Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/545 E. 2022/702 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/545 Esas
KARAR NO: 2022/702
DAVA: Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ: 11/08/2021
KARAR TARİHİ: 20/09/2022
Mahkememizde görülen Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu icra takibine dayanak faturaların kesildiği———– adresinde———sahibi olup —— kendi üzerine olduğunu, —– kapalı ——-elektrik faturalarını ödemesine rağmen—– adı altında müvekkili adına fatura kesildiğini ve müvekkilinin ödeme yapmasına ödeme yaptığını davalı kuruma bildirmesine rağmen davalı ——- tarafından elektrik açılmadığı için devamında gelen her faturanın—– olarak gelmeye devam ettiğini, akabinde alacaklı tarafından —-dosyasında, —- dosyasında,—– değerinde icra takibinde bulunulduğunu, ödeme emirlerinin müvekkiline tebliğ edilmiş olup —— dosyası haricinde süresi içerisinde itirazlarının sunulduğunu, süresinde itiraz edilmeyen dosyanın müvekkil adına kesinleşmiş olup işbu takibin durdurulması ve itiraz sonucu duran takiplerin iptali, müvekkilinin davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti amacıyla işbu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, davalı kurum tarafından müvekkili adına daha önce de—– adı altında fatura düzenlenip—-dosyasında icra takibi başlatılmış olup müvekkilinin faturanın düzenlendiği adreste otel işletmeciliği yaptığından işlerin aksamaması ve ticari itibarının zedelenmemesi amacıyla işbu borcu ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle cebri icra korkusuyla yapılan işbu ödemenin taraflarına iadesine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı kurumun yukarıda esas numarası belirtilen dosyalarda yalnızca—– dosyasında takibe dayanak fatura bulunmakta olup işbu faturanın da hukuka aykırı olarak düzenlendiğini, davaya konu olarak belirtilen takiplerin hiçbirinde dayanak belge bulunmadığı gibi hangi aya ilişkin fatura olduğunun da belirtilmediğini, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davaya konu takip tutarları arasında tutarsızlık olduğunun izahtan vareste olduğunu, müvekkili adına başlatılan ve cebri icra tehdidi ile ödemek durumunda kaldığı ilk icra takip tutarının —— tutarında takip başlatıldığını, takip tutarları arasında neden bu kadar farklılık olduğuna ilişkin hiçbir bilgilendirmenin müvekkiline yapılmadığını, dava konusu haksız durum sebebiyle, müvekkilinin işletmeci olduğu göz önünde bulundurulduğunda telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağının oldukça açık olduğundan davaya konu icra takibi neticesinde müvekkilinin uğrayacağı muhtemel zararların engellenmesi için kesinleşen —– ihtiyaten durdurma kararı verilmesi gerektiğini, yapılan takibin açıkça usule aykırı olduğu gibi davalı tarafından başlatılan söz konusu icra takibine konu alacakların kesinlikle hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını beyanla, müvekkili adına başlatılmış bulunan—– kendileri aleyhine daha büyük zararlara yol açmadan durdurulması amacıyla teminatsız olarak; Mahkeme aksi kanaatte ise uygun görülecek teminat miktarı yatırılarak, dava sonuçlanıncaya kadar davalıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davaya konu icra takiplerinin iptaline, davalı aleyhine açtıkları işbu davanın kabulüne kabulüne, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının sözde takiplere konu ettiği faturaların iptaline, müvekkilinin ——— dosyasına ilişkin cebri icra korkusu altında ödediği tutarın faiziyle birlikte müvekkiline iadesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile dava konusu takip tutarlarının % 20’si üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı,— tarihli——–sunulduğu, beyan dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin ——-olduğunu, müvekkili yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı taraf’ın,——olmaması nedeniyle, elektriğin kesilmesine sebep olması ve kesilen elektriği yükümlülüklerinin yerine getirilmeden kullanılması nedeni ile şirketlerince kaçak elektrik enerjisi tutanağı düzenlendiğini, Davacının kendisine ihbarda bulunulmadan elektriğinin kesildiği ve usulsüz tutanaklar tutulduğunun tamamen gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın perakende şirketine olan elektrik borcunu ödemediği için sözleşmesinin feshedildiğini ve sözleşmesiz olarak elektrik kullanmaya devam ettiğini, belirtilen durumun farklı tarihlerde tutulan tutanaklarla sabit olduğunu beyanla davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle iş yerinde usulsüz elektrik kullanımından kaynaklı——-sayılı dosyasında başlatılan takibe ilişkin borçlu olmadığının tespiti yönünde açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiştir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı olması sebebiyle davanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Mahkememizce görev husus öncelikli olarak incelenmiştir.
Burada Ticaret mahkemelerinin görevi ile ilgili bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir.
Somut olayda davalının tacir olmadığı——-müzekkere cevapları ile sabittir.
———- Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Eldeki davada; uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanmasına, hizmet sağlayıcısı konumundaki davalı şirket karşısında davacı gerçek kişinin tüketici konumunda olmasına göre davaya bakma görevi mahkememize ait olmayıp , Tüketici Mahkemesine aittir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalının tacir olmadığının gelen müzekkere cevapları ile sabit olduğu, dosyaya konu kaçak elektrik tutanağında her ne kadar dava konusu yer ——- olarak belirtilmiş ise de; bu hususun eldeki davanın ticari dava olması için tek başına yeterli olmadığı, nispi veya mutlak ticari dava şartlarının bulunması gerektiği, eldeki dosya bakımından bu şartların oluşmadığı dikkate alındığında eldeki dosya bakımından mahkememizin görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Tüketici Mahkemeleri olduğu, mahkememizin uyuşmazlığın çözümünde görevli olmadığı, davanın açılış tarihi itibariyle de 6502 sayılı Yasanın yürürlükte olduğu göz önüne alındığında ve görev husunun dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınabileceği ve usul ekonomisi ilkesi gereği duruşma günü verilmeksizin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davaya konu uyşmazlığı incelemeye görevinin———- Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne ait olduğundan MAHKEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Karara karşı 2 hafta süresi içinde kanun yoluna başvurulmaz ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulur ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye talep edenin başvurup talepte bulunması halinde dosyanın görevli ——- Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine; süresi içerisinde talepte bulunulmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin talep edene ihtarına (ihtar edildi)
4-Kararın taraflara tebliğinin masrafının davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına,
5-6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu m.331/2 uyarınca yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verileceğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davaya görevli mahkemece devam edilmezse ve talepte bulunulursa yargılama giderleri ile ilgili karar verileceği hususunun talep edene ihtarına (ihtar edildi)
7-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile ——–Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/09/2022