Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/368 E. 2023/541 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/368
KARAR NO : 2023/541

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2021
KARAR TARİHİ : 23/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bahse konu araç, —- tarafından —-adlı
internet sitesi üzerinden ihale aracılığıyla satışa sunulduğunu, ilgili ihaleye ilişkin ilanın ekspertiz raporu bölümünde araç hakkında; ”Döşeme yanık, servis ışığı yanıyor, sol arka stop kırık” bilgilendirmesi yapıldığını, ilan bilgileri ışığında ihale yoluyla satışa çıkartılan tespite konu araç; müvekkil tarafından 04.09.2020 tarihinde —- hesabına yatırılan meblağ
karşılığında satın alındığını, bu doğrultuda —- tarafından — Noterliği aracılığıyla 07.09.2020 tarihinde
tespite konu aracın müvekkile devri gerçekleştiğini, bahse konu aracın —-dlı internet sitesi üzerinden ihale aracılığıyla satışa sunulduğu ilgili ilanda belirtilen ‘ekspertiz raporu’ ve ‘satıcı beyanı’ bilgilerine güvenilerek müvekkil- tarafından satın alınan araç üzerinde müvekkil tarafından gizli ayıp olduğu tespit edildiğini, müvekkili bahse konu araç üzerindeki gizli ayıbı tespit etmesinin ardından aracı derhal ekspere götürmüş olup ekspertiz raporunda; farların hasarlı olduğu, ön farların tamirli olduğu, airbaglerin hasarlı ve tamirli olduğu, radyatörün hasarlı olduğu, yağ bakımı önerildiği ve araçta yağ kaçağı mevcut olduğu,
akü bağlantısının hasarlı olduğu, fren disklerinin zayıf olduğu şeklinde araç da karşı taraflarca
belirtilmeyen ve gizlenen bir çok ayıbın mevcut olduğu ortaya çıktığını, bunun üzerine müvekkil tarafından derhal bildirme yükümlülüğü yerine getirilerek karşı taraflarla
iletişime geçilmiş ve müvekkil tarafından ilgili mevzuat hükümleri uyarınca seçimlik haklarından olan aracın karşı taraflara iadesi ile birlikte ödenen meblağın müvekkile geri verilmesi talep edildiğini, karşı taraflarca iş bu gizli ayıp kabul edilmiş ve müvekkile ”Aracın iadesi ile birlikte ödenen meblağın geri verilmesi için aracı yeniden ihale yoluyla satış suretiyle ilana koyacağı, aracın ihale neticesinde 3. şahsa satışının gerçekleşmesinin akabinde müvekkil tarafından satışa istinaden ödenen meblağın geri verileceği” bilgilendirmesi yapıldığını, kabinde karşı taraflarca tespite konu araç, müvekkilden gayri resmi olarak alınmış ve —- tarafından —- adlı internet sitesi üzerinden ihale aracılığıyla tekrar satışa çıkarıldığını, ilgili ihaleye ilişkin ilanın ekspertiz raporu bölümünde müvekkil-talep eden tarafından karşı taraflara bildirilen gizli ayıplar kabul edilerek tespite konu araç hakkında;
”Döşeme yanık, servis ışığı yanıyor. Sol arka stop kırık. Direksiyon aşıntılı. Far ayakları kırık tamirli. Sol far su almış. Sol arka çamurluk kordon altı boyalı. Genel çizikler mevcut. Geneli kuş pisliği yanıkları mevcut. Tavanda taş izleri mevcut. Farlar tamirli. Airbagle ilgili şikayet kabul edilmez. Aracın perde airbagleri işlemli. Direksiyon airbagi işlemli. Kemerler dirençli. Torpido işlemli. Perde airbagleri işlemli.” ibarelerine yer verildiğini, her ne kadar araç, ihale yoluyla gizli ayıplar belirtilmek suretiyle tekrar satışa sunulmuş olsa da,
tespite konu araç uzunca bir süre satılamadığından müvekkilin mağduriyeti arttığını, bunun üzerine müvekkil daha fazla mağdur olmamak adına, ilgili mevzuat gereğince; ‘satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme’ seçimlik hakkını kullandığını —-Noterliği’nin 22.12.2020 tarih, —-yevmiye no’lu ihtarnamesinde karşı taraflara ihtaren ve ihbaren bildirdiğini, ancak karşı taraflarca bu doğrultuda müvekkile herhangi bir ödemede bulunulmadığını, müvekkile ait —- plakalı tespite konu araçta bulunan ve karşı taraflarca bildirilmeyen gizli ayıpların tespite konu araç da oluşturduğu değer kaybının ve müvekkilin tespite konu araçta yaptığı masraflara ilişkin (araç alım-satım noterlik ücreti, ekspertiz ücreti, ihtarname masrafları, müvekkilin tespite konu araca yapmış olduğu faydalı masraflar, yol masrafları, vb.) maddi zararının tespitini talep etme zaruretimiz hasıl olduğunu, davaya konu araçta gizli ayıplar nedeniyle satış sözleşmesi bedelinden 19.500 TL
indirilmesini, ve müvekkil tarafından bahse konu araca yapılan faydalı masraflar 1.816,00 TL olmak üzere toplamda 21.316,00 TL meblağın 04.09.2020 ödeme tarihi itibarı ile işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkil davacı ticari faaliyet alanında araç alım satım işi ile uğraşması sebebiyle aracın
satışına istinaden davalılara ödemiş olduğu bedeli ticari faaliyetinde kullanamadığından uğramış olduğu şimdilik 100 TL kar kaybının ( bilirkişi marifeti ile hesaplanacak meblağın ardından fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik) işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı —–cevap dilekçesinden özetle:
Dava konusu—- plaka sayılı araç, davalı müvekkil şirket tarafından —-adlı
internet sitesi aracılığıyla ihale yolu ile 26.08.2020 tarihinde —-. Noterliği’nin —– yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile satın alındığını, söz konusu satış
sözleşmesi ve fatura dilekçemiz ekinde mevcut olduğunu, davaya konu araç, davalı müvekkil şirket tarafından —-internet sitesinde—-. tarafından yayınlanan —– ikinci el
araç ekspertizi raporuna istinaden satın alınmış olup, davalı müvekkil şirket tarafından araca ilişkin ayrıca bir ekspertiz incelemesi yaptırılmadığını, dava konusu—– plaka sayılı araç 26.08.2020 tarihinde —- satın alındıktan çok kısa bir süre sonra davacı tarafından belirtildiği gibi —adlı internet sitesi üzerinden satışa çıkarıldığını, davalı müvekkil şirket söz konusu aracı satın aldıktan sonra araç üzerinde başka bir ekspertiz incelemesi yaptırmamış, aracı satın aldıktan hemen sonra satışa çıkardığını, bu nedenle davalı müvekkil şirket, aracın satışına ilişkin —-
yayınladığı ilanda —-tarafından araca ilişkin aldırılan —– ikinci el araç
ekspertizi raporuna yer verdiğini, davacı tarafından dava dilekçesinde her ne kadar —-plaka sayılı aracın gizli ayıplı olduğu ve bu ayıpların davalı müvekkil şirket tarafından gizlendiği iddia edilmekteyse de, davalı müvekkil şirket tarafından dava konusu araç ayıpsız bir biçimde davacıya teslim edildiğini, davacı yanın iddialarının aksine, davalı müvekkil şirket aracın gizli ayıplı olarak davacıya teslim edildiği hususunu
kabul etmemekte olduğunu, bir an için araçta davalı müvekkil şirket tarafından da haberdar olunmayan
gizli ayıpların varlığı ihtimali düşünülse dahi, araca ilişkin kasti olarak herhangi bir kusur gizlenmemiş,
—- adlı internet sitesindeki satış ilanı —– ikinci el araç raporundaki mevcut tespitler doğrultusunda hazırlanmış ve bu rapora ilgili satış ilanında da yer verildiğini, dolayısıyla,
davalı müvekkil şirket tarafından —– plaka sayılı araçta mevcut olduğu iddia edilen ayıpların
gizlenmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, davacı tarafından davalı müvekkil şirkete karşı —-. Noterliği aracılığıyla keşide edilen 22.12.2020 tarihli ve —– yevmiye numaralı ihtarnamede, davaya konu aracın davalı müvekkil şirket
tarafından geri alınması, araç bedeli olarak 147.500,00-TL, yapılan masraflara karşılık 3.500-TL ile yoksun kalınan kâr kaybı olarak 30.000-TL’nin ihtarnamede IBAN numarası yer alan banka hesabına gönderilmesi talep edilmiştir. Söz konusu ihtarnameye cevaben davalı müvekkil şirket tarafından davacı tarafa—-. Noterliği aracılığıyla keşide edilen —–yevmiye numaralı ve 30.12.2020 tarihli ihtarnamede, davalı müvekkil şirket tarafından —- plaka sayılı aracın gizli ayıplı olduğunu ve bu ayıpların keşide eden müvekkil şirket tarafından kasten gizlendiğini kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalı müvekkil şirketin söz konusu aracı davacıdan teslim almaya ve satış bedeli olan 144.500,00-TL’yi iade etmeye hazır olduğu, ancak davalı müvekkil şirketin davacı tarafından yapıldığı iddia edilen masraf ve uğradığını iddia ettiği kâr kaybından sorumlu olmayacağı ifade edildiğini, ayrıca
söz konusu ihtarnamede, davacının satış bedelini geri alabilmek adına ihtarnamenin tebliğini izleyen 2 iş günü içerisinde davalı müvekkil şirkete müracaat etmesi gerektiği, aksi halde davalı müvekkil şirketin herhangi bir hukuki sorumluğunun kalmayacağı davacıya ihtar edildiğini, davacı ise dava konusu aracı davalı müvekkil şirkete iade etmek ve satış bedelini geri almak amacıyla davalı müvekkil şirkete hiçbir başvuruda bulunmadığını, bu nedenle, davacının dava konusu araç ile ilgili davalı müvekkil şirketten
talep edebileceği hiçbir hak ve alacağı kalmadığını, 6.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Ticari Satış ve Mal Değişimi” başlıklı 23(1-c) maddesi
gereğince alıcı, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiğini, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Dava konusu aracın gizli ayıplı olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için dava konusu aracın gerçekten gizli ayıplı olduğu düşünülse dahi, davacının basiretli bir tacir olarak TKK madde 23 uyarınca 8 günlük süre içerisinde bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediği açıktır. Salt davacının TKK kapsamındaki bildirim yükümlüğünü yerine getirmemesi nedeniyle dahi huzurdaki davanın reddinin gerekmektedir. Zira davacı, aracın davalı
müvekkil şirketten gizli ayıplı bir biçimde satın alındığını ispatlayamamaktadır. Kaldı ki söz konusu aracın davacıya tesliminin ardından kaza geçirmiş veya başka bir nedenle hasar görmüş olması da muhtemeldir. Davacı, aracın gizli ayıplı bir biçimde satın aldığı hususunu kesin bir biçimde ispatlamakla mükellef olduğunu, davacı taraf, —–. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —-sayılı dosyası kapsamında dava konusu araç üzerinde delil tespiti yaptırdığını ve yapılan incelemede aracın satış bedelinden 19.868,75-
TL indirilmesi gerektiğinin tespit edildiğini ifade etmekte olduğunu, öncelikle söz konusu değişik iş dosyasına karara esas alınan bilirkişi raporunun haksız ve çelişkili bir biçimde düzenlendiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, aracın gizli ayıplı olduğu iddiasını kabul anlamına gelmemekle birlikte, raporun yedinci sayfasında, aracın ayıpsız değeri 160.000,00-TL olarak belirlendiğini, araç, müvekkil şirket tarafından 144.500,00-TL’ye satıldığını, bu durumda, aradaki değer kaybının bilirkişi tarafından hesaplanan tutardan daha az olacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı —– cevap dilekçesinden özetle:
müvekkili Şirket, Özel Artırma Hizmetleri Sözleşmesi (“Sözleşme”) ile üyelerine sunmakta olduğu
hizmet kapsamında Satıcı Üyeler tarafından satışa sunulmak istenen araçların kendi online sistemi
üzerinden özel artırma usulü ile Alıcı Üyelere satışına aracılık etmekte olduğunu, bu kapsamda araçların satışı
artırma usulü ile gerçekleştirilmekte olup en yüksek teklifi veren Alıcı Üyeye satış yapılmakta olduğunu, —, sunmakta olduğu bu hizmet kapsamında yalnızca işleme aracılık etmekte
olup Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen Sözleşme’nin 3.22 maddesinde de bu husus açıkça şu şekilde belirtilmiştir;
“Bu Sözleşmedeki hükümler,– için alım satım vaadi oluşturmayacağı, bu şekilde
yorumlanamayacağı gibi, işbu Sözleşme’nin imzalanmış olması —ne satıcı ne de alıcı sıfatı
yüklemez. Üyeler bu hususu peşinen kabul ederler.”
