Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/358 E. 2022/335 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/358 Esas
KARAR NO : 2022/335

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——– müvekkil şirket ile bir sözleşme akdetmiş ve Diğer Davalı …— mülkiyetindeki —— ———- ettiğini, zira davalı şirketin müvekkil şirket’e satış yapması amacıyla zaman zaman çeşitli araçlar getirdiğini, başka——- davalı şirketin, müvekkil şirket ile ticari ilişki içerisinde olduğunu, tarafların anlaşmaları ——- ile davalı …—- kayıtlı ——– hususi araç müvekkil şirkete satıldığını, —- sektöründe de faaliyet gösteren müvekkil şirketin,—- numaralı —- şirket adına kayıtlı dava konusu araç dava dışı—– satıldığını dava konusu aracın müşteriye satış ve tesliminden sonra aracın üzerinde yapılan kontrollerde motor arıza ışığının sürekli yandığı ve aracın sorun çıkardığının tespit edildiği, aracın iade alınmasının talep edildiği, müşteriden müvekkil şirkete gelen bildirim ve şikayete istinaden bilirkişi raporu tanzim ettirildiği,—- numaralı evrakı ile tutanak altına alındığı, hazırlanan rapor’da şu tespitlere yer verildiği; aracın üzerinde yapılan kontrollerde — yanmasından kaynaklı——– yapıldığının tespit edildiği, —-devam etmesi sonucunda—– yapılmış ve temizlik aşamasında —- tespit edildiği, onarım maliyeti: ———- —- alınan bilgiye göre aracın teslimatının ardından alıcı aracının — ışığının yandığı ile ilgili şikayette bulunulduğu, araç üzerinde yapılan incelemede—– değişmesi gerektiğine varıldığı, aracın onarım maliyeti— hesaplandığı, yapılan incelemede araç üzerinde oluşan arızanın—– önce gerçekleştiği kanaatine varıldığı,— — masrafı yapıldığını, önemle belirtmek gerekir ki; bu ayıplar bakımından müvekkil şirket’in –bulunmadığı, raporla da bu hususun açıkça ortaya koyulduğu, ancak müşterinin —- söz ——-ve yapılan incelemeler neticesinde dava konusu araçta hem hukuki ve ticari sorumluluk kapsamında hem de müşteri memnuniyeti adına dava konusu —- — alındığı, ancak müvekkil şirketin davalılarla yapılan — gizli ayıbı gizlemesi sebebiyle —- olduğu,—-nezdinde zedelenmiş tüm bunların yanı sıra maddi olarak zarara uğradığı, dava konusu araç süre içerisinde yeniden satışa konu edilmek istendiği ancak araçtaki ayıplar sebebi değerinde ciddi bir azalma meydana geldiği, daha sonra, —- ile dava konusu ayıplı araç bir diğer dava dışı—- satıldığı, önemle belirtmek gerektiğini; müvekkil şirket’in aracı iade — olduğu, bu bağlamda; müvekkil şirket’in davalılarla yaptığı — davalıların araçtaki gizli ayıbını gizlemesi nedeniyle 19.400 TL zarara uğradığı, söz konusu bedellerin dilekçeleri ekindeki faturalarla da sabit olduğu, bunun yanı sıra araç için ödenen bilirkişi tespit bedelinin ise — onarım masrafı, 272,63 TL noter araç satış masrafı yapıldığı, bu masrafların ve tüm faturaların da dilekçeleri ekinde mevcut olduğunu, toplam— olduğunu, aracın ruhsatı da dilekçeleri ekinde mevcut olduğunu,—– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı —– ve diğer Davalı ….—– tahsili gerektiği, nitekim davalı —– tacir olduğunu ve ticari —– konusu olduğunu, öte yandan, sözleşmenin sorumluluk başlıklı 6. Maddesi tahtında özetle; “—– —— ve talepler neticesinde —– durumunda alıcıların araçları incelenerek —-ödemek durumunda kalacağı her türlü tazminat, zarar, araç bedeli, uzlaşma bedeli, faiz vekalet ücreti, yargılama giderleri — dahil olmak üzere —– saklı olduğu,—–yetkisini kabul edeceğini, müşterinin, bu nedenlerle —– bedeli de dahil olmak üzere —- bedel/tazminat talep edemeyeceğini” yönünde hüküm mevcut olduğunu, bu minvalde, müvekkil şirket’in uğradığı zararların davalı —- ve araç sahibi diğer davalı —–ile birlikte iadesi, — görüşmesi de yapıldığı ancak gösterilen tüm çabaya rağmen davalı şirket ile anlaşma sağlanamadığı, müvekkil —– dava konusu araçta yaptığı onarım —- tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte davalı şirketten ve davalı …—— tahsil edilerek müvekkil şirket’e verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu araçla ile ilgili, müvekkil firma ile davacı —- arasında bir satış işlemi bulunduğu iddialarını kabul etmemekle birlikte, davanın kabulü halinde her iki tarafın da tacir olduğu ve yapılan işinde ticari iş için yapıldığı dikkatte alındığında, taraflar yönünde ticaret kanunun uygulanması gerektiği —- olduğunu, —; davacının aracı 29.09.2020 tarihinde —- satın almış ve yine aynı gün—- sattığını, daha sonra —- iddiası ile —- tarihinde davacı firmaya iade edildiğini, davacı firma—— bilirkişi marifeti ile incelettiğini ve aracın ———– arıza olduğuna dair tespit yapıldığını, bu arızanın tamir edilmesi akabinde ise aracın 30.12.2020 tarihinde—-yapıldığını, davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği aracı — satın almadan önce yahut aldıktan sonra kanun kendisine öngördüğü süre içerisinde ekspertiz yaptığına dair bir