Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/390 E. 2022/834 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/390 Esas
KARAR NO : 2022/834

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2021
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, ———— yaşanan olumsuzluklar nedeniyle mali anlamda ciddi bir daralma yaşamış ve bu nedenle —- Esas sayılı dosyası üzerinden iflas erteleme talebinde bulunmuş, ——- kabul edilmiş, istinaf incelemesinde iken yine aynı mahkemenin—— sayılı dosyası üzerinden——- süresinin uzatılması ve tedbirlerin devamı talebinde bulunulmuş, en nihayetinde müvekkilinin ——- tespiti üzerine ——tarihli karar ile davanın reddine ve verilen tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmiş olduğunu, müvekkili şirketin, hakkında —– erteleme davası kapsamında verilen tedbir kararları üzerine —— kendisinden alacaklı ———- düzenleyerek borçlarını yapılandırmış olduğunu, davalı tarafın da müvekkili aleyhine ekte suretlerini sundukları ——- müvekkili aleyhine ——— kararı ile ihtiyati haciz kararı almış devamında da —————-dosyası üzerinden takip başlatmış olduğunu, davalı ile müvekkili arasındaki borç ilişkisi kapsamında davalı alacaklı ile —–tarihli ——imzalanmış, bu protokolle davalı tarafın mezkur icra takibine konu ettiği çekleri de içeren borçlar yapılandırılarak—— bağlanmış olduğunu, alacaklı davalı ile varılan anlaşmaya göre cari hesap borcu ödenecek ve tarafların birbirlerinden talep edeceği herhangi bir alacakları kalmayacağı şeklinde olup, bu doğrultuda müvekkili şirketin iflas erteleme kapsamında iken çok zor şartlar altında Alacaklı tarafa tüm borcunu ödeyerek cari hesap borcunu kapatmış olduğunu, ancak müvekkilinin içinde bulunduğu zor şartlara rağmen davalı tarafa aralarındaki — kararlaştırılan tutardaki borç miktarının tamamını ödediği halde ve davalı taraf icra dosyasına borcun ödendiği yönünde tahsil bildiriminde bulunacağı yerde müvekkilinin iflas erteleme sürecinden çıkmasını fırsat bilerek kötü niyetli bir şekilde mezkur takibi yenilemiş, aynı dairenin yenilenen numarası ile —— sayılı takip dosyası üzerinden müvekkili aleyhine haciz işlemlerine girişerek müvekkilinin malvarlığı üzerine haciz koydurmuş olduğunu, iflas erteleme sürecinde bulunan müvekkili şirketin tüm sıkıntılarına rağmen borcunu ———-ödeyerek kapatmış, Yüklü sayılacak tutardaki ödemelerini yapan müvekkili ——- erteleme sürecinden çıkarak deyim yerindeyse belini doğrultmaya çalıştığı bu zorlu süreçte, alacağını tahsil ettiği için Davalı tarafından takdir edileceği yerde yıkıma uğratılmaya çalışılmakta olduğunu, TBK, TTK ve ilgili yasal mevzuat hükümlerine göre alacaklı taraf, müvekkille imzaladığı protokol kapsamında müvekkil şirketin yapmış olduğu ödemelere itirazda bulunmamış, ihtirazı kayıt ileri sürmemiş ve her şeyden önemlisi sözleşmeyi feshettiğini ihtar etmemiş olduğunu, buna rağmen alacaklı taraf, iflas erteleme sürecinin meydana getirdiği zor şartların bir neticesi olarak bazı taksitlerin ödenmesinde yaşanan gecikmelerden dolayı fazladan hak iddia etmiş ve haksız bir biçimde fahiş miktarda taleplerde bulunmuş olduğunu, Oysa müvekkili tarafından protokol kapsamında yapılan ödemeleri ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin kabul eden, bu anlamda müvekkiline herhangi bir ihtarda bulunmayan, sözleşmeyi fesih yoluna da gitmeyen alacaklı tarafın taraflar arasındaki protokol hükümlerine de aykırı davranarak müvekkilinin üzerine gelmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zra