Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/349 E. 2021/1157 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/349 Esas
KARAR NO: 2021/1157
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 27/05/2021
KARAR TARİHİ: 07/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle;
Huzurdaki dava davacı şirket tarafından ,dava dışı üçüncü kişiye\ kişilere ödenen tazminatın davalı sigortalıdan tazmini talebine yönelik olup sigortalı bir şirkettir—- gereğince somut uyuşmazlığa bakmaya görevli mahkeme— plakalı aracının risklerinin teminat altına alındığı, — kavşağına geldiği esnada aracının sol ön yan kısımlarına davalıya ait —- istikametine seyrederken aracın ön kısımları ile çarpmış ve—– düzenlenen araçların hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak kuralını ihlal ettiğinden bahisle tali kusurlu olduğu, karşı araç sürücüsünün ise asli kusurlu olduğu tespit edilmiştir. —- tarafından yapılan alkol ölçümü ile sigortalı araç sürücüsünün—- alkollü olduğu belirlendiği, davalıya ait aracın sürücüsü kazanın meydana gelmesinde tali kusurlu olduğundan ve alkollü şekilde araç kullandığından davalı malik/işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan %25’lik kusur oranında sorumlu olduğu ,somut olayda, usule uygun şekilde icra takibi yapılmış olup davalı haksız olarak icra takibine itirazda bulunmuştur. Yukarıda değinilen kaza tespit tutanağı, alkol raporu, uzman raporu, fatura ve ödeme dekontları birlikte değerlendirildiğinde davalının haksız olduğu sabittir. Aynı zamanda takip konusu alacak likittir. İİK madde 67. hükmü gereğince, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiği, açıklanan nedenlerle davalının malvarlığı üzerine öncelikle teminatsız, aksi takdirde uygun bir teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, davalının icra takibine vaki haksız itirazlarının iptali ile takibin —– üzerinden; icra inkar tazminatı, ticari faiz, yargılama harç ve masrafları eklenerek birlikte devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde; Huzurda ikame eylenen davada asliye ticaret mahkemeleri görevli olmayıp tüketici mahkemeleri görevli olduğundan ötürü de sayın mahkemeniz görevli olmayıp görevsizlik yönünde karar vermesi gerektiği, huzurdaki dava süresince de açılmamış olup tabii olarak zaman aşımı itirazlarımızı da iş bu dilekçemiz ile sayın mahkemenize bildirmekteyiz. Zira huzurdaki davanın iki yıllık müddette açılması gerekmekte idi. İşbu sebepten huzurda açılan haksız davanın reddi yönünde karar verilmesi gerektiği, söz konusu kaza tarihinde araç sürücüsü —–, davacı şirkette çalışmakta olup kazanın gerçekleştiği gün ve saatte ise davacı şirket ile ilgili bir faaliyette bulunmadığından ötürü davacı şirketin sorumluluğuna gidilebilmesi mümkün değildir. Zira sırf araç davacı şirket adına kayıtlı diye davacı şirketin sorumluluğuna gidilebilmesi usule ve yasaya aykırı olduğu gibi hakkaniyet ilkelerine de aykırı olduğu, araç sürücüsü —–olup davacı şirket yönünde husumet yokluğu söz konusu olup davacı şirkete huzurdaki davanın yöneltilemeyeceği açık ve sarihtir. Dolayısıyla da davacı şirketin huzurdaki davada taraf ehliyeti bulunmadığından davacı şirket aleyhine açıla davanın reddi yönünde karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle, —— takibine davalının yapmış olduğu itirazın İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki uyuşmazlığın, — plakalı araç için ödenen hasar bedelinin davalı/sigortalısının alkollü olması sebebiyle sorumlu olup olmadığı,—— davacının, davalı sigortalısına oluşan zararı rücu hakkının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktarının tespiti ile davalı tarafça icra takibine vaki itirazın ——gereğince iptali ve icra inkar tazminat şartlarının oluşup oluşmadığının tespiti noktasında toplandığı anlaşıldı.
İtirazın iptali istemine konu,—- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —- alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya —tebliğ edildiği, davanın —– asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Zamanaşımı defi davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez. —— Borcu ortadan kaldırmamakla birlikte, yerine getirmekten kaçınma yetkisi veren zamanaşımı defi, ancak, bunu ileri süren taraf yönünden sonuç doğurmakta, bir başka anlatımla, Mahkemece, kendiliğinden gözetilemeyen zamanaşımı defi, yasal süresinde ileri sürüldüğü takdirde değerlendirmeye alınabilmekte daha açık bir ifade ile zamanaşımı defi ancak bunu ileri süren taraf lehine hukuki sonuç doğurmaktadır.
2918 sayılı KTK’nın 109/1-4 maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak — yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak—- içerisinde zamanaşımına uğrar denilerek motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikten başlayarak — yılda zamanaşımına uğrar” düzenlemesi ve TBK’nın 154/2 maddesinde ise icra takip dosyasına yapılacak her alep ile zamanaşımı süresinin yeniden işlemeye başlayacağına ilişkin hükmünün bulunduğu, somut olayda, davalı süresinde zamanaşımı defini ileri sürdüğü görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenler, ilgili yasal düzenlemeler, icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça —– sayılı yasa kapsamında rücu talepli icra takibi başlattığı, bu tarihte zamanaşımının kesildiği, davalının icra takibine süresi içerisinde itiraz ettiği ancak iş bu davayı — yıllık zamanaşımı süresinden sonra ——- açtığı, davacının süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunduğu değerlendirilerek davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 44,63 TL harcın karar kesinle talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde —————— Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/12/2021