rapor dosyaya sunulmadığı, yine, davacının tacir olarak kanunu kendisine öngörmüş olduğu (8gün) süre içerisinde aracı incelenmesi yahut incelettirmesi gerekirken, alıcının bu inceleme ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediği aşikar olduğu, kaldı ki, aldığında inceleme yükümlülüğünü yerine getirdiği yahut ayıbın gizli ayıp olması nedeni ile daha sonra ortaya çıktığı kabul edilse dahi, davacı — tarihinin — tespiti için 18.11.2020 tarihinde bilirkişi raporunun hazırlanmış olduğu dikkate alındığında ayıbı en geç bu tarihte öğrendiği kabul edilmesi gerektiği, yani, davacı ayıbı öğrendikten sonra müvekkil firmaya — bulunması gerekirken, süresi içerisinde bir bildirimde bulunmadığı, nitekim, dava dilekçesinde de müvekkil firmaya bildirimde bulunulduğuna dair herhangi bir ihtar evrakı dosyaya sunulmadığı beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, dava konusu araçtaki ayıp sebebiyle uğranılan zararın davalılardan tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, dava konusu—– plakalı davalı …—kayıtlı aracın davalılardan satın alındığını, dava konusu aracın —- ışığının yanması sebebiyle ayıplı olduğunu, dava dışı müşteriye satılan aracın ayıplı olması sebebiyle iade alındığını, araçtaki —– sebebiyle dava dışı üçüncü kişiden —- uğradığını, uğranılan zararın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, — sayılı İcra Dosyası UYAP üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —- kaydı——ortamından alınarak dosyaya eklenmiş, 26/12/2021 havale tarihli bilirkişi heyet raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— havale tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, “…1. Davacı …—- —- birisi olduğu, —–şartlarında ömrünü tüketebileceğini bilmemesinin mümkün olamayacağı, —- aracın her an böyle bir arıza verebileceğinin beklenilmesi gerektiği, davaya konu olayda gizli veya açık ayıp olmadığı, bu nedenle——- kullanmasının mümkün olmadığı, 2. Davalı satıcı …—- davaya konu olayda sorumluluğunun olmadığı, diğer davalı—- satış sözleşmesinin tarafı olmadığı,…”—- görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, tazminat davaları için de geçerlidir. Yani, tazminat davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, —- uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Taraflar arasında dava konusu aracın satışı sebebiyle ticari ilişki bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise davacı dava dışı üçüncü kişiden iade alınması sebebiyle zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise miktarının tespiti ile bu zarardan davalıların sorumlu olup olmadığının tespiti noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Eldeki dava da, davacı tarafından dava konusu aracın ayıplı olduğunun yöntemince ispat edilmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Mahkememizce taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi için dosya alanında uzman bilirkişi —–tevdi edilmiş, alınan bilirkişi raporunda; dava konusu araçtaki ——————tükenmesinin —–olduğu, —– aracın her an böyle bir arıza verebileceğinin beklenilmesi gerektiği, davaya konu olayda gizli veya açık ayıp olmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi heyet raporu ile yapılan tespitin dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun olduğu değerlendirilmiş, raporun hükme esas alınması gerektiği kanaatine ulaşılmış, davacının ayıp iddiasını yöntemince ispat edememesi sebebiyle davalı … yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili tarafından bilirkişi heyet raporuna itiraz edilmiş ise de; dava konusu aracın—– araçtaki arızanın kullanıma bağlı —- olduğu, bu tespitin dosya kapsamına ve olayın oluş şekli ile —- akışına daha uygun olduğu, ayıp olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, davalı—- bir taahüttünün bulunmadığı anlaşılmakla davacı itirazlarına itibar edilmemiştir. (—- Karar sayılı ilamı)
Davacı tarafın dava dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu davalılardan ——- sözleşme incelendiğinde, bu sözleşmenin —-üzerinden araç satışına ilişkin temelinde vekâlet sözleşmesi edimlerini içeren bir sözleşme olduğu, satış konusu araca ilişkin olmadığı, davacının satış sözleşmesi kaynaklı ayıba bağlı haklarını satış sözleşmesinin tarafı olmayan davalı —- karşı ileri sürmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla davalı —- yönünden davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …—– davanın esastan REDDİNE,
2-Davalı …—- davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile artan 21,40 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca —– davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı …—-davalı ….— vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—-. 13/2-3 maddesindeki esaslara——-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı —— yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.