Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/517 E. 2022/993 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARARIN ÖZÜ

ESAS NO : 2021/517 Esas
KARAR NO : 2022/993

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ve davalı arasında ——–, işbu sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirketin müşterilerinin arttırıldığını ve tanınırlığına ciddi katkılar sağladığını, davacı şirketin davalı — tarihinde sipariş verdiğini, davalı şirketin sözleşmeyi ——tarihi itibariyle feshettiğini ve siparişi kabul etmediğini bildirdiğini, davalı şirket tarafından ihtarname gönderildiğini ancak hiçbir gerekçe belirtilmeden —tarihi itibariyle sözleşmenin feshedildiği” bildirildiğini,—- feshetme hakkı ve feshe ilişkin başkaca bir hüküm de belirlenmediğini, davalı şirket ile davacı şirketin sözleşmesi devam ederken, davalı ——- olup, davalı şirket tarafından tüm müşterilerine yazılı olarak bu hususun bildirilmesi ile davacı şirketin haberdar olduğunu, davalı şirketin davacı müşterilerine davacı şirketten 11.03.2021 tarihinden itibaren alınan ürünlerin iadeleri kabul etmeyeceklerini bildirdiğini, işbu bildirimlerin davacının ticari olarak zor duruma düşmesine sebebiyet verdiğini, davalının fesih şekli de hukuka ve her türlü ticari örf ve adete aykırı olduğunu, denkleştirme talep etme haklarının doğduğunu, —– feshedilmesi nedeniyle davacının kar mahrumiyetinin oluştuğunu beyanla davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilmek mümkün olmadığından; TTK m.122 de düzenlenen denkleştirme—- dolayı belirsiz alacak davası açtıklarını,—– kar mahrumiyeti için de — olmak üzere 6100 sayılı Hukuk Yargılama Yasası’nın 107.maddesine göre yargılama sırasında toplanacak delillere, mahkemece yapılacak incelemelere ve tazminat hukuku alanında ve sektörde uzman bilirkişiden alınacak rapora göre alacağın miktar ve ya değerinin tespiti ile maddi tazminat ve kar kaybı taleplerinden belirlenecek tutarlarının peşin harcı yatırıldıktan sonra davalının fiili fesih yaptığı 11.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte hüküm altına alınmasına, müvekkili adına 100.000,00 TL, dava tarihinden itibaren ticari faiz ile manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz alacak olarak açılmasında hukuki yararın bulunmadığı davalı şirketin ürünlerden ———– davalı firmanın anlaşmasının bulunduğu davalının iş bu anlaşmalarda hiçbir katkısının bulunmadığını, davacı firmanın davalı firmaya yeni müşteri kitlesi kazandırmadığı, imaj çalışması yapmadığını, sözleşmenin 7 maddesi uyarınca sözleşmenin feshedildiğini, sözleşme öncesi ve sonrası arasında davalı firmanın gelirlerinde ciddi bir değişikliğini olmadığı, davacı tarafından davalıya devredilen bir portföyünün kalmadığı, davalı ile davacı ilgili sözleşmenin 7. Maddesi uyarınca —- haber vermek kaydıyla —- sözleşmesini iptal edebilir”,———— gönderildiği, davalının feshedilen —sözleşmesi uyarınca satışı yapılan ürünlerinden elde ettiği satış geliri bakımından, davacı ile imzaladığı sözleşmeden öncesi ve sonrası arasında ciddi bir değişikliğin olmadığı, davalı, davacıdan önce de 120 noktada ürünlerinin satışını halihazırda yapmakta olduğunu, davalı, acentenin gayretler— müvekkili ve ürününü tanıtma, diğer taraftan da bir rekabet piyasasında pay alma çalışmaları, müvekkili davalının elde etmek istediği satış geliri ve tüketiciye ulaşma hususlarında yeterli gelmediğini, davalının hayatın olağan akışına uygun olacak şekilde, para kazanamadığı ve hatta üzerine ayrıca özleşme dışında ödemeler yapmak zorunda kaldığı bir ticari ilişkiyi sürdürülebilir bulunmaması neticesinde sözleşmeyi feshettiğini, davacının kar mahrumiyeti yaşamasının ticari olarak mümkün olmadığını, sözleşmenin fesih tarihine kadar geçen süresi 5 ay bile olmadığını, sözleşmenin fesih edilmesinin ticari itibar zedelenmesi oluşturacağının kabul edilmez bir durum olduğunu, davacının tüzel kişi olduğu manevi tazminat isteyemeyeceğini beyanla haksız davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında düzenlenen —— Sözleşmesi sebebiyle denkleştirme ve kar mahrumiyeti tazminatının tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında — sözleşmesi”nin imzalandığını, işbu sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirketin müşterilerinin arttırıldığını ve tanınırlığına ciddi katkılar sağladığını, davalının sözleşmeyi haksız feshettiğini, TTK m.122 de düzenlenen denkleştirme isteminden (portföy tazminatı) ve kar kaybı taleplerinden davalının sorumlu olduğunu, davalının haksız fesih sebebiyle şirketin ticari itibarının zedelendiğini, davalının ticari itibar kaybı sebebiyle oluşan manevi zarardan da sorumlu olduğunu, haksız fesih sebebiyle oluşan maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ———– bilirkişi heyeti raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