taraflar arasındaki protokolün 3.2 maddesinde açıkça borcun eksiksiz ödenmesi halinde tarafların birbirinden her ne nam altında olursa olsun borcunun kalmamış olacağı, birbirlerini gayri kabili rücu ibra etmiş sayılacakları 3 taksitin arka arkaya ödenmemesi durumunda ayrıca sözleşmede belirtilen vadelerden önce borçlu —– iflasına karar verilmesi durumunda protokolün geçersiz olacağının kararlaştırılmış olduğunu, davalı tarafın icra takibine konu ettiği çeklerin yapılandırma protokolü kapsamına alınarak ödenmiş olduğu sabit olup, Bilindiği üzere ifasına başlanmış sürekli edimli sözleşmelerde, borçlunun temerrüdü hâlinde alacaklının, ifa ve gecikme tazminatı isteyebileceği gibi, sözleşmeyi feshederek, sözleşmenin süresinden Önce sona ermesi yüzünden uğradığı zararın giderilmesini de isteyebileceğini, somut olayda ise davalı tarafından müvekkiline herhangi bir ihtarda bulunulmamış, müvekkilinin temerrüde düşürülmemiş, devamında müvekkilince yapılan ödemeler ise davalı tarafından ihtirazı kayıt ileri sürülmeksizin kabul edilmiş olduğunu, daha da önemlisi ise icra takibi başlatıldıktan sonra protokole bağlanan çeklerin bedelinin ödenmiş olduğu hususu sabit olduğu halde aynı çeklere istinaden başlatılan takibin müvekkili aleyhine devam ettirilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, esas sayılı takip dosyasına konu borçlar ile tüm fer’ ileri ve vekalet ücretleri yönünden davalıya borçlu olmadığının tespiti ile müvekkili aleyhinde haksız ve hukuka aykırı biçimde başlatılan takibin iptaline, Davalının haksız ve kötü niyetli olduğu sabit olduğundan takip konusu alacakların en az %50’si oranında tazminata ve en az %10’u oranında para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davacı her ne kadar tedbirlerin kaldırılmasının fırsat bilerek haciz işlemlerinin başlatıldığını ve takibin yenilendiğini söylese de —– yenilenmiş olup, —– yapılmak istenmişse de iflas erteleme sürecinden ötürü sorgu yapılamamış olduğunu, ayrıca davacının bilanço dönem kârı kayyım raporundan da anlaşılacağı üzere — olup, borca batıklıktan çıkmış olduğunu, davacı şirket borçlarının ödememek için krizi bahane ederek —— talebinde bulunmuş, bahane edilen —– yaşanan olumsuzlukların hepsi aynı sektörde çalışan müvekkili şirketi de etkilemiş olduğunu, davacı şirket bunun —– olarak davalı şirkete yine de borçlarını zamanında ödememiş, bu kötü niyetini devam ettirerek borçlarından daha uzun bir süre kaçmak için iflas erteleme süresinin uzatılmasını ve tedbirlerin devamı talebinde bulunmuş olduğunu, davacı— saklayamayacağı yüklü bir meblağa ulaşması sonucunda mahkeme —- davanın reddine ve verilen tedbirlerin kaldırılmasına karar vermiş olduğunu, davacı —-erteleme döneminde davalı firmaya başvurarak ödenmesi gereken borçla alakalı bir protokol düzenlenmesini talep etmiş, Davalı firma iyi niyeti göstererek bu talebi kabul edip davacı firmayla bir araya gelerek——- tarihinde borç ——– imzalamış olduğunu, davalı şirketin işbu protokolde uzun yıllardan beri devam eden davacı şirketle olan dostluklarını korumak için borcu —davacı şirkete —- lütufta bulunmuş, aynı zamanda işbu protokol gerçekleşirken davalı vekili olarak tarafların biz avukatların vekalet ücretini bizim onayımız olmadan yok saymaları da usule aykırı olup, vekalet ücreti alacağının yok sayılmasına muvafakatleri olmadığını, davacı vekili bunun bilincinde olarak taraflar arasındaki protokolün bu 3.2 maddesini dilekçesine eksik olarak eklemiş olup, davalı firma vekili olarak şirketi güvenceye aldığımız bu maddeyi eksiksiz bir biçimde ifade etmek istediklerini, “Borcun eksiksiz ödenmesi halinde, tarafların birbirlerinden —- ——— olsun borcu kalmamış olacak olup birbirlerini ———- rücu olarak ibra etmiş sayacağı,—– arkaya ödenmemesi durumunda, ayrıca —— belirtilen vadelerden önce borçlu şirketin iflasına karar verilmesi durumunda işbu protokol geçersiz olup alacaklı alacağının tahsili hususunda her türlü hakka sahip olacaktır.” şeklindeki madde incelendiği ———–ödenmemesi durumunda işbu protokolün geçersiz olacağı ve alacaklı olan müvekkilinin alacağının tahsil hususunda her türlü hakka sahip olacağının görülmekte olduğunu, yalnızca protokolün 3.2 sayılı maddesine aykırılık nedeniyle bile protokol geçersiz sayılabilecekken davacı protokolün 3.4 sayılı maddesindeki şartları da sağlamamış, davaya konu protokol kayyım onayıyla —– davacının herhangi bir şekilde kayyım onayı da sunmamış olduğunu, davacı her ne kadar herhangi bir beyanda bulunulmadığını ve ihtirazı kayıt da olmadığını söylese de davacının da bahsettiği—————– numarası ile bildirdikleri beyan dilekçesinde “—————olduğunu” bildirmiş olduklarını, ayrıca yine —————- numaralı dosyasına da davacının müvekkiline olan borçlarının yaklaşık———— borcun fer’ ilerini de talep ettiklerini beyan ettiklerini, ancak tüm bunlara rağmen davacının protokolün geçersiz olduğunun taraflarına bildirilmediğini söylemekte olduğu, belirtilen tüm iyi niyetlere rağmen davacı firmanın ———— bölünerek oluşturulan———- miktarlı —– arkaya zamanında ödemeyerek işbu protokolün geçersiz olmasının sağlamış, davalı şirket yine tüm bu iyi niyetlere rağmen davacı şirketin protokolü geçersiz kıldığı için protokol tarihinden itibaren yaklaşık 5 yıl geçtikten sonra alacaklarının faizlerini de talep etmeye karar vermiş olduğunu, 5 yıllık süre geçtikten sonra ana parayı ödeyerek davacının borçtan kurtulduğu şeklindeki iddiasının hukuki gerçeklere aykırı olup hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini, Müvekkilinin iyiniyetli olarak davacının yaptığı ödemeleri de ilgili icra dosyasına bildirmiş olup davacı kötüniyetli olarak tedbir almış ve borcun müvekkiline ödenmesini engellemiş ve zarar ve mağduriyetlerinin de artmış olduğunu, özetle aşağıdaki —- herhangi biri sebebiyle protokol geçersiz olduğundan davanın reddi ve icra dosyasındaki tedbirin kaldırılması gerekmekte olduğunu, davacı protokole uygun davranmamış ve üst üste 3 taksit ödemediği dönemler olduğunu, davacı İlgili protokolü kayyıma onaylatmamış olduğunu, —— numaralı —-numarası ile protokolün geçersiz olduğu bildirilmiş olduğunu,——–davacının müvekkiline olan borçlarının yaklaşık olarak ———— olduğunu ve borcun fer’ ilerini de talep edildiğinin bildirilmiş olduğunu, davacı, müvekkil ile gerek dava konusu borç için gerek diğer borçlar için herhangi bir şekilde ibralaşmamış ve mutabakat sağlamamış olduğunu beyan ve savunmalarıyla, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine ve takibin devamına,— dosyasındaki tedbirlerin kaldırılmasına, davacı kötüniyetli olduğundan %20’den az olmamak üzere İcra tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle menfi tespit davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın, taraflar arasındaki ticari ilişki ve borç tasfiye protokolü kapsamında davacının her biri —-iki adet çekin daha önce ödenmesi sebebi ile borçlu olmadıklarının tespiti talebinin yerinde olup olmadığı ile kötü niyet tazminatı yasal koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edilmiştir.
—-mahkememiz dosyası arasına celp edildiği, icra dosyası alacaklısının mahkememiz dosyası davalısı, borçlusunun ise mahkememiz dosya davacısı olduğu, takibin iki adet çekin toplamı olarak —- üzerinden açılmış olduğu görülmüştür.
——– karar sayılı ilamının mahkememize gönderildiği, davacı —- davacısı olduğu —— dosyasının davanın kabulüne karar verilerek—– süre ile ertelenmesine karar verildiği görülmüştür.
Dava konusu çekler hakkında Bankalara müzekkere yazılarak ilgi çeklerin kimin tarafından ibraz edildiği ve ibraz anındaki —- fotokopilerinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
Dosyada davacı ve davalı———– üzerinde inceleme yapılması için Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, Mali Müşavir bilirkişi eşliğinde mahkememiz kaleminde———tarihinde taraf vekillerinin iştiraki ile incelemenin yapıldığı, Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen —– tarihli raporda özetle; dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, Tarafların Ticari Defter ve Kayıtları üzerinde yapılan —- yukarıda yapmış bulunduğumuz açıklamalar sonucunda, 6100 sayılı HMK” nın 266/c. 2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir,——- Mahkemeye ait olmak üzere, davacı Şirketin —– üzerinden harçlandırarak Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu işbu menfi tespit davasında davalı —- takibe konu edilen her biri —— içeriğinde yer aldığı———Bakiyesinin, davacı Şirket tarafından gerek——–muhtelif ——– yapılan ———, gerekse Davalı Şirketçe düzenlenmiş—— mukabilinde davacı ——- Davalı —– Çekleri ile ödenmiş bulunduğu, davacı Şirketçe yapılan bu ödemelerin Davalı —- Borçlarından mahsup edilmek suretiyle kayıt altına alındıkları ve davalı —- Bakiyesinin (0) Sıfırlanmış bulunduğu, davacı Şirketçe Davalı Şirket—– detaylarına yer verilen işbu ödemelerin protokolü bozup, bozmayacağı, Protokoldeki ibra koşullarını ortadan kaldırıp, kaldırmayacağı, dolayısıyla davacının Menfi Tespit Taleplerinin yerinde olup, olmayacağı hususları Hukuki değerlendirmeye muhtaç olup, uzmanlık alanım dışında kalan bu hususta Takdirin Sayın Mahkemeye ait olacağı kanaatine ilişkin rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller ve mahkememizce aldırılan denetime elverişli bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin banka aracılığıyla, davalı şirketçe düzenlenen —- ——— müşteri çekleri ile toplam 641.539,95-TL lik borç bakiyesini ödemiş olduğu, bu hususun her iki tarafın da lehine delil vasfı bulunan ticari defterlerinde kayıt altına alındığı ayrıca davacı şirket tarafından yapılan ödemelerin de ihtirazi kayıt koymadan kabul edildiği de gözönüne alınarak davalı şirketin hem ödemeleri kabul edip kayıtlarına alması hem de takip başlatmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davacının, davalıya ——– takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, davacının kötüniyet tazminatı talebinin takibin başlatılmasında davalı alacaklının haksız ve kötüniyetli olduğu değerlendirilerek kabulü ile icra dosyası ile talep edilen alacağın takdiren %20 sinin alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE ,
-Davacının, davalıya—— takip dosyasından dolayı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE ve anılan icra takibinin iptaline,
-Davacının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile icra dosyası ile talep edilen alacağın takdiren %20 sinin alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 8.138,27 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan ——– harcın mahsubu ile bakiye 6.103,45‬-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 2.034,32-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 72-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 1.200-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.331,3‬0-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——- esaslara göre belirlenen 18.872,80-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
8-Davacı tarafça dosyaya yatırılan teminatın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..