Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/343 E. 2023/232 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/343 Esas
KARAR NO: 2023/232
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2021
KARAR TARİHİ: 07/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin bilgisayar, yazılım vs. sistemlerin ithalatını ve toptan satıcılığı yapmakta olup, davalı da müvekkili şirketten bir takım işletim sistemleri ve yazılımlar satın almış ve kendi şirketinde kullanmış olduğunu, fakat son dönemde satın almış olduğu ürünlerle ilgili düzenlenmiş olan 8 adet fatura bedelini, faturaların üzerindeki vade tarihleri aşıldığı halde ödememiş olup, bunun üzerine, genel haciz yolu ile icra takibi başlatılmış, borçlu, icra takibine itirazda bulunarak borçlarını kabul etmemiş ve takibi durdurmuş, İtirazlarında özetle, borcu ve ferilerini kabul etmediğini beyan etmiş olduğunu, faturalara konu ürünler yazılımlardan ibaret olup, Yazılımlar ise, eskisi gibi fiziken (CD gibi bir depolama ünitesi içerisinde) teslim edilmemekte, sadece satılan ürünün lisans şifresi elektronik ortamda son kullanıcıya teslim edilmekte olduğunu, Son kullanıcı satın aldığı yazılımı kurulum yapılacak cihaza indirmekte ve kurulum sırasında satın aldığı şifreyi girerek yazılımı kullanmaya başlamakta ve bu süreç ise elektronik ortamda tespit edilebilmekte olduğunu, netice itibariyle borçlunun itirazları, haksız ve kötü niyetli itirazlar olup, davacı şirketin alacağı ise likit ve her türlü yasal dayanağı haiz olduğunu, davadan önce dava şartı olması nedeniyle arabuluculuk müessesesine müracaat edilmişse de borçlu ile anlaşma sağlanamadığını iddia ederek, davalının, vaki İtirazının asıl alacaklar yönünden iptaline, Alacağın, takip tarihinden itibaren —— faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, alacağın likit ve itirazın kötüniyetle yapılmış olması sebebiyle, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.

SAVUNMA: Davalı vekili tarafından gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın diğer taleplerini kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile, müvekkili şirketin dava dilekçesinde ve ödeme emrinde belirtildiği şekilde borcu bulunmamakta olup, takibe konu faturalar içeriğinden dayanağından dolayı müvekkilinin takip talebinde alacaklı olarak gözüken davacı tarafa hiçbir borcunun mevcut olmadığını, faiz başlangıç tarihinin neye göre saptandığı, hangi tarihler arası faiz işletildiği açıklanmamış olup, bu itibarla, hangi dönemi kapsadığı belli olmayan işlemiş ve işleyecek faize itiraz edilmiş olduğunu, davacı tarafın iddiasının aksine alacağın 9620 si oranında icra inkâr tazminatı şartları oluşmamış olduğunu, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması/borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekmekte olup, bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemeyeceğini, alacağın tayini taraf defter ve kayıtlar üzerinde yapılacak inceleme ve alınacak uzman bilirkişi raporu doğrultusunda mahkemenin takdirinde bulunmakta olup dava konusu alacağın bu itibarla likit ve belirlenebilir olmadığını, öte yandan müvekkili şirketin takibe konu edilen fatura alacağından, cari ilişkiden, vs. dolayı herhangi bir borcu da mevcut olmayıp, davacı tarafın alacağını ispat etmek zorunda olduğunu, takip dayanağının tarafların cari kayıtlarına ve ticari defterlerine işlenip işlenmediği belirlenmeksizin karar verilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olacağını, gerek icra dosyasına gerekse huzurdaki davaya davacının alacağını kanıtlar ve ispatlar nitelikte sunulan herhangi bir delil ve belge bulunmayıp davacı tarafın bu yönde yapacağı açıklamalara ve sunacağı delillere karşı delil ve belge sunma hakkını saklı tutmakta olduklarını, davacı taraf, dava dilekçesinde müvekkil şirkete fatura kestiğini ve bu faturadan cari hesap ekstresine işlenmesi sebebiyle müvekkili şirketten alacağı olduğunu iddia etmiş olup, öncelikle belirtmek gerekir ki faturanın bir alacağın varlığını ispat etmekte tek başına yeterli bir delil niteliğini haiz olmadığını, yine, söz konusu fatura alacağına ilişkin ispat külfeti davacı tarafta olup alacak miktarının dayanak noktasını teşkil eden faturaların ispat niteliği bulunmadığını, taraflar arasındaki akdi ilişkiye yönelik düzenlenen faturanın bir alacağı ispatlar nitelikle olması için Türk Ticaret Kanunu madde 23/2 uyarınca faturanın karşı tarafa tebliği ve bu tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde faturaya itiraz edilmemiş olması gerekmekte olup, aksi takdirde söz konusu faturaların mahkeme önünde takibe konu borcu ispat eder niteliğinin yok sayılacağını, TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile, faturanın özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine getirilmiş olup, bu karinenin faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymakta olduğunu savunarak, davalı şirketin herhangi bir borcunun bulunmaması sebebiyle davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle,———- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın, taraflar arasında yazılım hizmet ilişkisine dayalı ticari ilişki kapsamında fatura alacağına istinaden başlatılan takip tarihi itibari ile davacının davalıdan muaccel bir alacağın bulunup bulunmadığı varsa miktarı, bu kapsamda itirazın iptali, icra inkar/kötü niyet tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında ihtilaf bulunduğu tespit edilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu,—– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz dosya davacısı, borçlusunun mahkememiz davalısı olduğu, takibin 7.143,73-TL asıl alacak ve alacağa işletilmiş faizlerin tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, davanın 26/05/2021 tarihinde 6.715,75-TL asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 18/01/2022 tarihli ara kararı gereği davanın niteliği gereğince taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK 83-85.maddeleri ile HMK 222.maddesi uyarınca her iki tarafın 2020 yılına ilişkin tüm yasal ticari defterleri (defteri kebir, yevmiye, envanter defterleri ile ve var ise muavin kayıtları ve dayanak belgeleri) üzerinde Mahkememizce resen seçilecek bir yazılım konusunda uzman bilirkişiye tevdine dair karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 27/10/2022 tarihli raporda özetle; davacı Şirketin Usul ve Yasaya uygun tutulan ve sahipleri lehine delil olabilme niteliği taşıyan Ticari Defterlerindeki kayıtları üzerinde yapılan incelemeler çerçevesinde yukarıda yapmış bulunduğumuz açıklamalar sonucunda, 6100 sayılı HMK” nın 266/c. 2. Hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir, tavsif, İcra Tazminatı ve Taleple Bağlılığın takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacı Şirketin 6.715,75 TL asıl alacak talebi üzerinden Kısmi İtirazın İptali istemi ile davalı şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında davacı Şirketin Takip/Dava Tarihi İtibarıyla Davalı Şirketten, Takip Müstenidi 8 Adet faturadan kaynaklanan ve talebi gibi 6.715,75 tl asıl alacağı bulunduğu sonuç ve kanaatine ilişkin rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan tüm deliller ile alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında yazılım hizmeti verilmesine dayalı ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafın 8 adet satış faturasını takibe konu ettiği, taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından mahkememizce yapılan ticari defter ve dayanaklarının incelenmesinde davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtların usulünce tutulduğu, takipe konu ettiği faturaların ticari defterlerde davalı adına borç olarak kayıtlı olduğu, davalı tarafça herhangi bir ödemenin tespit edilmediği, yine davalının ise ticari defter ve dayanaklarını mahkememiz incelemesine sunmadığı, davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden davalı tarafın ticari defterlerinin incelenemediği, davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın ticari defter kayıtlarının karşılaştırılamadığı, ispat yükü kendisine düşen davacı tarafın defterleri ile alacağını ispatladığı varsa bir ödemenin davalı tarafça ispatlanması gerektiği ancak davalının ispat şartını yerine getiremediği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının ——–esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin aynen devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 458,75-TL harçtan başlangıçta alınan 78,97-TL harcın mahsubu ile kalan 379,78-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 78,97-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-TTK 56/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 89,95-TL tebligat ve posta gideri ile 2.000-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.149,25-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 6.715,75-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi..07/03/2023