Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/380 E. 2022/53 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/380 Esas
KARAR NO : 2022/53 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2021
KARAR TARİHİ : 20/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket davalı tarafın personellerini taşıma hizmeti verdiği işbu hizmetlerine—-davalı tarafa —- davalı tarafın —- yılının son aylarına—– hizmetine karşılık keşide etmiş olduğu faturaları ödemeyince — durdurmuş davalı taraftan faturaları ödemesini talep ettiği, müvekkilinin tüm iyi niyetli girişimleri sonuçsuz kalınca — sayılı dosyası üzerinden ödenmeyen faturaların icra takibine konu edildiği ancak davalı tarafın icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmuşsa da anlaşılamadığı, davalı şirketin itirazlarının haksız olduğunu iptaline karar verilmesi gerektiğini, müvekkil şirket davalı —— personellerini —– işini üstlendiğini ve bu hizmeti yerine getirdiği halde müvekkiline ödemesinin tam olarak yapılmadığını, müvekkilinin sözlü ödeme talepleri ile davalı şirketçe sürekli geçiştirildiğini ve ödemenin de bir türlü gerçekleştirilmediğini, davalı şirketin müvekkiline toplam —– ve taraflar arasında ticari ilişkinin var olduğunu açıkça anlaşılacağı gibi açıklanan nedenlerle; davalı şirketin haksız ve kötüniyetli itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerektiği, icra inkar tazminatı hakkında detaylıca izah edildiği üzere davalı şirketin haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, takip konusu alacağın likit olması sebebiyle, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, somut olayda davalı şirketin, söz konusu satım sözleşmesi nedeniyle satıcı davacıya olan borcunun miktarının belirlenebilmesi için gereken bütün unsurları bilmekte veya bilmesi gereken bir konumda; kısaca, davacıya ne miktarda borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olduğunu, davalının bizzat belirleyebileceği borç miktarı ile davacının düzenlediği faturadaki tutarı karşılaştırmak suretiyle faturanın gerçek borcu gösterip göstermediğini denetlemesini; buna bağlı olarak da, eğer hakkındaki icra takibinde talep edilen alacağın gerçeğe uygun ise, borca itiraz etmemek suretiyle, icra inkar tazminatına mahkum olmaktan kurtulması fiilen ve hukuken mümkün olduğu, buna rağmen, borca itiraz etmiş olan davalının, icra ve inkar tazminatından sorumlu tutulması hem somut olay özelliklerinin ve hem de yasal düzenlemelerin gereği olduğunu basiretli tacir olması beklenen davalının, müvekkiline ne miktarda borcu olacağını bilecek ve tespit edebilecek durumda olduğunun kuşkusuz olduğunuz, işbu sebeple de davalının asıl alacağın en az %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini arz ve izah edilenler muvacehesince; borçlunun —– sayılı icra takibine yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına, alacak likit olduğundan davalı borçlunun takip konusu alacağın en az %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf dava dilekçesinde, davalı—-son aylarına ait davacının hizmetine karşılık keşide etmiş olduğu faturaları ödemediğini, buna karşılık davacı tarafından verilen hizmetin durdurulduğunu ve nihayetinde söz konusu faturalar nedeniyle—- Müdürlüğünün —- esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğimizi ileri sürdüğünü, ncak haksız ve kötü niyet teşkil eden esasen davacı tarafça başlatılan icra takibi olduğunu, davacı şirket, davalı müvekkil nezdinde çalışan —- vermekteyse de söz konusu icra takibine itirazlarımızı içeren—— dilekçelerinde de belirttikleri üzere —- önlemler nedeniyle birçok personelin evden çalıştığı, bir kısım personelin bu süreçte izin haklarını kullandıklarını, evden çalışan yahut izinli olan personeller için doğal olarak — verilmediğini ve dolayısıyla icra takibine konu edilen fatura bedellerinin hiçbir surette gerçeği yansıtmayan bedel üzerinden başlatılan icra takibine haklı itirazımız nedeniyle davalı müvekkil aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın verilmeyen bir hizmetin karşılığını haksız ve kötü niyetli şekilde icra takibi yoluyla elde etmeye çalıştığını, Pandemi nedeniyle evden çalışma sistemine geçen—– nedeniyle izinli olan pek çok personelin söz konusu —– yararlandığını, açıkladığımız tüm bu nedenler doğrultusunda Sayın Mahkemenizden haksız ve mesnetsiz işbu davanın reddini ve takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı- alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın haksız ve mesnetsiz itirazın iptali talebi ile icra inkar tazminatı taleplerinin reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı-alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla vekaleten talep etmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacak sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturaları ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- İcra dosyası uyap üzerinden dosya arasına alınmış, — kayıtları celp edimiş, —- — davacı ve davalının—- kayıtları celp edilerek dosya arasına alınmış, ——- bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
——— bilirkişi raporunda özetle, “…Davacı-Davalı şirket tarafından ibraz edilen —- ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı-davalı şirketin defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu davacı-davalı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu, Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, Davacı ve şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacının davalıya toplam —- düzenlediği, davalı tarafın ödeme yapmadığı, neticesinde takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi 15.542,55.-TL alacaklı olduğu, iş bu alacağın başlatılan takip ile aynı olduğu, Davacının davalı adına düzenlenmiş olduğu takibe konu faturaları davalının kabul edip ticari defterlerine işlediği, davalının——- faturaları——- —- bildirdiği, davalının takip konusu faturalara itiraz etmediği ve iade fatura düzenlemediği, neticesinde takip konusu faturalarda yazılı hizmetin davalı tarafından teslim alındığını gösterdiği, Davacının takibi asıl alacak üzerinden takibi başlattığı, takip öncesi işlemiş faiz talep etmediği,…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Mahkememizce tarafların ticari defter —– —— ——- üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağının davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca tarafların —– yapılan bilirkişi incelemesinde, bildirim —- dosyaya konu faturaların davacı ve davalı tarafından——anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle davalı, davacı tarafça talep edilen fatura alacağına ilişkin hizmeti kabul edip kendi ticari defterlerine kaydettiği ve —- bildirdiği anlaşılmaktadır. O halde davalı, beyanname vermekle ve dava konusu faturaları kendi ticari defterlerine kaydetmekle faturalara konu malları teslim aldığının ve teslim aldığı hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir. —-ilamı, —— Karar sayılı ilamı)
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve fatura alacağını yöntemince ispat ettiği, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı vekili tarafından 03/12/2021 tarihli itiraz dilekçesinde dava konusu ———– nedeniyle almadığını beyan etmiş ise de; davalı şirketin dava konusu faturaları kendi ticari defter ve kayıtları işlemesi sebebiyle davaya konu faturalara ilişkin hizmeti aldığının kabulü gerekir. Aksini iddia eden davalı tarafça ispat edmesi gerekmekte olup mevcut dosya kapsamında davalı tarafından bu yönde sunulmuş herhnagi bir delili bulunmadığı anlaşılmakla bu yöndeki davalı itirazlarına itibar edilmemiş, davanın kabulüne, davalının —— esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, 15.542,55-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.———— Dosyaya konu alacağın faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı—- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının—– esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, 15.542,55-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.061,71-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 187,72-TL harç ile icra veznesine yatırılan peşin 77,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 796,28 -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 265,43-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 250,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.167,8‬0-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri —— —- davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde——–. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.