Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/519 E. 2023/134 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/519 Esas
KARAR NO : 2023/134
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/07/2021
KARAR TARİHİ: 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ———imzalanmış olduğunu, işbu sözleşmeye istinaden davacı müvekkili şirket tarafından davalı şirkete —- tarihinde de —-ödeme yapılmış olduğunu, ——- ilişkin olduğunu, müvekkili şirket tur acentesi, davalı şirket de—-olup,—– tarihlerinin ise —— olarak belirlenmiş olduğunu, ancak tüm dünyada ortaya çıkan Covid-19 salgını
nedeniyle tur programının —– tarihinde iptal edilmiş ve davalı şirkete mail ile bildirilmiş ve işbu mail ile ödenen tur bedellerinin de iadesinin istenmiş olduğunu, davalı şirket tarafından tur bedelinin bir kısmı geri ödenmiş, işbu geri ödemeler ve kesintiler akabinde toplam —- ödemeden geriye müvekkil şirketin —– alacağı kalmış, kalan tutar iadesi için — tarihinde davalı şirkete yeniden mail atılmış ancak bu
zamana kadar bakiye alacağın iade edilmemiş olduğunu, müvekkili şirketin alacağının tahsili için —–dosyası ile ilamsız takip başlatılmış, borçlunun yetkiye itiraz etmesi üzerinde dosya —- gönderilmiş ve burada — almış, işbu dosyadan gönderilen ödeme emrine de borçlu itiraz etmiş ve hiçbir borcu olmadığını beyan etmiş olduğunu, borçlu her ne kadar itiraz dilekçesinde hiçbir borcu olmadığını beyan etmişse de müvekkili şirketin halen daha bakiye alacağı olduğu davalı/ borçlu şirketin kabulünde olup, davalı/ borçlu şirket müvekkili şirketin alacaklı olduğunu ikrar etmiş olduğunu, nitekim buna ilişkin davalı şirket tarafından gönderilmiş —- mail içeriğinin aynen “…Geçmişte size yapabileceğimizi zorlayarak kredi kartı ve havale olarak toplamda —-iade yaptık. Kalan tutar olan —– uçuşların/turlarımızın açılmasına müteakip yapılacağını bildiririz. İçerisinde bulunduğumuz bu durumda hiçbir gelir kaynağımız bulunmuyor…” Şeklinde olduğunu, davalı/ borçlu şirketin işbu ikrarı karşısında müvekkili şirketin alacaklı olduğu ve borçlunun itirazının haklı olmadığı sabit olup, müvekkili şirket defter, belge ve kayıtlarının incelenmesiyle yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda da bir kez daha ispatlanmış olacağını, borçlu tüm feriler ile birlikte faiz oranına da itiraz etmiş olup, tarafların tacir olması, yapılan işin ticari iş olması gibi hususlar da göz önünde bulundurulduğunda takipte talep edilen ticari temerrüt faizi ve oranı haklı olup, yasa ve usule uygun olduğunu, işbu dava ikame edilmeden önce dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmuş ancak anlaşma sağlanamadığını, görüşmeler telekonferans yolu ile yapılmış olup, farklı şehirlerde bulunulması sebebiyle e-imza ile imzalanan son oturum tutanağının dilekçe ekindesunulduğunu beyan ve iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle ihtiyati haciz talebinin kabulü ile davalı/borçlunun her türlü menkul, gayrimenkul malları ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, borçlunun vaki itirazların iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana
yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ve davalı müvekkili — alanında faaliyet gösteren şirketler olup, taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında müvekkili—— sağlayacağının kararlaştırılmış olduğunu, sağlanacak bu hizmetler kısaca; konaklama/ —–ulaşım/ uçak bileti hizmetleri olarak sözleşmede belirtilmiş ve bu iş için müvekkili şirkete—— tarihinde —— olmak üzere toplam —-o ödendiğini, akabinde sözleşme konusu otelrezervasyonları, uçak bileti için hava yollarına ödenen bedeller ve sair ödemeler müvekkil Şirketçe yerine getirilmiş olup, ancak Covid-19 pandemi salgınhastalığı sebebi ile davacı taraf talep ve turlarına ilişkin projeyi iptal ederek müvekkili şirketten bedel iadesi talebinde bulunmuş olduğunu, bu talep üzerine iade talebinde bulunma haklarının bulunmadığı, rezervasyon ödemelerinin yapıldığı, edimin ifa edildiği, talepte haklılıklarının bulunmadığı davacı tarafa beyan edilmiş, yine de —- bedellerinin iadesi mümkün olduğunda kendilerine ödeme iadesi yapılacağının bildirilmiş olduğunu, bir süre sonra yapılan rezervasyonların müvekkili Şirketçe iptali ile davacı tarafa toplam ——- iade ödemesi yapılmış ve bu aşamada yapılan görüşmede bakiye kısım —– için müvekkili Şirket’ten talepte bulunulmayacağı, %10 tutardan az olmamak üzere bir kısmının komisyon olarak müvekkiline bırakılacağı, diğer kalan kısım için ise iş yaparak mahsuplaşılacağının şifahi olarak kararlaştırılmış olup, hal bu iken davacı tarafın icra takibi ile haksız olarak talepte bulunmuş, şifahen kararlaştırılan mutabakata ve 4721 S. TMK.’nın 2/1 hükmüne açıkça aykırı davranmış olduğunu,