Başka bir deyişle,—- satış işleminin hiçbir surette tarafı olmayıp yalnızca aracı
konumunda olduğunu, bu doğrultuda Davacının taleplerinin muhatabı ise Müvekkil Şirket değil satıcı
konumundaki Diğer Davalı —“Diğer Davalı” veya “—–) olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan —- cevap dilekçesinden özetle:
Müvekkil şirket’in dava konusu aracın satışı bakımından davacıya ve davalı —- karşı
bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Müvekkil Şirket, ikinci el otomobil alım satım platformu olarak —web
sayfasını kurmuş ve işbu platform vasıtasıyla açık artırma usulü ile ikinci el araç piyasalarında güvenilir,
şeffaf ve adil bir satış ortamı yaratmıştır.—-müvekkil şirket bünyesinde; 2013 yılından
itibaren Türkiye’nin 2.el online otomobil açık artırma platformu olarak hizmet vermektedir.
Davalı —-. müvekkil şirketin kurduğu ve faaliyet gösterdiği —–
web sayfası üzerinden, açık arttırma yoluyla satışa çıkarılan ikinci el araçlar için teklif vermenin ön
koşulu olan üyelik sözleşmesi imzalayarak üye olmuş ve artırma/ihale yoluyla satışa sunulan aracı en
yüksek teklifi veren olarak satın almaya hak kazanmış ve akabinde satış işlemi gerçekleştirilmiştir.
Takip eden süreçte ise anladığımız kadarı ile davalı taraf dava konusu aracı davacı tarafa satmış, bu
nedenle de somut davayı tarafımıza ihbar etmiştir. —-olarak sisteme kayıtlı tüm otomobiller hakkında ayrıntılı bir ekspertiz raporu
sunulmaktadır. Bu rapor, bağımsız ve dünyanın en saygın sertifikalandırma kuruluşu olan—
tarafından hazırlanmaktadır. —- ekspertiz raporları, dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de
de tarafsızlığı, profesyonelliği ve güveni simgelemektedir. —-satışa sunulan tüm
otomobiller —ekspertizinden geçerek güvenilir bir şekilde satışa sunulmaktadır. Dava konusu
araç da —ekpertiz raporu ile birlikte satışa sunulmuştur.
Ayrıca, “—–” sloganıyla —- üzerinden satışa sunulan otomobiller için
150 yıllık deneyime sahip bağımsız teknik denetim kuruluşu — onaylı ekspertiz hizmetiyle
otomobillerin yürüyen aksam, kaporta ve boya, elektronik ve elektrik aksam, motor ve mekanik,
doküman ve ekipman, iç mekan, fren sistemi, lastik ve jant kontrollerini gerçekleştirerek mevcut durumu
şeffaf bir şekilde raporlanmaktadır. Siteye üye olan kullanıcılar, istedikleri otomobilin ekspertiz
raporlarını ve farklı açılardan çekilmiş fotoğraflarını da inceleme fırsatı yakalamaktadır.
Öte yandan; —-Üyelik sözleşmesi’nin (“Sözleşme”) 6.6. Maddesi; “Araçların
ekspertiz bilgileri ve fotoğrafları Site’de yer almakta olup, araç çalışır ve halihazır mevcut durumları ile satışa sunulduğundan Üye’nin araca ilişkin bu bilgiler ile araç ile ilgili resmi kayıtlar dahil her türlü
incelemeyi yaparak açık artırmaya veya hemen-al sürecine katıldığı kabul edilmektedir. Satışa konu
araçlar ekspertiz raporuna uygun, olduğu gibi mevcut fiili ve hukuki durumları ile satışa çıkarılmıştır.
