Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/506 E. 2022/534 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/506 Esas
KARAR NO : 2022/534

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26.07.2021
KARAR TARİHİ : 14.06.2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ————- sağlanan ——– karşılık olan —– fatura bedellerini ödemediğini, bu sebepten taraflarınca davalı/borçlu ———–aleyhine ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla ——– sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun ise, ———— tarihli dilekçesi ile iş bu icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, işbu davayı açmadan evvel yapılan tüm sulh görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını, ticari davalarda——— başvurulduğunu ve söz konusu başvurunun anlaşamama ile sonuçlandığını, davalının tüketmiş olduğu ———bedelini ödemediği gibi yapılan icra takibine de itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, borçlunun haksız itirazının iptali ile alenen kötü niyetli olan borçludan %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı talep ettiklerini, izah edilen nedenlerle; ———- sayılı dosyası ile yapılan takibe yönelik davalı/borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptali ile asıl alacağa uygulanacak %19,20 yıllık 6183 sayılı yasa gereği değişecek oranlar üzerinden gecikme zammı, işbu gecikme faizi tutarına işleyecek %18 Katma Değer Vergisi ile birlikte takibin devamını, Davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesini, yargılama harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettikleri görüldü.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İki veya daha fazla işletmenin belli —- ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri —————bulunmadığından taraf ehliyeti olmadığını, ortaklar, ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm varlıklarıyla sorumlu olduklarını, ancak gerçek ve tüzel kişilerin taraf ehliyetinin bulunmadığını, ortaklık adına açılacak davaların adi ortaklığı oluşturan ortaklardan herhangi biri tarafından açılmasının —-olduğunu, adi ortaklığın ——- bulunmadığından, adi ortaklık aleyhine dava ikame edilemeyeceğini, adi ortaklığa açılacak davalarda, —– bulunan ortaklara davanın açılması, her birine ayrı ayrı dava dilekçesi gönderilmesi gerektiğini, yasal zorunluluğun bu şekilde olduğunu aksinin hukuken kabul edilemeyeceğini, davanın ——- husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, her ne kadar —- tarafından —- ödenmediğinden bahisle takip başlatılmışsa da herhangi bir şekilde bahse konu kullanımlardan—– konusu olmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesi ve kayıtlarında tetkikinde davalı — iddia edildiği üzere bir sorumluluğun ve borcunun olmadığının tespit edileceğini, bu sebeple kabul anlamına gelmemek kayıt ve şartıyla esas yönünden de davanın reddine ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiğini, arz ve izah edilmeye çalışıldığı üzere öncelikle husumet yönünden aksi halde esas yönünden davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle,— bedelinden kaynaklı faturaya dayalı alacağın tahsili talebine ilişkin başlatılan takibe havi itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
İtirazın iptali istemine konu ———incelenmesinde, ———- başlatılan takibin alacaklısının dosyamız davacısı———–borçlusunun——— olduğu,—- tarihinde tebliğ edildiği, ——- edildiğine ilişkin itiraz dilekçesinin dosyada yer aldığı, yine takip borçlusu tarafından ——– takibin iptali talepli dava açıldığı, mahkeme tarafından takip talebinde yalnızca adi ortaklığın yer aldığı adi ortaklığı oluşturan—– ayrı ayrı gösterilmediği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline kesin olarak —- tarihinde karar verildiği görülmüştür—— dosyasına yapılan itirazın iptali talebi ile ———– aleyhine dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; az yukarıda açıklandığı üzere davanın hukuku niteliği adi ortaklık adına yapılan takibin iptali talebi ile adi ortaklardan ikisi aleyhine açılan itirazın iptali davasıdır. —– içtihadında belirtildiği üzere, — taraf ehliyetleri yoktur. Türk Borçlar Kanunu’nun 638/3. maddesine göre; “Ortaklar birlikte veya bir temsilci aracılığı ile bir üçüncü kişiye karşı ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmadıkça müteselsilen sorumlu olurlar”. Adi ortaklığın borcu, adi ortaklığı oluşturan kişilerden, takipte taraf gösterilmek sureti ile tahsil edilir. Yine Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114/1-d maddesi uyarınca tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaların dava şartlarından olup yasanın 115. maddesine göre dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmü düzenlenmiştir. Açıklanan bu olgular ışığında; somut olayda dosya içerisinde bulunan takip talebi ve ödeme emrinin incelenmesinde, takip talebinde borçlu olarak—- denildiği ancak adi ortaklığın kimlerden oluştuğunun açıklanmadığı görülmektedir. Takipte —- ortaklık adına tek bir ödeme emri çıkartılmış olup, adi ortaklığı oluşturan şirketler adına ayrı ayrı çıkartılmış ve tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde ise adi ortaklığı oluşturan şirketlerden ikisi ayrı ayrı gösterilmiştir. Adi ortaklığa karşı yapılacak icra takibinin, tüm ortaklara yöneltilmesi gerektiği gibi dava itirazın iptâli olduğundan ve takiple sıkı sıkıya bağlı olup talep borçlusu ile davalının farklılık arzetmemesi gerekmektedir. Bu durumda, adi ortaklığa yöneltilmiş usulüne uygun bir icra takibi bulunmamaktadır. Hal böyle olmakla açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine
2-Karar harcı 80,70-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30- TL harcın mahsubu ile 21,40‬-TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- 6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca — –ücretinin davacıdan alınarak hazine adına gelir kaydına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde — belirlenen 874,32-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davalının yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.