Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/477 E. 2021/1191 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/477 Esas
KARAR NO : 2021/1191

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/07/2012
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirkete olan borcundan dolayı aleyhine takip yaptıklarını, davalı tarafın borca ve faize kötü niyetli bir şekilde itiraz ederek takibin durmasına karar verildiğini, davalının —– işletmekte olup taraflar arasında sürekli bir ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin satmış olduğu mal ve gıda ürünlerinin teslimatını yaparak 4 adet irsaliyeli fatura keşide ettiğini, dolayısıyla 13.148,00 TL alacağının bulunduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacıya 4.000,00 TL borcu olduğunu kabul ettiğini, kendi işletmesinde çalışan yeğeni —— faturaları teslim aldığını, ancak itiraz ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd. maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya mal satışından kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra takibinin devamına % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, 4.000 TL borcu kabul ederek, başka borcu olmadığını belirtmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda mahkememizin——— sayılı ilamı ile; ” Davacının itirazı iptali davasının kısmen kabülu ile; davalı borçlunun —–sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak yönünden 4.000,00 TL üzerinden devamına,
– Davacının inkar tazminatı talebinin reddine…” karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememiz kararının temyiz edilmesi üzerinde dosya —– karar sayılı ilamı ile; “…Menfi tespit davalarında tarafların haklılık durumunun dava tarihi itibariyle belirlenmesi gerekir. Davalı tarafından davacıya verilen —- davalıya iade edildiği iddia edilmiş, yine taraflar arasında düzenlenen tutanaklarda da teslim edilen mallar belirtilmiştir. Davacı tutanak içeriğini kabul etmediğini belirtmiş ise de somut olarak gerekçelerini sunmamıştır. Tutanak tarihinden sonra düzenlenen faturada belirtilen değer üzerinden de söz konusu çek keşide edilmiştir. Bu durumda mahkemece fatura tarihi itibariyle davacı tarafından davalıya faturada belirtilen —– hangilerinin iade edildiği, hangilerinin iade edilmediği tespit edilerek davacının davaya konu çekten dolayı ne kadar borçlu olduğunun tespit edilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA…” şeklinde bozulmuştur. Bozma sonrasında dosya mahkememizin —esasına kaydı yapılmış ve — karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yapılan yargılama —- Karar sayılı ilamı ile; ” HMK 233 madde dahilinde usulüne uygun yemin eda olunmakla uyulan Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile davalının 13.148,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 13.148,00 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %40 İcra inkar tazminatı tutarı 5.259,20 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine…” karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememiz kararının temyiz edilmesi üzerinde dosya —- gönderilmiş ve yapılan temyiz incelemesi sonucunda —- karar sayılı ilamı ile; “…1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Dava faturalara dayalı icra takibine yapılan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece bozma ilamı uyarınca yapılan inceleme sonucu —- adet faturayı davalının vergi dairesine bildirdiği ve — formlarının bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafından davacıya yemin teklif edilmesi üzerine davacı tarafından yapılan yemin üzerine mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de —— sayılı kararı gereğince “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olan davalarda tarafların dava ve cevap dilekçeleri ile delil listelerinde sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller gibi ibarelerin bulunması halinde tarafların yemin deliline başvurmuş sayılamayacakları ve bu kapsamda hakimin ispat yükü kendisine düşen tarafa yemin teklifinde bulunma hakkını hatırlatamayacağı” nın belirtildiği, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun kararında da belirtildiği üzere davalı delil listesi vermemiş açıkça yemin deliline dayandığını bildirmemiş olduğundan yemin deliline dayandığı gözetilerek usule aykırı olarak davalı tarafından teklif edilen yeminin davacıya eda ettirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş davalının kabulünde olan 19.01.2011 tarihli ve 5.022,00 TL fatura bedeli ile birlikte davalı tarafından ——– formu ile bildirdiği anlaşılan —-bedelli faturaların, 3 fatura bedeli olan toplam 12.296,88 TL’lik malın davalıya teslim edildiği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,…” şeklinde bozulmuştur. Bozma sonrasında dosya mahkememizin —- esasına kaydı yapılmış ve —- karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sonucunda;
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Her ne kadar davalı kabul etmiş olduğu miktar dışında herhangi bir borcunun bulunmadığı beyan etmekte ise de; mahkememizce —–formları üzerinde üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı tarafça talep edilen —–bedelli faturaların — bildirildiği anlaşılmıştır. Başka bir deyişle davalı, dava konusu —- formu ile —–bildirmekle anılan faturalardaki malları teslim aldığının ve teslim aldığı malların da bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir.—-
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları, bozma ilamı ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu ve davalının kabulünde olan — fatura bedeli ile birlikte davalı tarafından —— formu ile bildirdiği anlaşılan — malın davalıya teslim edildiği, davacının anılan faturalar yönünden teslim olgusunu ispat ettiği, davacının bakiye alacağını ve teslim olgusunu mevcut dosya kapsamı itibariyle ispatlayamadığı, davalı tarafından borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının — yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, 12.296,88-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—Dosyaya konu alacağın faturaya/cari hesaba dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı—- Karar sayılı ilamı) üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Davacı vekili tarafından eldeki davada dava konusu asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatı talep ettiği anlaşılmaktadır.
—- Karar sayılı ilamı; “Geçici 10. maddesindeki “takip işlemleri” ibaresini de TAKİP TALEBİ olarak anlamak gerekir —-
İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından, ödeme emrine (süresi içinde) itiraz etmiş takip borçlusuna karşı itirazın kendisine (varsa vekiline tebliği) tarihinden itibaren bir yıl içinde açılabilir. Bir yıllık süre içinde açılan dava, teknik anlamda bir itirazın iptali davasıdır ve ancak böyle bir davada borçlu icra inkar tazminatına mahkum edilebilir (——). O halde 6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı asgari %40 olarak, 6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında ise icra inkar tazminatı asgari %20 olarak uygulanmalıdır.” denilmektedir. Eldeki dava da, dava tarihi 25/07/2012 olduğundan anılan — gereğince davacı tarafça talep edilen icra inkar tazminatının %20 olarak uygulanması gerektiği anlaşılmış, aksi yöndeki davacı taleplerine itibar edilememiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının—- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, 12.296,88-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 840,00-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 195,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 644,75-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 195,25-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 21,15-TL başvuru harcı, 3,30-TL vekalet harcı, 255,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.465,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.744,45-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.631,53-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 61,48-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 3,98-TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-. maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 851,12-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz kanun yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.