Üye, aracın ekspertiz raporunda belirtilen hususlar ile ilgili olarak—- karşı araçta eksiklik, ayıp vs. sebeplerden dolayı herhangi bir itiraz, şikayet, iptal, tazminat ve/veya herhangi bir talepte
bulunmayacağını gayri kabili rücu olarak kabul, beyan ve taahhüt eder.” şeklinde düzenlenmiş olup işbu madde tahtında taraflar, internet sitesi üzerinden yapacakları ikinci el araç alım-satım işlemleri sırasında alım ve satıma konu olacak araçların mevcut fiili ve hukuki durumları hakkında bilgi edinme imkanına sahip olduklarını ve müteakip süreçte araçta bulunan/doğabilecek ayıplardan dolayı Müvekkil Şirket’e
karşı herhangi bir talepte bulunmayacaklarını, talepleri doğrultusunda davanın esastan reddine, ihbar olunan müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, dava konusu araçtaki ayıp sebebiyle uğranılan zararın tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, davalı — sahibi olduğu internet sitesindeki ihale aracılığı ile satışa çıkan diğer davalı — maliki olduğu dava konusu aracı satın aldığını, satış bedeli 04/09/2020 tarihinde — hesabına yatırdığını, satış sözleşmesinin noterde — ile 07/09/2020 tarihinde yapıldığını, dava konusu aracın üçüncü kişiye satışı sırasında yapılan ekspertizde gizli ayıplı olduğunun tespit edildiği, araçtaki ayıp sebebiyle satış sözleşmesinden indirim yapılmasını ve bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ve ihbar olunan, ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—–Sulh Hukuk Mahkemesinin —-sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —- Vergi Dairesinden davacının BA-BS kayıtları celp edimiş, — Esnaf ve Sanatkarlar Odası’ndan davacının esnaf kaydı bilgileri celp edilmiş— Ticaret Odasından davacının gerçek kişi ticari işletme kaydı bilgileri celp edilmiş, —Trafik Tescil Şube Müdürlüğünden dava konusu aracın trafik tescil kayıtları celp edilmiş, 03.10.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu, 01.02.2023 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyetinin 03.10.2022 tarihli raporunda özetle, “…Detayları yukarıda açıklandığı gibi,
Davacı —- tarafından dava konusu —–plakalı otomobil 07.09.2020 tarihinde
satın alınırken gizli ayıplı olduğu;
Dava konusu —- plakalı, —-model, —- marka —–tipi,
26.04.2016 ilk tescil tarihli, —yakıtlı, otomatik vites gizli ayıplı otomobilin 07.09.2020 tarihinde
rayiç değeri 123.500 TL olduğu halde gizli ayıpları gizlenerek 147.500 TL fiyat ile davacıya satıldığı dikkate alındığında davacının 147.500 – 123.500 = 24.000 TL zararı olduğu; davacının 24.000 TL zararını ödeme tarihi 04.09.2020 itibariyle avans faizi ile talep edebileceği; Davacı tarafından talep edilen tampon boya hasar bedelinin aracın ön ve arka tamponun boya hasarının görünür açık ayıp olması nedeni ile talep edilemeyeceği; ayrıca davacı tarafından rayiç değeri 123.500 TL olan araca 1.416 TL tamir masrafı yapılarak 125.000 TL fiyat ile tekrar satıldığı dikkate alındığında tamir masrafların rayiç fiyata eklenmiş olduğu ve tamir masrafları yönünden davacının zararının olmadığı;
Davacının kazanç kaybı yönünden zararının kendisinden fazladan tahsil edilen parayı bankaya
yatırsa alacağı faiz miktarına eşit kabul edilebileceği ve davacının zararının avans faizi ile ödendiği dikkate alındığında ilave kazanç kaybı zararı olmadığı;
Davacının ekspertiz masrafı karşılığı—- Ekspertiz firmasına 28.10.2020 tarihinde ödediği 400 TL tutarın yargılama gideri kapsamında mahkemenin takdirinde olduğu;
Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse;
Davacı ile satıcı —- arasındaki satış sözleşmesine konu aracın gizli ayıplı olması
nedeniyle davacının ilk önce sözleşmeden dönme hakkını kullanmış olduğu, huzurdaki
davada bedel indirimi hakkını kullanmış olduğu, Sayın Mahkemece davacının bildirim külfetini yerine getirmiş olduğu ve ayıba bağlı olarak
bedel indirimi hakkını kullanmasının mümkün olduğu sonucuna varılacak olursa davacının
24.000 TL ve ayıp nedeniyle uğradığı zarar kalemi olarak 400 TL talep edebileceği, bedel
indirim hakkı ilk defa davada kullanılmış olduğundan davacının işlemiş faiz talep
etmesinin mümkün olmadığı, Davacının ayıba bağlı haklarını satıcıya karşı kullanabileceği, satışa aracılık eden tarafa karşı kullanmasının mümkün olmadığı, Faiz, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin Sn Mahkeme’nin takdirinde olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.