04.04.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, “…Davacı tarafından ibraz edilen 2020, 2021 yılına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, ticari defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu davacı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu, Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında—-sebebiyle ticari ilişki olduğu, Dava tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten kaydi olarak alacağının veya borcunun olmadığı, Sözleşmenin davalı tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedilmiş olduğu, Davacının anılan distribütörlük sözleşmesi sebebiyle davalıya yaptığı katkıdan dolayı denkleştirme tazminatı ve kar mahrumiyeti tazminat taleplerinin yerinde olduğu, davacının talep edebileceği kar mahrumiyeti tazminatının 252.322,70.-TL olarak hesaplandığı ve davacının isteyebileceği denkleştirme tazminatının üst sınırının 13.280,14.-TL olduğu, indirim yapılması gerekip gerekmediğinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu; Davalı şirketin yapmış olduğu iş ve işlemler sebebiyle davacı şirketin ticari itibarının zedelenip zedelenmediği hususunun ve tazminat miktarının Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
Eldeki dosyada, davacı tarafından taraflar arasındaki sözleşmesinin haksız olarak fesh edildiğinin ve maddi ve manevi zarara uğranıldığının ispat edilmesi gerekmekte olup ispat yükü davacı taraftadır.
Taraflar arasındaki —- tarihli Distribütör Sözleşmesinin 7. Maddesinde; “—–süre 2 yıldır.—- kaydıyla— sözleşmesini iptal edebilir, isterlerse Distribütörlük süresi 1 yıl daha uzatılabilir, Sözleşme bitiş tarihine kadar taraflarca feshedilmediği ve yenisi imzalanmadığı sürece bir yıl daha geçerlidir.” denilmektedir.
Her ne kadar dosya kapsamında alınan— bilirkişi raporunda taraflar arasındaki sözleşmenin haksız bir şekilde feshedildiği, bu sebeple davacının kar mahrumiyeti ve denkleştirme tazminatı talep edebileceği belirtilmiş ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesi dikkate alındığında davacı ve davalının 2 ay önceden bildirimde bulunmak şartıyla dava konusu sözleşmeyi iptal edebileceğinin açıkça düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu sözleşme hükmü nazara alındığında davalı tarafından yapılan fesih geçerli olup haksız fesih söz konusu değildir. Hemen belirtmek gerekir ki, taraflar arasındaki sözleşmede sözleşmeyi iptal hakkı sadece davalıya değil davacıya da tanınmış bir hak olup, tarafların tacir olması, sözleşme serbestisi ilkesi ve TTK 18/2 maddesi dikkate alındığında alınan sözleşme hükmünün geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafından yapılan feshin sözleşmede kararlaştırılan usule de uygun olduğu anlaşıldığından feshin geçerli olduğu değerlendirilmiş, aksi yöndeki bilirkişi tespitine itibar edilmemiştir.
Davalı tarafından yapılan feshin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu nazara alındığında davacının kar mahrumiyeti ve denkleştirme tazminat talebinin yerinde olmadığı, feshin geçerli olması sebebiyle davacının manevi tazminat talebinin de yerinde olmadığı anlaşılmış, davacının sübut bulmayan maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.878,53-TL harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 4.365,06-TL harç olmak üzere toplam 6.243,59‬-TL harcın mahsubu ile artan 6.162,89-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca——— hazineye irat kaydına,
6-Maddi tazminat talebi yönünden; Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — 13/4 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Manevi tazminat talebi yönünden; Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — 10/3-4 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı