Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/395 E. 2023/496 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/395
KARAR NO : 2023/496

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ : 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; “20/07/2016 tarihli ve —-sayılı —– Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan 668 sayılı Olağanüstü Kanun Hükmünde Kararname ile—–Şirketi kapatılarak ticaret sicil kaydı resen terkin edilmiş ve tüm mal varlığı Hâzineye devredilmiştir. Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında yürürlüğe konulan 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin “Devir İşlemlerine İlişkin Tedbirler” başlıklı 5. Maddesinin 1. Fıkrası; “20/7/2016 tarihli ve—-sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konuları Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan ve — Genel Müdürlüğüne veya Hâzineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının her türlü taşınır, taşınmaz, mal varlığı, alacak ve hakları ile belge ve evraklarının (devralınan varlık): her türlü tespit işlemini yapmaya, kapsamım belirlemeye, idare etmeye, avans dahil her türlü alacak, senet, çek ve diğer kıymetli evraka ilişkin olarak dava ve icra takibi ile diğer her türlü işlemi yapmaya… Maliye Bakanlığı yetkilidir.” Hükmünü içermektedir. Olağanüstü Hal Kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler ile kapatılarak mal varlığı Hâzineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının hak, alacak ve mal varlığı ile borç ve yükümlüklerinin tespiti amacıyla Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameleri Uyarınca Kapatılan Kurum Ve Kuruluşlar Hakkında yapılacak İş Ve İşlemlere İlişkin Çalışma Usul Ve Esasları Hakkındaki —-Sıra Nolu Milli Emlak Genelgesi ve —– Nolu Milli Emlak Genel Tebliği yürürlüğe girmiştir. Anılan bu genelge ve tebliğ hükümleri doğrultusunda İnceleme ve Değerlendirme Komisyonları oluşturulmuş ve kapatılan kurumların hak, alacak, mal varlığı ile borç ve yükümlükleri tespit edilerek İnceleme ve Değerlendirme Raporları tanzim edilmiştir. Yukarıda belirtilen kapsamında, — sayılı Genelge ve 371 sayılı Tebliğ hükümleri uyarınca—– için oluşturulan İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından 16.11.2017 tarih ve —– sayılı İnceleme ve Değerlendirme Raporun tanzim edilerek, mal varlığı, hakları, alacakları ile borç ve yükümlükleri tespit edilmiştir. Kapatılan—–için tanzim olunan 16/11/2017 tarih ve —– sayılı İnceleme ve Değerlendirme Raporunda,——yasal defter, kayıt ve belgelerinin incelendiği belirtilerek, anılan raporun “5.6. Alacaklar İlişkin Yapılan Genel Değerlendirme ve Öneriler:” başlıklı bölümünün “5.6.1. Defter Kayıtlarından Tespit Edilen Alacaklara İlişkin Yapılan Genel başlıklı kısmında: Değerlendirme ve Öneriler” Raporun 4.6.1. bölümünde —– 01.02.2017 tarihli cari hesap ekstresine göre şirketin —— Alıcılar hesabının 2.169.195.80-TL borç bakiyesi verdiği ancak hesabının alt kalemlerinde bazı hesapların alacak bakiyesi verdiği bir başka deyişle ters kayıt çalıştığı ve şirketin aslında bazı alıcılar nezdinde alacağı değil borcu olduğu anlaşılmıştır. —– Şüpheli Ticari Alacaklar hesabının 10.000,00-TL, 226 Verilen Depozito ve Teminatlar hesabının da 117.921,55-TL borç bakiyesi verdiği tespit edilmiştir. Ayrıca Raporun 4.8.1. bölümünde yer verildiği üzere —– defter kayıtları ve 01.02.2017 tarihli cari hesap ekstresine göre şirketin —–Satıcılar hesabının 4.632.716,23-TL alacak bakiyesi verdiği ancak hesabının alt kalemlerinde bazı hesapların borç bakiyesi verdiği bir başka deyişle ters kayıt çalıştığı ve şirketin aslında bazı satıcılar nezdinde borcu değil alacağı olduğu belirtilmiştir. Söz konusu alacaklara ilişkin yönünde defter, kayıt ve belgelere dayanılarak yapılan değerlendirmemiz aşağıdaki gibidir.” tespitlere yer verilmiş; Anılan bölümün 5. Maddesinde ise; “Şirketin—Verilen Depozito ve Teminatlar hesabının—- alt hesabında —–Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün —- vergi kimlik numaralı mükellefi —- 117.92L55-TL teminat verdiği tespit edilmiş ve —- Satıcılar hesabının —- alt hesabında yine —- Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün —– vergi kimlik numaralı mükellefi —–32.071,82-TL de alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu alacakların varlığına ilişkin —- yazılan 25.09.2017 tarihli ve—-sayılı yazı şirkete tebliğ edilmiş olup, verilen 28.09.2017 tarihli cevap yazısında: “—- uydu frekans bandı kiralandığı ve en son 21.10.2015 tarihinde ödeme alınabildiği, 20.05.2016 tarihinde fatura kesildiği yaşanan fiili durumdan dolayı muhatap bulunamadığından fatura kesim ve ödeme işlemlerinin mümkün olmadığı ve sürecin beklemeye alındığı, Her ne kadar ekstre de—-yayıncılığa borçlu gözüküyor olsak da bu izah etmeye çalıştığımız sebeplerden dolayı kayıtlara girmeyen alacaklarının olduğunu” belirtmiştir. —-Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün—–vergi kimlik numaralı mükellefi —– verdiği 117.921,55-TL teminat tutarının şirkete geri ödenmediği, ayrıca şirketin defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda —– 32,071,82-TL tutarında alacaklı olduğu, —— dilekçede belirttiği üzere—– olan alacağıyla ilgili 670 sayılı KHK’da belirtilen süre içerisinde başvuru yapmadığından dolayı şirketin —– olan 117.921,55-TL ve 32.071.82-TL alacaklarla ilgili gerekli takip sürecinin başlatılması ve alacağın tahsil edildikten sonra malvarlığına dahil edilmesi gerekmektedir.” yönünde—– 117,921,55-TL ve 32.071,82-TL (toplam: 149.993.37 TL) borçlu bulunduğu ve bu tutarın borçludan tahsil edilmsi gerektiği belirtilmiştir. İnceleme ve Değerlendirme Raporunda kapatılan kurumun davalı —– tahsil edilmesi gerektiği belirtilen 149.993.37-TL alacağın’ ödenmesi hususu —- Defterdarlığı — İşlemleri İl Bürosu’nun 19.12.2017 tarih ve —–sayılı yazısı ile borçlu tarafa bildirilmesine rağmen, borçlu tarafından herhangi bir ödemede bulunulmadığından bu sefer alacağın tahsili için —-İcra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı dosyasından İcra takibi başlatılmıştır. Borçlu tarafından icra takibindeki borca ve faize itiraz edilmiş olup icra takibi durmuştur. Takibin devamının sağlanması açısından açılması gereken İtirazın İptali Davasının Ticaret Mahkemelerinin görevinden olması ve Ticaret Mahkemelerinin görev alanına giren konuların 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.5/A uyarınca zorunlu arabuluculuğa tabi olması sebebiyle arabuluculuk işlemleri yapılmıştır. Yapılan arabuluculuk işlemleri sonucunda 09.04.2021 tarihinde Son Tutanak düzenlenmiş olup tarafların anlaşamadıkları beyan edilip imza altına alınmıştır. İşbu sebeple İtirazın İptali Davasının açılması zorunluluğu doğmuştur. Borçlu tarafından İcra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde her ne kadar kapatılan kuruma böyle bir borcu olmadığını beyan etseler de yapılan itiraz hukuki dayanaktan yoksun olup itirazın iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Şöyle ki; OHAL kapsamında kanatılan—–. için oluşturulan inceleme ve Değerlendirme Komisyonunca kapatılan kurum deften belge ve kayıtları incelenerek kapatılan kurumun hak, alacak ve mal varlığının tespitine ilişkin işlemler yapılmış olup: kapatılan kurum için tanzim olunan 16.11.2017 tarih ve—– sayılı İnceleme ve Değerlendirme Raporunda —–149.993.37 TL alacağı olduğu tespit edilmiştir. İnceleme ve Değerlendirme Komisyonun tarafından kapatılan kurumun defter, belge ve kayıtlarına dayalı olarak tespit edilen 149.993,37-TL alacak—–mal varlığı olup borçludan tahsili gerekmektedir. 16.11.2017 tarih ve —–sayılı İnceleme ve Değerlendirme Raporunun sonuç kısmında tespiti yapılan bu alacakların tahsil edilerek kapatılan kurum mal varlığına dahil edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenizce de kapatılan kurumun defler, belge ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde. —— kapatılan kuruma 149.993,37 TL borçlu olduğu açıkça anlaşılacaktır. Ayrıca bu hususta kapatılan kurumun defter, belge ve kayıtlarının bilirkişice yerinde incelemeye tabi tutulabileceği ve bu inceleme neticesinde de alacağımızın var olduğunun belirlenebileceği de açıktır. Bu nedenlerle, kapatılan kurumun defter, belge ve kayıtlarında yapılan incelemeler neticesinde, kapatılan kurumun. —–149.993,37 TL alacağı olduğu tespit edildiğinden ve borçlu tarafından söz konusu borç için ödeme yapılmadığından —- İcra Müdürlüğünün—– Esas sayılı dosyasından takip başlatılmış olup borçlu tarafından yapılan itirazın iptali gerekmektedir. Borçlu tarafından icra dosyasında asıl alacağımızın faizine de itiraz edilmiş olup faize yapılan itiraz hukuki dayanaktan yoksun olduğundan bu yöndeki itirazın iptali de gerekmektedir. —-Defterdarlığı — İşlemleri İl Bürosunun 19.12.2017 tarih ve——sayılı yazısı ile 149.993,37 TL alacağın yazının tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde ödenmesi hususu borçlu şirkete bildirilmiş olduğundan ve borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından asıl alacağımız için ödeme yazımızda belirtilen 15 günlük sürenin bitiminden itibaren faiz işletilmiştir. Bu açıdan faize ve ferilere yapılan itirazında iptali gerekmektedir. Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, —– 149.993,37 TL borcu bulunmaktadır. Borçlu tarafından borca, faize ve tüm ferilere yönelik itirazı haksız ve kötü niyetlidir. Borca, faize ve tüm ferilere yönelik yapılan itirazın iptali için bu davayı açma zorunluluğumuz doğmuştur. Yukarıda açıklanan nedenlerle davamızın kabulüyle; Borçlu tarafın—–. İcra Dairesi’nin ——Esas sayılı dosyasına yaptığı; borca, faize ve tüm ferilere yönelik itirazının iptaline, takibin devamına; Haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline; Vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesine” şeklinde talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; “Davacı dava dilekçesinde özetle; OHAL –KHK’sı ile kapatılarak ticaret sicil kaydı re’sen terkin edilen ——tüm malvarlıklarının Hazine’ye devredildiğini, müfettiş incelemesi neticesinde tanzim edilen İnceleme ve Değerlendirme Raporu doğrultusunda, devralınan kurumun müvekkilden alacaklı olduğunu tespit ettiklerini ve bu sebeple bu bedelin ödenmesini talep ettiklerini belirtmiştir. Öncelikle belirtmek gereklidir ki davalının talepleri zamanaşımına uğramıştır. Süresi içerisinde talep edilmeyen hak ve alacakları hukuken belirlenen sürelerde talep etmeyen tarafın alacağı zamanaşımına uğramaktadır. Yine itirazın iptali davasının açılabilmesi için başlatılmış olunan İcra takibine yapılan itirazın akabinde 1 yıl içerisinde işbu davanın açılması gerekmektedir. Davacı tarafından —–.İcra Müdürlüğü nezdinde —— Esas sayılı dosya ile başlatılmış olunan icra takibine tarafımızca 24/01/2020 tarihinde itiraz edilmiştir. Huzurdaki davanın bu bir yıllık süreç içerisinde açılmamış olması sebebiyle reddi gerekmektedir. Huzurdaki davaya konu, davacı yan tarafından—-. İcra Dairesi —— Esas sayılı dosya ile başlatılmış olan icra takibine ilişkin ödeme emri incelendiği takdirde, —-numaralı “Senet ve tarihi ve senet yoksa borcun sebebi” kısmında “—— İşlemleri İl Bürosu—–149.993,37 TL” yazdığı görülmektedir. Yine bahsi geçen takip incelendiği takdirde görülecektir ki, takibe ilişkin dayanak belgesi de icra dosyasına sunulmamıştır. Davacı/alacaklı yan tarafından müvekkil şirkete tebliğe çıkarılmış olan ödeme emrinde, borcun sebebinin açık bir şekilde belirtilmesi gereklidir. Davacı yan tarafından başlatılan icra takibinde belirtilen böyle bir alacak kalemi bulunmamaktadır. Borcun sebebi açık bir şekilde belirtilmemiş olmakla birlikte oldukça soyut niteliği haizdir. Takibe dayanak belge eklemeyen ve yine borcun sebebinin açıkça belirtmeyen davacı /alacaklının huzurdaki davasının işbu sebeple reddi gerekmektedir. Yargıtay —–H.D. —- numaralı karar ilamı; “Ödeme emrinde borcun sebebinin belirtilmediği anlaşıldığından, usulüne uygun ödeme emri düzenlenmemesi sebebiyle itirazın iptali davasının usulden reddine karar verilmesi gerektiği…” şeklindedir. İtirazın iptali davası, takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türüdür. Bu nedenle takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebine bağlılık esastır. itirazın iptali davalarında alacaklı, icra takibinin dayanağı olan belgeler dışında başka belgelere dayanamaz. İşbu hususa emsal teşkil edecek; Yargıtay —–. HD., —- Sayılı ilamı; “…İtirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardır. Davanın temelini oluşturan icra takibinin dayanağı olarak bir adet fatura gösterilmiştir. Bu faturanın davalı defterinde kayıtlı olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece uyuşmazlığın davanın dayanağı olan bu fatura ile sınırlı olarak çözümlenmesi ve davalının kendi defterine kaydetmiş olduğu bu fatura bedelini ödediğini kanıtlaması gerekirken mahkemece takip ve dava konusu edilmediği halde tüm cari hesap ilişkisi incelenmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştîr…” şeklindedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu —–İlamı; “İtirazın iptali davasında takibe konu alacak sebebi değiştirilemez. İtirazın iptali davalarında alacaklı, icra takibinin dayanağı olan belgeler dışında başka belgelere dayanamaz. Dosya içeriğinden, takip dayanaği kredi kartının davalıya ait olduğu veya ona teslim edildiği usule uygun şekilde ispat edilememiştir. Bu durum karşısında, davalı-borçlu itirazında haklıdır. Açıklanan nedenlerle, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.” şeklindedir. Huzurdaki davaya konu icra takibinde, usulüne uygun olarak tanzim edilmiş ödeme emri bulunmamakta bu doğrultuda İcra takibi usulsüz başlatılmış bulunmaktadır. İşbu sebeple huzurdaki itirazın iptali davasının usulden reddi gerekmektedir. Davacı yan, her ne kadar huzurdaki davaya konu icra takibinde böyle bir borcun sebebini belirtmemiş ve bu hususta herhangi bir dayanak belgesi de eklememişse de işbu davada —– müvekkil şirkete 117.921,55 TL teminat verdiğini, yine müvekkil şirketten 32.071,82 TL alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Müvekkil şirket, —– uydu ve frekans bandı kiralamıştır. Buna ilişkin en son ödeme aldığı tarih ise 21.10.2015 tarihidir. Akabinde 20.05.2016 tarihinde—–fatura kesilmiştir. Ancak ——- sayılı ohal kararnamesi ile kapatılmış olunması sebebi ile fatura kesim ve ödeme işlemleri yapılamamış ve işbu sebeplerden ötürü müvekkil şirketin alacağı kayıtlara işlenememiştir. İşbu hususa dair cari ekstre föyünü ekte sunmaktayız. (EK-1) —– OHAL KHK’sı ile kapatılmadan evvel müvekkil şirket ile arasındaki ticari akışın olduğu aşikardır. Her iki tarafın da tacir sıfatını haiz olduğu göz önünde bulundurulduğunda ticari ilişkinin birden kesiliyor olması hayatın olağan akışına