Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/467 E. 2022/725 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/467 Esas
KARAR NO : 2022/725

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2021
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile—– müvekkile —— adresinde bulunan işyerinde kullanılmak üzere —- — numaralı sözleşme ile ticari nitelikteki aboneler için uygulanan tarife üzerinden abonelik tamamlandığını, — kapsamında —- tarafından yayınlanan —-tarihinden itibaren işyerleri kapatıldığını, bu kapsamda davacının da iş yeri de kapandığını, davacının kredi kartından otomatik ödeme talimatı verildiğini, davacıya ait işyerinin kapalı olduğu ve yayının kesildiği —- banka kanalı ile sehven ödemeler yapıldığını, ancak hizmetin sunulmadığını, davacı ile taraflar arasında olası kapanma halinde—-tahsil edilmeyeceği hususunda anlaşıldığını ancak sehven ödemelerin yapıldığı davacı tarafından fark edilmediğini, daha sonra ödeme talimatının iptal edildiğini, ödemelerin iadesi için davalılara ihtarname ile bildirildiğini ancak iadenin yapılmadığını bunun üzerine — dosyasından satıcı-sağlayıcı aleyhine icra takibine geçildiğini, borçlunun itirazı üzerine takip durdurulduğunu, —– sürecinin işletildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını, sehven gerçekleştirilen ödemelere ait olduğu dönemler harici herhangi bir faturanın bulunmadığı, müvekkili tarafından sehven yapılan ödemelerin ödeme gününden itibaren işleyecek faizlerinin de hesaplanarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalması kaydı ile asıl alacak, faiz masraflar ve icra vekalet ücretinin bilirkişi marifetiyle hesaplanarak takibin devamına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı————- cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin işbu dava yönünden pasif dava ehliyeti bulunmadığını, işbu dava kapsamında husumet yöneltilemeyeceğini, davalı şirketin pandemi döneminde zarar etmek pahasına dahi olsa abonelerini mağdur etmemek adına tüm önlemleri aldığını, davacının iade işlemleri için aranan koşulları sağlamadığını, — kullandığı döneme ilişkin de iade talep ettiğini, pandemi sebebiyle —davacıya iade etmek diğer davalı bayinin yükümlülüğünde olduğunu, icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, dava konusu sözde alacak likit bir alacak olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; Davalının —— firmasının yetki verdiği bölgelerde ——— sözleşme işlemlerini yaptığını, aracı bir firma olduklarını, davalı ile davacı arasında yapılan sözleşmenin — muacceliyet şartını tanzim ettiğini, bu maddenin; “—- ödemeyi taahhüt ettiği taksitlerden herhangi bir taksitin vadesinde ödenmemesi (…) halinde takip eden kıymetli evrak ve taksitler muacceliyet —-” şeklinde olduğunu, sözleşmenin yapıldığında pandeminin başladığı ve etkilerinin aşikâr olduğu bir ortamda yapılan sözleşmelerde öngörülebilir bir husus olduğu düşünülmesinin gerektiği, basiretli tacirler arasında —– itibaren yapılan sözleşmeler açısından yasal ya da idari kısıtlamaların riskinin üstlenilmiş olduğu kabul edilmesi gerektiği, basiretli tacir, bu tarihten sonra bir sözleşme tanzim ediyorsa mezkur riski de üstlenmiş ve kabul etmiş olduğunu, davalının, Covid-19 salgınını bilerek ve idari kısıtlamaların riskini üstlenerek sözleşmeyi imzaladığını——- bir sözleşme olduğunu, aylık kullanım bedellerine ilişkin ödemelerin olmadığı toplam—–, sözleşmenin 3md. Hükmünün açık olduğu, “..Bu sözleşme konusu hizmet sezonluk veya yıllık bir üründür. — talebi doğrultusunda — yıllık olarak almayı kabul, beyan ve taahhüt eder. —-üyeliği sona ermeden fesih talebinde bulunmuş olması, ücretin —– kadar hesaplanarak tahsil edilmesine engel değildir.——— hizmet olması nedeniyle fesih talebine dayanarak ücrette —- talebinde bulunamayacağını peşinen kabul etmektedir.” davalı firmanın kullanıcıları mağdur olmaması adına yeni başlayan sezonda telafi izletme imkanı sunduğunu, kullanıcılar pandemi nedeni ile alamadıkları hizmeti işbu telafi süresinde alabileceklerini, bedeli istenen ödemelerin geçerli olduğu, ——— sona erdiği, gelecek —- izletme seçeneği ve beklentisinin varlığı, ilgili senetlerin 12 aylık kullanımı değil, —- kullanımı kapsadığı dikkate alınırsa ilgili takibe itirazlarının haklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında düzenlenen —— sözleşmesine konu hizmetin —– sebebiyle alınamamasından dolayı ödenen bedellerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalılardan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalılar ile aralarında —–düzenlendiğini, —- sebebiyle uygulanan yasaklardan dolayı hizmet almamasına/kullanamamasına rağmen sehven ödemelerde bulunduğunu, sehven yapılan ödemelerin iadesi için icra takibine geçildiğini, davalıların haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalıların haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—- Dosyası — üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş,———kayıtları bilgileri alınmış, — tarihli bilirkişi heyeti raporu —— bilirkişi heyeti ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, “…Davacı-Davalı şirketler tarafından ibraz edilen — ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı-davalı