Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/319 E. 2022/157 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/319 Esas
KARAR NO : 2022/157

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2021
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı, —— arasında ücret ödemeksizin, —— gerçekleştirdiği, işbu davamızın konusunu oluşturan ihlalli geçişlerden doğan davacı şirket alacakları, delillerimiz olan, İhlalli —sunduğu, geçiş ücretleri ve bu ücretlere ait 6001 s.k. m.30/5 hükmünün getirdiği yasal cezanın ödenmemesi üzerine yukarıda esas numarası yazılı icra takip dosyası üzerinden icra takibine girişildiği, davalı ise icra takibine itiraz ettiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddeleri uyarınca müddei iddiasını ispatla mükellef olduğu, delil olarak dayandığımız belgelerden, davalı borçlunun itirazının mesnetsiz olduğu ve ücretli geçiş noktasından, ücret ödemeksizin ihlalli geçiş sağlamak suretiyle, işletmeci müvekkil şirkete borçlu hale geldiği aşikar olduğu,— hakkı olmayıp, geçiş ücretinin kabul edilip, cezanın reddedilmesinin hukuken kabulü mümkün olmadığı, —–geçiş bedelini muntazam şekilde ödediğini ispat yükü, davalı borçluya aittir. Zira ödemelerini muntazam yapan kişi, hukuki mesnediyle iddiasını ispatla mükellef olduğu, davalı borçlunun,—- geçiş ücretlerini ödemediği müvekkil şirket kayıtlarından görülmekle; icra takibine itiraz eden davalı borçlunun itirazında haksız olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Ayrıca alacağın miktarı da ilgili yasal mevzuat çerçevesinde belirlenmiş olduğundan davalı tarafça bilinebilir ve likit nitelikte olduğu, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden ve icra dosyasında haksız bir şekilde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğundan davacı yararına İİK’nın 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, dört katı tutarında ceza 6001 s. Kanunun m.30/5 hükmü gereğince getirilmiş olup, sayın mahkemenin, tarafımızın ve davalı borçlunun, taktir hakkı olmadığı ortada olduğu, araç maliki, bahsi geçen kanun hükmü uyarınca, ücret ödemeksizin yapılan ihlalli geçiş sebebiyle, 15 gün içerisinde ilgili geçiş ücreti de ödenmediğinden, açık kanun hükmü uyarınca 4 katı tutarındaki cezayı da ödemek durumunda kalacağı, açıklanan nedenlerle davamızın kabulü ile—esasayılı dosyasında davalının icra takibine vaki itirazının iptaline takibin devamına, davalı borçlu tarafından icra takibine haksız bir şekilde itiraz edildiğinden icra takibine konu alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkilimize ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, peşin olarak ödenen yargılama giderleri ve harçlarla tespit edilecek——- ücretinin davalı borçludan tahsili ile müvekkilimize verilmesine, karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca müvekkil aleyhine tesis edilen ceza hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davacı yanca tesis olunan cezalar davacının kusurundan ileri gelmiş olup kişinin kendi kusurundan faydalanması hukukun genel ilkeleri ile bağdaşmadığı, davacının geçiş ücretinin tahsilinde kullanmakta olduğu ve davaya konu cezaların doğumuna — şekilde çalışmasının halen sağlanamamış olduğu —-olduğu, hem — hesaplarından tahsilat yapıldığı, hem de tahsilat yapılan bu geçişlerden ihlalli geçiş yapılmışcasına cezai işlem mahiyetinde 4 kat bedel talep edilmesi gibi hususlardan dolayı çıkan sorunlar herkesçe bilinmediği, kabahatler kanununda bulunan açık hüküm gereği cezanın muhatabına tebligat yapılmaksızın aleyhine ceza tesis olunması mümkün olmadığı, davalının davaya konu trafik cezaları yönünden hiçbir kusuru bulunmadığı, kanaatimizce somut olayda açık kanun boşluğu bulunmadığı açıklanan nedenlerle davacı yanın tazminat taleplerinin ve haksız davanın reddini, takip konusunun %20sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasını ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle,— esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu,– incelenmesinde; — başlatılan takibin alacaklısının — asıl alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu şirkete— edildiği, davanın—asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın; davalıya ait araçların — arasında davacının geçiş hak ve yükümlülüklerini üstlendiği –geçiş ücretini ödemeyerek ihlalli geçiş yaptığı iddiasıyla başlatılan takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, geçiş tarihlerinde davalının– hesabının bağlı olduğu hesapta bakiye bulunup bulunmadığı varsa miktarı, davalı tarafından kullanılan —göre işlem yapıp yapmayacağı, — durumunda geçiş bedeli ve ceza bedelinin tahsilinin talep etmesinin hukuken mümkün olup olmadığı, bu kaspamda itirazın iptali ve tazminat hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edilmiştir.
–ve ilgili bankaya ayrı ayrı müzekkereler yazılmış, gelen müzekkere cevaplarının incelenmesi neticesinde ihlalli geçiş yaptığı iddia edilen aracın davalı şirket adına kayıtlı olduğu, ihlalli geçiş tarihlerinde — kaydının bulunmadığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı davacı vekili tarafından sunulan deliller, ihlalli geçişe anına ilişkin — cevapları tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde, davalı –araçların davacı tarafın işleteni olduğu —geçiş yaptığı, davacının talep etmiş olduğu — — adlı belgede yer alan geçiş ücretlerinin ihlali geçiş tarihlerindeki tarife ile aracın sınıfı geçiş yeri dikkate alındığında uygun olduğu, davalının ihlali geçiş tarihlerinde– bakiyesinin bulunmadığı, alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik davalı itirazının haksız olduğu, bu nedenlerle haksız itirazın iptali ile likit olan alacağa yapılan itiraz nedeniyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜ ile,
-Davalının– esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline takibin aynen devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan başlangıçta alınan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 21,40-TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-TTK 56/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri— davalı tarafından tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 31,80-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 91,10-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli— — esaslara göre belirlenen 316-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi..