Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/482 E. 2023/33 K. 15.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/482 ESAS
KARAR NO: 2023/33
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 08/03/2021
KARAR TARİHİ: 15/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde —– park halinde bulunan müvekkili şirkete —- numarası ile sigortalı—- plakalı araca —- plakalı sürücüsünün firar olan aracın sağ yan tarafından çarpması sonucu —– plakalı araçta hasar meydana geldiğini, —- tarihli kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere davalıya ait —– plakalı aracın firar eden sürücüsü 2918 sayılı KTK’nın 84/2 maddesini ihlal etmiş olduğunu, olay yerini terk etmesi sebebi ile %100 kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiğini, —– plakalı araç diğer davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, bu kaza sonucu müvekkili şirket —– Poliçesi kapsamında müvekkili şirkete sigortalı —-araçta meydana gelen —- değer kaybı sebebi ile hasar tazminatı ödemesi yaptığını, öncelikle davalı adına kayıtlı —- plaka sayılı aracın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için teminatsız olarak, trafik kaydına tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla —– ödeme tarihi olan tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekillik ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle;—- tarihinde adına kayıtlı —-plakalı aracın yapmış olduğu kaza, açılan davada anlatıldığı gibi olmadığını, aracın el freninin takılı kaldığını ve kontak anahtarının ise anahtar yerinin içinde aracı kapatmaya çalışırken kırıldığını, arabanın kaymaya başladığını ve —– plakalı araca çarptığını, sürücü, aracın anahtarı için çilingir çağırmaya gittiğini ve eşi ile döndüklerinde aracın çekilmiş olduğunu gördüklerini, aracın kendisi adına kayıtlı olduğu için de, olaydan bir gün sonra aracı gidip çekilen yerden aldığını, olayda anlatıldığı gibi kazayı yapıp kaçmanın söz konusu olmadığını, kazanın tamamen aracın mekanik arızasından dolayı kaynaklandığını, herhangi bir kusur ya da sürücü hatası sonucu kaynaklandığını, ——- nolu başvuru numaralı arabuluculuk tutanağında tarafında ——— arabuluculuk davetiyesinin gönderildiğini ve kendisine ulaşmadığı için de iade olduğunun belirtildiğini, çalışan biri olarak tüm gün evde olmadığını, bu davetiyeyi—- ile değil de posta ile göndermiş olsalardı en azından evde olmadığı için kağıt konulacağını ve kendisine gelen bir evrak olduğundan haberi olacağını, ayrıca arabulucunun kendisine ulaşamama gibi bir durumunun sözz konusu olmadığını, kendisinin davadan ve gelen evraklardan hiç bir şekilde haberi olmadığını, ulaşmak için doğru yolların seçilmediğini, davayı tesadüfen öğrendiğini, dava dosyasında belirtildiği gibi olayda sürücü kusuru olmadığını, aracı bırakıp firar etme durumu olmadığını, şahitlerin bulunduğunu, mekanik kaynaklardan kazanın meydana geldiğini, sigorta şirketinin—— aracını sigortalattığını, kazada ölüm olmadığını, ağır bir kusur olmadığını, sigorta şirketinin masrafları karşılaması gerektiğini, sigorta şirketinin kendisini %100 kusurlu göstermek sureti ile zararı karşılamaktan kaçtığını, mağdur olduğunu, davanın reddini” talep ve iddia etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; “Görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının müvekkili sigorta şirketine rücu edebilmesi için öncelikle sigortalısının hukuki haklarına kanunda öngörülen şekilde halef olduğunu kanıtlaması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazada kusuru bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, her durumda değer kaybı hesaplamasının ——— yer alan hesaplama formülasyonuna göre yapılması gerektiğini, davacının faiz başlangıç tarihlerinin kabul edilemez olduğunu, görevsiz mahkemede ikame edilen davanın usulden reddine, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, zenginleşme yasağı ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin her durumda gözetilmesini, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini” talep ve iddia etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı sigorta şirketin ödemiş olduğu iddia edilen değer kaybı bedelinin kusurlu davalı ve sigortacısından tazminine ilişkin alacak davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın, —- tarihinde davalı sigortalı — plakalı araç ile —- plakalı araç arasında meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı—– plakalı araç malikine yapılan tazminat ödemesinin davalıdan rücuen tazminat talebine ilişkin olup, davacı tarafça talep edilen rucüen tazminat şatlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin —- tarihli duruşma ara kararı gereği dosyanın mahkememizce resen seçilecek Hasar ve Kusur bilirkişisine tevdi edilerek rapor düzenlenmesi istenmiştir.
