Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/479 E. 2022/219 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/479 Esas
KARAR NO: 2022/219
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 04/12/2020
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın maliki olduğu —-plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, dava konusu trafik kazasından dolayı müvekkil sigorta şirketi tarafından—- hasar bedeli ödendiğini, davalı tarafın maliki olduğu araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle poliçe şartlarının ihlal edilmiş olup hasar bedelinin rücuan tahsili amacı ile davalı——- sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının icra takibine itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu, bu nedenle davlanan itirazının iptali ile takibin devamını, takip bedelinin %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmolunmasına, dava konusu aracın 3.kişilere devri suretiyle alacaklarının tahsilinin imkansız hale gelmesinin önlenmesi amacı ile davalı adına kayıtlı bulunan —– plaka sayılı aracın üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın meydana geldiği sırada sürücünün alkollü olması tek başına sigorta şirketinin rücu hakkına sahip olması için yeterli olmadığını,—- birçok kararında sigorta şirketinin sigortalıya rücu edebilmesi için kazanın —– etkisi altında meydana gelmesi gerektiğini, bu hususa ilişkin ispat yükünün sigortacıda olduğu ve bu hususun ancak bir bilirkişi kurulunca düzenlenecek rapor sonucunda tespit edilebileceği açıkça belirtildiğini, müvekkili tarafından icra takibine yapılan itirazda faize itiraz edildiğini, kabul etmemekle birlikte, alacağın varlığı kabul edilse dahi müvekkili temerrüde düşürülmediği için davacı tarafın icra
takibiyle talep etmiş olduğu —- işlemiş faiz talebinin hukuki bir dayanağı bulunmayıp reddi gerektiğini, yine alacağın varlığını kabul etmemekle beraber davacı tarafın talep edebileceği faiz yasal faiz olduğunu, ödeme emrinde talep edilen takip tarihinden sonra işleyecek yıllık— ticari faiz oranı hukuka aykırı olup işbu talebin reddini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı —poliçesi kapsamında dava dışı — plakalı araç için ödenen bedelin davalı/sigortalısından rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı,— tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle dava dışı — plakalı araçta hasar oluştuğunu, sigorta şirketi tarafından hasar bedelinin ödendiğini, kaza esnasında davalının alkollü olduğu ve kazanın münhasıran davalı/sigortalının alkollü olması sebebiyle meydana geldiğini, —- oluşan zarardan sorumlu olduğu ve sigorta şirketinin rücu hakkı bulunduğunu, trafik kazası sebebiyle ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın safahatı incelendiğinde; ilk olarak açıldığı —– karar sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verildiği, usulüne uygun gönderme talebine istinaden dosyanın mahkememize tevzi edilerek iş bu esasa kaydının yapıldığı görülmüştür.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- hasar dosyası celp edilmiş, —-üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, — dava konusu aracın trafik tescil kayıtları celp edilmiş,— tarihli bilirkişi heyet raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.—– tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle,—–Kusur oranları: -Sürücü—- plakalı araç tali yolda seyretmekte iken kavşağa yaklaştığında, „DUR’ Trafik işareti levhasının ikazına uymayıp durmamış, ve kontrolsüz bir şekilde kavşağa girmiştir.Kavşağa anayoldan gelen ve geçiş önceliğine sahip—– plaka sayılı aracın kendisine çarpmış olmasında, sürücü ——maddelerinde açıklanan kusurları işlediği, kazanın meydana gelmesinde asli ve % 75 oranında kusurlu olduğu, —- yönetimindeki—- işaret levhası özelliğindeki trafik ışıklarına uyarak kavşağa yaklaşırken hızını düşürmesi, kavşağı dikkatli geçmesi gerekirken hızını düşürmeden kontrolsüzce kavşağa girmiş yeterli dikkat ve özeni göstermemiş olup ve kazaya karışmıştır. Sürücü —–açıklanan kusuru işlediği, kazanın meydana gelmesinde tali ve %25 oranında kusurlu olduğu, — plakalı araç sürücüsü—- tarihinde yaptığı kazanında— alkolü olduğu, alkol etkisiyle güvenli araç —-eteneğini kaybettiği, kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana gelmediği,
-Aracın perte ayrılması durumunda zarar bedelinin ——olduğu, -Kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana gelmemesi nedeni ile, davacının davalı sigortalısına poliçe genel şartları B4 maddesi gereğince rücu edemeyeceği…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yine 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Ayrıca 2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki—— üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Öte yandan, —–, tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün ——–alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü 6762 sayılı TTK’nun 1281. Maddesi ——- hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Somut olayda, sürücü —- yönetimindeki —- plakalı araç tali yolda seyretmekte iken kavşağa yaklaştığında, ‘DUR” Trafik işareti levhasının ikazına uymayıp durmadığı ve kontrolsüz bir şekilde kavşağa girmesi sebebiyle dava konusu kazanın oluşumunda asli ve %75 oranında kusurlu olduğu,——– yönetimindeki ——- plakalı araç ile, “YOLVER” işaret levhası özelliğindeki trafik ışıklarına uyarak kavşağa yaklaşırken hızını düşürmesi ve kavşağı dikkatli geçmesi gerekirken hızını düşürmeden kontrolsüzce kavşağa girmiş olması sebebiyle gerekli ve yeterli dikkat ve özeni göstermemesi sebebiyle dava konusu kazanın oluşumunda tali ve %25 oranında kusurlu olduğu, dava konusu kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelmediği alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamındaki evraklar ile sabit olduğu anlaşılmıştır. ——–gereğince davacının rücu hakkının doğmadığı, dava konusu kazanın münhasıran alkol etkisi altında meydana geldiğin davacı tarafından yöntemince ispat edilememesi sebebiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir. ———
İtirazın iptali davalarında davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacı/alacaklının takip yapmakta haksız ve alacaklının kötüniyetli olması şarttır. —–Eldeki dava yönünden davalı/borçlu tarafından davacı/alacaklının kötüniyetli olduğu ispat edilemediği anlaşıldığından, davalı/borçlunun şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 397,00-TL harçtan mahsubu ile artan 316,30-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/4 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/03/2022