının söz konusu olmayacağı açık ve kesindir…Nitekim mevzuatta bu zorunluluk 30.10.1995 tarih ve—- sayılı —– yayımlanarak yürürlüğe giren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Elektrik İç Tesisat Yönetmeliğinden gelmektedir… Zira işyerinde yangın alarm, söndürme sisteminin ve kaçak akım rölesi bulunmaması ayrıca dava konusu markette tüm elektrik aksamının zarar görmesi yangının çıkış noktasının elektrik aksamı olduğunu göstermektedir. Bu husus zarar gören açısından hem yangının inhisarî sebebidir hem de zarar görenin mutlak kusurudur. Nitekim, basiretli tacir ilkesi gereğince, tacirler tüm ticari çalışmalarında, işin niteliğinden kaynaklanan objektif özenle yükümlüdür, işte market işleten zarar gören de işyerinin elektrik tesisatını mevzuata uygun şekilde tutmak/bulundurmakla mükelleftir. Zarar görenin bu yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması da mutluk kusurlu olduğunu ve meydana gelen yangın ile ariyeten teslim edilen dolap arasındaki illiyet bağını kestiğini açıkça göstermektedir. Öte yandan ekspertiz raporunda dava konusu olayın meydana geldiği iş yerinin Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliğine uygun olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılmadığı da açıkça ortadadır. Yangının çıkış nedeninin kesin olarak belirlenebilmesi için iş yeri elektrik tesisatının Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliğine uygun olması yasal bir zorunluluktur… Zira bu kapsamda kısaca işyeri elektrik sisteminin ve yangın musluklarının öneminin de altını tekraren çizmek isteriz, bu elemanlar ve fonksiyonları; a.Hassas sigorta sistemi b.Kaçak akım rölesi c.Sağlıklı çalışan bir topraklama sistemi kaçak elektriğin bir iletkenle toprağa verilmesini sağlayan basit bir sistemdir… d.Tavana veya doğru yere sabitlenmiş bir yangın söndürücü musluklarının olmaması… Yangının çıkış nedeni kesin olarak ortaya konması yargı kararları uyarınca zorunludur… Ancak yangının çıkış nedeninin söz konusu derin dondurucu olduğuna ilişkin dosya kapsamında hiçbir maddi bulguya dayalı tespit yapılmamıştır. Dolayısıyla da söz konusu yangın olayı ile derin dondurucu arasındaki illiyet bağı ve müvekkil şirketin kusuru ispatlanamamıştır… Yangının başlangıç noktası hiçbir zaman yangın başlama sebebini ortaya koymamaktadır. Dışarıdan bir etken olmadıkça (kundaklama vs.), teorik olarak ya elektrik tesisatı ya da dolap nedeniyle yangın çıkabilir. Kesin olarak maddi bulgulara dayalı olacak şekilde yangının hemen akabinde dolap üzerinde hatta laboratuvar ortamında yapılacak inceleme ile yangının çıkış nedeni kesin olarak tespit edilmelidir… Davacı tarafın tüm iddialarının temelini özel olarak aldırdığı ekspertiz raporuna dayandırdığı anlaşılmaktadır. Fakat dilekçemizde sunduğumuz tüm hukuki gerekçeler ve deliller mahkeme nezdinde oluşturulacak Bilirkişi Heyetince dikkate alınması gereken noktalar olup, davacı tarafından oluşturulan özel bir rapora dayanılarak tüm bu hususların ispat edilemeyeceği, örneklerini sunduğumuz Yerleşik ve bir örnek Yargı Kararlarıyla müdelleldir… Tüm cevaplarımızı ve sunduğumuz kesinleşmiş, Yargıtay aşamasında ve henüz yargılaması devam eden dosyaların incelenmesinden ortaya çıkanları özetle; 1.Tüm kararlarda ve olaylarda, yangının başlangıç noktası —–tarafından temin edilen dolaptır. 2.Bu husus, hiçbir zaman yangın başlama sebebini ortaya koymamaktadır. 3.Dışarıdan bir etken (kundaklama vs) olmadıkça, teorik olarak (a) ya elektrik tesisatı veya (b) dolap nedeniyle yangın çıkabilir. 4.Mutlaka, maddi bulgulara dayalı şekilde, yangının hemen akabinde, hatta dolap üzerinde laboratuvar ortamında yapılacak inceleme ile yangının çıkış sebebi kesin olarak tespit edilmelidir. 5.Özellikle uzun/belli bir süre arıza raporlanmadan çalışan bir dolapta üretim hatası olduğu veya yangının sebebinin dolap olarak kabul edilmesi kabul ve izah edilemez. 6.İşyeri elektrik tesisatı incelenememiş ve yangın öncesinde mevzuata uygunluğu saptanamamışsa, tüm davalar bu nedenle reddedilmiştir. Bu nokta önemlidir, zira huzurdaki davada, elektrik tesisatının mevzuata uygun olmadığı açıkça belirlendiğinden, artık davanın reddi gerektiği zorunlu bir hal tarzı olarak ortaya çıkmaktadır. 