Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/442 E. 2022/605 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2021/442 Esas
KARAR NO: 2022/605

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/04/2016
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalıdan alacağı ile ilgili olarak —– esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, davalının icra dosyasına yaptığı itirazında böyle bir borçlarının olmadığından bahsettiğini, müvekkili şirketin, davalı firmadan cari hesap ilişkisinden kaynaklanan—– alacağı bulunduğunu, bununla ilgili olarak icra takibinden önce davalı tarafa müvekkili şirket tarafından —- gönderildiğini ve davalı firmanın da—-tarihli ———- anlaşılacağı üzere——- borçlarının bulunduğunu ve rakamda mutabık olduklarını belirttiğini, bu mutabakat neticesinde borç ödenmediği için bu defa davalı aleyhinde icra takibi yapıldığını ve davalının önce ikrar ettiği borcunu icra takibi aşamasında inkar etmesi neticesinde takibin durdurulduğunu, müvekkili şirketin alacaklı olduğunu, davalı tarafın da kabulünde olduğunu ve itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, alacaklarının—- olduğunu, itirazın haksız, kötü niyetli, alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik bir itiraz olduğunu ve icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluştuğunu belirterek davanın kabulü ile, davalının—–Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın —- az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın konusunun taraflar arasında akdedilen sözleşmeye bağlı ticari ilişkiye dayandırıldığını, davacı firma ile müvekkili firma ürünlerinin uygun teknik koşullarda, dayanıklı şekilde kaplanması işi için anlaşma akdedildiğini, ancak davacı firmanın akdedilen sözleşme koşullarına aykırı hareket ettiğini, müvekkili firmaya ayıplı imalat gerçekleştirdiğini ve davacı firma ürünlerinin müşteriler tarafından geri gönderildiğini, bu sebeple de müvekkili firmanın başta yurtdışı müşterileri olmak üzere ilişkileri ve itibarının fevkalade zedelendiğini, ayıplı ürünlerin iade alınması ve ayıbın giderimi için davacı tarafla görüşüldüğünü, ancak davacı tarafın ticari ahlaka uymayan, sorumsuz ve gayrı ciddi beyanlar ile ürünleri iade almaktan ve ayıpları gidermekten imtina ettiğini, müvekkilinin kendi imalatı olan ürünlerin kaplanması için mecburen —— Firmalara ayrıca bedel ödediğini ve ayıpların bedeli mukabilinde —–Kişi firmalarca giderilmesi akabinde, ayıbı giderilen ürünlerin müşterilere nakli için de yeniden nakliye masrafı ödenmek zorunda kaldığını, özellikle yurtdışı müşterilerin mağdur edilmemesi için bedeli yine müvekkilince ödenmek sureti ile ürünlerin —–ilgili müşteriye nakledildiğini, davacı tarafın tüm yaşananlara rağmen, hala daha ayıplı ürünlerin bedelini isteyebiliyor olması kabul edilebilir olmadığı gibi, ticari ahlak açısından da son derece düşündürücü ve üzücü olduğunu, konuyla ilgili, davacı tarafın ayıbı gidermeyeceği beyanlarının üzerine gerek ayıbın giderilmesi, gerek müvekkilinin zararının tazmini yönündeki taleplerinin yerine getirmemesi üzerine, ——-yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini, karşılığında ise —— tarihli —- nolu ihtarname keşide edildiğini ve yine kendilerince işbu cevaba karşı—- tarihli —– nolu karşı ihtarname keşide edildiğini, ürünlere ait ayıplara ait görseller ve ürünlerdeki ayıpların davalı tarafa bildirildiğine dair bazı mail kayıtları yer aldığını, davacı tarafça yapılan işlere ait ayıplı ürün görselleri bu —- içeriklerinde fotoğraflar ile belirtildiğini, ayrıca davacı tarafça yapılan —-gönderildiği müşterilerden gelen şikayet mailleri ile ekindeki görselde ayıplı ürünlere ait bilgilerin yer aldığını, davacı tarafın müvekkilinin ayıp ihbarlarına cevabının ise sadece sözleşmede—- ibaret olduğunu, oysa