Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/507 E. 2022/333 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/507 Esas
KARAR NO : 2022/333

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu
——–. —- olup —– —- sağlanan ——bedeline karşılık olan —— tarihli——-fatura bedellerini ödemediğini, bu sebepten taraflarınca davalı/borçlu ——aleyhine ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla —-ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu ise, — tarihli dilekçesi ile iş bu icra takibine kötü
niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı tüketmiş olduğu — ödemediği gibi yapılan icra takibine de itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, borçlunun haksız itirazının iptali ile alenen kötü niyetli olan borçludan %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, abonelik sözleşmesine dayalı fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd. maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile davacı arasında — sözleşmesinin bulunduğunu, davalının — oluşan fatura borcunu ödemediğini, ödenmeyen fatura alacağının tahsili için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış —-uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında —–dosya içerisine alınıp incelenmiş, 09/02/2022 tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle, “.—- Mahkemede olmak üzere; dosyada taraflar arasında imzalanmış bir—— bulunmamasına rağmen, —- sözleşme numarası verildiği için bunun taraflar arasında bir —sözleşmesi bulunduğunu gösterdiği kanaatine varılmış, davalının —- olmadığı veya faturalara ——- kendileri tarafından yapılmadığı yönünde itirazları da olmadığı için, davacı şirket tarafından düzenlenen tüketim faturalarından sorumlu ve ödemekle yükümlü olduğu yönünde kanaate varılmıştır.
Dava konusu faturalara———kullanılarak doğru
şekilde hesaplandığı görülmektedir. Dava konusu faturalardan ——– fatura tutarına eklendiği görülmekle birlikte, dosyada, söz konusu — kapalı olan —- açıldığını gösteren herhangi bir belge olmadığı için —-ile ——- faturalarına ——
eklenmesinin de karşılığına rastlanmadığı için—- vergisi fatura tutarına eklenmeden yalnızca tüketilen —- karşılığı olan fatura bedeli—-hesaplanmıştır.
Dava konusu faturalardan —– faturasında ise; —–
zammının toplam fatura tutarına eklendiği görülmekle birlikte, bir önceki faturanın geç ödenmesinden sebep faturaya eklendiği değerlendirilen bu tutarın, zaten bir önceki fatura icra takibine konu olduğu için son ödeme tarihinden itibaren gecikme zammı
işletileceğinden, bir alacağa yalnızca bir faiz işletilebileceği ilkesi gereğince toplam
fatura tutarına eklenmesinin anlamlı olmayacağı değerlendirilmiş, yalnızca tüketilen — karşılığı olan fatura bedeli—-olarak hesaplanmıştır.
Takdiri sayın Mahkemede olmak üzere;———ödeme tarihli fatura ödenmemesine —— kesilmediği ve 12.10.2020 son ödeme tarihli faturanın bu sebeple oluştuğunun anlaşılması sebebiyle bunun davacı —- açısından müterafik kusur olduğu ve
12.10.2020 son ödeme tarihli fatura için gecikme zammı hesabında takip tarihine kadar
%9 yasal faiz üzerinden hesaplama yapılması gerektiği yönünde görüş ve kanaate
varılmıştır. Sonuç olarak; takdiri Sayın Mahkemede olmak üzere, davalı ——— konusu tesisatta ———– karşılığı olarak yalnızca —– karşılığı olarak hesaplanan —– son ödeme tarihli ——fatura tutarlarından sorumlu ve ödemekle yükümlü olduğu, —–tarihi itibariyle borç tutarının —– Asıl Alacak+ —– olmak üzere toplam —-olduğu ve davalı tarafın icra takibinin bu kısmından sorumlu olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında ——- sözleşmesinin bulunduğu, davalı tarafından — sözleşmesi sebebiyle tüketilen elektrik bedellerinin ödenmediği, davalı tarafından elektrik faturalarının ödenmemesi sebebiyle davacının, davalının —sonlandırılması gerekirken davacı tarafından aboneliğin sonlandırılmadığı, — uygulaması dikkate alındığında davalının ödenmeyen ilk faturadan sonra elektriği kesmesi gerekirken —- sonlandırılmaması sebebiyle müterafik kusurlu olduğu, bu kusur sebebiyle ilk faturadan itibaren sonraki faturalarda gecikme faizinde yasal faiz oranına kadar faiz işletilmesinin uygun olduğu, dosya kapsamında bilirkişi tarafından tespit edilen fatura bedellerini emsal Yargıtay uygulamasına uygun olduğu, davacı tarafından bilirkişi raporu ile tespit edilen bedel üzerindeki taleplerin yerinde olmadığı anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının—– takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, 1.573,94‬-TL asıl alacak, ——üzere toplam 1.672,87‬-TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.——Dosyaya konu alacağın faturaya dayanması (—-) sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı (—-Karar sayılı ilamı) üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının ———- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, —- faizi —– takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 111,17-TL’den davacı tarafça yatırılan 59,30-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 54,40-TL harç olmak üzere toplam 113,7-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 2,53-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 57,75-TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 825,55‬-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 713,12-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve ——– ücretinin haklılık oranına göre —– davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, kalan 179,77-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 1.627,49-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 256,60-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.