Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/538 E. 2023/533 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/538 Esas
KARAR NO: 2023/533
DAVA: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/08/2021
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 15.11.2016 tarihinde imzalanan sigorta acentelik sözleşmesinin —— ——- nüshasında tescil edildiğini, taraflar arasında süregelen cari hesap ilişkisi sonucu davacının toplam 260.347,94.-TL alacağının tahsili amacıyla 220.000.-TL kısmı için teminat ipoteğinin paraya çevrilmesi yolu ile —- dosyası ile bakiye 40.347,94.-TL için ——sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Başlatılan İcra takiplerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmek suretiyle takibin durdurulmasına sebebiyet verildiğini İleri sürerek davalarının kabulü ile —— sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkete borcunun olmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği borcunu ödediğini ve bu konuda mutabakatlarının bulunduğunu, ipoteğin fekki için şifai olarak davacı taraftan talep edildiğini, davacı tarafın ipoteği fek etmeyerek haksız ve dayanaksız olarak müvekkilleri aleyhine takip başlattıklarım, bu nedenle davanın reddine —–icra dosyasının iptaline, —– icra dosyasının iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesine dayalı cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalılar ile aralarındaki acentelik sözleşmesi sebebiyle ticari ilişki bulunduğunu, cari hesap alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —–sayılı İcra Dosyası ve —– sayılı İcra Dosyası — üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —– davalıların —-kayıtları celp edilmiş, —- dava konusu yerin güncel tapu kaydı celp edilmiş, — talimat sayılı dosyası ile —- tarihli bilirkişi raporu alınmış, —-tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—- talimat sayılı dosyası ile 25.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…1)Davalı şirket defterlerinin; 213 sayılı VUK’nun 221-222-223-224-225 sayılı maddelerinde belirlenen süre ve şekillere uygun olarak açılış tasdik işleminin yaptırıldığı; ayrıca TTK’nun 64. Maddesine uygun olarak yevmiye defterlerinin kapanış tasdik işleminin de yaptırılmış olduğu ve VUK.’nun 215. ve müteakip maddelerinde belirtilen kayıt nizamına göre ve genel kabul görmüş muhasebe standartları, muhasebe sistemi uygulama genel tebliğ hükümlerine uygun olarak tutulmadığı, 2)Taraflar arasında 15.11.2016 tarihinde imzalanan sigorta acentelik sözleşmesinin ticaret sicil gazetesine 02.12.2016 tarihinde tescil edildiği, davalı şirketin davacının acentesi olması nedeniyle taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğunu gösterir herhangi bir belgenin (cari hesap ekstresi, çek, senet vb.) dava dosyasında bulunmadığı, 3)Taraflar arasında acentelik sözleşmesi gereği davalı taraf davacının acentesi sıfatıyla davacıya hizmet verdiği ve karşılığında komisyon geliri elde ettiği, ancak bu ticari ilişki nedeniyle her iki tarafta dava dosyasına cari hesap ekstresi sunmadıkları,4)Davalı taraf yasal defterlerinin incelenmesinden; davacı tarafından davalı tarafa adet ——— gider belgesinin bulunduğu ve ——yevmiye maddesi ile 1.469,94-TL. davacı şirketin borcuna kaydedilmiş olduğu, —–sonu itibari ile davacı şirkete borcu olmadığı, —– yevmiye defterinde davacı şirkete ait herhangi kayıt bulunmadığı, 5)Davalılardan ———- ipotek tesis ettirdiği, verilen bu ipoteğin paraya çevrilebilmesi için öncelikle davalıların davacı şirkete borcunun olduğunun tespit edilmesi gerektiği, davalı taraf defterine göre davacı tarafa borcu görünmediği ancak davacı taraf yasal defterlerinin de incelenmesi ile taraflar arasındaki borç ve alacağın tespit edilmesi gerektiği dava dosyasına sunulan belgelere göre de davacının davalıdan alacaklı olduğu anlaşılamadığından, iş bu bilirkişi raporu yüksek mahkemenizin tensiplerine arz olunur…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 15.11.2022 tarihli raporda özetle, “…Her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla Yüce Mahkeme’ye ait olmak üzere, dava dosyasına sunulu belgeler ile davacı ve davalı şirketin ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda detayları yukarıda açıklandığı üzere; Davacı şirketin ticari defterlerine göre; Takip tarihi itibari: Davacı tarafından ibraz edilen ——— yıllarına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, ticari defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu davacı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu, Tarafların Ticari Defterlerine Göre; Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, davacı şirketin davalı şirketten kaydi olarak 270.776,48.-TL alacaklı olduğu ve Dava tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten kaydi olarak 200.390,17.-TL alacaklı olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ———
