Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/36 E. 2022/704 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/36 Esas
KARAR NO : 2022/704

DAVA : İtirazın İptali (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili—- vasıtasıyla —– poliçe numaralı —–imzalandığını, söz konusu poliçe ile müvekkilinin———– sigortalandığını —– eklendiğini, sigorta —- kendi hatası —– ——— tarihi olarak gösterdiğini, poliçede hasat tarihinin ——– gösterildiğini ancak—— ayında yapıldığını, poliçenin hatalı doldurulduğunu ve müvekkilinin zarara uğratıldığını, yine poliçe incelendiğinde—-kalan prim için ise—— —yapıldığını, hatalı yapılan poliçenin 28/11/2018 tarihinde bittiğini ancak müvekkilinin bakiye prim ödemesinin— istenildiğini, bu hususun da davalıların hatalı poliçe ile müvekkilini zarara uğrattığını gösterdiğini,—— ——- olayları gerçekleştiğini ve —- alınamadığını, müvekkilinin sigortalattığı ——- şirketinden tahsil ettiğini ancak —– —– hatası nedeniyle bitiş tarihinin yanlış gösterilen taşınmazında yaşanan —- olayının neticesinde zararını sigortadan karşılayamadığını, müvekkilinin——- yaptığı başvuruların hepsinin sonuçsuz kaldığını,—- hatasını kabul ettiğini, sehven böyle bir durum olduğunu belirttiğini ancak yapabilecek bir şeylerinin olmadığını belirtiğini, —- olaylarının her yılın aralık ayında gerçekleştiği —-bitiş tarihli poliçenin müvekkiline hiç bir yararının olmadığını ve zarara uğrattığının sabit olduğunu, müvekkilinin—— hasar tespiti talebinde bulunduğunu ve dosyadan alınan —- bilirkişi ek raporu ile müvekkilinin uğradığı zararın yaklaşık —- miktarının da —– olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin davalılar aleyhine— dosyasıyla icra takibi başlattığını, davalıların haksız ve mesnetsiz şekilde borca itiraz ettiklerini ve icra takibini durdurduklarını, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını belirterek, davalıların itirazının iptali ile —— dosyasındaki takibin devamına, davalılar aleyhine takip miktarı üzerinden mahkemece takdir edilecek (en az % 20 oranında) icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı—–vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davaya konu poliçelerde —– bulunduğunu, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından öncelikle —- muvafakatinin alınması, aksi takdirde,—– içtiahdı uyarınca davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, dava konusu ürünlerde herhangi bir hasar olmadığını, davacının talebinin poliçe teminatı dışında olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı—–tarafından davaya cevap verilmediği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava,——tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 1453. maddesi uyarınca malı rehin alan kimse o mal üzerindeki menfaatini ——- ettirebileceği gibi, aynı yasanın 1406. maddesi uyarınca bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. Yine TTK’nın 1456/1. maddesinde “Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, —- kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin ——üzerinde de devam eder” düzenlemesine; 1456/2. maddesinde ise “Sigortacıya,—– bulunduğu bildirildiği takdirde, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacı—- ödeyemez. Ayni hakkın ——– alenileştiği veya sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek yoktur. Sigortalı menfaate konu malın tamiri veya eski hâline getirilmesi amacıyla ve teminat gösterilmesi şartıyla, tazminat sigortalıya ödenebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi uyarınca,——– öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatının alınması gereklidir.
Böyle bir durumda, sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğundan —- tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigorta ettiren, ancak sigortalı malın dain ve mürtehini olan ve—- edilenin açık muvafakatını almak suretiyle sigortadan, kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat istemek hakkına sahip olur. Öncelikle talep hakkının rehin hakkı sahibinde olması, — rehin hakkı sahibine ödenmesi gerektiği durumda, rehin hakkı sahibinin muvafakatinin bulunması halinde sigortalıya sigorta bedeli ödenebilir. Bu durumda dava açma hakkı da öncelikle rehin hakkı sahibinde olduğundan bir dava şartı olarak aktif dava ehliyeti olan davacı sıfatının da rehin hakkı sahibinde olduğu, buna karşın daini mürtehinin —- şartın yerine getirilmiş sayılacağı——ile de ortaya konulmuştur.
Somut olayda; davaya ——- poliçesinde, dava dışı ———————-sıfatı ile hak sahibi olduğu görülmekte olup, davacının —– dayanarak tazminat talebinde bulunabilmesi için, ——— bu konuda açık muvafakatının alınması gerektiği gözetilerek, dava dışı bankaya yazı yazılmış, gelen cevaba göre, bankanın hasar bedelinin davacıya ödenmesine muvafakatinin olmadığı anlaşıldığından, husumet yokluğundan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davacının davasının HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE
2-Davacı tarafça yapılan masrafların, uhdesinde bırakılmasına
3-Davalılar tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.545,16 TL’den, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar harcının mahsubu ile, bakiye 2.464,46‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE
5—– göre belirlenen ve yargılama giderlerinden olan——- davalıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA
6-Davalı —— temsil edildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A—- maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine
7-Taraflarca yatırılan gider avansının bakiye kısmının, karar kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflara iadesine
Dair, davacı vekilinin vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.