Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/439 E. 2021/1163 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/439 Esas
KARAR NO: 2021/1163
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ: 27/11/2020
KARAR TARİHİ: 07/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize ibraz olunan ——- tarihli dava dilekçesi ile özetle; Davalı alacaklı olduğunu iddia eden tarafça davacı borçlu gözüken müvekkiline —- Ödeme emri gönderildiğini, müvekkilinin, ödeme emri tebligatının geldiği tarihlerde il dışında olması sebebiyle ——–göre muhtara tebliğ edildiğini, sonrasında müvekkilinin itiraz süresini kaçırarak takibin kesinleştiğini, müvekkilinin belirtilen takibin kesinleşmesi akabininde alacaklı tarafından borcun ödenmesi konusunda arandığı zaman haberdar olduğunu, müvekklinin davalıya herhangi bir borçu bulunmadığını, ——adresinde taşınmazı olduğunu ve ekiplerce yapılan kontrollerde fazladan sayaç bulunduğu bu sebeple ceza-i işlem uygulandığını belirttiklerini, ancak adresi belirtilen taşınmazın müvekkilinin mülkiyetinde bulunmadığını. ayrıca müvekkilinin belirtilen adreste herhangi bir elektrik aboneliği de olmadığını, belirtilen taşınmazın, ceza-i işlemin uygulandığı tarihlerde ve hali hazırda müvekkilin babası olan —- ait olup onun mülkiyeti altında olduğunu, —- olduğunu,— tek taraflı olarak müvekkile ait imza bulunmadan tutulan kaçak kullanım tutanağının hukuken hiçbir geçerliliği bulunmadığını, haksız olarak başlatılan—- Dosyasında taraf sıfatı olmadığından dolayı iş bu takibin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını, öncelikle belirtilen cezai işlemin müvekkili ile herhangi bir bağlantısının bulunmaması ve müvekkilinin icra tehdidi altında olması sebebiyle— dosyasının teminatsız olarak dava sonuna kadar durdurulmasını, davanın kabulü ile—–dosyasına yönelik davacının borçlu olmadığının tespitini, alacaklının, müvekkilini haksız ve kötüniyetli olarak icra takibi yapmasından dolayı iş bu menfi tespit davasını açmak zorunda bıraktığı için alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalılara yükletilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından mahkememize ibraz olunan — tarihli cevap dilekçesi ile özetle; somut uyuşmazlığın ticari nitelikte olup, iş bu davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanı içerisinde yer aldığını, davacı tarafın, davayı ———- tarihince açtığını ve arabuluculuk şartını yerine getirmediğini, bu sebeple usul bakımından eksik ve hatalı iş bu davanın reddinin gerektiğini, somut olayda, söz konusu kaçak elektrik tüketiminin mülkiyet hakkı ile bir ilişkisi bulunmadığını, Davacının açtığı işbu menfi tespit davasında ispat yükünün davacıda olduğunu, ispat yükünün somutlaştırılmasına adına davacı tarafından sayın mahkemeye sadece tapu kaydı sunulmuş olup ,mülkiyetin babasına ait olduğu iddia edildiğini, her ne kadar husumet itirazında bulunup icra takibine konu borçların dava dışı—– ait olduğunu belirtse de müvekkili kurum ile arasından herhangi bir abonelik sözleşmesi olmadan elektrik kullanımı (kaçak) nedeniyle davacı sorumlu olup, husumetin doğru kişiye yöneltildiğini, ayrıca davaya konu söz konusu tutanakların ümraniye adresine—- adresinde tutulduğunu, tüm bu nedenlerle davacının husumet itirazının reddinin gerektiğini,—- davacının kaçak elektrik kullanımının tespit edildiğini, davacı tarafın kaçak elektrik tüketimini defalarca gerçekleştirmiş olup, iş bu eylemin taraflarınca geçerli evraklarla belgelendirildiğini, aksi durumda davalı müvekkilinin haklarının ihlali ve menfaatlerinin zedelenmesi söz konusu olacağını bu sebeple taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davacının,—–başlatılan takibin iptalini talep ettiğini, davacının talebinin yerinde olmayıp, kaçak elektrik bedellerinin ödememesi dolayısıyla hakkında icra takibi başlatıldığını, göreve ilişkin itirazları doğrultusunda davanın görev yönünden reddine, Davanın esasına geçilmesi halinde ise esasa ilişkin açıklamalarımız doğrultusunda, tüm haksız talepler bakımdan kötüniyete dayalı işbu davanın esastan reddine, davacı aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine ,—–dosyası ile takibin devamına davacının borçlu olduğunun tespitine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle iş yerinde kaçak elektrik kullanımından kaynaklı—- dosyasında başlatılan takibe ilişkin borçlu olmadığının tespiti yönünde açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
Davanın geçirmiş olduğu safahat incelendiğinde, davanın —- tarihinde mahkemenin görevsizliğine karar verilerek dosyanın yetkili —– gönderilmesine karar verildiği ve dosyanın mahkememiz esas numarasına kaydının yapılmış olduğu görülmüştür.
—- esas sayılı icra dosyasının dosyamız arasına celp edilmiş olduğu görülmüştür.
Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Somut olayda davalı taraf tacir ve uyuşmazlık ticari işletmesini ilgilendirmekle birlikte davacı tarafın gerçek kişi olduğu görülmektedir.———– da açıkça vurgulandığı üzere yalnızca ticarethane ibaresi mutlak ticari dava için yeterli olmayıp, davacının 6102 sayılı yasa kapsamında tacir olup olmadığının ve davacı tarafça çalıştırılan işyerinin ticari işletme kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması gerektiği esas olduğundan, mahkememizce de bu görüş benimsenmiş olup, uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı tartışmasız olmakla birlikte nispi ticari dava kapsamında kalıp kalmadığı hususunda sağlıklı değerlendirmelerin yapılması için ve davacının bağlı bulunduğu —–olmadığının anlaşılması bakımından—- müzekkere cevapları dosya içine alınmıştır.
—– tarihli müzekkere cevabında davacının—- kaydının olmadığı belirtilmiştir.
—— tarihli müzekkere cevabında davacının gerçek kişiye ait ticari işletme kaydının bulunmadığı belirtilmiştir.
————— dava tarihi itibariyle de herhangi bir şirkette ortaklık ve yöneticiliğinin bulunmadığına dair mahkememize bilgi verildiği görülmüştür.
Gelen müzekkere cevapları incelendiğinde, davacının gerek ticaret sicilde kaydının bulunmaması, gerekse vergi dairesi kayıtlarından esnaf sınırında kaldığının anlaşılması durumunda artık davacının tacir olmadığı ve dava tarihi itibariyle herhangi bir şirkette ortaklık ve yöneticiliğininde bulunmadığı anlaşılmış olmakla mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davaya konu uyuşmazlığı incelemeye görevinin—- olduğundan MAHKEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
3—- mahkememiz arasında görev uyuşmazlığı çıktığından kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde verilen kararda görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın——— ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİ’NE——— gönderilmesine,
4-Yargılama giderleri, vekalet ücreti ve karar ilam harcının yargı yeri belirlendikten sonra görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ———– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..07/12/2021