Bilirkişi heyetinin 01.02.2023 tarihli ek raporunda özetle, “…Kök raporda ve işbu ek raporda arz ve izah edilen nedenlerle; kök raporda yapılmış
değerlendirmelerin aynen geçerli olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Takdir Sayın Mahkemede
olmak üzere saygı ile arz olunur…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin 17.05.2023 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 25.916,00-TL’ye arttırdığını, buna ilişkin harcı ikmal ettiği görülmüştür.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, tazminat davaları için de geçerlidir. Yani, tazminat davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Eldeki davada, davacı dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu iddia edildiğinden, davacının ayıp iddiasını ve ayıp sebebiyle uğradığı zararı ispat etmesi gerekmekte olup ispat yükü davacı taraftadır. Alıcının ayıba karşı seçimlik hakları TBK 227 maddesinde düzenlenmiş olup; “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere
satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.” denilmektedir.
Somut olayda, davacı tarafından dava konusu aracın ayıplı olması sebebiyle satış satış bedelinde indirim yapılmasını talep edildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için mahkememizce dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, dosyadaki deliller ve belgeler incelenmiş, alınan teknik bilirkişi raporu dikkate alındığında aracın gizli ayıplı olduğu tespit edilmiştir.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu, davacının ayıp sebebiyle uğradığı toplam zararının 24.000,00-TL olduğu, davacı tarafından dava konusu araçtaki ayıbın tespiti için ekspertiz raporu alındıktan sonra (derhal,hemen) ile bildirimde bulunulduğu, bu hususun dosya kapsamında talimat yolu ile dinlenen tanık beyanları ile sabit olduğu ayrıca davacı tarafça davalılara noter yoluyla da bildirimde bulunulduğu, tanık beyanları ve olayın oluş şekli dikkate alındığında davacının ayıp ihbarını süresi içerisinde yerine getirdiği, davacının satış bedelinden indirim talebinin ilk olarak dava yolu ile ileri sürülmesi sebebiyle faizin dava tarihinden itibaren talep edilebileceği, davacının faydalı ve zorunlu masraf taleplerinin yerinde olmadığı, davalıların mahkememizce tespit edilen araçtaki ayıp sebebiyle ortaya çıkan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, 24.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.Her ne kadar davalılardan —-Manhaime şirketi kendine husumet düşmeyeceği ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ise de; dosyadaki delillerden davalının satışa aracılık ettiği, dava konusu aracın alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere gizli ayıplı olduğu anlaşılmakla davalının oluşan zarardan sorumlu olduğu anlaşılmış, davalı —husumete ilişkin itirazlarına ve bilirkişi raporundaki aksi yöndeki tespitlere itibar edilmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (—-BAM— HD. — Esas —- Karar sayılı ilamı)

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-24.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davacının ekspertiz ücreti ve —. SHM değişik iş tespit dosyası masraflarının yargılama gideri olarak hüküm altına alınmasına,
3-Alınması gerekli karar harcı 1.639,44-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 365,74-TL harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 78,00-TL harç olmak üzere toplam 443,74‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.195,7‬0-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 365,74-TL peşin harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 78,00-TL harç olmak üzere toplam 443,74‬-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 252,70-TL tebligat ve müzekkere gideri, 6.000,00-TL bilirkişi ücreti ile —- Sulh Hukuk Mahkemesinin —-iş sayılı dosyasında yapılan 430,00-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 6.750,5‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 6.251,43-TL sinin davalılardan müştereken ve tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,

6-Davalı —- Şirketi tarafından yapılan 85,10-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 6,29-TL sinin davacıdan tahsili ile davalı —ödenmesine, kalan tutarın davalı —- Şirketi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı —-Şirketi tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.259,45-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, kalan 100,55-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Davanın kabul edilen kısmı için davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davanın reddedilen kısmı için davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 1.916,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde—- Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.