Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/464 E. 2022/34 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/464 Esas
KARAR NO: 2022/34
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/08/2017
KARAR TARİHİ: 18/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle;—- mükellefi —- birleşmiş olduğu, birleşilen kurum ve unvan nevi değişikliğine gidilerek —-unvanı ile faaliyetlerine devam etme kararı aldığı, davalı— tarafından davacı şirket hakkında —– numaralı dosyasında davacı şirketin ortaklığından ayrılma karşılığı hak ettiği ayrılma akçesi nedeniyle kendisine verilen , şirketin müşterilerinden alınmış alacak çeki karşılıksız çıktığından bahisle alacak takibi yaptığı ,TTK nın 642 ‘ inci maddesi ile ayrılan ortağa ödemenin ne şekilde yapıldığı düzenlendiği ,madde hükmü uyarınca ayrılma akçesinin şirketin kullanılabilir bir kaynak üzerinde tasarruf ediyorsa , ayrılan kişinin esas sermaye payları devredilebiliyorsa ,esas sermaye ilgili hükümlere göre azaltılmışsa ayrılma ile muaccel olacağı , davacı şirketin ortaklığından ayrılan davalı—– ayrılma akçesi karşılığında şirketin müşterilerinden aldığı çeklerden verdiği , müşteri çeki karşılıksız kaldığı ve —— çeki normal bir ticari işlem karşılığında alınmış çek gibi değerlendirerek icra takibine koyduğu ,ancak çekin kendisine ayrılma akçesi karşılığı verildiği , ayrılma akçesi icra takibi başlatıldığından bu güne kadar davacı şirketin içerisinde bulunduğu sektörün sıkıntıları nedeniyle yeterli öz kaynağı bulunmadığından henüz muaccel hale gelmediği , davalı şirketin yeterli öz kaynağı bulunmayışı nedeniyle terk edip kaçmayı amaçladığı , davacı şirketin faaliyetlerinden kaynaklanan kamu ve özel sektör borçları bulunmadığı , bunları yok sayarak ” ben vazgeçtim , paramı verin gidiyorum demek ” ne ticari ahlaka ne de hukuka uygun olmadığı , davacı şirketin yeterli öz kaynağı bulunmayışını davalı taraf davalı şirkete icra takibi yaptığında kendi eliyle ortaya çıkarttığını , muaccel hale gelmemiş borç hakkında icra takibi yapılmasını yasaya ve hukuka uygun olmadığını , bu nedenle takibin kaldırılması gerektiğini ,davacı şirketin dışarıya karşı sorumlulukları tamamlandığında , ayrılma akçesinin ödenmesine yeterli kaynağı oluştuğunda davalı şirkete ödeyeceklerini ,kötü niyetle açılan takibin durdurulmasının akabinde iptalini, —- Esas numaralı İcra dosyasına konu——– bedelli çeklerin ayrılma akçesine karşılık verilen çekler olduğunun tespitine , ayrılma akçesinin ancak şirketin ilgili ayrılma akçesi tutarının ödenebilmesi için öz kaynak yeterliliğinin bulunması halinde muaccel hale geleceğinden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapılamayacağından takibin iptalini , —— sayılı dosyasına dayanak teşkil eden çekten dolayı , ayrılma akçesi karşılığında verilmiş olması ve takip tarihi itibariyle davacı şirketin muaccel bir borcunun bulunmaması dikkate alınarak davacı şirketin borçlu olmadığının tespitini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde ;Davalı tarafça ——- takibe konulan çeklerin ayrılma akçesi olarak verildiğini iddia etmekte ve takibin iptali ile borçlu olmadığının tespitini istediği, öncelikle dava dilekçesinde de belirtildiği üzere söz konusu icra takibi —-aleyhine başlatılmış olup; davacı yan bu şirket ile devir yoluyla birleşme gerçekleştiğini iddia ettiği, —–icra dosyası ile ilgili olarak borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptali amacıyla —- menfi tespit konulu dava ikame edildiği, bu davanın;—–sayılı kararı ile reddedildiği, davacı yanca ikame edilen işbu dava dilekçesinde harca esas değer olarak—- dosyasına konu alacak miktarı olan —— dava dilekçesinde gösterilmeksizin ve harç miktarı buna göre belirlenmeksizin dava ikame edildiği ,davacı tarafça yapılan bu işlem hukuka aykırı olmuş olup; harcın takip çıkışı üzerinden yatırılması gerektiği , bu durumda mahkemece iptali talep edilen takipte istenen toplam miktar — olduğuna göre davacının davasının harca esas değer olarak gösterilen —– asıl alacağa yönelik mi yoksa dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde açıklandığı gibi toplam takip bedeline