uygun değildir. Yukarıda izah etmiş olduğumuz üzere —– Ohal KHK’sı ile kapatılması üzerine muhatap bulunamamıştır. Taraflar arasındaki bu ticari ilişkinin evveliyatı araştırılmadan birdenbire kapatılan bir işletmenin salt cari hesap dökümü baz alınarak icrai ve hukuki işlem yapılması hukuk düzeniyle bağdaşmamaktadır. Yine müvekkil şirketin—- alacağının olduğuna dair mahsuplaşmaya ilişkin —– arasındaki maili ekte sunmaktayız (EK-2). Tarafımıza bildirilmiş olunan ve yukarıda izah edilen sebeplerden ötürü borçlu —— borçlu olduğumuz yönündeki iddialar soyut niteliktedir. Tarafların tacir olduğu göz önünde bulundurulduğunda, TTK madde 64 ve madde 65 uyarınca, tacire ticari defterleri tutma VE saklama yükümlülüğü getirildiği gibi bu defterlerin dayanağı olan belgeleri ile ticari işletmesiyle ilgili aldığı faturaları da saklama yükümlülüğü getirmiştir. Bu madde uyarınca faturaların ticari defterlere geçirilmesi zorunludur. Yüksek Mahkeme kararları uyarınca da dayanağı olmayan kayıtların ticari defterlerin delil olma özelliğini engelleyeceğini belirtmiştir. (Yargitay —-. H.D. —H.D. —.) Her ne kadar huzurdaki davanın usulden ve esastan reddi gerekmekte ise de Sayın Mahkeme aksi kanaatte olduğu takdirde davacı yanın tacir olduğu ve işbu iddialarını yukarıda bahsedilen hususlar doğrultusunda temellendirmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Yukarıda da izah edildiği üzere davacı/alacaklı yan tarafından müvekkil şirkete çıkarılan ödeme emrinde borcun sebebi oldukça soyut olarak belirtilmiş olup takibe dayanak belge ibrazı da yapılmamıştır. İşbu sebeple kesinlikle kabul etmemekle birlikte huzurdaki davanın kabulü halinde dahi borcun içeriği, kapsamı hakkında bilgi sahibi olamayan müvekkil şirketin, takibe karşı yapmış olduğu itiraz sebebiyle kesinlikle kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi gerekmektedir. Yukarıda detaylıca izah edildiği üzere davalı yan tarafından iddia olunduğu gibi müvekkil şirketin herhangi bir borcu bulunmamaktadır. İşbu sebeple huzurdaki davanın reddini talep etme zorunluluğu doğmuştur” şeklinde beyanda bulunarak davanın reddini ve alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibariyle, —- İcra Dairesi’nin —– esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.Davacı; 20/07/2016 tarihinde yayınlanan KHK ile kapatılan—- tüm mallarının hazineye devredildiğini, bu şekilde devredilen kurum ve kuruluşların alacak ve borçlarının tespiti için İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu kurulduğunu, komisyonun 16/11/2017 tarihli raporuna göre, —– şirketinin davalıya 117.921,35-TL’lik teminat verdiği ve 32.071,82-TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan takibe davalının haksız şekilde itiraz ettiğini beyan ederek davanın kabulünü istemiş; davalı ise, ——-şirketine uydu ve frekans bandı kiraladıklarını, en son 21/10/2015’te ödeme aldıklarını, 20/05/2016’ya kadar fatura kestiklerini ancak muhatap bulamadıklarını, dava dışı —– şirketine borçlarının bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, davalı ile dava dışı —–Şirketinin 2012-2013-2014-2015-2016 yıllarına ilişkin BA/BS formları ilgili Vergi Dairesinden celb edilmiş, bilirkişi raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.668 sayılı Olağanüstü Kanun Hükmünde Kararname kapsamında dava dışı ——sicil kaydının kapatılarak tüm mal varlığının davacı kuruma devredildiği, davacı kurum tarafından kapatılan şirketin davalı şirketten alacağı olduğu iddiasıyla takip başlatıldığı ve itiraz üzerine takibin durduğu ve huzurdaki davanın açıldığı dosya kapsamından anlaşılmakla, taraflar arasındaki ihtilafın; anılan takip dosyasına konu dava dışı ——takip tarihi itibariyle davalı şirketten bir alacağının bulunup bulunmadığı, davalı itirazlarının kısmen yahut tamamen iptali gerekip gerekmediği, icra inkar tazminatı hususunda yasal koşulların oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı görülmüştür.