ürünlerin kalite standartlarının belirlenmiş oldurttu, davacı firmaya —- sipariş ile birlikte geçildiğini, yine sözleşmenin 5.1 maddesinde ——standartlarının geçerli olacağının ayrıca belirtildiğini, kalite standardı belirlenmese bile, basiretli tacir olan ve uzun süredir kaplama işi yaptığı iddia eden davacının, ürünlerdeki ayıplı imalata yol açmayacak ortalama kalitede bir ürün yapması bile yeterli olacakken, hiçbir kalite standardı ve ortalama ürün kalitesi gerekliliğine uyulmadığını, davacı firmanın standardın kalite şartlarına bile uymadığını, —– daha ürün kullanıma girmeden sarardığını ve renk değişikliği olduğunu, ortalama kalite standartlarında bile kabulü mümkün olamayan davacı imalatı sebebiyle, davacının hem sözleşme hem de Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde yerine getirmesi gereken edimleri yerine getirmemesi sebebiyle, müvekkili firmanın haklı olarak davacı tarafa ödeme yapmaktan imtina ettiğini belirterek davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, —– ilişkin ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağına dayalı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı iş sahibi tarafından, davacının ayıplı —-gerçekleştirdiği, bu ayıpların —-.firmalara gidertilmek zorunda kalındığı, ürünlerin müşteriler tarafından geri gönderilmeleri sonrasında ayıpları giderilince yeniden müşterilere gönderilirken ——- kullanılmak zorunda kalındığından ayrıca zarara uğranıldığı, yapılan imalatın standarda uygun olmadığından edimin yerine getirilmiş kabul edilemeyeceğinden ödeme yapmaktan imtina edildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Yapılan yargılama sonucunda mahkememizin—– karar sayılı ilamı ile; “—–Davacı yanın itirazın iptali istemi İ.İ.K. 67/1 maddesi çerçevesinde değerlendirilerek; 1-Davanın kabulü ile, ——esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, 2-Takıp konusu alacak likit, itiraz haksız göründüğünden takip ile istenen alacak tutarının takdiren —– oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememiz kararının istinaf edilmesi üzerine dosya —Hukuk Dairesine gönderilmiş ve yapılan istinaf incelemesi sonucunda —–Hukuk Dairesi —– Esas,—-Karar sayılı ilamı ile; “mahkemece —— heyetinden, davalı tarafça ayıplı olduğu belirtilen ürünlerin bu aşamada hazır edilemeyecek olması göz önünde bulundurularak, sunulan —- içeriğinde yer alan —- ürünler ve ayıplarla sınırlı olarak bir ayıp değerlendirmesi yapılmasının, yapılacak değerlendirmede bu ayıpların açık mı gizli mi ayıp olduklarının, mevcut ayıpların o ürünleri —-iş sahibi tarafından kabul edilemeyecek hale getirmiş sayılıp sayılamayacağının, eğer bu hale getirmiş ise sunulan fotoğraflarda bu kapsamda tespit edilen ürünlere ilişkin olarak davalı iş sahibinin davacıya ödenmesi gereken iş bedelinden ne kadarlık bir nefaset kesintisi yapılması gerektiğinin, bu hale getirmiyor ise mevcut ayıplar nedeniyle davacının iş bedeli alacağından ne kadarlık bir nefaset kesintisi yapılması gerektiğinin değerlendirilmesinin istenmesi, ayrıca mahkemenin —– tarihli duruşmasının —- nolu ara kararında belirtilen davalı delillerinin söz konusu—-içeriğindekilerden ibaret olduğu dikkate alınarak o duruşmanın—nolu ara kararı gereğince de — ek rapor tanziminin istenmesi, sonucuna göre davanın esası hakkında yeniden bir değerlendirme yapılması gerekirken eksik tahkikatla yazılı olduğu şeklide karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2——tarih, —– Esas, —— Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA…” şeklinde kaldırılmıştır. Kaldırma kararı sonrasında dosya mahkememizin —— esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama sonucunda;