7.Huzurdaki davada da dosya kapsamına göre, “(a) Uzun süredir arızasız çalışan bir dolabın söz konusu olması, (b) Dolap aleyhine bir üretim hatası veya kusur tespit edilememesi (c ) Sadece yangının başlama yerinin dolap olduğuna dayanılamayacağı, (d) Sadece tahmin ile hareket edilemeyeceği (d) Elektrik tesisatının incelenememesinin bile davanın reddi sebebi olacağı, (e) Dava konusu olayda olduğu gibi, kusurlu elektrik sisteminin kesinlikle yangının inhisarî nedeni olduğu, (f) Bu kusurun hukuki sebep olarak, zarar görenin kusuru olarak illiyet bağını da keseceği,…” şeklinde beyanda bulunarak davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacı sigorta şirketi tarafından “İşyeri Paket Sigorta Poliçesi” kapsamında dava dışı sigortalısına ödenen bedelin kusurlu olduğunu iddia ettiği davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.Davacı, dava dışı sigortalısının taşınmazında 02/01/2018 tarihinde yangın hadisesi meydana geldiğini, yangın nedeniyle sigortalısının maddi zarara uğradığını, zararın kendileri tarafından poliçe kapsamında ödendiğini, yangının, davalıya ait olup emaneten sigortalısına bırakılan soğutucu dolabın elektrik aksamındaki problemden meydana geldiğini, ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu beyan ederek davasının kabulünü istemiş; davalı ise; dava konusu somut olay bakımından, iş yeri elektrik tesisatının yönetmeliğe uygunluğu ve iş yerinde kaçak akım rölesi bulunup bulunmadığının belli olmadığını, yangın olayı ile müvekkili şirkete ait dolap arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını, bu nedenle kendisine atfedilecek bir kusur bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, Davacı Sigorta Şirketinden hasar dosyası ve ödeme evrakları celp edilmiş, icra dosyası celp edilmiş, bilirkişi heyet raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.Davaya konu uyuşmazlığın; davacı şirkete sigortalı iş yerinde meydana gelen 02/01/2018 tarihli yangının çıkış nedeninin ne olduğu, davacı iddiaları doğrultusunda yangının davalıya ait olan —– dondurma dolabının elektrik aksamından meydana gelip gelmediği, bu noktada dolapta üretimden kaynaklı bir ayıp bulunup bulunmadığı, davalı savunmaları doğrultusunda yangına iş yerinde elektrik tesisatından kaynaklı eksikliğin sebebiyet verip vermediği, davalının yahut dava dışı sigortalının yangının meydana gelmesinde kısmen yahut tamamen bir sorumluğunun bulunup bulunmadığı, yangın neticesinde davacının iddia ettiği nitelikte sigortalı iş yerinde bir hasar meydana gelip gelmediği, gelmiş ise miktarının ne olduğu, netice itibariyle davalının itirazlarının kısmen yahut tamamen iptali gerekip gerekmediği, icra inkar tazminatı yönünden yasal koşulların oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı görülmüştür.
—– İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; davacı tarafından 07/08/2018 tarihinde takip başlatıldığı, ödeme emrinin 10/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından süresinde 13/08/2018 tarihininde sunulan dilekçe ile borca ve ferilerine itiraz edildiği, itirazın alacaklı davacıya tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, dolasıyla 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.Dosya; Makine Mühendisi (İş Güvenliği Uzmanı), sigorta hukuku konusunda nitelikli hesap uzmanı ve yangın uzmanı bilirkişilerden oluşan heyete tevdii edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 11/12/2022 tarihli raporlarında özetle; “…Dondurma dolabı motorunda veya dolap tesisat sisteminde üretim veya bakım eksikliği nedeniyle kısa devreye neden olabilecek bir kusur oluştuğu, kablo izolasyonlarının aşırı ısınması ve sonrasında alev alması neticesinde meydana geldiği, İş yeri elektrik tesisatında bulunması zorunlu olan kaçak akım rölesinin devreye girmeyerek veya zamanında devreye girmeyerek soğutma dolabının zarar görmesine sebebiyet verilmiş olup, dava konusu zarardan davalı —–müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, Davacı —- sigortalısı —–12.03.2018 günü yaptığı 12.104,00.TL ödeme poliçe kapsamında olup, Davacı —– 6102 sayılı TTK 1472 maddesine göre kanuni halef sıfatını kazandığı, davacı —- davalının kusuru oranında rücu imkanı olacağı, davalı —–takip öncesi temerrüte düşüp düşmediğinin, davacı tarafından davalıya gönderilen rücu talep yazısının tebliğ olup olmadığının, tebliğ olduysa hangi tarihte tebliğ edildiğinin araştırılması gerektiği,…” şeklinde kanaat bildirdikleri görülmüştür.Bilirkişilerin yangının teknik sebebi ile ilgili; “…dondurma dolabının motorunda veya dolap tesisat sisteminde kısa devreye neden olabilecek bir kusur oluştuğu, kablo izolasyonlarının aşırı ısınması ve sonrasında alev alması neticesinde meydana geldiği” şeklinde belirttikleri ancak kısa devreye neden olan hususun dolabın üretiminden mi, bakımından mı, yoksa davacı sigortalısına atfedilebilecek herhangi bir kusurdan mı kaynaklandığını açıkça belirtmedikleri anlaşılmakla dosya yeni bir bilirkişi heyetine verilmiştir.
