Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/48 E. 2023/862 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/48 Esas
KARAR NO:2023/862
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/09/2019
KARAR TARİHİ:02/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ——- çalıştığını, piyasa koşullarına göre daha ucuz telefon temin edebildiğini, davalı ile aralarında yazılı olmayan bir anlaşma ile ticaret başlanıldığını, müvekkilinin çalıştığı iş yerine yanında adamlarla gelerek ——- paralar karşılığında elimizde tutacağımız bir teminatın olması için bize senet ver” denildiğini ,—— muhtevalı olmak üzere iki senet alındığını, aradan iki gün geçtikten sonra “ben aldığım senetleri kaybettim tekrar iki senet vereceksin” diyerek tehditkar bir üslupla senetleri kaybettiğini söyleyerek aynı muhtevalı iki senedi de hile ile kandırarak alındığından bahisle hile ve kandırılarak alınıp takibe konulan iki adet ve toplam 170.000,00 TL muhtevalı senetlerin hile ve kandırılarak alınmış olmaları ve yine bedelleri ödendiği halde iade edilmeden takibe konulan toplam 140.000,00 TL muhtevalı senetlerin de bedelsiz kalmaları nedeniyle bu senetlere dayalı takiplerin iptaline karar verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşılmıştır.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Dava konusu uyuşmazlığı çözmeye yetkili mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, ticari dava niteliğinde olduğundan bahisle davanın öncelikle görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedine (bono) dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.Davacı, davaya konu senetlerin davalı tarafından hile yoluyla alındığını, dava konusu senetlerin bedelsiz kaldığını, dava konusu senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dosyanın safahatı incelendiğinde; —— sayılı ikinci görevsizlik kararı ile de —— Mahkemelerine gönderilmiş olmakla mahkememizin işbu esasa kaydının yapıldığı görülmüştür.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,———dosyası celp edilerek dosya arasına alınarak incelenmiş,—– sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilmiş,—— müzekkereler yazılarak davaya konu bilgiler celp edilmiş, taraf tanıkları dinlenilmiş ve dava sonuçlandırılmıştır.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Ancak davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. ———-
Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK’nin 201.maddesinde düzenlenen miktardan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. ——Somut dosya bakımından değerlendirme yapıldığında; davacı/borçlu, dava konusu senetlerin hile yoluyla alındığını ve bedelsiz kaldığını iddia etmekte olup anılan hususların davacı tarafça ispat edilmesi gerekmektedir. Davacı tarafın bedelsiz iddiasını yazılı olarak ispat etmesi gerekmekte ise de irade sakatlığına (hile) yönelik iddiasını her türlü delille ispat edebileceği değerlendirilmiş, bu itibarla taraf tanıkları dinlenmiştir. Dosya kapsamında dinlenen taraf tanık beyanları,——sayılı dosyası, ——-tarihli davacının defter ibrazında bulunmadığına ilişkin tutanak , davacının defter ibrazından kaçınması ve bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılması ile dinlenen tanık beyanlarında davacının hile ile aldatıldığına ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı bir arada değerlendirildiğinde davacının hile ve bedelsizlik iddialarının yöntemince ispat edemediği anlaşılmış, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.Menfi tespit davalarında 2004 sayılı İİK 72/IV ve 72/V maddeleri uyarınca tazminata hükmedilebilmesinin ön koşulu; gerek açılmış icra takibinin durdurulması gerekse icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve bu kararın uygulanmış olmasıdır. ——— Eldeki dosya bakımından yukarıda belirtilen şartlar oluşmadığı (tedbir kararının bulunmadığı) anlaşılmakla, davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafça talep edilen şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli karar harcı 269,85-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.781,70-TL harcın mahsubu ile artan 4.511,85‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacılara iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 44.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/11/2023