İtirazın iptali istemine konu, —–.İcra Müdürlüğünün ——esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz dosya davacısı, borçlusunun mahkememiz davalısı olduğu, davacı tarafça 10/12/2019 tarihinde takibin başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 21/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 23/01/2020 tarihli dilekçe ile davalı tarafından borca ve ferilerine itiraz edildiği, itirazın tebliğine ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.Mahkememizin 26/04/2022 tarihli ara kararı uyarınca; TTK 83- 85 maddeleri ile HMK 222. Maddesi uyarınca dava dışı şirket ile davalı tarafın 2012 – 2017 yılına ilişkin tüm yasal ticari defterleri (defteri kebir, yevmiye, envanter defterleri ile ve var ise muavin kayıtları ve dayanak belgeleri) üzerinde mahkemece resen seçilecek mali müşavir bilirkişi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 19/04/2023 tarihli raporda özetle; “…Dosyasına sunulu belgeler ile davalı şirketin 2012,2013,2014,2015 ve 2016 yılları ticari defter kayıtları ve BA/BS kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; Davacı tarafından ticari defter kayıtlarının ibraz edilmediği, dava dosyasına ibraz edilen 2 adet CD içeriğinde elektronik defterlerin bulunmadığı, bu sebepten ötürü 2 adet CD içeriğinde ibraz edilen 2016 yılı Exel formatlı yevmiye defterinin sahibi lehine delil kabiliyetin olmadığı, aleyhine delil kabiliyetinin olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenize ait olduğu; davalı şirket tarafından ibraz edilen 2012,2013,2014,2015 ve 2016 yıllarına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226′ ve–Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu; davacı tarafın davalı şirketten takip tarihi itibariyle alacaklı olmadığı,…” şeklinde kanaat bildirdiği görülmüştür.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller ile alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; 668 sayılı Olağanüstü Kanun Hükmünde Kararname kapsamında dava dışı —–Şirketinin sicil kaydının kapatılarak tüm mal varlığının davacı kuruma devredildiği, bu şekilde devredilen kurum ve kuruluşların alacak ve borçlarının tespiti için İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu kurulduğu, davacı tarafından, komisyonun 16/11/2017 tarihli raporuna göre, —–şirketinin davalıya 117.921,35-TL’lik teminat verdiği ve 32.071,82-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği belirtilmiş ise de; mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davacı tarafından sadece komisyon raporuna esas teşkil eden kayıtların sunulduğu, davacıya devredilen dava dışı şirketin resmi defter ve belgelerinin sunulmadığı, bilirkişi raporuna göre, komisyon raporunda davacının alacaklı görünmesinin nedeninin sadece 2016 kayıtlarının incelenmesi olarak belirtildiği, dava dışı şirketin BA-BS kayıtlarının boş olduğu, incelenen defter, belge ve davacı tarafından sunulan evraklara göre davacının alacaklı olmadığının tespit edildiği, davacının davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacı tarafın harçlar kanunu uyarınca harçtan muaf olması sebebi ile harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.034,60-TL yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
4-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 30.872,12-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin e duruşma ile yüzüne karşı, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.