Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/323 E. 2022/230 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/323 Esas
KARAR NO : 2022/230

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 14/09/2011
KARAR TARİHİ : 22/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkili şirketin —– aldığı—- gösterdiğini, davalılardan — adına kayıtlı —– ile intifa hakkı kurulduğunu, bu kapsamda davalı şirket ile— tarihinde — ve işleticilik sözleşmesi yapıldığını, sözleşme kapsamında davalının —- işletmeye başladığını, sözleşmenin fesih edildiği 18/09/2010 tarihine kadar faaliyetini sürdürdüğünü, davalılardan — sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, —duyuru yayınladığını, — tarihine kadar tüm sözleşmelerin ve bu kapsamda kira sözleşme süresinin 5 yıldan fazla olamayacağına ve bu tarih itibarı ile bu sözleşmelerin süresinin sona ereceğine karar verdiğini, 12/03/2009 tarihli duyuru sebebi ile öngörülen 15 yıllık süreyi açan kısım yönünden ifanın hukuken ve fiilen imkansız hale geldiğini, intifa hakkının 18/09/2010 tarihinde sona erdiğini, feshin müvekkili tarafından davalıya noter ihbarnamesi ile bildirildiğini, 4054 sayılı yasanın 56. Maddesi ile 4. Maddesi ve BK ‘nun 63 ve 64 maddeleri çerçevesinde tarafların birbirlerine verdikleri her şeyin iadeye tabi olduğunu, — kullanılamayacak döneme ilişkin süre ye isabet eden —ödemenin yapıldığı tarihten 18/09/2010 tarihine kadar güncellenmiş — birlikte ödenmesi hususunda davalının ihtar edildiğini, müvekkilinin 15 yıl süre ile kazanç elde edeceğine—- yaptığını, dolayısı ile sözleşmenin süresinden önce sona ermesi sebebi ile müvekkilinin kazançtan mahrum kaldığını belirterek bu miktarın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen — sözleşmelerinin sonlandırılmasına ilişkin olarak davalı şirket ve şahısların herhangi bir yazılı müracaatı veya eylemi söz konusu olmadığı, aksine kusurlu ve kötü niyetli işlemleri ile sözleşmeyi sona erdiren davacı .– olmasına rağmen haksız kazanç elde etmeye yönelik olarak temeli olmayan birtakım iddialar ile — bedeli adı altında ücret talebinde bulunduğu, davacı taraf keşide etmiş olduğu ihtarnamede neye ve hangi hesaba dayalı olarak yaptığını bilmediği ve kesinlikle kabul etmediği bir bedel çıkarmış ve tek taraflı haksız olarak yapmış olan bu hesaba ilişkin olarak da işbu davayı ikame ettiği, anılan hesabı ve ihtarnamede yazılı diğer hususları hiçbir şekilde kabul etmediği, davacı–kullanılan yere yapılan —bedelini istediği, davacı şirket tarafından yapılmış olan — kullanıldığı ekonomik değerini yitirdiği, davacı tarafça sözleşme uyarınca teslim edilmiş olan ———- aracılığıyla kendilerine teslim edildiği,—-değerinin davacı tarafından talep edilmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafın her—– olursa olsun — masraflarda bulunacağı aşikar olduğu, dolayısıyla 15 yıl süreli bir sözleşme imzaladığı için —döküldüğü ve sözleşmenin tarafların niyetleri haricinde bir sebepten ötürü sona ermesi iddiasıyla sözleşmeden beklediği menfaati elde edemediği iddiası da gerçeği yansıtmadığı, anılan —– dolayı müvekkil şirketin malvarlığında bir artış da bulunmadığı, anılan iddiaya konu — davacı şirkete ödemeler yapılmış en önemlisi davacı taraf anılan hususları geçerli bir sebebe dayandırarak ifa ettiği, davacı şirketin söz konusu — dolayı beklediği menfaati temin edememesi söz konusu olmadığı, davacı tebliğ hükümlerini bildiği halde sözleşmeyi akdetmiş buna rağmen sözleşmeyi haksız olarak sona erdirdiği, rekabet kanunu tebliğini birden hatırlayarak ve sözleşmeden beklediği menfaatleri temin edemediğini iddia ederek, sözleşmeyi ayakta tutulmasına yönelik hiç bir iş ve işlemde bulunmayarak, davalıların hak ve menfaatini haleldar edecek iş ve işlemlerde bulunarak —- mesnetsiz bir iddia bulunduğu, davalı şahısların kefil olarak sorumluluğu söz konusu olmadığı, açıklanan nedenlerle yasal dayanağı olmayan haksız ve kötüniyetli olarak ikame edilmiş olan davanın reddine, yargılama giderleri ile her bir davalı adına vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, bayilik ve intifa sözleşmesinin —— önce sona ermesi nedeniyle —- yapılan yatırım bedelinin kullanılmayan kısmının tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda — davanın davalı … aleyhine açtığı davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile 21.085,84-TL nin %18 KDV si ile birlikte sözleşmenin sona erdiği — itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine dair karar verildiği, davalılar vekili tarafından kararın temyiz edildiği, —karar sayılı ilamında; taraflar arasında ——davacı tarafından karşılandığı hususunda bir ihtilaf bulunmadığı, mahkemece, mahallinde yapılacak keşif ile davacı tarafından yaptırılan saha betonunun kalıcı yatırım niteliğinde kabul edilip edilmeyeceği,—– sonra da davalıların aynı kalıcı yatırımı kullanarak —devam edip etmediği, bir başka deyişle anılan kalıcı yatırımın taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilerek, şayet bu yatırımın taşınmaza değer kattığının yani davalıların yapılan kalıcı yatırımı kullanarak—devam ettiğinin saptanması halinde bunun davacı tarafından talep edilebileceği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken— uygulaması sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerektiğine dair karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizc— bozma ilamı sonrası yapılan yargılamada usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamı gereğinden olmak üzere davaya konu yerde tüm deliller göz önüne alınarak, davacının iddiası yönünden davacı tarafından yaptırılan saha betonunun kalıcı/sabit yatırım niteliğinde kabul edilip edilmeyeceği, akdin feshinden sonra da davalı tarafından aynı sabit yatırımlar kullanılarak bunlar üzerinden fayda sağlanıp sağlanmadığı, ticaretine devam edip etmediği yani sayılan yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığının tespiti noktasında ve bir inşaat bilirkişisi ve bir—sektör bilirkişisi eşliğinde keşif yapılmak suretiyle dosyanın—- talimat yazıldığı, talimat mahkemesince alınan raporda özetle; keşif günü itibariyle——– üzerinde yapılan inceleme neticesinde,— —faal olduğu, — devam ettiği, bahse konu —mevcutta olmadığı, sahanın — olduğunun tespit edildiğine dair rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüş, alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilmiş ve hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 731,45-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 60-TL yurt dışı tebligat ücreti ve 110-TL gider avansı olarak toplam 170-TL nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen 7.909,70-TL-nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.