Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/297 E. 2021/1118 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/297 Esas
KARAR NO: 2021/1118
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 24/03/2021
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketine—- plakalı araçta hasar meydana geldiğini, sigortalı araç sürücüsünün kaza esnasında alkollü olması sebebiyle müvekkili sigorta şirketi tarafından ödenen hasar tazminatının ——dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borca, takibe ve tüm işlemlere itiraz ederek takibi durdurduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin aynen devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket adına kayıtlı —— kullanımında iken kaza yaptığını, kazanın oluşumunda alkolün etkisi olmadığını, bununla beraber taraflar arasındaki—— alkolün etkisiyle
meydana gelmiş olması gerektiğini, tek başına sürücünün alkollü olması sigortacıya rücu hakkı veremeyeceğini, kazaya neden olan araç karşı taraf aracı —-plakalı araç olup kusurlu olduğunu, bu yönde inceleme yapılmasını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı sigorta şirketi tarafından —– plakalı araç için ödenen bedelin davalı/sigortalısından rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı,— tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle dava dışı —- araçta hasar oluştuğunu, sigorta şirketi tarafından hasar bedelinin ödendiğini, kaza esnasında davalının alkollü olduğu ve kazanın münhasıran davalı/sigortalının alkollü olması sebebiyle meydana geldiğini—— gereğince davalının oluşan zarardan sorumlu olduğu ve sigorta şirketinin rücu hakkı bulunduğunu, trafik kazası sebebiyle ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın safahatı incelendiğinde; ilk olarak açıldığı —- sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verildiği, usulüne uygun gönderme talebine istinaden dosyanın mahkememize tevzi edilerek iş bu esasa kaydı yapılarak yargılama sonuçlandırılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, sigorta poliçesi, hasar dosyası celp edilmiş,—-üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —- tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Kusur oranları: Sürücü —–plakalı araçtali yolda seyretmekte iken kavşağa yaklaştığında, ‘DUR’ Trafik işareti levhasının ikazına uymayıp durmamış, ve kontrolsüz bir şekilde kavşağa girmiştir. Kavşağa anayoldan gelen ve geçiş önceliğine sahip —- plaka sayılı aracın kendisine çarpmış olmasında, sürücü —–maddelerinde açıklanan kusurları işlediği, kazanın meydana gelmesinde asli ve %75 oranında kusurlu
olduğu,—–kavşağa girecek araçlara sarı fasılalı “YOLVER” trafik uyarı levhası özelliğinde ışıklar yanıp söndürerek sürücüleri uyarmaktadır.—– seyreden sürücüsü —– araç, YOLVER işaret levhası özelliğindeki trafik ışıklarına uyarak kavşağa yaklaşırken hızını düşürmesi, kavşağı dikkatli geçmesi gerekirken hızını düşürmeden kontrolsüzce kavşağa girmiş yeterli dikkat ve özeni göstermemiş olup kazaya karışmıştır. Sürücü —– kusuru işlediği, kazanın
meydana gelmesinde tali ve %25 oranında kusurlu olduğu, —plakalı araç sürücüsü— kaza anında —alkollü olduğu, alkol etkisiyle güvenli araç sürüş yeteneğini kaybettiği, kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana gelmediği, Kazaya neden olan —- poliçe numarası ile — olduğu, kazada araç başına maddi hasar teminat limiti —- olduğu, Araç hasar bedeli—- ödeme yapıldığı,—- yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yine 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Ayrıca 2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü 6762 sayılı TTK’nun 1281. Maddesi (6102 sayılı TTK’nın 1409. maddesi) hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Somut olayda, dava konusu kazanın oluşumunda sürücü —- yönetimindeki —— plakalı araçtali yolda seyir halindeyken kavşağa yaklaştığında, “DUR” Trafik işareti levhasının ikazına uymayıp durmadığı ve kontrolsüz bir şekilde kavşağa girdiği, kavşağa anayoldan gelen ve geçiş önceliğine sahip —yönetimindeki –plaka sayılı aracın kendisine çarpmış olması karşısında dava konusu kazanın oluşumunda asli ve %75 oranında kusurlu olduğu, —– YOLVER işaret levhası özelliğindeki trafik ışıklarına uyarak kavşağa yaklaşırken hızını düşürmesi ve kavşağı dikkatli geçmesi gerekirken hızını düşürmeden kontrolsüzce kavşağa girmiş olması sebebiyle yeterli dikkat ve özeni göstermemiş olup dava konusu kazanın oluşumunda tali ve %25 oranında kusurlu olduğu, dava konusu kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelmediği alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamındaki evraklar ile sabit olduğu anlaşılmıştır. ——- davacının rücu hakkının doğmadığı, dava konusu kazanın münhasıran alkol etkisi altında meydana geldiğin davacı tarafından yöntemince ispat edilememesi sebebiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ——
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 151,51-TL harcın mahsubu ile artan 92,21-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Gerekçeli karar yazım tarihi itibariyle—– üzerinden yapılan kontrollerde arabuluculuk faaliyeti yönünden düzenlenmiş sarf kararı bulunmadığı anlaşılmakla arabuluculuk sarf kararının düzenlenmesi halinde TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca arabuluculuk ücretinin (sarf kararı ile belirlenecek tutarın) davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6–Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde———— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/11/2021