şirketlerin defterlerinin — bakımından uygun olduğu ———- lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu, Tarafların tacir olduğu ve davacı ile Davalı——- olduğu, Davacının davalı———- yaptığı, ——- arasında imzalanan —- sözleşmesi sonrasında —-dolayısıyla sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı dönemlerin olduğu, bu sebeple davacı açısından yayınların işletmede izletilememesinden kaynaklanan ticari kayıplar yaşandığının anlaşıldığı, —- kaynağında üretilen ————— olduğu, söz konusu içeriklerden faydalanmak – isteyen kullanıcıların ücretini —- sonrasında, belirlenen süre boyunca hizmet sağlayan tarafından —- kartlarla—– sağladıkları, teknik olarak; söz konusu hizmet —- sözleşmesinin süresi boyunca sürekli açık olacağından, hizmetin ancak başvuru sahibinin başvurusu halinde veya hizmet sağlayıcı tarafından sonlandırılabileceği,Teknik olarak, taraflardan biri tarafından iptal edilmediği sürece—-kapsamında içerik sağlayıcı tarafından — ulaştırılmaya devam edeceği, Her iki davalının da sözleşmede taraf olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin idari yasaklarla birlikte TBK m. 136 anlamında imkânsızlaştığı, bu tarih itibari ile yapılmış ödemelerin sebepsiz zenginleşme teşkil edeceği, bu nedenle davacıya asıl alacak olarak 28.334 TL iade edilmesinin gerektiği, ihtarın tebliğ edildiği tarih dosyadan anlaşılmadığından işlemiş faiz hesabı yapmanın mümkün olmadığı…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
— tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle, “…Her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla Yüce Mahkeme`ye ait olmak üzere, dava dosyasına sunulu belgeler ile davacı ve davalı şirketlerin ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda detayları yukarıda ve kök raporda açıklandığı üzere; Husumet ehliyetine ilişkin değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu, davalıların söz konusu borç nedeniyle müteselsilen sorumlu olduğu, Davacının işlemiş faizi ile davalıdan —— talep edebileceği, Kök rapordaki değerlendirmelerin geçerli olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Somut olayda, davacı sözleşme konusu hizmetin —-nedeniyle alınamadığını, buna rağmen sehven sözleşme bedelinin ödenmiş olduğunu, yapılan ödemelerin iadesini talep etmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin başlangıç tarihi sözleşmeden anlaşılmamakla birlikte davacı taraf beyanı dikkate alınarak —- kaynaklı idari yasakların başlamış olduğu, bu tarihte ligin başlamış olduğu,—– davacının davalı bayiden (diğer davalı —– talep edebileceği anlaşılmaktadır.
TBK m. 136 uyarınca, borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup henüz kendisine ifa edilmemiş edimi isteme hakkını kaybeder.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında davacının — yasaklı olan dönemlerde de ödemeler yaptığı, pandemi döneminde yasaklar sebebiyle davacının hizmet almadığı sabit olduğundan yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesini talep etmekte haklı olduğu, davacı tarafından gönderilen ihtarname dolayısıyla davacının takip öncesi işlemiş faiz talep edebileceği, her ne kadar bilirkişi raporunda işlemiş faiz yönünden bir hesaplama yapılmamış ise de; anılan hesabın basit nitelikte olması sebebiyle mahkememizce hesap yapıldığı, davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinin;
“Faiz İşletilen Süre: —-
Faiz İşletilen Tutar: ——
Faiz Oranı: %1,88
Faiz Tutarı:—-
Ödenecek Toplam Tutar: ——– %1,88 olmak üzere toplam %1,88 faiz uygulanmıştır.” olduğu tespit edilmiş, anılan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, davalı—– ——–sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, —– işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı ile davalı ——arasında sözleşme yapıldığı, davalı —– davalı ——–alındığında — ile davacı arasındaki işlemlerden davalı—— herhangi bir sorumluluğu olmadığı değerlendirilmiş, davalı —— yönünden davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalı —- yönünden davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle REDDİNE,
3-(—-) Daval——–esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, 28.334,00-TL asıl alacak, 533,11 TL işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
4-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar harcı 1.971,91-TL’den davacı tarafça yatırılan 436,30-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 180,62-TL harç olmak üzere toplam 616,92-TL harçtan mahsubu ile bakiye —- davalı ——- tahsili ile hazine adına irat kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan —–peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 180,62-TL harç olmak üzere toplam ——harcın davalı —– davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 90,75-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.258,55‬-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre —- davalı —–ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı ——–alınarak davacıya verilmesine,
10-Davanın reddedilen kısmı için davalı—— vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde—-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——- verilmesine,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı