Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/322 E. 2023/464 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/322 Esas
KARAR NO : 2023/464

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2021
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişki sonucu Müvekkilince, davalı şirketin oteline——konstrüksiyon işlerinin yapılmış ve buna dayalı olarak ekteki
—–ekstresinden görüleceği üzere toplam 31.600.00 -TL bakiye alacağın bulunmakta olduğunu,
Bu bakiye hususunda bütün mail yazışmaları, telefon görüşmeleri ve şifahi görüşmeleri sonuç
vermediğinden alacağın tahsili için davalı borçlu aleyhine —-. İcra Md. ’nün ——
sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış, ancak borçlu tarafından 15.03.2021 tarihinde takipteki
borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz edilmiş, İcra müdürlüğünün borçlunun takibe itirazı nedeniyle icra
takibini durdurma kararı vermiş olduğunu,gerek müvekkilinin gerek davalı şirketin muhasebe kayıtları ile Ticari defter ve dayanaklarında, gerekse maliye BA/BS kayıtlarında alacakları sabit olmasına rağmen davalı borçlunun hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet vermiş olduğunu, icra takibine yapılan bu itiraz hukuki dayanaktan yoksun olup zaman kazanma gayesi ile gerçekleştirilmiştir ve iptalinin gerekmekte olduğunu,
müvekkilinin yapmış olduğu davaya konu işler davalının adresindeki otel için yapılmış olup, davalının
bu işlere ilişkin faturaları defterlerine kötü niyetle işlememesi ya da işin inkâr edilmesi halinde
mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi marifeti ile de yapılan işler görülüp tespit edilebilecek olduğunu,
bu ihtimalde mahallinde keşif yapılarak mahalde yapılan işin görülerek ve diğer delillerle birlikte ele
alınarak yapılan işe ilişkin olarak bilirkişi raporu alınmasını talep ettiklerini, müvekkili şirket
uhdesinde bulunan GIB BS form belgesini ekte sunduklarını,
dava şartı niteliğinde olan arabuluculuk yoluna müracaat edilmiş ve bundan sonuç çıkmamış olup,
buna ilişkin evrak suretlerini ekte sunduklarını, Ayrıca Usul ekonomisi ilkesi ve Yargıtay içtihatları
gereği duruşma beklenmeksizin tensip zaptı ile tarafların dava konusu döneme ilişkin BA/BS
kayıtlarının ilgili vergi dairesi müdürlüğünden celbi hususunda ilgili vergi dairesi müdürlüklerine
müzekkere yazılmasını da talep ettiklerini beyan ve iddia ederek,
fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, davalı tarafından
yapılmış bulunan vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 ‘den aşağı olmamak üzere davalının
icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa
tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ve müvekkili şirket arasında 09.01.2020 ve 27.01.2021 tarihli sözleşmeler gereğince, banyo tezgâhı, balkon korkulukları, balkon ayna ve çerçevesi ile giriş bölümündeki ki saçak detayının malzeme – işçilik- montaj bedelleri; 70.000.-TL ve bir diğer sözleşme gereğince de 50.000 .-TL olup, iş bu sözleşmeler gereğince aşağıda belirtilen ödemelerin;
10.01.2020—– 20.000,00 TL para transferi,
28.01.2020 —– 10.000,00 TL para transferi, 17.02.2020 —-5.000,00 TL para transferi, 27.02.2020—— 10.000,00 TL para transferi, 20.04.2020 —– seri nolu 35.000,00 TL bedelli çek, 20.11.2020 —— seri nolu 30.000,00 TL bedelli çek, 28.04.2020 —— 3.200,00 TL para transferi ( —–açıklamalı dekont) 22.03.2020 —– 2.000,00 TL para transferi (—–açıklamalı dekont)
23.07.2020 —— 2.002,10 TL para transferi (——açıklamalı dekont)
01.07.2020 —— 1.001,05 TL para transferi (—– açıklamalı dekont)
19.06. 2020 —– 6.000,00 TL para transferi (——açıklamalı dekont)
08.06.2020 —– 2.000,00 TL para transferi ( ——- açıklamalı dekont) olmak üzere
Toplam 126.200.-TL ödeme yapılmış olduğunu,
müvekkili şirketin sözleşme gereğince üstlendiği edimlerin tamamını yerine getirerek tüm ödemeleri
yapmış, ancak davacı taraf ne üstlendiği edimleri gereği gibi yerine getirmiş ne de süresinde teslim
etmiş, tüm şifahi ihtarlarına rağmen eksikliklerin giderilmemiş olduğunu, davacının da talep ettiği gibi mahallinde keşif yapılırsa ayıplı ürünlerin hepsi tespit edilmiş olacağını, müvekkili şirketin davacının eksik bıraktığı tüm işleri farklı bir firmaya tamamlatmak zorunda kalmış olup, buna ilişkin delillerinin de iş ekte ibraz edilmekte olduğunu,
müvekkili ve davacının tüm ticari defter kayıtları incelendiğinde müvekkilinin davacıya her ne nam
altında olursa olsun, hiçbir borcu bulunmadığını, nitekim 15.06.2020 tarihli ibraname ile davacı adına
müvekkili ibra etmiş olup, iş bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın tümden reddinin
gerekmekte olduğunu savunarak, haksız ve hukuki aykırı ikame edilen davanın tümden reddine, davacı tarafın haksız takibi sebebiyle %20 tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, eser sözleşmesi gereğince bakiye hak ediş alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazının İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.Davacı, davalı ile imzalanan sözleşme ile davalıya ait oteldeki— işlerinin üstlenildiğini, işlerin eksiksiz olarak tamamlanıp davalıya teslim edilmesine rağmen davalı tarafından bir kısım ödeme yapılmasına rağmen bakiye hak ediş alacağının ödenmediğini, bakiye hak ediş alacağının ödenmesi için icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —–. İcra Dairesi—— Esas sayılı İcra Dosyası UYAP üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —–Vergi Dairesinden davalının BA-BS kayıtları celp edimiş,—— Ticaret Odasından tarafların sicil kaydı bilgileri celp edilmiş, 27.03.2023 tarihli bilirkişi heyeti raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.Bilirkişi heyetinin tarihli raporunda özetle, “…Her türlü hukuki tavsif, Nihai Karar ve İcra Tazminatı Taleplerinin takdiri Yüce Mahkeme’ ye ait olmak üzere, Dava ve İcra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Davacı Şirketin Ticari Defterlerindeki kayıtları ve Müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre,Davacı Şirketin 31.600.- TL ASIL ALACAK TALEBİ üzerinden harçlandırmak suretiyle İtirazın
İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında;
Davacı şirketin davalı şirketten ticari defter kayıtları itibarıyla 31.600.-TL ASIL
ALACAKLI durumda olduğu,
Davacının sözleşmelerde bahsedilen işlerin tamamını yaptığı, taraflarca imzalanmış
hakediş raporu bulunmadığı, davacının yapılan işlere dair 70.000 + 50.000 = 120.000
TL + %18 KDV = 141.600 TL fatura düzenlediği, bunun karşılığı olarak 110.000 TL
aldığı, davalının yaptığını beyan ettiği ödemelerin davacıya yapıldığını
kanıtlayamadığı, takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacının bakiye alacağının
31.600 TL olduğu, Taraflar arasındaki eser sözleşmesi nedeniyle davacının bakiye alacak iddiasında
bulunduğu, davalının ayıplı ve eksik ifaya dayalı savunmalarının ispata muhtaç olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir. Borç doğuran sözleşmelerden birisi olan “Eser sözleşmesi”, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” biçiminde tanımlanmıştır.
Eser sözleşmeleri iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bir tür iş görme sözleşmesidir. Yüklenici, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, fen, teknik ve sanat kurallarına uygun olarak yaparak ve zamanında tamamlayarak iş sahibine teslim etmekle yükümlüdür. Eser sözleşmelerinde “eser” ve “bedel” olmak üzere iki temel unsur vardır. Bu sözleşmelerde yüklenici istenen özellikte eseri meydana getirmeyi, iş sahibi de bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi üstlenmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlü olup, HMK’nın 190. maddesinin 1. fıkrasına göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğundan; yüklenici, sözleşmeye uygun olarak eseri meydana getirip teslim ettiğini, iş sahibi de sözleşmede kararlaştırılan ve teslimle muaccel hâle gelen iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır. (Yargıtay HGK —- Esas —–Karar sayılı ilamı)Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir.TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır.TBK’nın 477/1. maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir.

Bu açıklamalar ışığında somut dosya değerlendirildiğinde; tarafların ticari defter ve kayıtları ile BA BS formları üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olmadığı, davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibrazından kaçınıldığı anlaşılmıştır. Ancak yapılan bilirkişi incelemesinde davacı ticari defter ve kayıtlarında davalıdan bakiye 31.600,00-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı tarafından ayıp ve eksik iş iddiasında bulunulmuş ise de; alınan bilirkişi raporundaki teknik tespitler nazara alındığında davalının iddialarını ispat edemediği gibi TBK 474 ve 477 md gereğince süresi içerisinde yapılmış bir ayıp ihbarı da bulunmadığından davalının bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir. Yine belirtmek gerekir ki, davalı tarafça eserin eksik ifa edildiği ileri sürülmüş ise de bu yönde sunulmuş somut bir delil bulunmadığından davalının eksik işe yönelik itirazlarına da itibar edilmemiştir.
Davalı tarafından davacı alacağı için ödeme yapıldığını, ibra sözleşmesi imzalandığını ve davacının bakiye alacağının bulunmadığını beyan etmiş ise de; dosya kapsamında alınan bilirkişi heyet raporu, tanık … beyanı dikkate alındığında davalının ödeme ve ibraya yönelik iddiasını ispat edemediği,—– davacı şirketi temsile yetkili olmadığının alınan sicil kaydı ile sabit olduğundan ibranın davacı şirket yönünden hüküm ifade etmediği, davalı şirketin defter ibrazından kaçındığı da nazara alındığında ödeme ve ibraya yönelik taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmış, bu yöndeki davalı beyanlarına itibar edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının bakiye alacak talebinin yerinde olduğu anlaşılmış, davanın kabulüne, davalının —–. İcra Dairesi’nin—— esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, 36.100,00-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.

İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. (—— Yukarıda açıklanan gerekçelerle dosyaya konu alacağın (eser sözleşmesine konu hakediş alacağı) yargılamayı gerektirmesi sebebiyle alacağın likit olmadığı anlaşıldığından, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının—– İcra Dairesi’nin——- esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, 36.100,00-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli karar harcı 2.158,60-TL’den davacı tarafça yatırılan 381,65-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 158,00-TL harç olmak üzere toplam 539,65-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.618,95-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 381,65-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 116,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 5.250,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.434,3‬0-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

TASHİH ŞERHİ
Her ne kadar mahkememizin 01/06/2023 tarihli duruşmasının —–numaralı kısa kararında miktar olarak 36.100,00-TL asıl alacak yazılmış ise de, davanın miktarının 31.600,00-TL olduğu anlaşılmakla hükmün —- numaralı maddesinde yer alan “Davanın KABULÜNE,
-Davalının —–. İcra Dairesi’nin—— esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, 36.100,00-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin DEVAMINA,” şeklindeki ibarenin “Davanın KABULÜNE,
-Davalının —- İcra Dairesi’nin —— esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, 31.600,00-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin DEVAMINA, ” şeklinde düzeltilmek suretiyle hükmün TASHİHİNE,Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.