Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/42 E. 2022/963 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/692 Esas
KARAR NO : 2022/972

DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 07/10/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın ——arasında Kredi Genel Sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmeye istinaden adı geçen şirkete kredi kullandırıldığını, firma tarafından sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine kredi hesabının kat edilerek hesabın kat edilerek takip işlemlerine başlanıldığını, ayrıca dava dışı firma tarafından müvekkili bankaya, kredinin ödeme aracı olarak, davalı firmanın keşide ettiği ve ekte örneği sunulan; ——-seri no’lu, 15.11.2018 keşide tarihli 75.000,- TL miktarlı çekin
ciro edildiğini, söz konusu çekin süresinde ilgili bankaya ibraz edilmemiş olduğundan, söz konusu çekin kambiyo senedi vasfını yitirdiğinden kanuni takip yoluna başvurulmadığını, bu nedenle,yetkili hamil müvekkili banka tarafından TTK’nun 814. Maddesi gereğince iş bu çek ile ilgili olarak Kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkının kaybedildiğini,belirtilen nedenlerden dolayı T.T.K. 732. Maddesinde düzenlenmiş olan sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde keşideci/davalıdan senet bedelini talep etmekdurumunda kalındığını, açıklanan nedenlerle ——- seri no’lu, 15.11.2018 keşide tarihli 75.000,00-TL miktarlı çek bedelinin, ibraz tarihinin bittiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; arabuluculuk dava şartının usulüne
uygun olarak yerine getirilmediğinden davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, şirkete arabulucu tarafından—— firması tarafından gönderilen davet
mektubunun kendilerine ulaşmadığını, müvekkili şirketin e-tebligat adresinin bulunmakta olup 7201 sayılı Kanun m.7/a gereğince kendisine e-tebligat yapılmasının zorunlu olduğunu,Arabuluculuk görüşmelerinin usulüne uygun olarak tamamlanamadığından arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, dava konusu alacağın zamanaşımın uğradığını, çekin süresinde ibraz edilmemesi
nedeniyle hamilin müracaat hakkı düşmüş ise sebepsiz zenginleşme davasına ait 1 yıllık dava süresinin ibraz süresinin geçmesinden sonra başlayacağını, eğer çek süresinde ibraz edilmiş olsaydı 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolmasından itibaren işbu dava için öngörülen zamanaşımı süresinin başlayacağını, ancak ibraz kaşesi bulunmayan evrak çek niteliğine haiz olmadığından ibraz tarihinin dolmasından itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresinin başladığından bahsetmenin mümkün olmadığını, davacı tarafça avans faizi talep edilmişse de davacı ile müvekkil arasında herhangi bir ticari ilişki ya da avans faizi istenebilecek şartların oluşmadığını, bu nedenle avans faizi talebine itiraz ettiklerini, çek aslının mahkeme kasasına teslim edilmesi gerekmekte olduğunu, dava konusu çekin
dava sırasında üçüncü kişilere alacağın devri ile ciro edilmesini önlemek ve yargılama sonucunda mahkeme ilamı ile çeke ilişkin talepler hakkında hüküm kurulacağından çekin dava sonunda müvekkiline teslim edilmesi amacıyla mahkeme kasasına alınması gerektiğini, davacı tarafın çeki alacağın temliki hükümlerine göre aldığını, davacı tarafın çeki ciro yoluyla dava dışı ——–Şirketinden devraldığını iddia etmekteyse de çekin ibraz tarihinden sonra alacağın devri hükümlerine göre aldığını, TTK madde 732’e göre davalının müvekkiline başvuru hakkı bulunmadığını,
davacı tarafın genel hükümlere ve aradaki hukuki ilişkiye dayanarak dava dışı ——-talepte bulunabileceğini, davacı tarafın kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden işbu davanın öncelikle usulden reddine, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, T.T.K. 732. maddesinde gereğince sebepsiz
zenginleşme hükümleri çerçevesinde keşideci/davalıdan senet bedelinin tahsili talebine ilişkindir.Davacı, T.T.K. 732. maddesinde gereğince sebepsiz
zenginleşme hükümleri çerçevesinde keşideci/davalıdan——- seri no’lu, 15.11.2018 keşide tarihli 75.000,00-TL miktarlı çek bedelinin, ibraz tarihinin bittiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —— dava konusu çeke ilişkin bilgiler celp edilmiş, davalının ticari sicil kayıtları ——- dosya arasına alınmış, 26.10.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
26.10.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, “—–1. Dava konusu,——- seri numaralı 15.11.2018 keşide tarihli 75.000,- TL bedelli çekin Dava —— tarafından Davalı—–emrine keşide edildiği. Söz konusu çekin Davalı tarafından Davacı Bankaya ciro edilerek devir ve temlik edildiğinin Dava dışı Bankadan ceple edilen yazılar ve dosya içeriğinden anlaşıldığı, taraflar arasında bu hususa aykırı bir delil sunulmadığı gibi, savunmada da bulunulmadığı, Dava Dışı—– tarafından Sn. Mahkemeye hitaben gönderilen yazıdan; Söz konusu 75.000,- TL tutarındaki Çekin 23.11.2018 tarihinde—–tarafından —— ibraz edildiği, ibraz süresinin geçirilmesi nedeniyle——kodla (Muhatab Banka tarafından Talimatla Takastan Çekilen Çekler) iade edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre çekin olması gereken şekil şartlarını taşıdığı, Davalı Şirket yetkili imzasını taşıdığı, Çekin süresinde ibraz edilmeyerek takastan iade olduğu, Dosya içeriğinden Davacının yetkili ve meşru hamil olduğunun anlaşıldığı bu hususun tarafların kabulünde olduğu ,
2. Bu Bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava ve takip konusu
