Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/336 E. 2021/689 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/336 Esas
KARAR NO : 2021/689

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/05/2021
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava ————– müvekkili sigorta şirketi nezdinde ——ile sigortalı olduğunu, sigortalı ortak alanın– meydana gelen yer çökmesi nedeniyle hasar oluştuğunu, zararın müvekkili şirketçe tazmin edildiğini, hasar nedeniyle müvekkili şirket tarafından sigortalısına — meydana gelen hadise sonucunda —- Cumhuriyet Başsavcılığı tarafında soruşturma başlatıldığını, soruşturma dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda davalı şirketin çalışanlarının asli kusurlu olduğunu belirtildiğini, müvekkili tarafından ——- İcra Müdürlüğünün– esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından takibe itiraz edildiğini, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, itirazın iptaline takibin devamına, davalılardan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davacının sigortalısına — tarihinde meydana gelen yer çökmesi nedeni ile oluşan zararı sigortalısına ödeyen davacının, hasara sebebiyet verdiği iddiasıyla davalılardan rücuen tazminatın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
TTK.’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, ——- niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının —— sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Davacının sigortalısı ise ——- — Burada davacı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme sigorta poliçesine dayalı olup ödeme yapmasının sebebi sigortalısı dava dışı ——————- olup ödemeyi yapmış ve onun haklarına halef olmuşsa artık yapılan ödemenin davalılardan tahsili istemi de yine onun haklarına halef olması sıfatıyla rücuen tahsil istemidir. Dolayısıyla dava dışı sigortalı davalılara karşı bu davayı hangi mahkemede açacaksa davacı sigorta şirketinin de o mahkemede davayı açması gerekmektedir. Nitekim Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da davalarda yargılamanın temel ilişkiye göre yapılacağı, (Yargıtay—– ) hususu vurgulanmıştır.
Yargıtay —. Hukuk Dairesinin —- karar ile —- esas ve —- karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir.
Somut olayda davalı taraflar tacir olmakla birlikte, davacının sigortalısı—-tacir değildir. Nitekim somut uyuşmazlıkla benzer olaylarda Yargıtay —. Hukuk Dairesinin —— Karar sayılı kararında yine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ———-.Hukuk Dairesinin ——— Karar sayılı kararlarında site yönetiminin tacir olmadığı hususu vurgulanmıştır.
Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, dava dışı sigortalının tacir olmadığı, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, yine dava dışı sigortalı ile davalılar arasında uyuşmazlığın niteliğine göre tüketici işleminden de söz edilemeyeceği göz önüne alınarak, uyuşmazlığın çözüm ve görüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu ve mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, görev hususunun dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınabileceği ve usul ekonomisi ilkesi de göz önünde bulundurularak davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK’nun 114 (1) /c maddesinin yollaması ile HMK’nun 115 (2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli — ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 (2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair; tarafların yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Mahkemeleri İstinaf yasa yolu açık olmak üzere. Açıkça okunup, usulen anlatıldı.