Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/359 E. 2021/1110 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/359 Esas
KARAR NO : 2021/1110

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 01/06/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı .—– davalı .—- sayılı — davalı ….——- olarak çalışan müvekkili .—- davacıların babaları——– yaptığını, davacılar —– kazada vefat ettiğini, müvekkillerinin vefat eden tarafından —- gelirinden başka bir gelirinin olmadığını, — davacı …—- olmadığını, müvekkillerinin kendileri ve ailenin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürdüğünü, dava için gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olmaları nedeniyle —- manevi tazminat talep ettiğini, fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla şimdilik—— olmak üzere toplam —— destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi itibariyle işleyecek——- davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği ancak davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, ————–desteğinden yoksun kalan davacıların destekten yoksun —- maddi ve manevi —- ilişkindir. Davacı ..—– meydana gelen kaza neticesinde vefat —— eşi diğer davacılar ise çocukları olup, müteveffanın çalışanı olduğu davalı ….—– aracın —– düzenleyen davalı …—– olması dolasıyla, diğer davalı …—— davalının çalışanı olması ve davalının işveren —- ve sorumlu olması dolasıyla maddi tazminatın( destekten yoksun kalma) ve manevi tazminatın istemi ile dava açmışlardır.
Dava basit yargılama usulüne tabi olup —- ve yöntemine uygun olarak ön inceleme duruşması yapılarak taraf iddia ve savunmaları kapsamında öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 7036 sayılı Kanunun 5.maddesinde iş mahkemesinin —- —– Mahkemeleri “a)5953 sayılı —–854 sayılı Kanuna ———– —– düzenlenen ———– arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, b)İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanun’un geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere ———- kaynaklanan uyuşmazlıklara, c)Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara ilişkin dava ve işlere bakar.” şeklinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre; işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya kanundan kaynaklı her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Maddede belirtildiği üzere, iş mahkemesinin görevli olabilmesi için uyuşmazlığın taraflarının işçi ve işveren veya işveren—– kanunundan kaynaklanması koşuldur. Yine 4857 sayılı Kanunu’nun 1.maddesinde kanunun kapsamı belirtilerek, “Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak —– sorumluluklarını düzenlemektir. Bu kanun, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu —- konularına bakılmaksızın uygulanır.” denilmektedir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1483/1. maddesinde, sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında —-yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş; aynı Kanun’un 4/1-a maddesinde, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’de öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. TTK’nin 5. maddesi ise aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemelerinin, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Yasal açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacılar tarafından, haksız fiil teşkil eden kazadan kaynaklı maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak işveren ve trafik sigortacısı olan —- dava açılmıştır. Kazaya ilişkin ceza dosyası incelendiğinde—- davalı …——– olarak çalıştığı,—— esnada aracın sevk ve idaresini kaybederek—- vefat ettiği, ölenin işçi ve olayın yaptığı iş sırasında meydana gelmesi sebebi ile iş kazası olduğu, ölenin asli davalı —–olduğunun raporlarla belirlendiği gerekçesiyle—- taksirle ölüme —- hüküm kurulduğu ve kararın kesinleştiği görülmüştür. Kazanın gerçekleşme şekli ve ceza dosyası birlikte değerlendirildiğinde iş kazası olduğu ve davacının da işverenin ceza dosyası ile kusurlu olduğunun tespiti karşısında mahkememizde davanın açıldığı görülmekle, kazanın iş kazası niteliğinde olması ve işverene karşı da sorumlu olduğu iddia edilen—– dava açılması durumunda uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görülmesi gerektiği, her ne kadar sigorta şirketi yönünden mahkememiz görevli ise de aynı davada, bir kısım davalılar hakkında genel mahkemenin, diğer davalılar hakkında ise uzman olan —– mahkemenin görevli bulunması halinde, uyuşmazlık aynı olaydan kaynaklanıyor ve zarar tek ise ya da taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunuyorsa; sözkonusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında “Yargılama usûlüne” ilişkin esaslı farklılıklar bulunmaması kaydıyla, bütün taraflar ve talepler yönünden——- yargılama yaparak uyuşmazlığın çözülmesi, bu hususun hukukun öngörülebilir olmasının, usûl ekonomisinin ve davaların makul süre içinde bitirilmesi yükümlülüğünün de gereği olduğu anlaşılmakla , her iki davalı yönünden mahkememiz görevli olmadığı, — mahkemeleri olduğu sonucuna varılmıştır.
Nitekim —— —- kararında——— işveren ile birlikte bu kişiler aleyhine de dava açılması durumunda dava yine iş mahkemelerinde görülür. İşverenin kusurlu olup olmadığı sonuca etkili değildir. İş kazasında, yalnızca işveren ve vekili dışındaki kişiler dava edilirse iş mahkemeleri görevli değildir. ” denildiği yine —- sayılı kararına konu uyuşmazlıkta; ”…Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesindeki anlatımdan trafik kazasının gerçekleştiği tarihte destek —– davalı—- çalışanı olduğu anlaşılmaktadır. İşçi,—– zarara uğratırsa bu eyleminden dolayı kusuru oranında —sorumludur. Bu durumda işçi ile işveren arasında oluşan bir ihtilaf bulunduğundan uyuşmazlığın çözümünde İş Kanunu hükümleri uygulanacağı için İş Mahkemeleri görevli olacaktır. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davanın İş Mahkemesinde görülmesi gerektiği için İş Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek kararı verilmesi doğru olmamıştır” denilerek ticaret mahkemesinin vermiş olduğu kararın kaldırıldığı görülmüştür.
Açıklanan hukuki gerekçeler ile emsal nitelikte Bölge Adliye Mahkemesi kararları ve mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kurallarının kamu düzenine ilişkin olup görev itirazı yargılamanın her aşamasında, usul hukukuna ilişkin hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın taraflarca ileri sürülebileceği gibi, davaya bakan mahkeme de, bu yönde bir itiraz olmasa bile, görevli olup olmadığını kendiliğinden değerlendirmekle yükümlü olup her davanın, usul hukukunun kamu düzenine ilişkin kurallarının gösterdiği görevli mahkeme hangisi ise, orada görüleceği ve bu konuda kazanılmış hak da olmayacağı göz önüne alınarak eldeki davada mahkememizin görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözümünde İş Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin İş Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114 (1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115 (2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli —– MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak; davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.