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile——– formları üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağının davacı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca davalının talimat yolu ile yapılan incelemede ticari defter ve kayıtlarının kayıt nizamına uygun olmaması sebebiyle usulüne uygun tutulmadığı tespit edilmiştir. HMK 222/2, 3, 4 fıkraları dikkate alındığında davalının defterlerinin usulüne uygun olmadığı, davacı defter ve kayıtlarının ise usulüne uygun olması sebebiyle davacı ticari defter ve kayıtlarının esas alınması gerektiğine kanaat getirilmiştir. Bu itibarla davacı defterlerinde tespit edilen cari hesap alacağını davalıların sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.Her ne kadar davalılar tarafından ise davacı şirkete borçlarının olmadığını, davalı şirketin davacıdan 220.000TL avans talebinde bulunduğu ve 29/03/2017 tarihinde davalı——- ait taşınmaz üzerinde 220.000TL bedelle ipotek tesis edildiğini, davacının avans olarak 150.000TL verdiğini 70.000TL’yi vermediğini, 13/09/2021 tarihli ——- gereğince avansın ilk taksitinin Ocak 2020’de olmasına rağmen, davacının bu tarih gelmeden 28/11/2019 tarihinde avansı haksız olarak geri çağırdığını iddia etmekte ise de; davalılar tarafından sunulan cevap dilekçesi ekindeki “Geri Ödeme Kaydıyla Verilen Avans Protokolü” 3.3 maddesi hükümleri dikkate alındığında davacının avans alacağı olsa dahi tamamını istediği zaman geri isteme hakkı olduğu anlaşılmakla aksi yöndeki davalı itirazlarına itibar edilmemiştir. Ayrıca davalılar, davacının acentelik sözleşmesinin m.2/2’deki 3 aylık fesih ihbar süresine uymadan haksız olarak sözleşmeyi feshettiğini, acentelik sözleşmesine aykırı hareket etmediklerini, davacı taraftan 40.000TL prim alacaklarının olduğunu, davacı şirketin 04/03/2021 tarihinde ——– acenteliğe davet mesajı gönderildiğini ve yeniden acentelik verildiği, davacıdan alacaklarının mahsup edilmediğini ileri sürmekte iseler de davalıların bu iddiaları soyut olup dosya kapsamında bu yönde sunulmuş elverişli ve somut bir delil bulunmamaktadır. Taraf ticari kayıtlarında mahsup edilecek bir alacak tespit edilememiştir. Davacı cari hesap alacağını talep etmekte olup defter kayıtları ile bu hususu ispatladığı, davalıların iddialarına yönelik herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmakla bu yöndeki itirazlarına da itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve alacağını yöntemince ispat ettiği, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı, acentelik sözleşmesi, ipoteğe ilişkin tapu ve ipotek kaydı dikkate alındığında davalıların davacı tarafından talep edilen alacak miktarından sorumlu olduğu anlaşılmış, davanın kabulüne, davalının——— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin aynen devamına karar verilmiştir.İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—– Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı ———- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının ———– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin aynen DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 15.028,20-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.657,05-TL harcın mahsubu ile bakiye 12.371,15-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 2.657,05-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 301,95-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.119,75‬-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.360,00-TL arabuluculuk ücreti davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 33.800,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/06/2023