ayrıca davacı taraf, bakiye tutar —- olduğu halde yine haksız olarak—–tutar üzerinden haksız icra takibi ile talepte bulunmuş, yine, müvekkili şirketin sözleşmesel komisyon ücretinin mahsup edilmesi gerekirken bu tutar da mahsup edilmemiş olduğunu, tüm beyan ve cevapları karşısında davacı tarafın, 6102 sayılı TTK’ nun 18/2 Md. uyarınca basiretli bir iş adamı gibi hareket etmediği de sabit olup, icra takibine konu edilmemesi gereken alacak, takibe konu edilerek haksız işlem ve talepte bulunulmuş olduğunu, müvekkili şirketin, yaptığı —–ödemelerinin iadesini pandemi şartlarında, zor koşullarda iptal ederek davacıya iyi niyetli olarak —- iade yapmış olduğunu, müvekkili şirket kötü niyetli olsa idi bu tutarın da iade edilmeyeceği muhakkak olmasına karşın, davacı taraf muhtacı muhakemelik olan bir hususta, şartları oluşmamasına rağmen icra ve inkar tazminatı talebinde bulunmuş olup, bu talebin de haksız ve yerine olmayan bir talep olduğundan reddinin gerektiğini, müvekkili şirket kararlaştırıldığı şekli ile bakiye —– komisyon mahsubundan sonra kalan bakiyenin ileriki aşamada hizmet vererek ödeneceğini ve ödenmesi hususundaki mutabakatı davacı tarafa hatırlatmışsa da davacı taraf kötüniyetli davranarak huzurdaki işbu davayı açmış olup, açılan bu dava haksız ve kötüniyetli olup reddinin gerektiğini, davacı tarafın,—— Esas sayılı icra dosyasında borcun sebebini —- olarak göstermiş olup, davacı tarafça —- tutar üzerinden talepte bulunulmasının haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu, bunun yanı sıra, cari hesap, 6102 sayılı TTK’ nun 89 ve vd. düzenlenmiş olup cari hesap sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmış olması bir geçerlilik şartı olup, taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi ve ilişkisi olmayıp takip dayanağının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, tüm beyan ve itirazlarımız baki kalmak kaydıyla davacının haksız icra takibi ile talep ettiği faiz miktarı ve türü fahiş olup taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını savunarak, haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı davanın ve davacının tüm taleplerinin reddine, dava konusu icra takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacının dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin pandemi salgını sebebiyle iptal edilmesi sebebiyle yapılan ara ödemelerin iadesi amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında — sebebiyle ticari ilişki bulunduğunu, sözleşme gereği davalıya ——ödeme yapıldığını, pandemi salgını sebebiyle —– iptal edildiğini, davalının yapılan ara ödemelerin bir kısmını iade etmesine rağmen bakiye ara ödemelerin iadesini yapmadığını, sözleşme kapsamında yapılan bakiye ödemenin iadesi için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- İcra Dosyası —– üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş,—- Mahkemesine talimat yazılarak — sayılı dosyasından —- tarihli talimat bilirkişi raporu alınmış, ——- tarihli bilirkişi heyeti raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—– talimat yazılarak —- sayılı dosyasından —- tarihli talimat bilirkişi raporunda özetle, “…Dava dosyasında davacı yandan ——- Toplam Alacağın takip tarihinden itibaren Asıl Alacağa işleyecek yıllık——- ticari temerrüt faizi, icra harç ve giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte tahsili istemi ile, dava konusu edildiği görülmüştür. İlgili mevzuat gereği; Davacı şirket —-tarafından sunulan—— yıllarına ait —- Envanter defterlerinin kanuni süresi içinde açılış tasdiklerinin yapıldığı; —– yıllarına ait Yevmiye Defterlerinin kanuni süresi içinde kapanış tasdiklerinin de yapıldığı; ancak —–Yevmiye Defterlerinin kapanış tasdik son tarihinin —- olması sebebiyle henüz kapanış tasdiklerinin yapılmadığı; görülmüştür. Taraflar arasında —— sebebiyle ticari ilişki bulunduğu, Anılan sözleşmenin covid-19 salgını sebebiyle iptal edilmesi sebebiyle davacı tarafından ödenen ve iadesi gereken alacak miktarının bulunduğu, Tarafımdan davacı resmi defter kayıtları incelenmiş ve usul gereği ticari defterlerin —- para birimi üzerinden tutulması zorunluluğundan yapılan kayıtların —-olarak yapıldığı ve Davacı resmi defter kayıtlarında; takip tarihi itibariyle; davalının davacıya —-tutarında Borçlu olduğunun kaydedildiği görülmüştür. Ancak dosya içeriğindeki davacının tuttuğu cari hesap ekstresinde; Davalının davacıya —– tutarında Borçlu olduğunun kaydedildiği; ancak davalının cevabi mailine göre de; Davalının davacıya —– tutarında Borçlu olduğunun ve borcunu yurt dışı uçuşların/turların açılmasına müteakip yapılacağının bildirildiği görülmüştür. Davalı —–kartlarıyla ödenen banka —– tahsilatları ile ödenen tutarların ——— tutarlarının; hangi tarafa yüklenilmesi gerektiğinin takdiri —– ait olduğundan tarafımdan alternatifli hesaplamalar yapılmış olup; Davalı tarafın katlanması gerektiği görüş ve kanaatinde olması durumunda; Davalının davacıya —– tutarında Borçlu olacağı; Aksi kanaatte ise; Davalının davacıya—— tutarında Borçlu olacağı; Hesap edilmiş olup; Son kararın takdiri Sayın Mahkemenize aittir. Davalı tarafça icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali ve icra inkar tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı hususu incelendiğinde; Hukuki olması sebebiyle değerlendirilmesi ve takdirinin Sayın Mahkemenizin takdirine aittir.
…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Bilirkişi heyetinin —- tarihli raporunda özetle, “…Davacı Şirketin ——- ALACAK TALEBİ üzerinden harçlandırmak suretiyle İtirazın
İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacının TBK m. 136 uyarınca ödemiş olduğu bedelin iadesini talep edebileceği, iade borcu bakımından taraflar arasındaki sözleşmede aynen ödeme kaydı yer almadığından davalının ülke parası ile ödeme yapmasının hukuka uygun olduğu ve bu nedenle davacının davalıdan kambiyo vergisi talep etmesinin mümkün
olmadığı, Davacının talep ettiği —- düşüldüğünde davacı alacağının ————- olarak hesaplandığı…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——–
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile ——- üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasında akdedilen —-kapsamında, davacı şirketçe davalı şirkete —— ara ödeme olmak üzere toplamda —– ödeme yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmayıp, tarafların ticari defter kayıtlarında bu hususta bir çekişme bulunmadığı, yapılan bu tahsilat/tediye işleminin her iki tarafında ticari defterlerinde usul gereği —— cinsinden kayıtlı olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından yapılan ön ödemelere karşılık davalı tarafından bir kısım iadelerde bulunulduğu, bu hususun alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu, —– tarihli bilirkişi raporu gereğince davacının, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan —– sorumlu olduğu,—- olması sebebiyle davacının davalıdan bakiye —- talep edebileceği, fazlaya ilişkin davacı taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının—- esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, —– asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —— Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/likit sözleşme alacağına dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —— üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının——– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, — asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek TİCARİ faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 3.080,78-TL’den davacı tarafça yatırılan 552,67-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 228,67-TL harç olmak üzere toplam 781,34-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.299,44-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 552,67-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 228,67-TL harç olmak üzere toplam 781,34-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 137,35-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.955,15‬-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 3.900,31-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Gerekçeli karar yazım tarihi itibariyle UYAP üzerinden yapılan kontrollerde arabuluculuk faaliyeti yönünden düzenlenmiş sarf kararı bulunmadığı anlaşılmakla arabuluculuk sarf kararının düzenlenmesi halinde TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca arabuluculuk ücretinin (sarf kararı ile belirlenecek tutarın) kabul-ret oranına göre taraflardan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 634,17-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/02/2023