Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/457 E. 2022/218 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/457 Esas
KARAR NO: 2022/218
DAVA: Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 02/06/2015
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının üyesi bulunduğu davalı —— üyelerinin çoğuna daireleri teslim edilmiş olmasına rağmen müvekkiline —– edilmediğini, —- kadar birikimlerinin — birlikte ödeneceği hususunda karar alındığını, müvekkilinin o tarihe kadar ——ödeme yaptığını ancak —– ayrılmayarak ödemelerini de durdurduğunu, inşaatın yapılmayacağını anlaması üzerine — ihtarnamesi ile üyelikten istifa ettiğini bildirerek aidatların ve sermaye haklarının bilançoyu takiben — ay içinde ödenmesini talep ettiğini, istifadan sonra——–tarihinde —– — inşaat yapılması imkanı kalmadığından zilyetlerle yapılan sözleşmenin karşılıklı olarak feshedilmesine karar verildiğini, müvekkilinin zarara uğradığını beyanla, müvekkiline tahsis edilen dairenin bitmiş halinin rayiç değerinin yasal faizi ile birlikte tahsilini, bu mümkün olmazsa kooperatife ödediği —— tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —— ait arsanın bir kısmının — kaldığını ve bu kısma —— yıllarında o tarihe kadar ödedikleri paraların — ödendiğini, davacının da bu üyeler arasında olduğunu ancak o dönem parasını almayı kabul etmediğini, bu hususun kooperatif genel kurul tutanakları ile sabit olduğunu, davacının ödeme yaptığı tarihten itibaren —fazla süre geçtiği için davanın zamanaşımı uğradığını, kooperatifin yeni yönetim kurulu üyelerinin —üzerindeki problemleri çözmeye çalıştıklarını ancak çözülemediği için artık inşaatın yapılma imkanının kalmadığını, davacının zararı mevcut ise sorumlusunun—- konusunda imzalanan sözleşmenin tarafları olduğunu ve kooperatifin eski yönetim kurulu üyelerinin, kooperatif üyelerini dolandırdıklarından bahisle hukuk ve ceza davaları olduğunu beyanla, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, çıkma payı alacağının tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, davalı kooperatife üye olduğunu, davalı kooperatifin üyelerinin çoğuna dairelerini teslim etmesine rağmen dava tarihi itibariyle kendisine daire teslim imkanının kalmadığını ve bu sebeple kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, çıkma payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda mahkememizin —– alacağın davalıdan alınarak davacıya, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile verilmesine…” karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememiz kararının istinaf edilmesi üzerine dosya —-gönderilmiş ve yapılan istinaf incelemesi sonucunda —- erken açılmadığının anlaşılması halinde ise; davalı kooperatiften, davacının istifa ettiği —,———- ilamında belirtildiği gibi genel gider payı düşülmemesine ilişkin bir —– bulunup bulunmadığı ya da bu yönde bir —- oluşup oluşmadığı üzerinde durularak, davacı alacağının hesaplanması, aksi yönde bir ——— bulunmadığı takdirde genel gider payının yasa gereği düşülmesi gerektiği gözetilerek ortağın ayrıldığı yıl bilançosundaki hissesine düşen genel gider payı mahsup edilerek çıkma payının hesaplanması yönünde rapor alınması ve davalı tarafın zamanaşımı itirazlarının da değerlendirilmesi gerektiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,…” şeklinde kaldırılmıştır. Kaldırma kararı sonrasında dosya mahkememizin— kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama sonucunda;
Mahkememizin —— tarihli duruşmasında her ne kadar tensip zaptında huzurdaki davanın yazılı yargılama usulüne tabi olduğu belirtilmiş ise de; —- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesiyle 6102 sayılı T.T.K. nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle usul hukuku hükümlerinin yürürlüğe girdiği andan itibaren uygulanacağına dair hükümler dolayısıyla huzurdaki davanın miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğu, bundan sonraki yargılamanın HMK 316 vd. maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne geçildiği— tarihli duruşma ara kararı ile dosyanın bilirkişi heyetine gönderilerek rapor talep edilmiş, —-tarihli bilirkişi heyet raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle, —- ortaklıktan ayrıldığı yılın bilanço tarih—–söz konusu bilançonun gürüşülerek kabul edildiği genel kurul
tarihi—- genel kurulu takip eden bir ay sonra alacağın muaccel olacağı tarih —– ana sözleşmeye göre bilançonun kesinleştiği —– tarihinden önce dava açıldığı göz önünde tutulduğunda muaccel hale gelmeyen alacağa dava tarihi itibarıyla yasal faiz hesaplanamayacağı, davanın erken açıldığının hukuki değerlendirmesinin ise sayın mahkemeye ait olduğu, 2)Davanın erken açılmadığının değerlendirilmediği durumda davalı kooperatifin —–tutanakları incelendiğinde, genel gider payı düşülmemesine ilişkin bir —– bulunmadığı ve bu yönde bir kooperatif uygulamasının daha önce oluşmadığı görüldüğünden ortağın ayrıldığı yıl bilançosundaki hissesine düşen genel gider payı mahsup edilerek çıkma payının hesaplanacağı, davacının istifasına konu—- iade edilebileceğinden hareketle ———-yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun — Her ortağın kooperatiften çıkma hakkı bulunduğu, — Çıkmanın ancak bir hesap senesi sonu için ve en az — ay önceden haber verilerek yapılacağı, kooperatif anasözleşmesinde daha kısa bir süre belirtilip hesap senesi içinde çıkışa müsaade edilebileceği,—– anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınması halinde, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirdiğinde, bildirim tarihinden itibaren çıkmanın gerçekleşeceği düzenlenmiştir.
—– maddesinde ise “Kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortakların kendilerinin yahut mirasçılarının kooperatif varlığı üzerinde hakları olup olmadığı ve bu hakların nelerden ibaret bulunduğu anasözleşmede gösterilir. Bu haklar, yedek akçeler hariç olmak üzere, ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanır. Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Bu durumda kooperatifin muhik bir tazminat isteme hakkı saklıdır. Çıkan veya çıkarılan ortaklar ile mirasçılarının alacak ve hakları bunları istiyebilecekleri günden başlıyarak beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Çıkan veya çıkarılan ortağın sermaye veya mevduatından kısmen veya tamamen yoksun kalacağı hakkındaki şartlar hükümsüzdür.” hükmü yer almaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 17/1. ve anasözleşmenin —– maddeleri gereğince, kooperatiften ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı —— olduğu, ortaklıktan ayrıldığı yılın bilanço tarihinin— olduğu, söz konusu bilançonun görüşülerek kabul edildiği genel kurul tarihinin — olduğu, genel kurulu takip eden bir ay sonra alacağın muaccel olacağı tarihin ise — olduğu, davanın açıldığı tarih—– olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle, eldeki davanın kooperatif ana sözleşmesine göre bilançonun kesinleştiği — tarihinden önce açıldığı, dava konusu alacağın dava tarihi itibariyle muaccel olmadan talep edildiği anlaşılmış, erken açılan davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.——–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 984,11-TL harcın mahsubu ile artan 903,41-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 673,80-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/4 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/2022