çekin bankaya 10 günlük ibraz süresi içerisinde ibraz edilmemesi nedeniyle kambiyo senedi vasfını kaybettiği, bu durumda çeke dayalı müracaat hakkı düşmüş olan hamilin 6102 sayılı TTK’nun 732 maddesi uyarınca keşideciye karşı sebepsiz iktisap kuralları gereğince dava açabileceği, keşideci aleyhine m.732 hükmüne göre dava açabilmesi için,senedin hamilin yetkili (meşru) hamil olması gerektiği, takip konusu çekin keşide tarihine göre uygulanması gereken 6102 sayılı TTK m. 788 (1) hükmü uyarınca, emre yazılı veya belirli bir kimse lehine düzenlenen çekin, ciro ve teslim yolu ile devredilebileceği, dava konusu emre yazılı çekte ilk cironun lehtar tarafından yapıldığı ve davacının düzgün ciro silsilesine göre yetkili (meşru) hamil olduğu, davalı tarafından borcun ödendiğine ilişkin yazılı bir delil sunulmadığı gibi bu minvalde de bir beyanda bulunulmadığı, bu husun ispat edilmediği, başka bir ifadeyle, TTK m. 732 (4) hükmü uyarınca ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia eden davalı keşideciye ait olduğu halde, keşideci tarafından
zenginleşmediğinin (çek bedelinin ödendiğinin) ispat edilememiş olması nedeniyle Meşru hamil olan Davacı Bankanın çekin ibraz süresinin sonu olan 25.11.2018 tarihinden itibaren 75.000,- TL asıl alacak üzerinden avans faizi talep edebileceği,
3. Tarafların hukuki nitelikteki talepleri ile masraf, vekâlet ücreti, tazminat ve
benzeri diğer taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı, sonucuna
varılmıştır.” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından öncelikle uyuşmazlığa konu yasal düzenlemelerin, özellikle de Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen sebepsiz zenginleşme davasının incelenmesinde fayda bulunmaktadır.
Süresinde bankaya ibraz edilmemesi nedeniyle çekin kambiyo senedi vasfını yitirmesi durumunda hâmil, 6102 Sayılı TTK m. 732 (mülga 6762 sayılı TTK m. 644) hükmüne dayalı olarak ya hakkında sebepsiz zenginleşme nedeniyle keşideci aleyhine ya da temel ilişkiye dayalı olarak kendi cirantası aleyhine alacak davası açabilir.Keşide ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın “Sebepsiz zenginleşme” başlıklı 732. maddesinde; “(1) Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar.
(2) Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem, muhataba, yerleşim yerli bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve düzenleyen, poliçeyi başka bir kişi veya ticari işletme hesabına düzenlemiş olduğu takdirde o kişiye veya ticari işletmeye karşı da ileri sürülebilir.
(3) Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir istem ileri sürülemez.
(4) Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.” hükmü yer almaktadır.
Sebepsiz zenginleşme talebi hukuki nitelikçe, poliçeden doğan hakkı, bunun korunması ve/veya kullanılması için gereken işlemlerin yapılmaması nedeniyle düştüğü veya zamanaşımına uğradığı hâllerde, senet borçlusu nezdinde oluşan sebepsiz zenginleşmeye yönelik olarak, poliçe alacağını elde edemeyen ve bu nedenle mal varlığında hakkaniyete aykırı bir değer kaybı oluşan hâmile, yine poliçe hukuku tarafından tanınmış olan yeni bir haktır.Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hâmilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için, hamile ait ve tahsili mümkün olan bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu borçlu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması, yani sebepsiz olması yeterlidir.——Davacı tarafça sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanarak keşideci hakkında alacak talebinde bulunması durumunda ispat külfeti keşidecinin olup keşideci sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı keşideci keşide ettiği çekin ödendiğini veya bedelsiz olarak düzenlendiğini usule uygun delillerle kanıtlamalıdır (——- sayılı kararları).Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava ve takip konusu çekin bankaya 10 günlük ibraz süresi içerisinde ibraz edilmemesi nedeniyle kambiyo senedi vasfını kaybettiği, bu durumda çeke dayalı müracaat hakkı düşmüş olan hamilin 6102 sayılı TTK’nun 732 maddesi uyarınca keşideciye karşı sebepsiz iktisap kuralları gereğince dava açabileceği, keşideci aleyhine m.732 hükmüne göre dava açabilmesi için,senedin hamilin yetkili (meşru) hamil olması gerektiği, takip konusu çekin keşide tarihine göre uygulanması gereken 6102 sayılı TTK m. 788 (1) hükmü uyarınca, emre yazılı veya belirli bir kimse lehine düzenlenen çekin, ciro ve teslim yolu ile devredilebileceği, dava konusu emre yazılı çekte ilk cironun lehtar tarafından yapıldığı ve davacının düzgün ciro
silsilesine göre yetkili (meşru) hamil olduğu, davalı tarafından borcun ödendiğine ilişkin yazılı bir delil sunulmadığı gibi bu minvalde de bir beyanda bulunulmadığı, bu husun davalı tarafından ispat edilmediği, başka bir ifadeyle, TTK m. 732 (4) hükmü uyarınca ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia eden davalı keşideciye ait olduğu halde, keşideci tarafından zenginleşmediğinin (çek bedelinin ödendiğinin) ispat edilememiş olması nedeniyle davacının dava tarihinden itibaren 75.000,00- TL asıl alacak üzerinden avans faizi talep edebileceği anlaşılmış, davanın kabulüne, 75.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, davacının faiz başlangıcına yönelik fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ——-
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE;
1-75.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine,
2-Davacının faiz başlangıcına yönelik fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3-Karar harcı 5.123,25-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 8,50-TL vekalet harcı, 48,85-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.057,35‬-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.