Dosya —-Hukuk Dairesinin —-Esas, —- Karar gereğince yargılama yapılmış, dosya—- tevdi edilmiş, —– tarihli —ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır. —- tarihli —–raporunda özetle, “Ayrıntıları verilen incelemelerden sonuç olarak: Nihai karar deliller ile doğrudan
temas eden Yüce Mahkemenize ait olmak üzere;
1)Davacı tarafın davalıdan kök raporda da açıklandığı üzere, takip tarihi itibariyle talep edilebilir bir alacağının bulunmadığı, başka bir ifade ile kök rapordaki tespitlerimizin
değişmediği,
2.) Tarafların masraf, vekalet ücreti, inkar tazminatı ve benzeri diğer taleplerinin Sayın Mahkemenin takdirleri çerisinde kaldığı.” yönünde görüşlerini bildirmiştir.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Eldeki dava da, davacı tarafından sözleşmeye konu alacağın tahsili talep edilmektedir. Kural olarak davacı-alacaklının alacağını ispat etmesi gerekir ise de; davalı tarafından davacının sözleşme kapsamında edimini ayıplı olarak ifa ettiği beyan ve iddia edildiğinden ispat yükü yer değiştirmiş olup, davalının sözleşmeye konu “davalının ürünlerinin paslanmaz olarak kaplanması” işinin davacı tarafından ayıplı olarak ifa edildiğinin yöntemince ispat edilmesi gerekmekte olup, ispat yükü davalı taraftadır. Hemen burada belirtmek gerekir ki, taraflar arasında yazılı olan sözleşmeye göre devam eden cari ilişki kapsamında, her iki ticari defterlerine göre de davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu, ayrıca taraflar arasındaki ——tarihli hesap mutabakatında da bu rakamın yazılı olduğu belirlenmiş ise de, bu durum davalı iş sahibinin söz konusu cari ilişki kapsamında teslim almış olduğu ürünlerdeki ayıplardan dolayı oluşan zararı kapsamında davacı yükleniciye takas-mahsup def’inde bulunmasına engel teşkil etmemektedir.Mahkememizce —– Esas, —– Karar sayılı kaldırma ilamı doğrultusunda ek rapor alınmış, ——tarihli bilirkişi ek raporunda taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu “davalının ürünlerinin paslanmaz olarak kaplanması” işinin davacı tarafından ayıplı olarak ifa edildiği ve ayıbın “gizli ayıp” niteliğinde olduğu, kök rapordaki görüşün tekrar edildiği anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan —-raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; kök ve ek raporda taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu “davalının ürünlerinin — olarak kaplanması” işinin davacı tarafından ayıplı olarak ifa edildiği, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu sabittir. —–kaldırma ilamı sonrasında dosya kapsamında yer alan deliller ve —- içeriğindeki fotoğraflar üzerinden yapılan incelemelerde de dava konusu işin (davalının ürünlerinin — olarak —-) ayıplı olduğu tekraren ifade edilmiştir. Davalı tarafından ayıp ihbarının süresinde yapıldığı —–Esas, —– Karar sayılı kaldırma ilamı ile sabittir. Davacı tarafından taraflar arasındaki sözleşme kapsamında yapılan işin (davalının ürünlerinin —- olarak kaplanması) ayıplı olması sebebiyle ürünlerin tamamının kullanılamaz duruma olduğu (ürünlerin tekraren kullanılması mümkün olmadığından) anlaşılmakla, —-kaldırma ilamında belirtilen nesafet kesintisi yapılmasına gerek olmadığı, davalının ayıp iddiasının yerinde olduğu ve alınan —- raporları ile ispat edildiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacı/alacaklının takip yapmakta haksız ve alacaklının kötüniyetli olması şarttır.—–Eldeki dava yönünden davalı/borçlu tarafından davacı/alacaklının kötüniyetli olduğu ispat edilemediği anlaşıldığından, davalı/borçlunun şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı —– davacı tarafça peşin olarak yatırılan —– harcın mahsubu ile artan —– harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan —– yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen —-nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren —haftalık yasal süre içerisinde — istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.