Makine Mühendisi Bilirkişiden alınan —– tarihli raporda özetle; “Kaza mahallini terk ettiği için kimliği belirlenemeyen sürücünün idaresindeki —-plakalı —-seyrederken hızını aracının teknik özelliklerine ve yol şartlarına göre ayarlamadığı; yeterince dikkatli ve tedbirli olmadığı ve sokak içinde yolun sağ tarafında normal park halindeki —- plakalı—-çarptığı için KTK 47/d – 52/b – 84/l ve KTY 95/d – 101/b – 157/a/12 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu;—– plakalı —– içinde, yolun sağında normal park halindeyken
——çarpması sonucu kazaya karıştığı için sürücüsünün
kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı; Davalı —– plakalı aracın kaza mahallini terk ettiği için kimliği belirlenemeyen sürücüsünün kusurundan KTK 85/1-5
maddesi gereğince kendi kusuru gibi ve kusuru nedeniyle oluşan zarardan müştereken ve müteselsilsen sorumlu olduğu; Tazminata konu —-plakalı,—– tarihinde, yaklaşık —–kullanıldıktan sonra kazaya karışmış, —adına tescilli hususi otomobilin hasar tutarının—- olduğu; Davacı —– tarafından —– hasar tutarı ödendiği beyan edildiği ancak ödeme belgesinin dosyada olmadığı; Davacı —— numaralı —tarihleri arasında, kazanın meydana geldiği —- tarihini de kapsayacak şekilde, rayiç değeri ile sigorta teminatı altında olduğu; Genel Şartların A.1/a maddesi gereğince—– plakalı araçtaki hasarların —– teminatı altında olduğu; Davalı —- numaralı —- tarihleri arasında, kazanın meydana geldiği —- tarihini de kapsayacak şekilde sigorta teminatı altında ve kaza tarihinde maddi teminat limitinin araç başına —- olduğu; —–gereğince mağdur aracın hasar tutarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve teminat limitine kadar sigorta teminatı altında olduğu; Kazaya karışan araçlar hususi ve sahipleri de gerçek kişi olduğu için, Davalı —– hasar tutarının ödenme tarihi itibariyle yasal faiz talep edilebileceği ancak hasar tutarını ödeme belgesi dosyada olmadığı için tarihin bilinmediği; Davalı —- KTK 99 gereğince temerrüde düşürülmediği için dava tarihi —- itibariyle yasal faiz talep edilebileceği” hususlarının belirtildiği anlaşılmıştır.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflar veya vekilleri rapora karşı yazılı beyanda bulunmamışlardır.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller ile alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketi tarafından—– plakalı araç ile sürücüsü bilinmeyen, davalı — adına kayıtlı ve davalı sigorta şirketinin—–plakalı aracın karıştığı trafik kazasında; he ne kadar davalı aracın kusuru bilirkişi raporundan anlaşılmış ise de; davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ödeme yaptığına dair hiçbir belgeyi karar aşamasına kadar sunmadığı ve bu suretle dava dışı kusursuz sigortalısına halef olduğuna dair iddiasının sübut bulmadığı anlaşılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90TL harcın HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 208,44TL peşin harcın, alınması gereken harçtan mahsubu ile artan 28,54‬TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 179,90TL harcın DAVACININ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
5-Davacı tarafından Bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.010,80TL yargılama giderinin DAVACININ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
6-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI ———VERİLMESİNE,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin e duruşma yolu ile yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.17/01/2023