Makine Mühendisi, Elektrik Mühendisi ve Yangın Uzmanı bilirkişilerden oluşan heyetin 16/05/2023 tarihli raporlarında özetle; “… Davacıya ait işyerinde meydana gelen yangının soğutucu dolaptaki kusur sebebiyle
oluştuğu somut olduğu,ekspertiz raporu dışında, kullanım süresi, bakım ve servis kayıtları, devreye alma bilgileri vs.. başkaca kayıt bulunmayan ürünün yerinde de kullanım kılavuzunda
belirtilen yerleşim şartlarına aykırı konumlandırıldığı ve yeterli havalandırma olmadığı, olayın meydana gelmesinde davacı sigortalı işyerinde elektrik tesisatı kusuru bulunup bulunmadığı yönünde net bir tespit yapılamadığı, ancak sağlıklı bir tesisat ile arızanın tespit edilebilir nitelikte olduğu, soğutucu dolabın tesisat bağlantısının
teknik kriterlere uygun olmadığı, müstakil bağlantı yapılmadığı, bu yönüyle davalıya herhangi bir kusur yüklenemeyeceği,
soğutucu dolabın kullanımında garanti şartlarını ihlal eden kullanım somut olduğundan ve elektriksel bağlantıları sağlıklı olmadığından, oluşan iç arızanın ve yangına bağlı hasarların davalıya yansıtılması yönünde kanaat oluşturacak herhangi bir bilgi belgenin dosyada bulunmadığından bu şekliyle davalıya kusur atfedilemeyeceği,
davacı sigortalısı —- yangın nedeniyle meydana
gelen emtia hasarının 12.104,00 TL olduğu ve davacı —- tarafından
12.03.2018 tarihinde sigortalısına ödendiği,… Mevcut deliller ışığında, davacının sigortalısı —–meydana gelen yangının davalı —-dondurma dolabının ayıplı olması nedeniyle başladığı ispata muhtaç durumda olduğu için davalı —- İcra Müdürlüğü’nün —–sayılı dosyasına yaptığı
itirazın iptaline gerek olmadığı…” şeklinde kanaat bildirdikleri görülmüştür.Tüm dosya kapsamına göre; davacı sigorta şirketi tarafından İşyeri Paket Sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı —- Şirketine ait —- Caddesi üzerinde bulunan iş yerinde 02/01/2018 tarihinde meydana gelen yangın sonucunda sigortalı nezdinde hasar oluştuğu, davacının hasar dolayısıyla sigortalısına ödeme yaptığı, sigorta şirketinin ödediği hasar bedelini talep edebilmesi için hukuka aykırı fiilin ne olduğunu, sigortalısının zararını, zararın davalı şirketin hukuka aykırı fiilinden dolayı gerçekleştiğini ve davalının kusurunu ispat etmesi gerektiği, yapılan son bilirkişi incelemesine göre; davacıya ait işyerinde meydana gelen yangının soğutucu dolaptaki kusur sebebiyle
oluştuğu,ekspertiz raporu dışında, kullanım süresi, bakım ve servis kayıtları, devreye alma bilgileri vs.. başkaca kayıt bulunmayan ürünün yerinde de kullanım kılavuzunda belirtilen yerleşim şartlarına aykırı konumlandırıldığı ve yeterli havalandırma olmadığı, olayın meydana gelmesinde davacı sigortalı işyerinde elektrik tesisatı kusuru
bulunup bulunmadığı yönünde net bir tespit yapılamadığı, ancak sağlıklı bir tesisat ile arızanın tespit edilebilir nitelikte olduğu, soğutucu dolabın tesisat bağlantısının teknik kriterlere uygun olmadığı, müstakil bağlantı yapılmadığı, bu yönüyle davalıya herhangi bir kusur yüklenemeyeceği,
soğutucu dolabın kullanımında garanti şartlarını ihlal eden kullanım somut olduğundan ve elektriksel bağlantıları sağlıklı olmadığından, oluşan iç arızanın ve yangına bağlı hasarların davalıya yansıtılması yönünde kanaat oluşturacak herhangi bir bilgi belgenin dosyada bulunmadığından bu şekliyle davalıya kusur atfedilemeyeceği hususlarının tespit edildiği anlaşılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90-TL karar harcının HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 214,25-TL harcın, alınması gerekli 179,90-TL karar harcından mahsubu ile artan 34,35-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 5.683,50-TL yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından bilirkişi ücreti gideri olarak sarf edilen 2.000,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —-Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.