yönelik mi olduğu konusunda davacıya davasını açıklaması konusunda mehil verilerek soncuna göre gerektiğinde eksik peşin harç ikmal ettirilmek suretiyle davaya devam edilmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulmadan yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denilmek suretiyle eksik harç ikmal edilmeden yerel mahkemece verilen kararın bozulduğu , davacı yanın harca esas değer olarak —- olarak belirlenmesi ve eksik yatırılan harcın tamamlatılması gerektiği ,bu hususta davacı tarafa süre verilerek harcın ikmal edilmesini aksi takdirde davanın usulden reddine karar verilmesini arz ve talep ettiği , kesinleşmiş dava olan —– dava dosyasında sunulu dava dilekçesinde, icra takibine konu yapılan çeklerin, müşteri çekleri olduğunu ve müvekkilime teminat olarak verildiğini beyan ettiği ,huzurdaki, davada ise söz konusu çeklerin ayrılma akçesi olarak verildiği iddia edildiği, borçlu yanca sunulan beyanların hiçbiri birbirinin tutmamakla birlikte bu beyanlar çelişki içerdiği , davalı yanın ve dava dışı —- asıl amaçları esasen borçlu oldukları bedelden kurtulmaya çalıştıkları , dava dışı —- tarafından icra dosyası başlatıldıktan sonra birçok dosya açıldığı , ibraz edilen dava dosyaları ile huzurdaki dava dosyası nazara alındığında davacı taraf ile dava dışı —- olduğunu ,davacı yan tarafından her ne kadar huzurdaki dosyaya ticaret sicil kayıtları sunulmuş ve devir yoluyla borçlu şirket olan —- birleşildiğini iddia etmişse de taraflar arasındaki ortaklığın muvazalı olduğu —- icra dosyası kapsamında alacağın tahsili amacıyla; davacı şirket olan —-ait olan taşınmazı kiracı sıfatıyla kullanması nedeniyle İcra ve İflas Kanunu kapsamında kendilerine birinci haciz ihbarnamesi gönderildiği , 89/1’i tebliğ alan kiracı şirket olan —— kasasına ödediği , buna ilişkin olarak ödeme makbuzu ve itiraz evrakı dilekçe ekinde mahkemeye sunulduğu ,davacı —- borçlu şirket olan —– icra dosyası devamında kira ilişki bulunmakta olup; dava dilekçesinde bahsedilen devir suretiyle yapılan birleşmenin muvazaalı olduğu ve şirket borcundan kurtulmak amacıyla devir yapıldığı , icra dosyası kapsamında borçlu şirkete ait olan ve üzerine haciz şerhi işlenen taşınmazın satışını engellemek amacıyla borçlu tarafça her türlü dava açılmakta ve reddedilen davalara karşılık kötü niyetli olarak temyiz kanun yoluna başvurulduğu , davacı,—- aleyhine icra takibi başlattığını, — günlü haciz aşamasında hastane bünyesinde faaliyet gösteren şirketin davalı —– olması sebebiyle takibinin sonuçsuz kaldığını, takip borçlusu şirket ile davalı şirketin aynı şirketler olduğunu, borçtan kurtulmak amacıyla muvazaalı kurulup hisse devirlerinin gerçekleştiğini ileri sürerek ilam borcundan davalı şirketin de sorumlu olması yönünde karar verilmesi için eldeki davayı açtığı ,ilam borçlusu şirket ile davalı şirketin faaliyet adresleri — olduğunda bir ihtilaf olmadığı ,—- gününde hizmet vermeye başlamış, ilam borçlusu şirketin —–yılında, davalı şirketin ise —–yılında kurulduğu, kurucu ortaklarının ilam borçlusu şirketin kurucu ortakları olduğu, bilahare davalı şirketin kurucu şirketleri hisselerini özel şahıslara devrettiği dosya kapsamından anlaşıldığı , TTK. 146-151 maddelerinde, şirket hisselerinin devri veya şirketlerin birleşmesi durumlarında önceki şirketin aktif ve pasifleri ile tümünün yeni şirkete geçeceği hükümü düzenlendiği , dava konusu olayda davalı şirketle ilam borçlusu şirketin davacının alacağını almasını engelleme amacıyla fikir ve işbirliği içerisinde olduğu anlaşıldığı , kayden iki ayrı tüzel kişilik devam ediyor görünse de, bu durum fiili birleşme karşısında anlam ifade etmeyeceği faaliyet adresleri aynı olan şirketler iki ayrı hastanede değil, tek bir hastanede ticari işletmelerini sürdürmekte olduğu , ticari işletmelerde devamlılık esas olduğundan, sonraki öncekinin devamı niteliğinde olduğu , İlam borçlusunun borçlarından da TTK. 146-152 maddeleri, BK. 179 ve devamı maddeleri gereğince külli halefiyet kuralları gereğince davalı şirkete sorduğu, davalı şirketin sırf davacının elde ettiği ilamın infazını engellemeye yönelik olarak ticari işletmeyi mevcut ticari unvanı altında sürdürdüğü de anlaşıldığı mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.” denildiğini, mahkememize sunulan —— kayıtları nazara alındığında davacı şirket olan —- dava dışı —– arasındaki birleşme işleminin muvazaalı olduğunun ortada olduğunu ,söz konusu şirketin ortakları aynı ve akraba olup; ——- olduğu , davacı yan dava dilekçesinde icra dosyasına konu yapılan çekin müvekkilime ayrılma akçesi olarak verildiğini iddia etmiş ve bu sebeple de herhangi bir sorumluluklarının olmadığını beyan ettiği, bu iddianın kabulü mümkün olmadığı, işbu dava bakımından da kesin hüküm teşkil eden ——-dava dosyasında icra dosyasına konu yapılan senedin davalıya teminat olarak verildiğini iddia edilmiş bu davada ise davalıya ayrılma akçesi olarak verildiği iddia edildiği , davacı yanın bu beyanın gerçeği yansıtmadığını —- sayılı dava dosyasında icra dosyasına konu yapılan senedin, müvekkilim ile borçlu şirketin aralarında sözlü olarak —– tarihli ham deri satım sözleşmesi yapıldığını ve bu sözleşme uyarınca ham deriye karşılık alınan —– bedelli çeklerin müvekkilime ciro edilerek verildiğini, ancak davalının sözleşmeye konu malları tedarik etmeden çeki bankaya ibraz ettiğini, borçlu şirketin çekleri istemesine rağmen müvekkilimin çekleri vermediğini ve çeklerin icraya konulduğunu beyan ettiği ,davacı yanın kesin hükme bağlanan davadaki beyanları bu şekilde olup; söz konusu dava davacı tarafça ispatlanamadığı için reddedildiği, ——- konu yapılan çekler, müvekkilimin eskiden ortağı olduğu borçlu şirketten ortaklıktan ayrılması nedeniyle hisselerine karşılık olarak verildiği ,davacı yan müvekkilime hisse devri karşılığında verilen çeklerin, sektörün içinde bulunduğu sıkıntılar nedeniyle yeterli öz kaynağı bulunamadığından bahisle muaccel hale gelmediğini iddia ettiği ,bu iddianın gerçeği yansıtmadığı ,öncelikle bu iddia dikkate alınarak davacı yanın ticari defterlerinin incelenmesini arz ve talep ettiği ,borçlu şirketin yeterli öz kaynağı bulunmakta olup, müvekkilim —– ayında şirketten ayrıldığında şirketin yeterli kaynağı bulunduğu ,icra dosyası kapsamında yapılan işlemler sonucunda borçlu şirket adına, —-taşınmaz kayıtlıdır. —-kapsamında söz konusu taşınmazın kıymet takdiri yapılmış olup; taşınmazın değeri —olarak belirlendiği , bu taşınmaz borçlu şirket tarafından —- tarihinde iktisap edildiği , davacı şirketin üzerine kayıtlı taşınmazın değeri dahi, şirketin öz kaynağı için yeterli olduğu mahkememizce resen nazara alınacak nedenler mukabilinde, davacı tarafça ileri sürülen iddiaların hukuka aykırı ve mesnetsiz olması nedeniyle huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava hukuki niteliği itibariyle,——- dosyasında başlatılan icra takibinin öncelikle ihtiyati tedbir yolu ile durdurulması ve sonrasında iptal edilmesine dair Menfi Tespit isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında —–tarihli duruşmada 7251 Sayılı Yasanın 58. maddesi ile TTK’nın 4/2 maddesinde yapılan değişiklik neticesinde yargılamaya basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı vekilinin —– tarihli duruşmada verdiği beyanında; ”dava dilekçesindeki zikredilen davalı tarafça takibe konulan çekler takibin taliki talebiyle açılan dava nedeniyle takibe konu çekler zaman aşımı nedeniyle kambiyo vasfını yitirmişlerdir ve takip talik edilmiştir. Davanın konusuz kaldığı yönünde sayın mahkemenin takdirini arz ediyoruz. Dava dilekçemizi tekrar ediyoruz. Bu aşamada davamızı atiye bırakıyoruz” şeklinde beyanda bulunduğu ve imzasının alındığı, davalı tarafın da duruşmada hazır bulunduğu ve atiye bırakma hususunda takdiri mahkemeye bıraktığı anlaşılmakla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli olan 80,70-TL maktu harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.415,50 -TL nin mahsubu ile artan bakiye 3.334,8-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5,100-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Taraflarca mahkemeler veznesine yatırılan gider avansından artacak kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ——— Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..18/01/2022